8
yahu fenerbahçe formalı arkadaşla konuşuyoruz muhabbet ediyoruz, soruyor bana
'' kardeşim sen hangi takımı tutuyorsun'' diye,
''galatasaray'lıyım kardeşim'' diyorum,
siyasi konular futbol eksenine kayıyor
''ceza gelir mi sence'' diyor,
''abi gelecek ceza bundan kaçışınız yok gibi'' diyorum... ''o kadar mail attınız uefa'ya lütfi arıboğan infantino'yu ayarttı, disiplin kurulunda adamınız vardı, başkanınız çıktı açıklama yaptı hem fb hem aziz ceza alacak diye sonuçta istediğiniz oldu '' diye serzenişte bulunuyor...
''dostum yani sen diyorsun ki, biz şike yapmadık, galatasaray ve trabzon taraftarları uefa'ya mail attığı için, lütfi arıboğan uefa müfettişi corneu ile görüştüğü disiplin kurulunda galatasaraylı bir türk temsilci olduğu ve herkesin 2 senedir söylediğini galatasaray başkanı geçen hafta tekrar ettiği için mi ceza alacaksınız? şike yok, teşvik yok, illegal yapılanma yok, verilen arabalar paralar, tarlalar işçiler herşey yalan; biz sebep olduk şikeden ceza almanıza öyle mi? burası türkiye, tff demirören aydınlar götlerini yırttılar küme düşmemeniz ceza almamanız için ve başardılar ama uefa bildiğini okuduğu için biz mi suçlu olduk?''
birkaç saniye sessizlikten sonra verdiği cevap,
''o aziz yıldırım'ın geçmişini .ikiyim ben, düşürdüğü hale bak bizi .ötverenin...''
bu ceavbı alınca ister istemez bıyıkaltı bir sırıtma oluyor, ama takımını seven, armasını formasını gururla taşımak isteyen başka bir takım taraftarının takımının adının kirlenmesinden şikeyle hileyle anılmasından dolayı hüznünü üzüntüsünü görünce ister istemez sende hüzünleniyorsun be kardeşim...
haa bu sırada bu bahsettiğim çocuk, gözlerim görmez hale geldiğinde nefesim kesildiğinde suratımı talcid'li su ile yıkayıp ''abi gel gir koluma ben seni arkadaşlarının yanına götürürüm söyle telefon numarasını bir tanesinin arayayım hemen'' diyen bir aslan parçasıdır, ben bu adamla üzülürüm de hüzünlenirim de ağlarım da yas da tutarım...
'' kardeşim sen hangi takımı tutuyorsun'' diye,
''galatasaray'lıyım kardeşim'' diyorum,
siyasi konular futbol eksenine kayıyor
''ceza gelir mi sence'' diyor,
''abi gelecek ceza bundan kaçışınız yok gibi'' diyorum... ''o kadar mail attınız uefa'ya lütfi arıboğan infantino'yu ayarttı, disiplin kurulunda adamınız vardı, başkanınız çıktı açıklama yaptı hem fb hem aziz ceza alacak diye sonuçta istediğiniz oldu '' diye serzenişte bulunuyor...
''dostum yani sen diyorsun ki, biz şike yapmadık, galatasaray ve trabzon taraftarları uefa'ya mail attığı için, lütfi arıboğan uefa müfettişi corneu ile görüştüğü disiplin kurulunda galatasaraylı bir türk temsilci olduğu ve herkesin 2 senedir söylediğini galatasaray başkanı geçen hafta tekrar ettiği için mi ceza alacaksınız? şike yok, teşvik yok, illegal yapılanma yok, verilen arabalar paralar, tarlalar işçiler herşey yalan; biz sebep olduk şikeden ceza almanıza öyle mi? burası türkiye, tff demirören aydınlar götlerini yırttılar küme düşmemeniz ceza almamanız için ve başardılar ama uefa bildiğini okuduğu için biz mi suçlu olduk?''
birkaç saniye sessizlikten sonra verdiği cevap,
''o aziz yıldırım'ın geçmişini .ikiyim ben, düşürdüğü hale bak bizi .ötverenin...''
bu ceavbı alınca ister istemez bıyıkaltı bir sırıtma oluyor, ama takımını seven, armasını formasını gururla taşımak isteyen başka bir takım taraftarının takımının adının kirlenmesinden şikeyle hileyle anılmasından dolayı hüznünü üzüntüsünü görünce ister istemez sende hüzünleniyorsun be kardeşim...
haa bu sırada bu bahsettiğim çocuk, gözlerim görmez hale geldiğinde nefesim kesildiğinde suratımı talcid'li su ile yıkayıp ''abi gel gir koluma ben seni arkadaşlarının yanına götürürüm söyle telefon numarasını bir tanesinin arayayım hemen'' diyen bir aslan parçasıdır, ben bu adamla üzülürüm de hüzünlenirim de ağlarım da yas da tutarım...
