469
bana göre hakkındaki olumsuz eleştiriler sezon başından beri yapılan serdar aziz, emrah başsan, hamit altıntop ve sabri sarıoğlu sözleşmeleri ile alakalı. onların birikmişi bu arkadaşa patlıyor.
transferini istemeyen biri olarak takıma doğrudan katkısı olacak ilk isim diyebilirim bu sezon attığımız imzalar arasında.
her şeyden önce bu adamın muadillerinin fiyatı; ingiltere, çin, fransa ve son olarak italya gibi sermaye zenginlerinin musallat olduğu ligler sebebiyle uçtu gitti. işte milik. bonservisi 32 milyon eu. erenle aralarında 28 milyon eu fark var. sanırsın ki adam van nisselroy. futbol ekonomisi 2 sezon öncesinden çok farklı. eren de belirli özellikleri olan bir adam. aynı ismi ya 20 yaş altında daha kimse bilmiyorken bulacaksın ya da parayı bayılacaksın. şimdi eren kasımpaşa'ya 2,5 milyon eu'ya gelmiş ve 1,6 milyon eu maaş alıyormuş. bu şartlar altında imza atılan bedeller iyi diyemesek de fena değil. çünkü fırsat transferi olarak karşımıza çıkmadı. kasımpaşa'da bildiğin iyi performans gösterdi. ayrıca bu ligin bug'ı olan özelliklere sahip bir oyuncu. güçlü, hava toplarında etkili ve kesinlikle hücumda istasyon olabilecek tarzda... ayrıca yaşı 28 ve futbolunun en verimli çağında. üstelik şunu söyleyebilirim, aynı eren şu an bundesliga'da oynuyor olsa bonservisi en az 10 milyon eu'ydu.
e deminden beri övüyosun, o zaman neden istemedin adamı diyeceksin. hücum hattımızda podolski, bruma ve sinan var. kendi kendime dedim ki senelerdir atletico'nun, dordund'un, klopp'dan sonra liverpool'un oynadığı futbola benzer bir oyun ortaya koyabiliriz. yerleşik hücumda bile dripling yeteneği yüksek çok sayıda oyuncu sayesinde rakibin yerleşik savunmasını çok rahat bozarak. o nedenle transferi mümkün isimler arasından niasse'yi istiyordum. dar alanda etkili, güçlü, yüksek dripling yeteneğine sahip, çok yönlü, sahada bol bol gezen ve iyi son vuruşları olan bir oyuncu.
ama neticede bu tarz meselesi. eren klasik çözüm. merkez santrafor. ayrıca bu isme beşiktaş'ın da talip olmasının bize eren'in maaşında ekstradan 200-300 bin eu'ya patladığını düşünüyorum. neticede şampiyonlar ligi'nde oynayacak bir takımı reddederek, seneye uefa'dan avrupa kupalarına katılma izni alıp alamayacağı belli olmayan bir takıma geldi. tabi ki en az beşiktaş'ın verdiğini vermemiz gerekiyor oyuncuya.
ve son olarak; forveti çok iyi besleyen bir takıma geldim dedi eren. oyuncu ne istediğini biliyor. yani romantizm duygusuyla değil. analitik düşünce ile. bu önemli. bana göre başarılı olacaktır. belki sürekli 11 oynar, belki forvette sinan ve podolski ile rotasyona girer. sakatlık durumu, sezon içerisindeki performans eğrisi belirleyici olacaktır. fakat rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki çok uzun zamandır sahip olduğumuz en iyi forvet hattı var elimizde. isim isim değil fakat birbirlerini tamamlamaları bakımından bu sezon galatasaray'ı savunan süperlig takımları baya zorlanacaklardır.
yeter ki orta sahaya alınacak o son 2 ismi doğru seçelim.
transferini istemeyen biri olarak takıma doğrudan katkısı olacak ilk isim diyebilirim bu sezon attığımız imzalar arasında.
her şeyden önce bu adamın muadillerinin fiyatı; ingiltere, çin, fransa ve son olarak italya gibi sermaye zenginlerinin musallat olduğu ligler sebebiyle uçtu gitti. işte milik. bonservisi 32 milyon eu. erenle aralarında 28 milyon eu fark var. sanırsın ki adam van nisselroy. futbol ekonomisi 2 sezon öncesinden çok farklı. eren de belirli özellikleri olan bir adam. aynı ismi ya 20 yaş altında daha kimse bilmiyorken bulacaksın ya da parayı bayılacaksın. şimdi eren kasımpaşa'ya 2,5 milyon eu'ya gelmiş ve 1,6 milyon eu maaş alıyormuş. bu şartlar altında imza atılan bedeller iyi diyemesek de fena değil. çünkü fırsat transferi olarak karşımıza çıkmadı. kasımpaşa'da bildiğin iyi performans gösterdi. ayrıca bu ligin bug'ı olan özelliklere sahip bir oyuncu. güçlü, hava toplarında etkili ve kesinlikle hücumda istasyon olabilecek tarzda... ayrıca yaşı 28 ve futbolunun en verimli çağında. üstelik şunu söyleyebilirim, aynı eren şu an bundesliga'da oynuyor olsa bonservisi en az 10 milyon eu'ydu.
e deminden beri övüyosun, o zaman neden istemedin adamı diyeceksin. hücum hattımızda podolski, bruma ve sinan var. kendi kendime dedim ki senelerdir atletico'nun, dordund'un, klopp'dan sonra liverpool'un oynadığı futbola benzer bir oyun ortaya koyabiliriz. yerleşik hücumda bile dripling yeteneği yüksek çok sayıda oyuncu sayesinde rakibin yerleşik savunmasını çok rahat bozarak. o nedenle transferi mümkün isimler arasından niasse'yi istiyordum. dar alanda etkili, güçlü, yüksek dripling yeteneğine sahip, çok yönlü, sahada bol bol gezen ve iyi son vuruşları olan bir oyuncu.
ama neticede bu tarz meselesi. eren klasik çözüm. merkez santrafor. ayrıca bu isme beşiktaş'ın da talip olmasının bize eren'in maaşında ekstradan 200-300 bin eu'ya patladığını düşünüyorum. neticede şampiyonlar ligi'nde oynayacak bir takımı reddederek, seneye uefa'dan avrupa kupalarına katılma izni alıp alamayacağı belli olmayan bir takıma geldi. tabi ki en az beşiktaş'ın verdiğini vermemiz gerekiyor oyuncuya.
ve son olarak; forveti çok iyi besleyen bir takıma geldim dedi eren. oyuncu ne istediğini biliyor. yani romantizm duygusuyla değil. analitik düşünce ile. bu önemli. bana göre başarılı olacaktır. belki sürekli 11 oynar, belki forvette sinan ve podolski ile rotasyona girer. sakatlık durumu, sezon içerisindeki performans eğrisi belirleyici olacaktır. fakat rahatlıkla şunu söyleyebiliriz ki çok uzun zamandır sahip olduğumuz en iyi forvet hattı var elimizde. isim isim değil fakat birbirlerini tamamlamaları bakımından bu sezon galatasaray'ı savunan süperlig takımları baya zorlanacaklardır.
yeter ki orta sahaya alınacak o son 2 ismi doğru seçelim.
