maçtan önce bu kadar zorlanmayız, içim rahat diyordum da maçın son anlarını hatırlamıyorum. en son spikerin bitti diye bağırmasıyla kendime geldim.
aslında ilk yarı tam da istediğimiz şekilde oynandı. maçın kontrolü hep bizdeydi. sadece son dakikada sinan'ın faulleri kaçırması sonrası yediğimiz üçlük biraz can sıktı ama buna rağmen 4 sayı önde bitirdik. sinan o faulleri atıp kenar gelse göksenin oyuna girecekti ve belki de o üçlüğü atamayacaklardı.
ilk yarı bittiğinde istatistik kağıdına baktığımızda takım olarak sadece 4 asist yaptığımız görülüyordu. tamam ikili oyunları güzel oynadık ilk yarıda ama bu kadar az asist yapmamızın nedeni o ikili oyunlar sonrasında topu uzunlara indiremememizden kaynaklanıyordu. ergin hoca da devre arası bunun uyarısını yapmış olsa gerek erric ikinci yarının ilk pozisyonunda topu uzuna vermeye çalıştı. ancak o kadar zor bir pozisyondu ki rakip top çalmayı başardı. zaten ilk yarının sonunda moral bulan canaria ikinci yarıda tamamen havaya girdiler ve 3. çeyrekte ilk maçta elde ettiğimiz 14 sayılık avantajı kaybettik.
maçtan önce ve maç esnasında herkes tempoyu yavaşlatmaktan söz ediyordu. bu bizim zararımıza oldu bence ve farkın kapanmasının asıl nedeniydi. çünkü elimizde saf oyuncu kurucu yok. yarı saha hücumlarımız tamamen schilb ve micov'un yaratıcılığıyla şekilleniyor. yani elimizdeki kadrodan verim almanın yolu olabildiğince tempoyu yükseltmekten geçiyor. tempoyu düşürdüğümüzde takım hücumda duruyor ve dünkü maçın ikinci yarısındaki gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. yani rakibi havaya sokmayacak şekilde biraz olsun tempo yapmamız lazımdı.
maçın bu kadar zora gitmesindeki bir diğer etmense ergin hocamın schilb ve sinan'ı sahada tutma ısrarı oldu. schilb herkesin malumu zaten de burada okuduğum birkaç yazıda sinan'ın iyi oynadığı yazılmış. maçın başı dışında berbat oynadı bence. savunmada tuttuğu adama sürekli geçilmesi kolay sayılar yememize neden oldu. ergin hocam oyuncularına bazen çok güveniyor ve kenara almakta gecikiyor. halbu ki maçta mccollum'ın da kötü oynadığı bir dönem vardı, orada sinan yerine topa baskı konusunda muazzam ilerleme kaydeden göksenin'i alsa her şey daha güzel olabilirdi. sanırım hücumda tıkanmışken göksenin'i oyuna almak istemedi. bence alınabilecek bir riskti. neyse bunlar aşılamayacak problemler değil. playofflara kadar inşallah sinan ve schilb toparlarlar.
takım olarak hücumda durunca son çeyrekte chuck'ın, uzatma da ise mccollum'ın sorumluluk almasıyla maça tutunduk. ancak kritik anlarda sorumluluk alan isim micov'du. bizim bu adamı sezon başında 2 senelik sözleşme için ikna etmemize hala şaşırıyorum. çok çok büyük oyuncu çünkü. münih maçındaki son blokta, canaria maçını uzatmaya götüren baskette, canaria macını kazandıran blokta hep micov'un imzası var. kendisini övmek için kelimeler kifayetsiz kalıyor. en kısa zamanda formasını alacağım.
eurocup şampiyonluğu yolunda tarihi bir maça tanıklık ettik. şimdi ergin hocamın dediği gibi:
(bkz:
kaldı iki)