• 245
    (bkz: #1902585)

    akhisar ile 1.ligde orta sıralara oynayan bir takım olarak yeterince sıkıldım. zaten oyuncuları 1 yıl geçti hala tanıyamıyorum. bir de gol yemezse ölecek hastalığına yakalandılar anasını satayım. büyük takımların hepsine karşı pozisyon bulamadan 1-0 2-0 3-0 gibi skorlarla mağlup oldum. hele oyunda deli gibi para saçan galatasaraya karşı bir maçım var 83 dakika fıstık gibi dayanmışım kalemi gole kapamışım elemanın biri necatinin konyaya attığı gol gibi voleyi çatala taktı. moraller altüst fala derken bir ara 3 maç üst üste kaybettim ve artık bu fuckin takımda daha fazla zaman kaybetmemeye karar verdim. manisaspor ve akhisar ile 50% gibi galibiyet yüzdem vardı. önce hocasını kovan lig sonuncusu eskişehir benimle temasa geçti. işte halimi hatrımı sordular yapabilir misin ne beklersin falan sordular ben de ufak ufak isteklerde bulundum ibneler başkasını aldılar. sonra konya falan soruşturdu bu sefer abi yeter ki alın transfer bütçesi mi maaş bütçesi mi onlar neymiş karın tokluğuna oynarım moduna geçtim. kimse almadı la beni. millet toplantıya çağırıp çağırıp siktiri çekiyor sonrasında. bende sıkıldım böyle oyun mu olur ya dedim. yok uluslararası a lisansı almak için kapıştık sonra pro lisans istedim akhisar bana pışşık onu alalım da git büyüklere he mi atarı bunaldım ve oyunu kapadım. bu sefer oyundaki amatörlüğümü atmış yeni versiyona ayak uydurmuş bir şekilde piyasanın altını üstüne getirmeye karar verdim.

    brezilya ve arjantin dahil 13 ligi içeren bir oyun açtım ve teknik direktör olarak liverpoolun başına geçtim. arkadaş elimde ne güzel bir takım var öyle en ucuz oyuncu 15m€ falan. gerçi transfer bütçem 24m€ ydu ama olsun. canları sağolsun. takımım gayet iyiydi. ilk başta sturridge ,flanangan* ve henderson uzun ve ağır sakatlıkları ile başladım sezona adamlar sakat geldi bana. kadrom gayet alternatifliydi. asistanım divock origi ve jordan ibe'ı kiraya göndermemi istedi. hemen kabul ettim sonra kadromu inceledim. danny ings sezona muhteşem başladı. o kadar iyi başladı ki benteke'yi yedek bırakmak zorunda kaldım. liverpoolun kadrosu şu şekil

    kale
    simon mignolet
    adam bogdan

    sol bek
    alberto moreno*
    jose enrique

    stoperler
    martin skrtel
    dejan lovren
    joe gomez*
    mamadou sakho
    ve tabi ki yeteneksiz kolo toure

    gibi müthiş bir stoper havuzu

    sağ bek
    nathaniel clyne *
    jon flanagan *

    defansif ve normal ortasaha
    emre can
    lucas leiva
    jordan henderson

    ofansif orta saha
    roberto firmino
    adam lallana
    philippe coutinho

    aşağıdakiler de kiralık olarak bu bölgede oynayabilecekler
    divock origi
    jordan ibe
    lazar markovic

    forvet
    daniel sturridge *
    benteke *
    danny ings *

    bu kadro gayet üst düzey bir şekilde mücadele edebiliyor. üstüne ofansif orta saha kadromu sociedadtan sergio canalesi 14 m€ ya alarak güçlendirdim. taktik olarak 4-2-3-1 dar alanı seçiyorum. esas dizilişim şu şekilde

    mignolet
    clyne-skrtel-sakho-moreno
    henderson-allen
    lallana-firmino-coutinho
    sturridge

    bu şekilde sezonu tamamladım. genelde genç ve gelecek vaadeden 3-5 transfer yaptım thiago maia bunların arasında en çok hoşuma gidendi . bunları kiraya yolladım tabi. takımım özellikle sağ kanattan müthiş bindirmeler yapıyor. clyne topu aldı mı arkama yaslanıp onu izliyorum. forvet arkası üçlü sürekli olarak değişiyor her maç 4 ünden de faydalanıyorum. canales duran toplarda çok iyi ayrıca iyi asist yapıyor. firmino muhteşem bir sezon geçiriyor keza lannana da öyle. coutinho bunların yanında biraz sönük kalıyor ama o da fena değil. defansif orta saha kısmım oldukça cezbedici. zira lucas leiva kendisi baya hırçın ve milner genelde yedek oturuyorlar çok sesleri çıkmıyor. emre can ise her yerde oynayabiliyor. sol beke koy oynuyor stoperde oynuyor sağ bekte oynuyor. adam yedek sözde 40 maça çıkmış joker gibi kullandım. defansın ortasında skrtel,lovren ve sakhoyu sürekli değişmeli kullandım. sol bekte de enrique yi zaman zaman kullandım. sağ bek tarafında ise clyne'ın yedeği flanagan sakat olduğundan pek dinlenemedi. hatta 1,5 ay sakatlandı ama emre can ile kurtardım o dönemi. kale zaten sağlamda. forvet ise apayrı zengin. bazen sırf 2 forvetle oynayabilmek için taktik değiştiriyorum. sezon başında sturridge sakatken ings oldukça etkileyici bir performans sergiledi. hatta bu performansı ile milli takıma bile çağrıldı. benteke zaman zaman sakatlansa da güzel katkı verdi. sturridge döndükten sonra hayvansı bir performans sergiledi. adam 5 ay sakat kaldı. döndükten sonra tüm kulvarlarda (fa cup ta oynatmıyordum) toplam 36 gol attı. ligde gol kralı oldu bildiğin. ilk sezon hikayeme geçersek

    başlangıç biraz sarsıntılı oldu. gerek takımı tanıma gerekse taktiğe uydurma evreleri derken ilk maçlar stresli geçti. hatta bir tottenham yenilgisi aldım ki 3-0 ile bildiğin güven durumum düştü. sonra kazana kazana ligin ilk 3-6 bandında ilerledim. kadro uyum sağladıkça galibiyetler gelmeye başladı. arada chelsea'ye 2-1 yenildim tabi o da biraz şüphe uyandırdı. sinan engin belirdi bir an ekranda yaw kardeşim bir derbi maç kazan bea diye bağırdır tırstım. ilk yarının sonlarına doğru manchester united'ı yenerek sinancığımı biraz olsun sevindirebildim. devre arasına doğru sturridge ve henderson takıma katıldı. sakatlıklarını tamamen atlattıklarında inanılmaz katkı vermeye başladılar. takım bildiğin sınıf atladı. sonra ikinci yarı başladı. ligin başında yenemediğim bilic'in takımı bu sefer beni kevgire çevirdi. nasıl atışıyoruz ama bilic reisle. mourinho wenger pellegrini pulis falan hepsi düşman bana. fenerliler gibi siz tek ben hepiniz dedim atıldım ama bilic yutmadı aga. adam 4-1 temiz sildi sahadan. bu arada avrupa liginde de dolu dizgin gidiyorum. sadece grupta st.etienne e bir kez yenildim grubu lider tamamladım 2 eleme turunu da geçtim. yönetim benden 2.eleme turuna çıkmamı bekliyordu en fazla. adamlar ne malmış ya bildiğin fa cup daha zor avrupa liginden. sonra birkaç maç daha toparlanıp tottenham ile iki maç üst üste karşılaştım. biri lig diğeri fa cup. bu arada carling cupta ikinci lig takımına elendiğimi söylemiş miydim ilk maçtan sezon başı. neyse bizim elemanlar tottenham'a öyle bir döşediler ki sturridge 3 tane salladı firmino 35 metreden çaktı sturridge'e dolaaa dolaaa diye bağırdım. sonra 4 gün sonra fa cup ta bir daha anfield a geldiler yine döşedim bu sefer 3-1 ile takım kendinden geçti üst üste maçlar kazanmaya başladı tam üst sıralara yaklaşmışken sarsıcı bir yenilgi aldım üstüne swansea beraberliği tuz biber oldu tabi. lider arsenal ise benden hep 3 maç önde ve arada sürekli 7 puan var. takıma çok sinirlendim. sonra fa cupta bilicspor ile eşleştim. adamlar bildiğin stres atıyor her maç üzerimde. maça başladık 35 dakikada 3 tane sıkıştırdı bizimkiler. bildiğin şu peçeteyi atıp arkaya yaslanma rahatlığıydı. avrupa liginde monaco ile anfield'da berabere kaldım gittim deplasmanda 4-1 çektim sonraki turda da lacivertli bir takım geldi. dedim ki şimdi ananı laciverte boyadım. boyadım da 2 kez yakalamalarına rağmen anfield road'da 4-2 aldım. kadıköyde de 2-0 öndeyken rakip 2-2 yi yakaladı ama sonuçta ben laciverde boyadım yani.

    2000 galatasarayına döndüm bildiğin maçlar erteleniyor sürekli rakipler değişiyor derken bir baktım 5 günde 3 maçım var ikisi deplasman. oharra dedim her maç başlamadan gazetecilere ağladım falan ama nafile. sağlam bir rotasyonla nispeten zayıf 3 maçı da temiz alarak sürdürdüm zirve yürüyüşünü. avrupa liginde bordo ile eşleşmiştim zaten delik teşik ettim. bu sırada takımım inanılmaz uyumlu ve kadroyu o kadar güzel dağıtıyorum ki kimse forma için şikayet etmedi.ligin sonuna geldiğimizde ise işler değişti. oyunculardan bazıları artık yürüyecek mecali kalmamış vaziyetteydi. neyse hem fa cup'ta hem avrupa liginde hem de ligde finale kalmıştım. fa cupta finalde crystal palace geldiğinden bir güzel rotasyonla döşedim. rotasyon dediğim en ucuz oyuncum 13 m€ bonservisli :d. ligde 2 maçım kaldı avrupa liginde de athletic bilbao ile eşleştim. ligde kalan iki maçtan ilki manchester united'dı . eğer yenersem arsenal'in 1 puan önüne geçecem (ligde ilk defa lider oluyorum o şartta). maça başlar başlamaz sturridge koydu çocuğu. 87 dakika direndim bildiğin. moreno salakça penaltı yapınca ağlayacaktım ekran başında. neyse ki mignolet kurtardı. son dakikalar allahını seven defansa ile geçti ve maçı aldım. ligin son maçına hazırdım tabi ki. leicester'a döşeyip o kupa buraya gelecekti. son maça başladık işte derken 10.dakikada gökhancım inler inletti bizim takımı. şoku atlatmaya çalışırken vardy kafa ile bildiğin ağlattı. ben oyuncuları alıyorum 3 forvete döndüm defans çıkarıp canalesi aldım artık taktiğim 3-2-3-3 olmuştu. bildiğin gözyaşlarım akmaya doğru diğer maçların skorlarına da bakayım dedim açtım ikinci yarı bizim maçı izlemiyorum artık (yüklen yapıp bıraktım) canlı skorlardan diğer maçları izlemeye başladım. 84. dakikada swansea arsenal'e çaktı benim evin içinde drogba sevinci ile koşmaya başladım. bildiğin saniyeleri saya saya bekledim ve şampiyonluğu aldım. tabi bozuntuya vermiyorum zira ibneler yüzünden arsenal bir gol atsa bırak golü berabere bitse maç arsenal şampiyon. ikili averajda da genel averajda da üstündüler. soyunma odasında hırçınlaştım. sonra ana menüye geldiğimde türkiyenin en başarılı 10.teknik direktörü olmuşum . ulan dedim şuna bak tek premier lig şampiyonluğu ile neler neler. bu arada chelsea mourinho ile yollarını ayırmış sinyor mancini ile anlaşmıştı. kendilerini yenerken o kadar saygılıydım ki. hiç o cazgır halimden eser yoktu. sonra rahatça athletic bilbaoyu yenerek üçlü yaptım ve oturup arkama yaslandım. tatile gitmeden oyuncularıma seneye gelin de şampiyonlar ligi ön elemesi için oynayan bir takım olalım dedim. ibneler hep birlikte kızdılar. bu sezon başında şampiyonluk dediğimde beni kemerle dövmüşlerdi oysa ki. sonra dilim sürtçtü la ne ön elemesi şampiyon olacaz falan dedim yediler. iki tane oyuncu sadece atar yaptı ya hoca bırak baskı kurma bize dediler. bi baktım biri yedek kaleci adam bogdan diğeri de 17 yaşında bir çocuk öyle wolvesten transfer etmişim. yani dış kapının mandalları. zaten biri tek forvet oynayan takımın 4.forveti. öylesine tutuyorum. diğerinin yerine de yine socieadad tan arjantinli bir kaleci ile sözleşme imzalamışım bonservissiz.

    neyse sezon öncesi topladım takımı nereye götürelim dediler uzak doğu ve amerika vardı tabi ki abd dedim. ben gidemiyorum bari hayallerde gideyim. kamp yaptık falan geldik sonra kiralık oyuncularım döndü takım oldu sana 250 kişi. ne kadar kiralık varmış.ibe origi gibi adamları tekrar kiraya gönderdim. onlarcasını da gönderdim gerçi. markovic durdu o lazım olabilir dedim cl de oynayacaz rotasyon şart. balotelliyi 25 m€ ya psgye okuttum. adam daha geldiğinin 2.haftası antrenmana gelmemeye başlamıştı :d elden çıkardım bildiğin. sonra lovreni de barca istedi 35 e iteledim. transfer bütçem bir anda 100 m€ falan oldu. bir süre bekledikten sonra transfer operasyonuna başladım. önce milandan gianluigi donnarumma'yı 25 m€ ya alıp kiraya verdim. sonra milandan başka bir stoperi istedim bildiğin 40 tan başlayan teklifimi 76 m€ ya çıkardım vermediler. ben de lazio dan de stefan de vrij'i 45 m€ ya aldım. takımın kadrosu zaten iyi daha da transfer yapma gereği hissetmedim. arsenal ile community shield'e çıkacaktım bi baktım klopp benle ilgili konuşuyor. ne olduğunu anlamaya çalışırken meğer wenger emekli olmuş klopp gelmiş. severim sayarım sempatik adamdır kendileri. ama acımadım tabi ki. 2-1 ile aldım community shield'i sağ olsun firmino cum iki tane salladı. sonra avrupa süper kupası için bayern ile oynadım. teknik direktörleri ancelotti olmuştu. acımadan 3-0 ı yapıştırdılar ben kaleye şut bile çekemedim.

    şu ana kadar ki kariyer özetim bu. baya eğlenceli geçiyor liverpool . tek kötü yanı hemen hemen her oyuncuma teklif gelmesi. baya fiyat yükseltti oyuncularım eyvallah da sözleşmeler de geçiriyor yani. bir tek clyne'a pazarlık bile etmedim. 1,39 m€ aylık istedi dedim ben öyle küsüratlarla uğraşmam 1,40 yapalım. elimi öptü helalleştik diğerlerine yok öyle ama uğraştırdım hepsini. clyne ayrı o bambaşka.
App Store'dan indirin Google Play'den alın