42
kafanıza bombalar düşse de, üzerinde yer aldığınız 1 m2'lik toprak hariç tüm dünya uzay boşluğunda kaybolsa da, her allah'ın günü gönül verdiğiniz kulübünüzün üzerine siyasi nedenlerle gelse de hükümet, en büyük rakibinizin şike yapmış olduğunun tescillenmediği mahkeme kalmamasına rağmen siyasiler tarafından inatla korunsa da, her fırsatta bu siyasilere yalakalık yapan en kalabalık taraftar grubunuzu izlemek zorunda kalırken ve onlara dokunmaya kimsenin gücü yetmezken, yaptıkları göt göt beyannameler rahatlıkla sözlükte yer bulabilirken fakat bizzat kendileri tarafından en ufak muhalefet kırııntısı gerektiğinde polisle dahi işbirliği yapılarak susturulsa da...
aman sen sakın "ilgi alanımızın dışına" çıkma galatasaray sözlük yazarı.
galatasaray resmi sitesi dahi gerektiğinde lafını söylemekten çekinmese de sen sus.
başını önüne eğ ve ilgi alanımızın dışına çıkma.
hani "etliye-sütlüye" karışmamak derler ya; hani "al-ver" oynayan, ikili mücadelelere girmeyen, gölge pres yapan, hayatta aldığı bir topu 10 santim de olsa önüne oynamayan ön liberolar vardır ya, hah işte onlar gibi ol. burada onların en çok kullandıkları gerekçe "ilgi alanı"dır. hani ön liberoya sorsan, "hücum benim görevim değil" der, "savunmayı savunmacılar yapsın" der, "bindirmeleri kanatlar yapsın" der, "derin topu önümdekiler atsın" der, "uzun topu arkamdakiler atsın" der; diyebilir ya, öyle işte. herkes melo değil elbet. bazıları maldonado doğar, maldonado gider. melo bir kez ölür, maldonado her gün. ama maldonado'ya sorsan, çok uzun yaşamıştır.
hayat biraz da nasıl anıldığınla da ilgilidir galatasaray sözlük yazarı işte.
melo gibi mi yoksa maldonado gibi mi anılacağı insanın elindedir.
çünkü korkuyla zaptedilmiş zihinlere göre korkunun kaynağına tutacağın her ışık, ışık tuttuğun yeri "işleten"lerin, o işletmedeki koltukları ve hatta o işletmeyi kaybetmeleri demek olacaktır.
ve onlar, gemi battığında kendi kamaralarının batmayacağını zannedenlerdir...
allah kimseyi korkuyla ve korkmuş idarecilerin korkuyla yoğrulmuş tamamen subjektif kararlarıyla sınamasın.
aman sen sakın "ilgi alanımızın dışına" çıkma galatasaray sözlük yazarı.
galatasaray resmi sitesi dahi gerektiğinde lafını söylemekten çekinmese de sen sus.
başını önüne eğ ve ilgi alanımızın dışına çıkma.
hani "etliye-sütlüye" karışmamak derler ya; hani "al-ver" oynayan, ikili mücadelelere girmeyen, gölge pres yapan, hayatta aldığı bir topu 10 santim de olsa önüne oynamayan ön liberolar vardır ya, hah işte onlar gibi ol. burada onların en çok kullandıkları gerekçe "ilgi alanı"dır. hani ön liberoya sorsan, "hücum benim görevim değil" der, "savunmayı savunmacılar yapsın" der, "bindirmeleri kanatlar yapsın" der, "derin topu önümdekiler atsın" der, "uzun topu arkamdakiler atsın" der; diyebilir ya, öyle işte. herkes melo değil elbet. bazıları maldonado doğar, maldonado gider. melo bir kez ölür, maldonado her gün. ama maldonado'ya sorsan, çok uzun yaşamıştır.
hayat biraz da nasıl anıldığınla da ilgilidir galatasaray sözlük yazarı işte.
melo gibi mi yoksa maldonado gibi mi anılacağı insanın elindedir.
çünkü korkuyla zaptedilmiş zihinlere göre korkunun kaynağına tutacağın her ışık, ışık tuttuğun yeri "işleten"lerin, o işletmedeki koltukları ve hatta o işletmeyi kaybetmeleri demek olacaktır.
ve onlar, gemi battığında kendi kamaralarının batmayacağını zannedenlerdir...
allah kimseyi korkuyla ve korkmuş idarecilerin korkuyla yoğrulmuş tamamen subjektif kararlarıyla sınamasın.