• 26
    ilk yarısında kötü oynadığımız maçtır...orta alanda hakan baltanın yerini yadırgaması, ardanın sakatlığı ve son haftalardaki formsuzluğu sebebiyle ne yaptığını bilmez şekilde sağa sola koşturması, lincolnun geçen seneki haline geri dönüş sinyali vermesi, nondanın ileride barosun hızına ayak uyduramaması gibi sebeplerden dolayı ilk yarıyı 1-0 geride kapattık..gol yemeden aklımız başımıza gelmiyor ne yazık ki, golü yiyoruz gözümüz açılıyor, başlıyoruz saldırmaya...bu maça kadar sonradan hep iyi açıldık ve gol(ler) bulduk..umarım bu maçta da ikinci yarıda aklımızı başımıza devşirir, skibbenin yapacağı müdahalelerle bu maçı alırız..
  • 27
    izlemek üzere televizyon karşısına geçtiğim 45 dakikayı bitiremeden bulunduğum mekanı * hızla terk etmeme neden olan bir ilk yarı izlediğim maçtır. tel tel dökülen bir ayhan akman orta sahada oluşması muhtemel bir çok atağı durdurduğu veya yavaşlattığı için doğru düzgün tek bir pozisyona giremedik dersek yalan olmaz. üstüne kaptırdığı toplar da cabası , arda turan sahada yok baros ile nonda ileride birşeyler yapma çabasında ama top gitmiyor, kesinlikle iyi olduğumuz söyleyemem. bursaspor'a gelince tam tahmin ettiğim gibi oynadılar, adamlar ortaya yusuf şimşek'i koymuş etrafına da dokuz adam bir de kaleci top rakipteyken topun arkasına geçiyorlar aldıkları her topu hemen yusuf'a aktarıp hızla ileri gidiyorlar ve mücadele ediyorlar, zaten sadece bu yüzden * golü de buldular. galatasaray'ın sezon başından beri süregelen mücadele etmeme sendromu sürüyor evet bu takım sahada savaşmıyor , mış gibi yapıyor. benim bildiğim galatasaray futbolu bu değil, bizim futbol kültürümüze uygun değil bu oyun tarzı .ikinci yarı ufak çaplı bir mucize olmazsa bu maçın dönmesi çok zor hatta bir puan bile zor. umarım bu laflarımı bana yedirirler ama sanmıyorum.
    sadece ilk yarıyı izlemem sebebi ile yazının bu durum gözönüne alınarak okunmasında fayda vardır.

    edit : ikinci yarının hemen başında 2-0 olmuştur. 3 puan kaybetmişizdir.
    re edit : 56. dakika da arda'nın golüyle 2-1 olmuştur.
  • 29
    geçtiğimiz haftaya şöyle bir göz gezdirelim:
    30 eylül 2008 salı:fb-d.kiev maçı
    2 ekim perşembe:metalist-bjk maçı
    2 ekim perşembe:galatasaray-bellinzona maçı

    haftasonundaki maç programı ise şöyle:

    5 ekim pazar:bursa-galatasaray
    5 ekim pazar:fb-kayseri
    6 ekim pazartesi:bjk-hacettepe

    fenerbahce bizden 2 gün önce maça cıkmasına ragmen bizimle aynı gün lig maçına cıkıyor. (hatta saat farkıyla bizden sonra)
    beşiktaş bizle aynı gün avrupa maçına çıkmasına rağmen bizden 1 gün sonra lig maçı oynuyor.
    sence haksızlık var mı yok mu sayın özgener?? çıkıp konuşsana hakkımız yeniyor diye demirören ve s. engin.
    konuşmazsınız tabi.

    edit:günlerde yanlışlık olmuş.sinirden arkadaşlar.
  • 32
    galatasarayın yusuf şimşeki durduramadığı ve yenildiği maç olmuştur..ben son yıllarda galatasaray defansının bu kadar çaresiz kaldığı başka bir maç hatırlamıyorum..defansımızın tümü birey birey çok kötüydü..meira her ne kadar birşeyler yapmaya çalışsa da o da çok adam kaçırdı arkaya, ciddi pozisyonlar verdik yediğimiz 2 golün dışında..

    maçta kıpırdayan bir arda, bir de baros vardı...diğer herkes döküldü..sanıyorum biraz hafife aldık bursayı..ayrı olarak değinmek istediğim iki kişi var; birincisi nonda ikincisi skibbe..nonda bu sene çok kötü oynuyor, bütün topları ayağında eziyor..attığı goller verilen pasların doğrudan ayağına olmasından kaynaklanıyor (antalyaspor maçı ve kocaelispor maçını hatırlayalım)...nonda forvetin ve hücum hattımızın hızını kesiyor kanımca ve onun yedeği kesinlikle yaser olmamalı..yaser bu takıma girecek kalitede değil..nitekim sakatlar iyileşince adını pek duyacağımızı sanmıyorum..kendini daha çook geliştirmesi lazım...ikinci sözüm skibbeye ki, o zaten ayrı bir başlık, ayrı bir sözlük konusudur...bir insan takıma hiç müdahale etmez mi? hiç bir taktik değişiklik yapmaz mı? futbolcular sahada kafalarına göre oynuyorlar..kah ardayı sağda solda forvette görüyoruz, kah bakmışız servet hücumda çalım atmaya çalışıyor, hakan balta ön liberoda oynayamayacak kadar hantal olduğunu tam 1 saat boyunca bağırıyor resmen...ama skibbe dakika 70 de ilk değişikliğini yapıyor..

    ne diyelim, sadece sakatlarımızın iyileşmesini bekliyorum ısrarla..onlar iyileştikten sonra skibbenin başka mazereti de kalmayacak, sonra dinleyeceğiz kendisini..inşallah onlar iyileşene kadar yarıştan kopmayız..
  • 33
    uzun bir zaman sonra galatasarayımızın bu kadar kötü oynadığına şahit olduğum karşılaşmadır.

    futbolcularımızın * hepsi sanki kötü oynama haklarını bu maçta kullanmak istediler. takımın hiç bir yeri mi işlemez? organize bir tane bile mi atak yapılmaz? daha önce de bir çok maç kaybettik ama en azından maçın son dakikasına kadar içimizde bir umut olurdu. bu maçtan çıkarılacak sonuçlar :

    1- konsantrasyonumuz eksilerde.
    2- skibbe'yle bu iş maalesef yürümeyecek.
    3- volkan yamanla hele hiç yürümeyecek. *
    4- fizik olarak yerlerdeyiz.

    dipnot: bursasporun da hakkını teslim etmek gerekiyor. yapmaları gereken ne varsa yaptılar, atakları çok iyi organize ettiler. sahanın her yerinde baskı uyguladılar. fark atmaları işte bile değildi.
  • 35
    yine oyunu düzgün okuyamayan bir teknik direktör tarafından yönetilen bi takıma sahip olduğumuzu gördük. kendi evimizde ki bir maça çift ön liberoyla çıkıp, deplasmanda hemde bursaspor gibi bu sezonun flaş ekiplerinden birine karşı tek ön libero, çift forvet, lincoln ve sakatlığı henüz tam geçmemiş bir arda'yla çıkmak nasıl bi mantıktır çözemedim. hepsini geçtim. top sürmekten aciz, sadece savunma yönü güçlü olan hakan balta'dan sol açık yaratmaya çalışmak nasıl bir acizliktir sorarım. sabri yi de yolda görsem dövücem. o derece uyuz oluyorum.
  • 39
    galatasaray süper ligdeki ikinici ciddi maçından da beklenileni veremedi,fakat gerçekçi olmak gerekirse önceki haftalardaki karşılaşmalar bu tip bir mağlubiyetin habercisiydi.

    galip geldiğimiz maçlarda dahi yediğimiz gollere dikkat edilirse, defansif anlamda ne gibi sorunlarımız olduğu görülecektir.bellinzona gibi basit bir takımdan 2 maçta 4 gol yiyen bir galatasarayın ilerleyen günlerini pek parlak görmüyorum.dünya kupası elemelerindeki ara bize yarar demeyi çok isterdim amma ve lakin milli takımlara turkcell süper ligden en çok futbolcu gönderen galatasarayda,ne yazık ki * sakat oyuncu sayısı milli maç trafiğinde daha da artıyor.

    bursasporun galatasaray'ı iyi analiz etmesini tabiki yabana atmiyorum ama kişisel hataların mağlubiyete etkisini bugün tekrar görmüş olduk,servet çetin'in anlamadığım bir şekilde sürekli ofansif oynamak istemesi,ceza sahasından topla çıkarken tuhaf hareketler yapması *,hatta bir pozisyonda milan baros'un topla buluşmasını engelledi.sağ bekte yaşanan sorunlardan dolayı canımızın sıkkın olması belki bazı galatasaray taraftarlarının sabri sarıoğlunu bile aramasına sebep olsa da,sabri sakatlıktan çıkar çıkmaz gene eski formunu koruduğunu göstermiştir.skibbe hakkında çok konuşacak değilim zaten hazırlık maçlarından beri ligdeki akibetini merak ettiğim bir teknik adam.

    merak ettiğim ayrı bir konuda galatasarayın elindeki sağlıkçılar acaba pratisyen mi henüz doktor olmadılar mı futbolculara yanlış teşhis konuluyor böyle giderse daha ne kadar sakat verilcek,bu sakatlar ne kadar zamanda düzelecek?galatasaray gibi büyük bir kulubün futbolcuları neden kendi sağlık ekibine güvenmeyip ankaraspor'un doktoru kunduracıoğlu ile görüşmeye gidiyor?uğur uçar ne zaman düzelecek,sahalara ne zaman dönecek, ee tabi bunlar da merak konusu.
  • 40
    ilk yarısını kaçırdığım ama ikinci 45 dakikayı tamamen izleyebildiğim maç. söylenenlere göre ilk yarı bursaspor çok üstün bir futbol oynamış ve 1-0 da önde kapamış devreyi. fakat ikinci yarıda bambaşka bir galatasaray vardı sahada 2. yarı başında yenen şanssız gol olmasa belki de maçı koparabilecek kadar çok pozisyon yakaladı.
    biraz şans da gerekiyor futbolda her zaman söylerim. bu arada takım tamamen revire dönmüş hakan balta ön liberoda falan oynuyor hala.

  • 41
    galatasaray'ın halı saha maçı kıvamında bir taktiksel dizilişinin olduğu tuhaf bir mücadele olmuştur.nitekim ilk yarı galatasaray sağ kanatta sabri önünde arda ile oynarken, solda ise volkan yaman tek başına bırakılmıştır.ikinci yarı ise arda bulunduğu mevkiyi terk etmemiş; bu sefer de sabri, aydın yılmaz oyuna girene kadar sağ kanatta tek kalmıştır.

    sağ ve sol beklerin geriden destek verdiği 3'lü orta saha ile alan paylaşımı yaparak oynamayı bilirdik de, tek kanadın unutulmuş gibi boş bırakarak oynanabileceğini de skibbe sayesinde öğrenmiş olduk.
  • 43
    arda ve lincoln'lü bir hücumcu orta sahanın varlığına rağmen nonda'nın ilk 11'de başlama sebebini anlayamadığım maç. baros'u da eklediğimizde bursaspor'un neden her atakta bizi az adamla yakaladığını anlamak zor olmuyor. galatasarayın bu kadro dizilişi ile deplasmanlarda, avrupa kupası maçlarında ve derbilerde (geriye ne kaldı) iş yapması mümkün değil. rıdvan haftalardır bunu söylüyor. zaten steau maçında da bu görünmüştü. ama gerek kenar yönetim gerekse adnan sezgin/polat ısrarla çok sakatımız var sakatlar iyileşince farklı olacak masalına devam ediyor. arda-lincoln-baros-servet-hakan-ayhan-de sanctis-meira-sabri-nonda bu takımın yedek takım olduğunu kim iddia edebilir. sakatlardan bu takıma dahil olacak kewell ve topal dışında kim var ki. zaten bunlar oynarken de aynı aksaklıkları yaşıyorduk.

    skibbe'nin şunu anlaması gerekiyor. ya bu kadar hücumcuya topa ilerde basmalarını, kaybettiklei anda topun gerisine geçmelerini öğretecek ki bu zor görünüyor, ya da bu tip maçları iyi analiz edip ona göre bir kadro ile çıkacak.

    dünkü maça arda-ayhan-hakan balta-sabri orta sahası ile çıkıp sağ bekte serkan'ı, sol bekte ise alpaslan veya volkan'ı oynatsa idi. ilerde baros ve lincoln'den daha fazla verim alırdı. ayrıca ilk 45 dakika arda sağ beke hapsetmeyerek onu da hücuma katabilirdi. nitekim ikinci yarı arda biraz sol çizgiye yaklaşında takım ileriye gitmeye başladı. ortada sabri, ayhan gibi topa basan adamlarla rakibe bu kadar boş alan bırakılmazdı.

    ama ben her halükarda bu takımın oynayabileceği en iyi oyunun ileride kewell-baros forveti arkada solda arda, ortada topal, ayhan, linderoth 3'lüsünden ikisi ve sağ çizgide aydın'la olabileceğini düşünüyorum. sağ bek için eğer sağlamsa uğur yoksa hasan şaş veya sabri o da olmazsa serkan'la oynanabilir. lincoln zor maçlarda ancak bu takımda kewell sakatsa oynar yoksa oynamaz. lincoln'ü ille de oynatayım dersen arda kesmek cinayet olur. eğer hepsini birden sürersen her atakta dün akşam olduğu gibi pozisyon yersin.

    bu arada defansın bu kadar kötü görünmesinin sebebi de yine orta saha ve hücümdaki bu ilk toplara basmama, dönen topları toplayamamaktan kaynakladığı aşikar. ama yine de eğer emre güngör sağlamsa meira ile beraber 1-2 maç denenebilir. hem bu şekilde servet biraz nefes alır dinlenir. hem de döndüğünde daha iyi olur.

    bu kadroda şu an için en iyi diziliş;

    de sanctis-servet-meira-hakan-hasan şaş-arda-topal-ayhan-aydın (barış&sabri)-kewell-baros.

    nonda veya ümit karan ancak baros'un yedeği olurlar. lincoln de kewell'ın. eğer linderoth sağlamsa ayhan'ı kesebilir. ama topal'ın şiddetle oynaması gerekir. sol ve sağ açıkta benim gönlümden geçen arda ve aydın'ın beraber oynamaları.
  • 45
    sonuca hiç mi hiç şaşırmadığım karşılaşma. bursa takımı biraz daha akıllı olsa maç 5 olurdu. sonuç olarak neymiş? 8 değil 11 hücumcuyla oynuyor olman bile senin leblebi gibi gol atacağını anlamına gelmezmiş. nasıl takım olarak hücum ediyorsan takım olarak da savunma yapmak zorundasın. daha önceki yazımda bu maçın lincoln ve skibbe için önemli sınav olduğundan söz etmiştim. lincoln maçta etkisiz kalsa da mücadele azmi kazanmış durumda yediğimiz kontraataklarda savunmaya kadar adam kovalaması benim gözümde artı puandır. peki skibbe? aynı tas aynı hamam. basın toplantısında bir de yusuf'a önlem almaya çalıştık demiş. dalga geçiyor heralde adam en rahat maçlarından birini oynadı. 5 tane gol hazırladı bursa 2sini atabildi. olan bizim gibi galatasaraylıların ciğerlerine oldu. yakında akciğer kanseri olurum sigara içmekten. kimse bana sakatlar makatlar demesin. galatasaray'ın yedek kadrosu bile bu ligde şampiyonluğa oynar. he maçta gününde olmayabilirsin, istediklerini yapamayabilirsin ama senin mücadele etmemeye hakkın yok arkadaş en az rakip kadar koşacaksın, basacaksın. taktik anlayıştan hiç bahsetmek istemiyorum ki galatasaray hala saha içinde disiplinden uzak. herkes kafasına göre takılıyor adeta. her maç 20 dakika top oynasalar ligde yanemeyecekleri takım yok umarım bunun farkındadırlar. eee skibbe ne diyordu? heh sakatlar doğru nasıl olsa revire döndük. şu sakatlar iyileşene kadar şampiyonluktan kopmayalım da...
  • 46
    skibbe ve ümit davala şeklindeki teknik ekibimize güvenimi ve sabrımı tamamiyle yitirdiğim maç olmuştur. ne bursaspor analizi, ne yusuf şimşek'e önlem, ne oyuncu tercihleri... saç baş yolduran bir maç izledim ve bu kadroyu böyle oynarken izleyince, duygularımı kontrol edemeyip bağırmaya çağırmaya başladım... yazıklar olsun...

    bu arada 14 sakatımız var bir mazaret değil, bahanedir. sahaya çıkardığın 11 kağıt üstünde bursaspor 11inden çok daha üstündür, bunu da unutmadan, şapkanı önüne koy, çek git terket artık bu takımı skibbe. ümit, yavrum sen de git bir albüm falan yap... sanırım yardımcı teknik direktör olarak yaptığın tek şey idmanlarda takıma "hadi beyler, 15 tur hafif koşu, başlayın..." demek. [oyuncu olarak çok severdim kendisini, o ayrı]

  • 47
    bugünkü sabah gazetesinde hakkında bir takım iddialara yer verilmiş olan maçtır.

    --- alinti ---
    5 ekim'deki bursa-g.saray maçında tedavi amaçlı ilaç kullanan milli futbolcu ceza almayınca türkiye'den fifa'ya üç kez "tff, doping yapan futbolcuya ceza vermemiştir" şeklinde ihbar gitti..

    galatasaray'ın ve milli takım'ın yıldız oyuncusu arda turan'ın bu sezon süper lig'in altıncı haftasında bursa atatürk stadı'nda oynanan bursaspor- galatasaray maçındaki doping testinin pozitif çıkması ve ilacı tedavi için kullandığının rapor edilmesi sayesinde ceza almaması üzerine türkiye futbol federasyonu'nu şikayet eden üç ayrı mektup fifa'ya gönderildi.

    alinan ilaçta steroid var
    5 ekim 2008 tarihinde oynanan bursaspor- galatasaray maçından önce bellinzona ile oynanan uefa kupası birinci tur rövanş karşılaşmasında sakatlanan arda turan, leğen kemiğindeki ağrılarının önüne geçmek için steroid içeren bir ağrı kesici olan "metilprednisolone" kullanmıştı. genç oyuncunun aldığı bu ilaç, uygulanan ağrı kesicinin daha yavaş reaksiyon göstermesini ve insan üzerindeki etkisini uzun süre sürdürmesini sağlıyor. kulüp doktorlarının bu ilacın kullanıldığını beyan etmeleri ve kullanımdan önce türkiye futbol federasyonu dopingle mücadele kurulu'ndan onay almaları sayesinde, arda herhangi bir ceza almamış, ancak futbol federasyonu'nun resmi internet sitesine yapılan testin sonucunun 30 aralık 2008 tarihinde girilmesi dikkat çekmişti. yani bu raporun maçın oynandığı tarihten yaklaşık üç ay sonra sisteme yazılması akla başka soruları getirmişti. futbol federasyonu dopingle mücadele kurulu'nun, ilacın kullanımı kendilerine danışıldığı sırada "galatasaray'ın oyuncusu arda turan, aynı zamanda türkiye a milli takımı'nın da futbolcusudur. bu ilacın kullanıldığının fifa'ya da bildirilmesi gerekir" bilgisini vermesi nedeniyle sarı-kırmızılı kulüp, o dönemde fifa'yı da bu konuyla ilgili ilerleyen zamanlarda sıkıntı yaşanmaması için önceden bilgilendirmiş, önlemini almıştı.

    federasyon şikayet edildi
    arda'nın tedavi için kullandığı ilacın hem tff hem de fifa onayıyla alınmış oluşu nedeniyle cezai yaptırım doğurmaması sonrası türkiye'den fifa'ya ve çeşitli kurullarına defalarca ihbar mektupları yazıldı ve gönderildi.
    bu yazıların sahiplerinin, milli takımımız'ın ispanya gibi güçlü bir rakip ile önem derecesi yüksek olan maçlarını da umursamadıkları ortada...

    eylemi örtbas iddiasi ve ihbar
    fifa genel sekreterliği'ne giden ilk mektupta futbol federasyonu'nun dopingli çıkan bir futbolcunun eylemini örtbas ettiği iddiası ve ihbarı yer aldı. bunun sonuçsuz kalması üzerine fifa sağlık kurulu'na da mektuplar gönderildi ve "türkiye futbol federasyonu doping yapan futbolcuya ceza vermemiştir" iddiasına yer verildi.
    --- alinti ---

    görünen lüzum üzerine edit:
    http://www.sabah.com.tr/...7F654FC833E82C4.html
  • 48
    bu maci unutmam mumkun degil sanirim. o gun butun gun hastanedeydim. canimdan cok sevdigim dedem 1 aydir hastanedeydi ve durumu o gun cok agirlasmisti. zaten uzgun oldugumdan aksam oldugunda babamin zoruyla maci izlemeye gitmistim. galatasarayin galibiyeti o gun belki biraz yuzumu guldurebilirdi. ama olmadi yenilmistik. mactan yarim saat sonra, benim aklim hala mactayken, hastaneden bir telefon geldi. o telefonla aklimda ne mac kaldi ne bir sey. dedemin vefat ettigini ogrendim.

    bu macla beraber bursaspor'a veya baska bir takima karsi alinan maglubiyetin, hayat'a karsi alinmis bir maglubiyete gore cok cok cok hafif oldugunu ogrendim. daha onceleri yenilgi alinan bir mactan sonraki gun hic bir sey yuzumu gulduremezdi ama bu macla birlikte gulup gecmeyi ogrendim. daha once yaptigim, galatasaray'in yenildigi maclardan sonra insanlara karsi agresif olma tutumumu degistirdim. biraz daha uzaktan bakinca goruyoruz ki, en nihayetinde kaybedilen bir mac. bu hangi mac olursa olsun. sonucta ben, burdaki bir cok arkadasim, renkdasim gibi bu takimi galibiyetleri, basarilari icin sevmedik. bu takimda kendimizi buldugumuz icin, renklerine bagli oldugumuz icin sevdik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın