aslında yazılacak o kadar çok şey var ki... hangi birini yazsam diye düşünmeden edemiyor insan. yine de kısa kısa hem takımımızı hem oyuncularımızı değerlendirmek istedim. arada unuttuğum şeyler olabilir, şimdiden kusura bakmayın diyorum.
galatasaray sahaya 4-4-2 dizilişiyle çıkınca,
emre çolak -her ne kadar bir önceki maçta
* sonradan oyuna girip iyi bir performans göstermiş olsa da- bu maça beklenmedik bir şekilde ilk 11'de başlayınca,
fenerbahçe de defansif yönü kuvvetli 3 orta saha
* ile oynamayı tercih edince herkes "galatasaray önde basar, ama fenerbahçe orta sahada kalabalık; ibre fenerbahçe'den yana." diyordu maç öncesinde.
ama ilk 20 dakika öyle bi' geçti ki... tam 6 tane net pozisyon yakaladık, 3'ünde
volkan demirel güzel kurtarışlar yaptı, diğerlerinde de ıskalamalar, auta gitmeler falan vardı. gol bas bas bağırıyordu geliyorum diye. ama gol çıkmadı bu sürede. 20. dakikanın ardından oyun biraz sakinleşti, duraksadı gibi, ancak top kontrolü yine bizdeydi. önce
emmanuel eboue johan elmander'le verkaç yapıp harika bir gol attı, daha sonra ilk golün asistini yapan
johan elmander fabio bilica'dan kaptığı topa yaptığı sert vuruş ve volkan demirel'in hatasıyla
galatasaray'ın 2. golünü attı ve ilk yarı böyle bitti. ikinci yarının başında
miroslav stoch ve
semih şentürk oyuna girince fenerbahçe biraz hareketlendi, stoch'un bir şutu direkten döndü. daha sonra
selçuk inan'ın kullandığı kornerde
felipe melo küçük melo'yu kullanarak farkı 3'e çıkardı. 3. golden sonra oyun rölantide geçti, fenerbahçe yüklenmeye çalıştı,
galatasaray top çevirdi ve 1-2 pozisyon yakalar gibi oldu. son dakikada stoch'un sağ kanattan pasında
alex de souza skoru 3-1'e getirdi ve maç 3-1 sona erdi. volkan demirel'in ilk 20 dakikadaki kurtarışları ve
joseph yobo'nun performansı tarihi farkın önüne geçti.
maçın hakemleri açıklandığında
fırat aydınus ve yardımcı hakem
aleks taşçıoğlu çok tartışılmıştı, ancak korkulan olmadı. fırat aydınus maçı adil bir şekilde yönetti, saçma sapan fauller çalmadı, ufak tefek müdahalelerde oyunu devam ettirdi ve tempoyu bozmadı. aleks taşçıoğlu'na pek iş düşmedi, çünkü fenerbahçe'nin araya pas vb. atraksiyonları olmadığından ofsayt bayrağını kaldırmasına
* gerek kalmadı; özellikle bir pozisyonda(u: alex'in önce topa doğru koşup sonra topu sağdan gelen gökhan'a bıraktığı pozisyon) doğru bir ofsayt kararı verdi, pozisyonun devamı tehlikeli olabilirdi. yani sözün özü, maç sonrası hakemleri konuşmayacağız, beklenmedik ama sevindirici bir durum. tebrik etmek gerek hakem üçlüsünü.
gelelim oyuncularımıza...
fernando muslera galatasaray'daki en rahat maçını çıkardı diyebiliriz. stoch'un direkten dönen topu ve alex'in yan ağlarda kalan şutu dışında tehlikeli bir atağı yoktu fenerbahçe'nin. golde de yapabileceği bir şey yoktu. ufak kıvılcımları da zamanlaması ve önsezisiyle söndürdü. ofsayt bayrağının kalktığı bir pozisyonda da
semih kaya'nın ters vuruşunda topu müthiş bir refleksle çıkardı. kalede güven vermeye devam ediyor. gol sevinçleri ve kaçan gollerdeki tepkisiyle de
faryd mondragon'u hatırlattı bu akşam.
*semih kaya -
tomas ujfalusi ikilisi yine muhteşemdi. muslera'yla birlikte inanılmaz güven veriyorlar, rakibin her atağında diken üstünde değiliz eskisi gibi. bu maçta da iyi mücadele ettiler, hava toplarında etkiliydiler, kritik müdahalelerde bulundular ve birçok atağı kestiler.
hakan balta son zamanlardaki iyi performansını devam ettirdi. geride çok iyiydi, ileriye de katkı yaptı. formu kötüyken eleştiriyoruz, iyi oynarken de hakkını vermek lazım. özlediğimiz hakan balta yavaş yavaş geri geliyor gibi.
emmanuel eboue "ben sağ bekim." diye bağırmaya devam ediyor. ne zaman ne yapacağını çok iyi biliyor. savunmada etkili, hücuma destek veriyor, isabetli paslar atıyor. bu maçta
johan elmander'le girdiği verkaç sonrası yobo'ya müthiş bir çalım attı, daha sonra topu volkan demirel'in bacaklarının arasından filelere gönderdi. türkiye'de böyle bir gol atabilecek forvet sayısı bile çok az, gerçekten çok sakin, düzgün hareket etti ve iyi bir vuruş yaptı eboue. ilk 20 dakikadaki baskı sonucu gelmeyen gol eboue'yle geldi ve maçın gidişatını çok olumlu etkiledi. bir önceki maçta
* olduğu gibi yine golünü atmış ve galibiyete önemli katkıda bulunmuş oldu.
selçuk inan orta alanda iyi mücadele etti. takım arkadaşlarıyla iyi paslaştı ve takımı rahatlattı. uzaktan şutlar denedi, ama çok etkili olmadı bu şutlar.
felipe melo’nun golünde kornerden ortayı yapan isimdi.
felipe melo üç orta sahayla oynadığımız maçlardaki gibi aşırı defansif oynamadı bu maçta. orta alanda çok çalıştı. savunmada etkiliydi, kritik müdahaleler yaptı, rakibini takip etmekten vazgeçmedi ve muhtemel birçok pozisyonun önüne geçti, ileriye çıkıp çalımlar attı, oyunun yönünü değiştiren güzel paslar attı, uzaktan şutlar denedi, terinin son damlasına kadar mücadele etti.
selçuk inan’ın kullandığı kornerde cinsel organıyla
* yaptığı vuruş köşeden ağlarla buluştu ve takımımız adına fark 3’e çıkmış oldu. golden sonra meşhur
pitbull yürüyüşüyle sevindi gole. hep böyle devam et, iyi ki varsın
pitbull, hep bizimle ol…
kazım kazım sağ kanatta iyi çalıştı bugün. özellikle havadan gelen toplarda etkiliydi, kimselere bırakmadı topu. arkadaşlarıyla yardımlaştı, kayarak müdahalelerde bulundu, 1-2 pozisyona girdi ama değerlendiremedi.
*(u: son maçlarda şut-pas tercihini hep yanlış yapıyor, bunu düzeltse hem goller atacak, hem asistler yapacak.)
* son maçlarda eleştirildiği bir nokta vardı, bu maçta o hataya düşmedi ve ikili mücadelelerde
* faul yapmadı.
emre çolak… bir önceki maçta
* oyuna sonradan girip etkili olmuştu. çalımlar denemiş, güzel paslar atmış ve oyuna hız kazandırmıştı, golde de yaptığı ortayla katkı sahibiydi. bu maçta ilk 11’de olması beni şaşırttı, bir yandan da sevindirdi. öyle müthiş bir maç çıkardı ki… attığı paslar, yaptığı ortalar, kaptığı toplar, yerinde müdahaleler… hepsi harikaydı, müthişti. hem orta alanda, hem sol kanatta ayak basmadık yer bırakmadı. bir de volkan’ın şansının yardımıyla ayağıyla kurtardığı bir şutu vardı ki, gol olsa daha çok sevinecektik kendisi adına. böyle müthiş bir maç çıkarınca da
fatih terim kendisini alkışlatmak için oyundan aldı maçın sonuna doğru, oyundan çıkarken formasını çıkarıp taraftara gösterdi aslan parçası, güzel bir görüntüydü.
semih kaya gibi o da formayı bir daha bırakmaz inşallah.
milan baros elinden gelenin en iyisini yaptı her zamanki gibi. ilk 20 dakikada kaçan 6 net pozisyonun üçünde bizzat yer aldı bir ıska, bir aut ve topa yetişemediği bir pozisyon ile. topu ayağına aldıktan sonra top kontrolünde zaman zaman sıkıntı yaşasa da çok iyi mücadele etti. ilerde yapılan baskıda, orta alandaki hakimiyette önemli pay sahibiydi. bir de gol atsa çok güzel olacaktı, ama olmadı ne yazık ki.
johan elmander yine harikaydı. inanılmaz bir baskı uyguladı rakibe. topu aldı, çalımlar attı, yardırdı, şutlar çekti. ilk golde kendisine pası attıktan sonra araya koşu yapan
emmanuel eboue’yi güzel gördü ve golü hazırlayan isim oldu. bir pozisyonda topu takip etmeyi bırakmadı, bilica’dan topu çaldı, pas verebileceği kimse olmayınca ceza sahası içinde sol taraftan kaleye vurdu ve volkan’ı avladı ve farkı 2'ye çıkardı. her zamanki gibi müthiş mücadele etti. klişe bir şekilde söylemek gerekirse müthiş performansını 1 gol ve 1 asistle taçlandırdı. hep böyle devam et elmander…
takıma müthiş bir şekilde destek veren taraftardan bahsetmemek olmaz. özellikle ilk 20 dakikadaki müthiş oyun sırasında inanılmaz bir taraftar vardı gerçekten. ben evde kendimden geçtim, oraya buraya zıpladım, gollerde havalara uçtum. stattaki atmosfer kim bilir ne kadar müthişti orada olanlar için. umarım bir gün böyle bir atmosferi yaşama şansım olur. söylenmesi gereken önemli bir şey de çok fazla küfür edilmemesi ve sahaya hiçbir yabancı madde atılmaması. maçtan sonra
fatih terim’in de söylediği gibi son yılların en centilmen derbisi oldu.
en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de yedek kulübesinin, özellikle
fatih terim'in pozisyonlara tepkisi ve gol sevinçleri. gollerden sonra teknik ekip, yedek oyuncular hep birlikte öyle güzel seviniyorlar ki gollere... futbolcuların gol sevinçleri de müthiş, hep birlikte seviniyorlar, kimse gidip tek başına bir şeyler yapmıyor.
takım olmuşuz artık tam anlamıyla. bu müthiş uyum ve birliktelik başarıda çok önemli bir etken.
sonuç olarak; bu maçı kazandık ve artık lideriz. play-off sisteminde liderlik çok çok önemli olmasa da fenerbahçe galibiyeti hem takımın kendine güveni açısından, hem taraftarın psikolojisi açısından çok önemli. bu maçla birlikte 6 maçtır mağlubiyet yüzü görmeyen, bu 6 maçta 14 puan toplamış ve sadece 2 gol yemiş bir
galatasaray var.
fatih terim verdiği sözü tutuyor, kaybettiğinde bile alkışlanan bir
galatasaray yaratıyor. inanıyoruz, her şey daha güzel olacak.
edit: ufak bir düzeltme ve ekleme.
edit 2: imla