139
bu maç için yapacağım en önemli tespit; teknik heyetimizin nihayet değişiklik ihtiyacını dışa vurduğu ve sırf bu nedenle neeskens'in içine yılmaz vural kaçmış gibi yedek kulübesinin önünde (!) yapmasıydı. ulan şu herkesi kendimize benzetme huyumuzun hastasıyım.
böyle şey olurmu yav.
aynı zamanda barcelona sempatizanı olduğum için bu adamcağızı önceden de rijkaard'ın arkasında izlemiştim. elindeki boktan deftere notlar alıp rijkaard'ın kulağına bir şeyler pısırdayan, arada bir maça girecek adama kağıt üzerinde taktik veren biri idi. galatasarayımıza geldiği ilk günden beri de bu rolü oynuyordu. sanıyorum kulüp yönetimi son üç-dört maçtaki başarısızlıkları nedeni ile rijkaard-neeskens ikilisine zılgıt çekip, teknik ekibe; maça oyun içerisinde müdahele etmesi gerektiği konusunda direktif vermiş.
iyi de babacım; sen de, patronun rijkaard da bu zılgıtı yanlış anlamışsınız. yönetim, maç içinde gerekirse santrofor adedini arttırmanız gerektiğini filan kastetmiştir. kenara gelip yılmaz vural taklidi yapmanızı değil. hele maç 2-0 dan 2-2 olunca o kulübeye geri geri kaçıp patronun rijkaard'ın sahneye çıkarak fatih terim tarzı gaz hareketleri vardıki, evlere şenlik.. ahahaha..
haaa.. bir de bu yılmaz vural taklidini yanlış anladığın şuradan belliydi sayın neeskens; yılmaz vural gibi bir "canımın yongası" (bkz: mal canın yongasıdır) bile baroş'a 90 dakika tahammül gösterip takımı sahada 10 kişi oynatıp orta sahayı bir ileride bir geride yorup maçtan düşürerek o kadar pozisyon verilmesine neden olmazdı.
teknik taktik eleştirisimi??
ne teknik taktik eleştrisi kardeşim! bu takımın bu sezonun başından beri bir teknik ekibi yok ki neyini eleştirelim! sadece futbolcunun kişisel yetenekleri üzerinden kumar oynayarak kendini teknik ekip zannedenler yatsın kalksın bu seferde keita'ya ve her zamanki gibi gerçek aslan sabri'ye dua etsinler. yoksa folluk olmuştuk.
edit: türk dil kurumu sözlüğüne göre sadece bir tanımı olan şaklaban kelimesini kullanmanın sözlüğümüzdeki karşılığı, entry'nin silinmesi imiş. bunu da öğrenmiş olduk.
şaklaban: a. basit şakalar yaparak herkesi güldüren, şakacı kimse.
http://tdkterim.gov.tr/...aban&ayn=tam
böyle şey olurmu yav.
aynı zamanda barcelona sempatizanı olduğum için bu adamcağızı önceden de rijkaard'ın arkasında izlemiştim. elindeki boktan deftere notlar alıp rijkaard'ın kulağına bir şeyler pısırdayan, arada bir maça girecek adama kağıt üzerinde taktik veren biri idi. galatasarayımıza geldiği ilk günden beri de bu rolü oynuyordu. sanıyorum kulüp yönetimi son üç-dört maçtaki başarısızlıkları nedeni ile rijkaard-neeskens ikilisine zılgıt çekip, teknik ekibe; maça oyun içerisinde müdahele etmesi gerektiği konusunda direktif vermiş.
iyi de babacım; sen de, patronun rijkaard da bu zılgıtı yanlış anlamışsınız. yönetim, maç içinde gerekirse santrofor adedini arttırmanız gerektiğini filan kastetmiştir. kenara gelip yılmaz vural taklidi yapmanızı değil. hele maç 2-0 dan 2-2 olunca o kulübeye geri geri kaçıp patronun rijkaard'ın sahneye çıkarak fatih terim tarzı gaz hareketleri vardıki, evlere şenlik.. ahahaha..
haaa.. bir de bu yılmaz vural taklidini yanlış anladığın şuradan belliydi sayın neeskens; yılmaz vural gibi bir "canımın yongası" (bkz: mal canın yongasıdır) bile baroş'a 90 dakika tahammül gösterip takımı sahada 10 kişi oynatıp orta sahayı bir ileride bir geride yorup maçtan düşürerek o kadar pozisyon verilmesine neden olmazdı.
teknik taktik eleştirisimi??
ne teknik taktik eleştrisi kardeşim! bu takımın bu sezonun başından beri bir teknik ekibi yok ki neyini eleştirelim! sadece futbolcunun kişisel yetenekleri üzerinden kumar oynayarak kendini teknik ekip zannedenler yatsın kalksın bu seferde keita'ya ve her zamanki gibi gerçek aslan sabri'ye dua etsinler. yoksa folluk olmuştuk.
edit: türk dil kurumu sözlüğüne göre sadece bir tanımı olan şaklaban kelimesini kullanmanın sözlüğümüzdeki karşılığı, entry'nin silinmesi imiş. bunu da öğrenmiş olduk.
şaklaban: a. basit şakalar yaparak herkesi güldüren, şakacı kimse.
http://tdkterim.gov.tr/...aban&ayn=tam