27
galatasaray'ın bu sezon en zorlanacağı maçlardan biri.
peşinen söyleyeyim , arkamdan, "yenip galatasaray'ın tökezlemesini bekleyenleri üzeceğimiz maç olacak" diye yazanlar olacaktır. hayatım boyunca pollyannacılık oynayarak kendini kandırmanın bir fayda sağladığını görmedim. takımın kazanıyor olması veya kazanması da bu gerçekleri değiştirmiyor.
ben bu maçta seyircinin azalacağını, kaybedeceğimizi ve matematiksel olarak değil ama psikolojik olarak şampiyonluk havasından kopacağımızı düşünüyorum. ilk haftalardaki rüzgar biraz dağıldı , zaten zorlama maç kazanıyorduk, bu şekilde maç kazanmaya devam ediyoruz ama en zayıf takımlara karşı bile bir varlık gösteremiyoruz. "iyi oynadık" denen maçlara bakın , tek üstünlüğümüz topla oynama yüzdeleri.
- bruma haricinde pozisyon yaratacak hiç bir alternatifimiz yok.
- takım langırt misali oynuyor ve aralarında 25 er metre mesafe var.. herkes durup topun kendisine gelmesini bekliyor ve pas alternatifi en fazla 1 olunca topu alan kaçacak yer arıyor ya da sürekli olarak geriye dönmek zorunda kalıyor.
- selçuk , "oyun kurucu" sıfatına rağmen ön libero gibi sadece güvenli pası tercih ediyor, ama ön libero meziyetlerinin hiç birini yapamıyor. artık attığı ara paslar da yerini bulmuyor. onun yapmadıklarını da tolga yapmaya çalışıyor ama onun da bu meziyetleri yok malesef.
- bruma haricinde kanat oyuncumuz belli değil. yasin, sürekli bir şeyler yapacakmış gibi görünüp aslında hiç bir şey yapamıyor. podolski ağır, sinan maç temposu kazanabilecek kadar süre alamıyor.
- sağ bek kangren gibi. linnes 1 maç oynuyor, kötü olunca bir daha oynatılmıyor. cavanda 1 maç kötü oynuyor bir daha kadro yüzü göremiyor. bu adamlar takıma nasıl alışacak ki bu şekilde? sanki çok güvenli bir adammış gibi sabri'ye dönüyoruz. hata bile yapsa linnes ya da cavanda'dan birinde ısrar edilmesi gerekir.
- carole, bruma ve hatta bu görüntüyle eren'in alternatifi yok kadroda. yeni transferlerden josue, sigthorsson, de jong, cavanda ve serdar 9. hafta itibariyle 0 (sıfır) katkı sağladılar takıma ki bu resmen skandaldır. geçen seneki kadro berbat olduğu için 9-10 tane adam aldık hala geçen seneki kadroyu izliyoruz. tek fark bruma, ve top gelirse eren (ama gelmiyor) ki onlar da zaten gösteriyor etkisini.
- chedjou, hakan, semih, serdar dörtlüsünden adam akıllı bir stoper tandemi çıkabileceğine inanmıyorum. bu şekilde kolay gol yemeye devam edeceğiz.
- sneijder çok kötü. bu haliyle takımda hiç bir işe yaramaz. sol tarafta oynuyor sürekli anlamsız şekilde ve pas alış-verişi haricinde bir meziyeti kalmadı. maalesef bu sene podolski de oyun içinde yok.
- inanılmaz düşük tempoyla ve sıkıcı bir oyun oynuyoruz. kapanan bir takıma karşı duran toplar veya bruma'nın extra çabası haricinde bir olayımız yok.. selçuk, stoper ve beklerin kendi arasında top çevirme bölümlerini hızlandırıp geçmek istiyor insan. bu kadar ağır oynayarak defansta boşluk bulmak için rakibin dersimspor ayarında olması lazım.
peşinen söyleyeyim , arkamdan, "yenip galatasaray'ın tökezlemesini bekleyenleri üzeceğimiz maç olacak" diye yazanlar olacaktır. hayatım boyunca pollyannacılık oynayarak kendini kandırmanın bir fayda sağladığını görmedim. takımın kazanıyor olması veya kazanması da bu gerçekleri değiştirmiyor.
ben bu maçta seyircinin azalacağını, kaybedeceğimizi ve matematiksel olarak değil ama psikolojik olarak şampiyonluk havasından kopacağımızı düşünüyorum. ilk haftalardaki rüzgar biraz dağıldı , zaten zorlama maç kazanıyorduk, bu şekilde maç kazanmaya devam ediyoruz ama en zayıf takımlara karşı bile bir varlık gösteremiyoruz. "iyi oynadık" denen maçlara bakın , tek üstünlüğümüz topla oynama yüzdeleri.
- bruma haricinde pozisyon yaratacak hiç bir alternatifimiz yok.
- takım langırt misali oynuyor ve aralarında 25 er metre mesafe var.. herkes durup topun kendisine gelmesini bekliyor ve pas alternatifi en fazla 1 olunca topu alan kaçacak yer arıyor ya da sürekli olarak geriye dönmek zorunda kalıyor.
- selçuk , "oyun kurucu" sıfatına rağmen ön libero gibi sadece güvenli pası tercih ediyor, ama ön libero meziyetlerinin hiç birini yapamıyor. artık attığı ara paslar da yerini bulmuyor. onun yapmadıklarını da tolga yapmaya çalışıyor ama onun da bu meziyetleri yok malesef.
- bruma haricinde kanat oyuncumuz belli değil. yasin, sürekli bir şeyler yapacakmış gibi görünüp aslında hiç bir şey yapamıyor. podolski ağır, sinan maç temposu kazanabilecek kadar süre alamıyor.
- sağ bek kangren gibi. linnes 1 maç oynuyor, kötü olunca bir daha oynatılmıyor. cavanda 1 maç kötü oynuyor bir daha kadro yüzü göremiyor. bu adamlar takıma nasıl alışacak ki bu şekilde? sanki çok güvenli bir adammış gibi sabri'ye dönüyoruz. hata bile yapsa linnes ya da cavanda'dan birinde ısrar edilmesi gerekir.
- carole, bruma ve hatta bu görüntüyle eren'in alternatifi yok kadroda. yeni transferlerden josue, sigthorsson, de jong, cavanda ve serdar 9. hafta itibariyle 0 (sıfır) katkı sağladılar takıma ki bu resmen skandaldır. geçen seneki kadro berbat olduğu için 9-10 tane adam aldık hala geçen seneki kadroyu izliyoruz. tek fark bruma, ve top gelirse eren (ama gelmiyor) ki onlar da zaten gösteriyor etkisini.
- chedjou, hakan, semih, serdar dörtlüsünden adam akıllı bir stoper tandemi çıkabileceğine inanmıyorum. bu şekilde kolay gol yemeye devam edeceğiz.
- sneijder çok kötü. bu haliyle takımda hiç bir işe yaramaz. sol tarafta oynuyor sürekli anlamsız şekilde ve pas alış-verişi haricinde bir meziyeti kalmadı. maalesef bu sene podolski de oyun içinde yok.
- inanılmaz düşük tempoyla ve sıkıcı bir oyun oynuyoruz. kapanan bir takıma karşı duran toplar veya bruma'nın extra çabası haricinde bir olayımız yok.. selçuk, stoper ve beklerin kendi arasında top çevirme bölümlerini hızlandırıp geçmek istiyor insan. bu kadar ağır oynayarak defansta boşluk bulmak için rakibin dersimspor ayarında olması lazım.