aslanlarımı gözlerinden öpüyorum bu maç için özellikle. sahada hakemin rakip oyuncuların bizimkileri dövüp sindirmesine izin vermesine rağmen kendileri sinmedi. sinirlerine büyük oranda hakim oldular. 1 kişi eksik kaldılar ama mücadeleden vazgeçmediler. ve her şeye ve herkese rağmen 3 puanla ayrılmayı başardılar sahadan.
maçta atılan her golde aslında şans da etkili oldu. yediğimiz ilk golde top direkten dönüp rakibe asist oldu. ikinci golde kötü vurdu muslera'nın ayağının dibinden seke seke gitti. biraz daha erken ya da geç sekse kurtarabilirdi.
attığımız gollerde de şansımız yanımızdaydı. yunus kaleyi karşısına aldı rahatça vurdu gitti kaleciye isabet ettirdi. neyse ki kaleci kaçırdı topu. ikinci gol zaten penaltı onu saymıyorum. 3. golde barış topu hemen osimhen'e göndermeliydi. en doğrusu buydu ama topu çekti çalım attı ve iğne deliğinden topu gönderdi. açıkçası hem yunus'a hem de barış'a saydırmak üzereydim pozisyonlarda kaçırdılar güzelim pozisyonu diye.
*bu arada son maçlarda topları kaleciye doğru vurmak gibi bir huy edindik. bir hava topunda osimhen rahat kafa vurdu kalecinin üstüne attı topu. köşeye gönderse kaleci bir şey yapamayacaktı. özetlerde yok pozisyon bu arada.
yediğimiz ilk golde berkan'ın yaptığı hatayı kendisine hiç yakıştıramadım. kendisine gelen pası ayağının ucuyla kontrol etmeye kalkınca sektirdi topu ve kaptırdı. çok amatörce bir hareketti.
kazandık tamam ama almamız gereken dersler var hala. özellikle bireysel hatalar artıyor sanki.
bu maçın aslında bir mesaj maçı olduğundan bahsetmiştim daha önce. hem puan farkını 6'ya çıkaracak hem de "hepinizi üst üste koyup yenmeye devam edeceğiz" mesajı verecektik. maçta eksik kalmamız ve hakeme rağmen kazanmamız ile istediğimden çok daha güçlü bir mesaj verdik rakiplere.
ama şunu farketmemiz gerek ki sakatlıklarla ve kolay sarı kartlarla bizi ufak ufak budamaya başladılar. her maç daha da eksik kalmaya başladık. ara transfer sezonunda kadro derinliğimizi arttırmamız şart oldu.