1
bundan 15- 20 sene sonra yirmili yaşlarında- ya da taraftar bilincine sahip yaşlarda- olacak galatasaraylıların bizlerin şu sıralar neler çektiğini bilmesi açısından yardımcı olacaktır. birkaç maddede özetlemek gerekirse:
1) başkanlığa geldiği gün "salı günü transfer bombaları patlayacak" demesine ve bundan yaklaşık 12- 13 salı geçmesine rağmen bombaların taraftarın kucağında patlaması
2) yönetime aldığı kişinin köşe yazısından takımı eleştirmesi.
3) sabri sarıoğlu'na verilen 2 katı maaş, kendi kulübünün bile istemediği sadece "maç başı verebiliriz" dediği jem paul karacan'a 600.000 euro sabit ücret + maç başı ve en sinir bozucu olarak ise harçlık niteliğinde verilen 50.000 euro imza parası, bu dönemde takımda bulunan hocanın eski öğrencisi diye bilal kısa'ya - mr. otogaleri gezici- eski maaşının bir hayli fazlasını vermek.
4) takım tarihinin en sevilen adamlarından biri olan melo'nun sözleşme sürecini iyi kontrol edemeyip, transferin son günü melo'nun alternatifi dolmadan- yani bu da kağıt üstünde bir tabir yoksa dolamaz melo'nun yeri hiçbir zaman- satılması.
5) isviçre milli takımının orta sahası blerim dzemaili'nin yıllık ücretinin sadece %30'u karşı taraftan ödenecek şekilde kiralanması.
6) ergin ataman gibi kulüp tarihinin en başarılı basketbol hocasının maaşında indirime gidilmesine rağmen vasıfsız oyunculara ödenen yüksek ücretler.
7) kendi kardeşini yönetime getiren bir başkana sahip olmak.
8) takımın eksikleri 1123581321 km öteden bilinmesine rağmen o eksiklerin neredeyse giderilmemiş olması ki şu sıralar o eksiklerin çoğunu giderebilecek olan adam kevin grosskreutz'un transferinde sorun çıkması.
9) ve son olarak, en hüzünlüsünü, en dramatik olanını sona sakladım. takımın en önemli oyuncusunun, en hırslı, en başarıya aç olan adamının sözleşmesinin halen uzatılmaması. büyük ihtimal sneijder'in yönetim vasıfsızlığı yüzünden gidişini gören efsane nesilde biz olacağız...
1) başkanlığa geldiği gün "salı günü transfer bombaları patlayacak" demesine ve bundan yaklaşık 12- 13 salı geçmesine rağmen bombaların taraftarın kucağında patlaması
2) yönetime aldığı kişinin köşe yazısından takımı eleştirmesi.
3) sabri sarıoğlu'na verilen 2 katı maaş, kendi kulübünün bile istemediği sadece "maç başı verebiliriz" dediği jem paul karacan'a 600.000 euro sabit ücret + maç başı ve en sinir bozucu olarak ise harçlık niteliğinde verilen 50.000 euro imza parası, bu dönemde takımda bulunan hocanın eski öğrencisi diye bilal kısa'ya - mr. otogaleri gezici- eski maaşının bir hayli fazlasını vermek.
4) takım tarihinin en sevilen adamlarından biri olan melo'nun sözleşme sürecini iyi kontrol edemeyip, transferin son günü melo'nun alternatifi dolmadan- yani bu da kağıt üstünde bir tabir yoksa dolamaz melo'nun yeri hiçbir zaman- satılması.
5) isviçre milli takımının orta sahası blerim dzemaili'nin yıllık ücretinin sadece %30'u karşı taraftan ödenecek şekilde kiralanması.
6) ergin ataman gibi kulüp tarihinin en başarılı basketbol hocasının maaşında indirime gidilmesine rağmen vasıfsız oyunculara ödenen yüksek ücretler.
7) kendi kardeşini yönetime getiren bir başkana sahip olmak.
8) takımın eksikleri 1123581321 km öteden bilinmesine rağmen o eksiklerin neredeyse giderilmemiş olması ki şu sıralar o eksiklerin çoğunu giderebilecek olan adam kevin grosskreutz'un transferinde sorun çıkması.
9) ve son olarak, en hüzünlüsünü, en dramatik olanını sona sakladım. takımın en önemli oyuncusunun, en hırslı, en başarıya aç olan adamının sözleşmesinin halen uzatılmaması. büyük ihtimal sneijder'in yönetim vasıfsızlığı yüzünden gidişini gören efsane nesilde biz olacağız...