6
amerika birleşik devletlerinin her sene farklı kıtalarda ünlenmiş bir futbolcuyu bir takımına katmak gibi bir ilkesi olduğu düşündüğüm ligi. kurulduğundan beri kimler gitmedi ki; lothar matthaus'dan tutun david beckham'a, thierry henry'den alessandro nesta'ya kadar. hatta mls'den önce de bu ilkeleri vardı ki o zamanlarda da franz beckenbauer,pele,johan cruyff,yasin özdenak gibi futbolcular amerika'da oynamıştır. işte bunlar hep reklam kokan hareketler ama yine de amerikan futbolu sahalarından bozma futbol sahaları, çekim açıları, tv grafikleri vs dolayısıyla futbol dışında amerikan futbolu, beyzbol, hatta kriket izliyormuşsun hissine kapılmak normaldir.
şu aralar da yılın golü yarışması yapılıyor bu ligde. aday sayısını da dörde indirmişler; thierry henry'nin attığı golde tanıdık bir isim matteo ferrari'yi henry'i tutacağına sanki dördüncü lig forveti tutuyormuş gibi elini öylesine uzatmış uzaklara bakarken yakalıyoruz, henry abi topla buluştuğu anda da bir tur sema dönüşü yapıyor türkiye'de öğrendiği kadar, son golü atan camilo sanvezzo'nun açık ara kazanacağı düşünülüyor ki takım oyunu,son vuruş,akrobatik hareketler vs. şahsen kazanmazsa ayıp ederler diye düşünüyorum.
şu aralar da yılın golü yarışması yapılıyor bu ligde. aday sayısını da dörde indirmişler; thierry henry'nin attığı golde tanıdık bir isim matteo ferrari'yi henry'i tutacağına sanki dördüncü lig forveti tutuyormuş gibi elini öylesine uzatmış uzaklara bakarken yakalıyoruz, henry abi topla buluştuğu anda da bir tur sema dönüşü yapıyor türkiye'de öğrendiği kadar, son golü atan camilo sanvezzo'nun açık ara kazanacağı düşünülüyor ki takım oyunu,son vuruş,akrobatik hareketler vs. şahsen kazanmazsa ayıp ederler diye düşünüyorum.