33
beşiktaş aslında 19 nisan 2018 fenerbahçe beşiktaş maçına psikolojik olarak iyi hazırlanmışlar. özellikle pepe'nin atılmasından sonra devre arasında belli ki işi saha dışına taşırmayı planlamışlar. bunda da başarılı oldular.
maçın başından beri köşe gönderinde taç atarken madde atıldı, 2-3 kere de uyarıldı taraftar. sonrasında da bunu kullanacak şekilde 2. yarıda fener taraftarının tamamını gerecek bir senaryoya giriştiler. sonradan kameralardan görülen tolga zengin, mustafa pektemek ve oğuzhan özyakup'un taraftarı tahrikleriyle şenol güneş'e madde isabet etti. bence de kafası yarılmadı ama bundan etkilendi ve soyunma odasına gitti. giderken de madde geldi ve sonrasında da bjk yönetimi bir kurguya girdi. şenol güneş henüz hastanedeyken fikret orman apar topar "hovamızın kafasına koltuk geldi, ben de gördüm" dedi, hatta olası tüm senaryolara karşı "hocamız ve takım hakeme sorarak sahadan ayrıldı" dedi. bunları daha maçın tatil olmasının üzerinden 1 saat geçerken yaptı. beşiktaş buraya kadar her şekilde duruma hazırlanmış (yarık fotoları vs) görünüyordu.
fakat işte hesap edemedikleri şey vardı. o da fenerbahçe camiasının kaostan beslendiği. zaten ülkenin şımarık çocuğu olarak yaptıklaırı her şey affedilen bir kulüpken(şike, ırkçılık, kundaklama vs) fenerbahçe'nin burada da kollanacağıydı.
camia olarak fenerbahe > beşiktaş bir kere. işi fetö'ye ve kumpasa daha ilk dakikada bağladılar ve seçim öncesi ne şiş yansın ne kebap diyen siyasi irade de fener'e destek verince bu sefer beşiktaş taraftarı ayaklandı, burada iki seçenekleri vardı. taraftara ve hocasının tavrına rağmen siyasi iradeye boyun eğeceklerdi ya da taraftarın gönlünü de hoş tutup buradan mağduriyet yaratacaklardı ve buna karşılık da bir tepki vereceklerdi, o tepkiyi de maça çıkmayarak verdiler.
sonuçta kendi taraftarları dışında kalan çoğunluk beşiktaş'ın kendi tuzağına düştüğü fikrinde. kamuoyunu ve vicdanları ikna edemediler. çünkü maçta 10 kişi kalmışlardı ve skor 0-0'dı, eleneceklerdi. (ilk maç 2-2) kulüp açıklamsının aksine sahada değil masada kazanmaya çalıştılar. kazanamasalar bile bunun yansımasını 29/04/2018 gs-bjk maçında almak istediler.
pepe'nin cezasının affına bile ses etmediler ama o maça da psikolojik olarak hiç hazır değillerdi, dağıldılar.
sonuç olarak 3 günde hem şampiyonluğu hem de kupayı kaybettiler.
fenerbahçe'nin bataklığında boğuldular. aziz ve aykut nefretine rağmen tüm taraftar kenetlendi ve fenerbahçe bu savaşı kazandı. onlarla bu savaşa girmek her camianın harcı değildir. hatta bizim dışımızda hiçbir camianın harcı değildir. beşiktaş bunu çok acı tecrübe etti.
şenol güneş'i, fikret orman'ı kaybetmeleri de yakındır.
şenol güneş hem başarısız olduğundan hem de yıprandığından ayrılacaktır. fikret orman ise siyasi iradeye karşı geldiği için zor durumda kalacaktır.
sonuçta ben bu konuda bir taraf olmuyorum, fenerbahçe'nin yine kurtarıldığını düşünüyorum fakat beşiktaş'ın şark kurnazlığının da elinde patlamasına seviniyorum. yoksa bundan sonra her derbide rakipler maçı gerer, en ufak olayda herkes soyunma odasına gider, hükmen galibiyet kovalardı.
masada kazanmak isteyen beşiktaş masada kaybetti.
maçın başından beri köşe gönderinde taç atarken madde atıldı, 2-3 kere de uyarıldı taraftar. sonrasında da bunu kullanacak şekilde 2. yarıda fener taraftarının tamamını gerecek bir senaryoya giriştiler. sonradan kameralardan görülen tolga zengin, mustafa pektemek ve oğuzhan özyakup'un taraftarı tahrikleriyle şenol güneş'e madde isabet etti. bence de kafası yarılmadı ama bundan etkilendi ve soyunma odasına gitti. giderken de madde geldi ve sonrasında da bjk yönetimi bir kurguya girdi. şenol güneş henüz hastanedeyken fikret orman apar topar "hovamızın kafasına koltuk geldi, ben de gördüm" dedi, hatta olası tüm senaryolara karşı "hocamız ve takım hakeme sorarak sahadan ayrıldı" dedi. bunları daha maçın tatil olmasının üzerinden 1 saat geçerken yaptı. beşiktaş buraya kadar her şekilde duruma hazırlanmış (yarık fotoları vs) görünüyordu.
fakat işte hesap edemedikleri şey vardı. o da fenerbahçe camiasının kaostan beslendiği. zaten ülkenin şımarık çocuğu olarak yaptıklaırı her şey affedilen bir kulüpken(şike, ırkçılık, kundaklama vs) fenerbahçe'nin burada da kollanacağıydı.
camia olarak fenerbahe > beşiktaş bir kere. işi fetö'ye ve kumpasa daha ilk dakikada bağladılar ve seçim öncesi ne şiş yansın ne kebap diyen siyasi irade de fener'e destek verince bu sefer beşiktaş taraftarı ayaklandı, burada iki seçenekleri vardı. taraftara ve hocasının tavrına rağmen siyasi iradeye boyun eğeceklerdi ya da taraftarın gönlünü de hoş tutup buradan mağduriyet yaratacaklardı ve buna karşılık da bir tepki vereceklerdi, o tepkiyi de maça çıkmayarak verdiler.
sonuçta kendi taraftarları dışında kalan çoğunluk beşiktaş'ın kendi tuzağına düştüğü fikrinde. kamuoyunu ve vicdanları ikna edemediler. çünkü maçta 10 kişi kalmışlardı ve skor 0-0'dı, eleneceklerdi. (ilk maç 2-2) kulüp açıklamsının aksine sahada değil masada kazanmaya çalıştılar. kazanamasalar bile bunun yansımasını 29/04/2018 gs-bjk maçında almak istediler.
pepe'nin cezasının affına bile ses etmediler ama o maça da psikolojik olarak hiç hazır değillerdi, dağıldılar.
sonuç olarak 3 günde hem şampiyonluğu hem de kupayı kaybettiler.
fenerbahçe'nin bataklığında boğuldular. aziz ve aykut nefretine rağmen tüm taraftar kenetlendi ve fenerbahçe bu savaşı kazandı. onlarla bu savaşa girmek her camianın harcı değildir. hatta bizim dışımızda hiçbir camianın harcı değildir. beşiktaş bunu çok acı tecrübe etti.
şenol güneş'i, fikret orman'ı kaybetmeleri de yakındır.
şenol güneş hem başarısız olduğundan hem de yıprandığından ayrılacaktır. fikret orman ise siyasi iradeye karşı geldiği için zor durumda kalacaktır.
sonuçta ben bu konuda bir taraf olmuyorum, fenerbahçe'nin yine kurtarıldığını düşünüyorum fakat beşiktaş'ın şark kurnazlığının da elinde patlamasına seviniyorum. yoksa bundan sonra her derbide rakipler maçı gerer, en ufak olayda herkes soyunma odasına gider, hükmen galibiyet kovalardı.
masada kazanmak isteyen beşiktaş masada kaybetti.