ilahi adaletin 60 saniyede tecelli ettiği maç.
malum armanın başarması gereken şey ya para atışını kazanıp topu santradan dışarı atarak sahadan çekilmek ya da top dışarı çıkana kadar bir hücumu savuşturmaktı. kaybetmesiyle meşhur camia para atışını dahi kazanamadı, üstüne üstlük 1 dakika süren maçta topa dahi değemeden saçma sapan denebilecek bir golü kendileri açısından en dramatik olacak şekilde ve en sıkıntılı kişiden yediler. oyun santrayla durdu ve sahadan böyle çekildiler.
herkesin bildiği, kıymetli yazarlarımızın da tekraren yazdığı şeyi özetlememin tek bir sebebi var: tarihe not düşmek.
unutulmayacak bir süreç yaşandı. galatasaray, anasının ak sütü gibi helal bir kupayı olabilecek en güzel şekilde müzesine götürdü. depremle yıkılmış, galatasaray’ı görme imkanı olmayan yüzbinlerce insanla kucaklaştı. her şeyden önemli olarak yöre halkının kalbine, 6 şubat depreminin ilk anından beri olduğu gibi dokunmayı başardı galatasaray.
futbol tarihinde görülmemiş, utanılacak sebeplerle korkusuna kulp bulmaya çalışarak resmen sahaya çıkmaktan kaçan camia ise 60 saniyede olabilecek en kötü senaryo ile ilahi bir el tarafından resmen cezalandırıldı. kontrolünü yitirmiş zat, kirli yüreğine en yakışan sonu canlı canlı izlemek zorunda kaldı.
fenerbahçe için bir tanım yap deseler yapabileceğim en güzel tanım şu olurdu:
dünyanın en güzel kaybeden takımı.
olabilecek en aciz, en zavallı, en üzücü, en kötü senaryo ile binlerce olasılığın arasından birinin gerçekleşmesini yaşayarak yine unutulmayacak şekilde kaybettiler.
yıllar geçecek, yeni nesiller belki bilmeyecek fakat bu maç ve tüm süreç asla unutulmayacak. sezon başından bu yana ayak direten, defalarca söylem değiştiren, bir meczubun ihtiraslarına teslim olmuş bir camia akıl almaz bir şekilde kaybetti. galatasaray kazandı.