1755
ayhan uzun süre galatasaray formasını terletmiş, bu takımın kaptanlığını üstlenmiş, zaman zaman oynadığı futbolla taraftarı kızdırsa bile geriye bakıldığında genel anlamda iyi şekilde hatırlanacak bir performansa imza atmış eski bir futbolcumuzdur. ama şahsi fikrim bir galatasaray efsanesi değildir. efsane olmak başka bir şeydir. efsane oyuncu olmanın takımda forma giydiğiniz süre veya elde ettiğiniz başarılar ile ilgisi yoktur olmamalıdır. en basitinden örnek vermek gerekirse, eğer efsanelik forma giyilen süre ile ilgili olsaydı bugün en büyük galatasaray efsanelerinin sabri ve hakan balta olması lazımken, taffarel'in veya melo'nun ise esamesinin okunmaması gerekirdi. eğer efsanelik galatasaray forması giyilen sürede elde edilen başarılar ile ilgili olsaydı bugün emre belözoğlu'nu efsanemiz olarak anmamız gerekirken futbolcu fatih terim'in uzun süre forma giymesine rağmen galatasaray efsanesi olarak anılamaması gerekirdi. efsanelik sadece karakterle ilgili olsaydı ise bu sefer birçok efsane oyuncumuzu bu listeye almamamız, fakat takımda pek de iz bırakmayan ama efendi kişiliğiyle bilinen bazı oyuncuların ise efsane olarak anılmaları gerekirdi.
velhasıl lafı daha fazla uzatmayayım, galatasaray efsanesi (ya da herhangi bir kulübün efsanesi) olmak forma giyilen süre, bu sürede takım ve bireysel olarak elde edilen başarılar, oyuncunun karakteri gibi unsurlara bağlı olsa da bunlardan bağımsız bir olgudur. ve bu noktada şahsi fikrim, ayhan akman her ne kadar galatasaray'a büyük emekler vermiş, önemli katkıları olan ve iyi bir şekilde hatırlanan bir oyuncumuz olsa da bence efsane statüsünde değildir. en basitinden hatırlatmak gerekirse, ayhan denince benim aklıma gelen ilk 2 şey pek oynamadığı bir sezonda jübile jesti olarak kupayı kaldırırken demirören'i ittirmesi ve şu meşhur sırıta sırıta "dışarıda seyirci var mı?" cümlesini kuruşu ise (yani biri olumlu biri olumsuz olan, ama ikisi de sahadaki futboluyla ilgisiz olaylar ise), ayhan akman bir galatasaray efsanesi değildir.
ayhan'ı futbolcu olarak sever beğenirdim, bam üçlüsünün parçası diye aşağılanırken bile ayhan'a haksızlık yapıldığını düşünürdüm; ama ayhan'a efsane demek en başta hagi, hakan şükür, bülent korkmaz gibi, cüneyt tanman, uğur tütüneker, prekazi gibi efsanelerimize haksızlıktır.
velhasıl lafı daha fazla uzatmayayım, galatasaray efsanesi (ya da herhangi bir kulübün efsanesi) olmak forma giyilen süre, bu sürede takım ve bireysel olarak elde edilen başarılar, oyuncunun karakteri gibi unsurlara bağlı olsa da bunlardan bağımsız bir olgudur. ve bu noktada şahsi fikrim, ayhan akman her ne kadar galatasaray'a büyük emekler vermiş, önemli katkıları olan ve iyi bir şekilde hatırlanan bir oyuncumuz olsa da bence efsane statüsünde değildir. en basitinden hatırlatmak gerekirse, ayhan denince benim aklıma gelen ilk 2 şey pek oynamadığı bir sezonda jübile jesti olarak kupayı kaldırırken demirören'i ittirmesi ve şu meşhur sırıta sırıta "dışarıda seyirci var mı?" cümlesini kuruşu ise (yani biri olumlu biri olumsuz olan, ama ikisi de sahadaki futboluyla ilgisiz olaylar ise), ayhan akman bir galatasaray efsanesi değildir.
ayhan'ı futbolcu olarak sever beğenirdim, bam üçlüsünün parçası diye aşağılanırken bile ayhan'a haksızlık yapıldığını düşünürdüm; ama ayhan'a efsane demek en başta hagi, hakan şükür, bülent korkmaz gibi, cüneyt tanman, uğur tütüneker, prekazi gibi efsanelerimize haksızlıktır.
