• 2461
    oyuncuların, oynanan futbolun, başarının ve başarısızlığın sebeplerini sonuçlarını ve genel değerlendirmesini yaparken ciddi problemler yaşayan bir güruh olmuş çoğunluğu. arda dedikoduları çıktı çıkalı bunu yeniden kanıtlamakla meşgul olanlarını gördükçe cidden üzülüyorum.

    galatasaray 3 başarısız sezon geçirdi. önce skibbe, sonra rijkaard, sonra hagi ve bülent önder'le.
    yönetim futbol'da tamamen bir fiyaskoydu. yanlış transferler yapıldı, yanlış hocalar geldi. daha kötüsü hocalar için de yanlış transferler yapıldı.
    sürekli geçici çözümler arandı. uefa'da hedefi olan takımın stoperi yok yere satıldı, takım yarım sezon santrforsuz oynadı.
    başarısızlığın üstü 22 yaşındaki genç bir çocuğa kaptanlık ve 10 numara verilerek kapatılmaya çalışıldı.

    bunlarda hem fikiriz sanırım.

    bugün ne oldu da arda turan'a bu dönemin gerçek sorumlusu gibi davranılıyor?
    çünkü arda varken başarısızdık. arda yok başarılıyız.
    arda'yı bu denli suçlu gören kesimin bakış açısı bir çok kişide bu denli sığ malesef.
    "gelmesin" diyenleri anlıyorum, onlara lafım yok, makul bir şekilde fikrini açıklayanla ne alıp veremedeğim olabilir?
    ama "aziz babasına gitsin o", "emre abisiyle fener'e gider", "galatasaray'ın laneti", "gelirse galatasaray'ın tüm uyumunu bozar" filan gibi laflar okuyorum.
    delirmiş olmalısınız.

    tamamen tespitin yetersizliği. galatasaray'da o üç sezonda elle tutulur tek şeydi arda turan. tek bir oyuncu sayın o süreçte takıma arda'nın yarısı kadar yararlı olan, rica ediyorum.
    keita? evet iyi futbolcu. ama arda milli maçlardan üç hafta geç dönmüyordu sanırım. ya da en önemli derbide yumruğu koyup kırmızı görmüyordu.
    kewell? müzmin sakattı, ve mücadelesi yetersizdi. götünü yırtan arda turan'a bok atıp da kewell'a beste yapanların kafasında neler dönüyor ben asla anlayamayacağım.
    baros? evet çok mücadele etti zaman zaman, ama sakatlıkları çok etkiledi takımı. onun da sokağa işerken görüntüleri çıktı, gitti başka yerlerde ameliyat oldu. ama nedense batmadı taraftara hiç.
    bu adamlar hani 2010'un son maçında ülkeyi terkeden adamlar, nasılsa lig bitti diye. kadroda kimsenin olmadığı gençlerbirliği maçı hani.

    arda mıydı herşeyin sorumlusu?
    takım ruhunu da arda mı oturtacaktı?
    baros'u kewell'ı arda mı iyileştirecekti?
    keita'yı kamptan arda mı getirtecekti?
    adnan polat'ın aziz yıldırımla kolkola gezdiği yerde aziz yıldırım'a ayarı 22 yaşındaki arda mı verecekti?
    sırf galatasaray taraftarı nefret ediyor diye, ne olursa olsun milli takımın kaptanı olan adama terbiyesizlik mi yapacaktı?
    bunları yapmadı diye eleştirdiniz bu adamı.

    bir lafım da ultraslan'a... hiç lafımı sakınmayacağım, kusura bakmasınlar.
    gerçek anlamda paralarını, vakitlerini ve enerjilerini harcayan çok içten gençler var ama onların tek misyonunun "reisleri"nin görüşlerini yansıtmak olduğunu bilmek için alim olmaya gerek yok.

    bu reisler 2010'da,
    yönetimin transferde ve takıma sahip çıkmada tamamen sınıfta kaldığı, adnan polat'ın ne olduğunu daha yakından gördüğümüz aziz yıldırım'la kanka baba modunda takıldığı dönemde,
    takımda servet gibi, jo gibi, topal gibi, ayhan, sarp gibi çok kötü oynayan oyuncular varken,
    o sezon sakat sakat oynayarak, yeri geldiğinde santrfor'da dayak yiyerek mücadele eden, 60 maça çıkıp 20 gol 20 asist'in üzerinde yapan arda'ya,
    kız arkadaşıyla sinemaya gittiği için,
    "paranın peşine düşmüş" diye tezahürat yaptılar, yaptırdılar.

    "hayatta en büyük korkum galatasaray taraftarının beni yuhalaması" diyen bir adama, hiç ama hiç haketmiyorken yaptılar.
    nasıl yaptılar bunu?
    2010/2011'i yönetim istifa diye tek bir kez bağırmadan, bağıran herkesi sustururarak nasıl sonlandırdılarsa, o şekilde yaptılar.
    polat tower'ın önünde nasıl sabırla bekledilerse, aynen öyle sabrederek.
    hiç de utanmadılar. utanmazlar, utanmayacaklar da zaten. önüne gelene bildiri yayınlayacak kadar şuur kaybı yaşadıklarını zaten görüyoruz.
    kusura bakmayın ama, bugünün "arda turan kafatasçısı taraftarı" olarak, siz de bunu yediniz.
    o gün bugündür arda tu kaka oldu, arda'ya sallamak da "iyi taraftarlık".

    sonra ne oldu? arda 24 saat televizyonlarda konuşuldu, çünkü ne yönetim ne taraftar arkasındaydı.
    akbaba gibi galatasaray'ın ölüsünün üzerindeydi basın, medya. istedikleri de galatasaray'ın ölmüş organları değildi tabi, hala atan kalbiydi, arda turan'dı.
    hani bugün şikeci, mafyöz, tehditkar, tutarsız ve saygısız aziz yıldırım'a destek çıkan fenerbahçe taraftarı var ya, eleştiriyoruz hani akıllarını yitirmişler diye.
    bizimki de farklı olmadı yani. günahsız çocuğu günah keçisi ilan edip hem vurduk, hem vurulmasına göz yumduk. tamamen bilinç kaybıyla.
    hem de saha içiyle değil, tamamen saha dışıyla. şike yapan adamı koruyan manyaklar bir yanda, günahsız çocuğu baş düşman eden manyaklar diğer tarafta.
    "çok seks yapıyor", "renkli pantolon giyiyor" filan diye eleştirdiler. hani sana bana biri yapsa s.ktiri çekeceğin lafları, hayatta bir lafını kaale almayacağın adamlar ettiler ve kimse tek bir laf demedi.
    çünkü arda kız arkadaşına jest yapmıştı. ama galatasaray baştan aşağıya çökmüştü, ve tek sorumlusu arda'ydı.
    servet çetin maçı alenen satarken, sonrasında "bana güvenmediler ne oynıcam banane" tripleri yaparken, "barca'da oynasam maradona olurdum" derken ağzını açmayan tribün, arda'ya sallarken çok keyifliydi.
    2 sene önce pazubandı verenler, verilirken "galatasaray'ın çocuğu arda" diye delirenler o günlerde yoktular tabi etrafta, arda'nın arkasına saklanmışlardı.
    basın ona vururken yönetim stadın spornsorluk anlaşmalarını yapıyordu, hani o milyonlarca zararın yapıldığı anlaşmaları... polat enerji ileriye yatırım yaparken hani.
    galatasaray'ın kendi televizyonundan görüntüler sızdırdılar, gerçekten rezil rüsva formalar yapanlara tepki gösterirken. basın zaten düzeni kurmuş. arda formaya hakaret etmişmiş, gitsinmiş.
    hadi ya? sen 100 yıllık galatasaray için, renkleri sarı kırmızı galatasaray için her sene saçmasapan mor turuncu pembe formalar yapıcaksın, ve çocuk arkadaşlarıyla kendi aralarında bile tepki göstermeyecek mi?

    o kadar üstüne gidildi ki tv ropörtajında gözleri dolacak kıvama geldi arda. taraftar hala merhamet göstermedi.
    fatih terim istifa diye bağıran, hagi'ye hırsız diye bağıran, bülent korkmaz'a, hasan şaş'a yüzü kıpkırmızı olana kadar küfür eden bu "müthiş" taraftar işlemediği suç yüzünden arda'yı affetmedi.

    ve geçen yıl bu ortamda kaçarcasına gitti. ben de kızdım. ama iyi ki de gitti.
    kendini kurtardı. futbola döndü. vizyonu açıldı.
    kendisi kullanılarak galatasaray'a zarar verilmesinin de önüne geçmiş oldu.
    galatasaray'a tarihinin en yüksek bonservisini kazandırdı.
    sene sonunda da uefa kupasını kazandı, bence çok da başarılı oldu.

    şimdi gözü dönmüş bir kesim taraftar yine ahlak naraları atıyor, zira onlar ahlak timsali, ultraslan'ı zaten biliyoruz herkese "gerçek galatasaraylılığı" öğretiyorlar sürekli bildiriler yayınlayarak, onlar da galatasaray'ın üstün ahlaklı koruyucuları.
    bir arda ahlaksız. bir arda kötü. geriye kalan her şey müthiş.
    iki senedir fit olamayan baros müthiş yaaaa, king ya king. kral demek ingilizce'de.
    galatasaray'da koşmadan maç bitiren kewell harika ya.
    ama arda çok kötü, takımı böldü, parçaladı arda, çok konuştu, formaya küfür etti arda.

    ***

    adam gibi eleştirenleri tenzih ederim, zira futbol bu herkes eleştirilir. dersiniz ki sakatlıktan sonra for tutamadı. oyun temposunu düzenleyemedi. tamam, saha içini konuşmalıyız da zaten.
    ama geri kalanlarınız... saha içi dışında her şeyi konuşanlarınız...

    hepinize koca bir yuh.

    ya insanlığınızı, anlayışınızı, merhametinizi kaybetmişsiniz; ya da düşünme yetinizi yitirmişsiniz ve tv'de gördüğünüz şeyleri harmanlayıp "bence" diyerek burada geri kusuyorsunuz.
    kendine çeki düzen vermesi gereken bir kişi varsa bu arda turan değil,
    sizsiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın