abdullah avcı'nın neden büyük hoca olamayacağını kalın puntolarla altını çize çize anlattığı doksan dakika. ölüm kalım maçına çıkmış, çok büyük riskler alarak top kazanma imkan ve ihtimali sıfır olan bir fenerbahçe 11'inin korkusundan takımı neredeyse altıpasa çekti. djanini, berat ve serkan gibi adamlara doksan dakika müdahale etmedi. bu adamların yerine yedeği olmayan takımın da, bunlara doksan dakika ilişmeyen hocanın da puan alması haksızlık olurdu.
fenerbahçe de kendi çapınca mücadele etti. bir dönem kadıköy'de ikinci yarı 20-30 dakika zorlayıp puan aldıkları dönem vardı. maça o şekilde başladılar, riskler içeren takımı zorlayacak bir hoca ve rakip olmayınca pozisyon bulmayı başardılar. 35-45 arası ciddi anlamda bitik bir fenerbahçe vardı, trabzonspor kalitesizliğinden dolayı golü bulamadı.
ikinci yarı da aslında fenerbahçe çok dinlenmiş başlayamadı. djanini olsun, nwakame olsun hatta sağ kanatta serkan olsun ezdikleri sayısız topla fenerbahçe'ye fenerbahçe defansından daha fazla katkıda bulundu. abdullah avcı da kenarda seyretti. canı çıkan mesut'u ve kayıp thiam'ı alması istemeden takımı dirençlendirmesine sebep oldu. abdullah avcı yine kenarda seyretti. dünya kadar riskle sonuç alamayınca "eşşek gibi" ozan tufan ve ferdi'yi de alıp az biraz orta sahada defans yapmaya çalıştı. abdullah avcı uykusundan uyanıp ne yapacağına karar verene kadar iki diri adamın biraz topu ileri itmesiyle başlayan atakta
pelkas boşlukta güzel ilerleyip güzel vuruşla golü attı.
sonrası yine saçma sapan bir oyun. trabzonspor tüm beceriksizliğine rağmen 2 pozisyon buldu. iki pozisyonda kaleye 6 metre mesafeden toplam 3 ıska geçmeleri ise bambaşka bir olaydı. tıpkı fenerbahçe'nin 4 kişiyle rakip kale önüne gidip biraz da paslaşırken boş kaleyi bulacak yerde auta attığı top gibi..
velhasıl öyle garip bir maçtı. trabzonspor neden 30 senedir şampiyon olamadığını, abdullah avcı da neden büyük hoca olamayacağını gösterdi. gecenin kazananı erol bulut oldu, oynadığı tüm kumarlar tuttu...