• 454
    "o formayı giymek kolay mı! galatasaray formasını giymek kolay mı! çok zordur. olmaz. böyle olmaz." diye beinsports ekranlarında maçtan sonra üzüntü ve kızgınlığını dile getiriyordu cevad prekazi. "ben eski bir galatasaray futbolcusu olarak utanıyorum bu gece. ben galatasaray'ın avrupa'da böyle bir tokat yediğini hatırlamıyorum." diye de sitemini devam ettiriyordu sarı-kırmızılı forma ile avrupa şampiyonlar kupasında yarı final oynamış efsane futbolcu... haklıydı isyanında, duygularını dile getiriyordu televizyon başındaki milyonlarca galatasaray sevdalısının... armanın peşinden santiago bernabeu stadyumuna "deplase olanlar" maç içinde dökmüşlerdi öfkelerini: "sabrımız taşıyor, adam gibi oynayın..." ve "formayı çıkarın çıplak oynayın" şeklinde uzun seneler duymadığımız "naftalinli sloganları" gün yüzüne çıkararak da sahada bunları "anlayacak!" futbolcu yoktu ne yazık ki?

    galatasaray neredeyse maçın başlama düdüğü ile kalesinde golü gördü. "bu nasıl gol, nagatomo neredesin?" demeye kalmadı ki, ev sahibi adına maçın yıldızı rodrygo kafayla ikinci defa fileleri sarsıyordu. yeni yeni avrupa sahnesine çıkmış, madrid deplasmanına ilk defa ayak basmış genç türk topçular olsa "mantıklı" gelecekti real madrid karşısındaki bu "felç" durumu ama şampiyonlar liginde, uefa avrupa liginde, dünya, afrika ve amerika kupalarında finaller, yarı finaller oynamış topçuların bu duruma düşmesi "utanç vericiydi." toparlar mı acaba diye düşünürken, nzonzi'nin acemice bir hatasıyla kazanılan penaltıda bu defa ramos fileleri havalandırıyordu. kalesinde 5 dakikada 1 gol görmek ortalaması hiç galatasaray'a yakışan bir durum değildi de, neyse dakikalar ilerledikçe durumu "az buçuk" topladı bizimkiler. transfer edildiği günlerde g.o.r.a. filminden repliklerle "sen japonsun bir kere, akıllı adamsın, seni seçtim" diye eller üstünde tutulan yuto nagatomo "çin malı" sol bek gibi devre biterken ispanyollara dördüncü golü armağan ediyordu.

    soyunma odasına dört farklı mağlup olarak girilmişti ama daha da fazlası olabilirdi, bazılarını muslera çıkardı, bazı pozisyonda beyaz formalılar beceriksizdi. ali sami yen'de peşi sıra oynadığı psg ve real madrid maçlarında üçlü savunmayla mücadele eden ve gayet de başarılı olan fatih terim, santiago bernabeu'da tekrar iki stoper ve iki bekli sisteme dönüş yapmıştı... ilk devre kalesinde dört gol görünce, donk'u oyuna alarak tekrar üçlü savunmaya dönüş yaptı ve babel'i forvette tek bıraktı tecrübeli teknik adam... lakin bu değişiklik de farkın gelmesine yeterli olmadı, zidane'nın takımı iki gol daha atıp, kalesinde lemina'nın kafa vuruşu olmak üzere tek pozisyon vererek farklı bir şekilde maçı kazandı...

    böyle ağır bir yenilgiden sonra, hele ki yenilen gollerden sonra reaksiyon vermeden rakibi seyredilen bir maçtan sonra oyuncuları tek tek değerlendirmek oldukça manasız olurken, göze batan isimler muslera ve lemina oldu. uruguaylı kaleci altı gol yedi belki ama farkın daha da açılmasını önlerken, lemina da orta sahada koştu, çabaladı, didindi, kısaca bu hezimeti kabul etmediğini göstermiş oldu...

    gerisi mi? top ayaklarına geldiğinde ne yapacağını şaşıran futbolcu topluluğuydu...

    6 kasımı 7 kasıma bağlayan gece kötü bitmişti ama yüzümüzü güldüren bir haberle de güneşi batırmıştık aslında. abilerinin maçından önce karşı karşıya gelen iki takımın u-19 yaş takımlarından galatasaray ev sahibini 4-2 ile mağlup etmişti. genç aslanlar da abileri gibi daha 2. dakika yenik duruma düşmüş ama "armanın onuru" için isyan etmiş ve süleyman luş ile yunus akgün'ün penaltı golleri ile 2-1 öne geçmişlerdi. ikinci yarıda guttierez klas bir golle beraberliği sağlasa da, geleceğin galatasaray 10 numarası ve kaptanı atalay yıldırım belki de kariyerinin en anlamlı gollerinden birini atacak ve takımını öne geçirecektir. atalay'ın golünün hemen ardından yunus akgün, hocasının korner talimatına uyarak işık kaan arslan'a harika bir asist yapacaktı... "biz futbolcuların geçmişine yatırım yapıyoruz, aslında geleceğine yatırım yapmamız lazım" diyen fatih terim'in sürekli vurguladığı ocak ayını beklerken, bu gençlere de ara ara takımda şans vereceğine inanıyorum... galatasaray'da kaybolmuş olan "ruh" belki de florya'nın havası ve suyuyla büyümüş bu çocuklarla gelecektir takıma...

    kaynak: https://ultrasmovement.blogspot.com/...d6-0galatasaray.html
  • 37
    içerde dışarda avrupa'da türkiye'de kimle nerde oynarsak oynayalım 100 maçın 98 inde içimde bir umut var diyen ben bu maç için maalesef böyle bir şey söyleyemiyorum. hücüm zaten yapamıyoruz, dönem dönem oyuncuların donup kaldığı hareket bile etmediği değişik anlar var maç içerisinde. buna ek olarak kazanmaya başlayan ve bizden çok daha kaliteli kadrosu olan real madrid'le deplasmanda oynayacağız. savunma yapalım desek galatasaray genlerinde maalesef hiç olmadı pek beceremedik yıllardır keza orda yapmamız çok ama çok zor, hücum oyunu oynayalım desem bu sene ki halimiz ortada. he işin ucunda galatasaray var ve ben belki maç günü yine gaza gelip heveslenmeye başlayacağım ama bu sene her heveslendiğimde bir şeylerin kursağımda kalmasından dolayı çok üzüldüm.

    neyse seninle mutsuzluğa da varım..

    canımızdan çok seviyoruz.

    https://i.hizliresim.com/odav7b.jpg
  • 432
    fatih terimi gerçekten hayretler içerisinde izliyorum. maç boyunda gözüm feghouliye takıldı ve öyle hareketlerine şahit oldum ki benim midem kaldırmadı ama fatih hocanın hemen önünde onun midesi kaldırdı. hayali pres mi dersin durduk yere adamın ayağına çelme takma mı dersin, 3 metre depar atıyor gibi gözüküp kafasını yere eğip eli belinde sırtını dönmesi mi dersin... bir diğeri seri. söyleyecek söz dahi bulamıyorum. o sövgüleri hiç eksik etmediğimiz selçuk inan onun kadar kesin oynardı. diğer bekler olsun orta saha olsun zaten geçiyorum. yazık. şu kadroda muslera, luyindama biraz kıpırdayan lemina ve nzonzi haricini ilk on sekizde dahi görmek istemiyorum.
  • 73
    daha önce sözlükte yazılmıştı. real madrid deplasmanında oynadığımız 3 maçta da sırasıyla 3-0, 3-0, 4-1'lik skorlarla sahadan mağlubiyetle ayrılmıştık. üstelik 3-0 yenildiğimiz 2 maçta şampiyonlar ligi çeyrek final mücadelesiydi. en iyi zamanlarımızda bile real madrid'e 3'er farklı yenilmişken bu halimizle umarım fark yemeyiz.

    edit: ilk yarı 1 maç sonucu 1 olacak futbol karşılaşmasıdır.
  • 319
    normalde hiç istemem ama hayrımız için çok daha fark yemeliyiz. oyuncular ve teknik heyet cidden utanmalı artık!

    basın toplantısında bu skorun bahanesi için "maçın başlarında şanssız 2 gol yiyince oyuncular dağıldı doğal olarak." söylenememeli!

    sahada bir tek lemina vardı ilk yarıda çabası göründü en azından. babel eli belinde dolanıyor. seri ile mariano'nun harika paslaşmalarıyla harcadığı pozisyonlar ise bir harika! oyuncuları sahaya adeta salmışlar da kafalarına göre takılıyorlar.

    dün de şampiyonlar ligi maçlarını izledim bugün de izliyorum. biz kesinlikle bırakın şampiyonlar ligini avrupa ligine bile yakışmıyoruz bu oyunla. komple elenelim de bir tek lig kalsın elimizde ki belki şampiyon oluruz en azından. o da zor ama işte bir ümit tek kulvar kalınca belki bir şeyler değişir(+ türkiye kupası)
  • 80
    tam da 80 dk. otobüsü park edip, son 10 dk. vatan millet sakarya nidalari ile saldirmalik maç.

    madrid kazanmak zorunda oldugumuzu biliyor. ilk maçta 3 dakika içerisinde buldugumuz net firsatlari degerlendirsek i$in rengi farkli olurdu.

    hoca'nin felsefesine aykiri fakat kontraatak ile madrid'i yenebiliriz.

    madrid'i bir $ekilde üzerimize çekmemiz gerekiyor.

    ama nasil…?
  • 436
    galatasaray resmi instagram hesabı bile ne iy skoru ne golleri ne de maç sonucunu paylaşmış! düşün kulüpte olan biten her şeyi orada paylaşmakla yükümlü adam bile bu akşamı kendine yedirememiş. (https://instagram.com/...igshid=6d20j4qgm1t4)
    kelle istiyorum kelle. öyle nagatomu gazişehir maçında kesik yedi fln değil ha. barnebeu ya masörü, doktur, u21 takımı hariç kaç kişi gittiyse en az 4 de 3’ünün kellesini istiyorum. toplam 35 kişimi gitti en az 33 kişinin kellesi gidecek.

    yazık ulan size beslenen umutlara!
App Store'dan indirin Google Play'den alın