3368
28 nisan 2013 gaziantepspor galatasaray maçı esnasında kendisine söylediklerimi, o an buraya yazmış olsam, sözlükten atılır, ahmet çakarvari bir tazminatın da muhatabı olurdum. ama işin güzelliği bu eleştirilerin sahada kalması, attığı goller sonrası aynı adama övgüler yağdırmak. bu bir çelişki değil. patlıcan yemeği için canınızı verebileceğiniz bir aşçının, dolmasını tahammül edilemez bulmak gibi bir şey.
burak yılmaz sırtı dönük oyunda duvar gibi. top kontrolü olması gerekenin baya altında. yer yer fantastik adam geçişleri uygulasa da tekniği göz doldurmuyor. buna rağmen iyi olduğu alanlarda dünyanın sayılı isimlerinden biri olduğu için bu kadar gol atabiliyor, takıma katkı verebiliyor. ve bu, yapamadığı birçok şeyden daha önemli. yeri geldiğinde hepsini örtebiliyor.
şimdi, kral'ın önemini anlamak için hayal gücümüzü çalıştıralım: 28 nisan 2013 gaziantepspor galatasaray maçı'nı izliyoruz. ama biz galatasaray değil,gaziantep'iz. maç da şampiyonlar ligi maçı. karşımızda galatasaray yok, real united var. süper yıldızları olan bir takıma karşı oynuyoruz, işimiz zor. herkesin en iyisini vermesi gerekiyor. iyi başlıyoruz maça. gol makinesi bir oyuncuları var; tutuyoruz. hatta birkaç pozisyon bile buluyoruz. lanet olsun ki kalecileri de çok iyi, atamıyoruz. sonra, ikinci yarı, maç boyu savunmamız tek hatasını yapıyor. sadece bir hata. o gol makinesi dediğimiz adam devreye giriyor. maç boyu muhteşem tuttuğumuz, top oynatmadığımız, "bu muymuş" dediğimiz adam golü yazıyor bize. ve maç o golle 0-1 bitiyor.
eve gelirken yolda konuşuyoruz. ulan diyoruz çok iyiydik, adamlar bir geldi attı. biri de diyor ki e babam bu seviyelerde bu hatalara yer yok. adamlar bizim gibi cömert değil. yakaladı mı atıyorlar. büyük takımlar böyle. büyük oyuncu da böyle oluyor.
işte burak, o "affetmeyen" büyük oyuncu. yıllardır avrupa'da çok savaşıp kaybettiğimiz maçlarda, iyi tuttuğumuz, ama bir kere bıraktığımızda golünü yazan, hem küfredip, hem "adam atıyor abi" dediğimiz 'sinir' adam. biz belki maç içinde hop oturup hop kalkıyor, "çıksın artık" diye tutuşuyoruz ama rakipler kendi kalelerine gördükleri toplarla hatırlayacak burak yılmaz'ı. bu gol anlarını bol bol yaşadığı müddetçe sorunlar unutulur, formsuzluklar gölgede kalır.
futbolla ilgilenen hiç kimse bir sene öncesinin top kaybı istatistiklerini, isabetsiz şut sayılarını hatırlamaz. ama goller her zaman hatırlanır.
burak yılmaz sırtı dönük oyunda duvar gibi. top kontrolü olması gerekenin baya altında. yer yer fantastik adam geçişleri uygulasa da tekniği göz doldurmuyor. buna rağmen iyi olduğu alanlarda dünyanın sayılı isimlerinden biri olduğu için bu kadar gol atabiliyor, takıma katkı verebiliyor. ve bu, yapamadığı birçok şeyden daha önemli. yeri geldiğinde hepsini örtebiliyor.
şimdi, kral'ın önemini anlamak için hayal gücümüzü çalıştıralım: 28 nisan 2013 gaziantepspor galatasaray maçı'nı izliyoruz. ama biz galatasaray değil,gaziantep'iz. maç da şampiyonlar ligi maçı. karşımızda galatasaray yok, real united var. süper yıldızları olan bir takıma karşı oynuyoruz, işimiz zor. herkesin en iyisini vermesi gerekiyor. iyi başlıyoruz maça. gol makinesi bir oyuncuları var; tutuyoruz. hatta birkaç pozisyon bile buluyoruz. lanet olsun ki kalecileri de çok iyi, atamıyoruz. sonra, ikinci yarı, maç boyu savunmamız tek hatasını yapıyor. sadece bir hata. o gol makinesi dediğimiz adam devreye giriyor. maç boyu muhteşem tuttuğumuz, top oynatmadığımız, "bu muymuş" dediğimiz adam golü yazıyor bize. ve maç o golle 0-1 bitiyor.
eve gelirken yolda konuşuyoruz. ulan diyoruz çok iyiydik, adamlar bir geldi attı. biri de diyor ki e babam bu seviyelerde bu hatalara yer yok. adamlar bizim gibi cömert değil. yakaladı mı atıyorlar. büyük takımlar böyle. büyük oyuncu da böyle oluyor.
işte burak, o "affetmeyen" büyük oyuncu. yıllardır avrupa'da çok savaşıp kaybettiğimiz maçlarda, iyi tuttuğumuz, ama bir kere bıraktığımızda golünü yazan, hem küfredip, hem "adam atıyor abi" dediğimiz 'sinir' adam. biz belki maç içinde hop oturup hop kalkıyor, "çıksın artık" diye tutuşuyoruz ama rakipler kendi kalelerine gördükleri toplarla hatırlayacak burak yılmaz'ı. bu gol anlarını bol bol yaşadığı müddetçe sorunlar unutulur, formsuzluklar gölgede kalır.
futbolla ilgilenen hiç kimse bir sene öncesinin top kaybı istatistiklerini, isabetsiz şut sayılarını hatırlamaz. ama goller her zaman hatırlanır.