• 451
    uzun uzun yazmaya gerek yok rakip bekler ileri çıktığı her an rahatça orta açabildi. rakip kanatlar rahatsız edilmeden topu ayağına alıp dönebildi. bizim hiç öyle rahatça kanat oyunu yapabildiğimizi gördünüz mü? temel fark ordaydı. yedlin ve anholt çöpüyle olmaz. nelson yerine luyindama falan oynasaydı 2 gol daha yerdik. her topa atladı.
  • 452
    beklendiği gibi hakemler tarafından doğrandık.

    babel hariç ciddi şekilde eleştirilecek futbolcumuz yok. nelsson ve marcao muhteşem ikili. kerem ve berkan hep üstüne koyuyor.

    olur böyle maçlar. her şeye rağmen idare eder bir maç oldu.

    fatih hoca feghouli inadından vazgeçtiği gibi babel'den de vazgeçerse çok güzel olacak. penaltı, korner ve serbest vuruşların halı saha maçı gibi spontane gelişmesi de çok absürt. buna da çözüm bulmalı.

    bir de söylemeden geçemeyeceğim rakip korner kullanırken oyuncu değiştirmek çok riskli bir hareket. hep başımıza iş açtı.
  • 455
    beşiktaş’ın kendi evinde, kendi seyircisi önünde, kendi hakemiyle kazandığı bir maçtır ve bunun ötesinde bir şey değildir, ayrıca çok normaldir. önemli olan final maçlarında beşiktaş’ın ve diğerlerinin ne yaptığıdır. olur ya şampiyonluk yarışında kafa kafaya gidersek, kendi sağımızdaki maçı kazanacağınızdan bu mecrayı boşver, tüm beşiktaş taraftarı emindir.
  • 456
    baya baya hasarsız atlacağımız maçtı. konsantrasyon eksikliğinde iki gol yedik. attığımız gol sürpriz bi goldü. şu maçta penaltı kaçırmak olacak iş değil. kale ağzından yarım boş kaleye gol kaçırmak hiç olacak iş değildi. lig uzun maraton ama ilk 10 haftada olmayacak işler oldu. kasımpaşa deplasmanı, trabzon deplasmanı, beşiktaş deplasmanı hepsi öne geçtiğimiz maçlardı. bu maçı diğerlerinden ayıran ise yenilmek oldu. yenemiyorsan yenilmeyeceksin diye boşa demiyor hoca. önümüzde de zorlu bir fikstür var. gönül galibiyet serisi istiyor ama zor.
  • 457
    rakibinin orta saha ve hücum hattı josef-pjanic-alex larin-bats-ghezzal üst seviye bir kadro ayrıca bu kadronun hücum gücü dortmund ve sporting maçlarında oldukça pozisyonlara girdi.

    geri hattında iki çürük necip ve umut meraş vardı. necip için forvetinin iş yapması lazım sonradan oyuna girdiği maçlarda fark yaratıp hocaya bu adam neden 11 oynatılmıyor diye mızmızlanılıyor. ilk 11 oynayınca rakibinin en çürük halkasına karşı üstünlük kurmayı bırak ayağına gelen topu da ezip kaybediyor.

    iyi kötü haddini bilerek oynuyorsun sonra araya yemeden golü attın. devreye kadar 10 dakika var dayanman lazım rakip geliyor ama savunma hattın sağlam kalmayı başardı derken kalecin saçma sapan bir gole sebebiyet veriyor.

    ikinci yarı başladı amatör bir korner golü yiyorsun. sonra değişikliler oluyor rakibin yorulmuş üstüne gittin penaltıyı aldın hop kaçtı. penaltıdan önce bomboş kaleye atamadın!

    rakibinden iki gün sonra rusya deplasmanından gelip bir şekilde topunu oynadın. penaltıyı atsan bu zorlu deplasmandan 1 puan daha alacaktın olmadı.

    acil çözülmesi gereken duran top sorunu var. ilk yarı sonunda liderin arkasında 3-4 puan girebilirsek arada yapılacak orta saha takviyesi ve net golcü bir isimle beraber ilerisi için başka şeyler konuşuyor olabiliriz.
  • 459
    planımızın cok iyi olduğu maçtı. iyi oyun değil doğru oyun bu. deplasman derbisine çıkıp* istediğini alma peşindeydik.

    oyun planı doğru olan sonucu da aldığımız ama fırsatları gole çeviremedigimiz, çok iyi savunma yaptıgimiz maçta 2 konsantrasyon hatasi ile kalemizde 2 gol gördüğümüz maç oldu.

    rakibi üzerimize cektik topu verdik. yaşli olan kadrosunu yorup 2.yari isi çözecektik. gole kadar full konsantre savunma yaptık. geldiler mi evet. ancak hep doğru pozisyonlarda durdu savunmamız ve haliyle ilk gole kadar yedlinin kontrol edemediği topta texeiranin karşı karsiya kaldıgi pozisyonu verdik ama nelsson ve muslera iyi kapattı.

    sonra ersinin zaafi olan uzaktan şutla golü bulduk. bu iyi olmadı esasen. çünkü takımı gevşetti. ayni oyunu oynadığımız marsilya ve lokomotif deplasmaninda golun değerini bildik. yani marsilyaya atsak onun da değerini bilirdik. ancak burada nispeten erken bulunca savunmada konsantre eksikliği oldu. birinci golde;
    1) o ortayı yaptırmazdik.
    2) nelsson dogru yerde durur ve timing ayarlardi kafayla uzaklaştirirdi.
    3) muslera çıkar alirdi.

    hicbiri olmadı. çünkü konsantremiz düştü.

    ikinci yarı yine heyecan olabilecek bir pozisyon vermezken (rosienin paralel topları saymiyorum cunku hep doğru duyduğumuzdan kaynaklı gole dönüşmüyor o pozlar)*

    sonrasinda kornerde yine larini tam tutamadı yedlin yine yedik.bir on direk yedik, bir de on direk asistli arka direk yedik.

    bütün bunlar olmuşken kontrolu tamamen ele aldık hucuma geçtik. e bulduk da gayet. bulamadık denmez ki yaydan kerem kotu vurdu, son saniye marcao içeri çeviremedi.

    hepsinden ötesi önce kerem sag caprazda direk golu atmalıydı olmadi sonrasi bos kaleye kaçırdık o esnada penalti kazandık. e artık penaltıyi atalim bir zahmet. penaltıci krizi yaşadık ve kaçırdık.*

    en az 2-2 ile burdan çıkardık her seye rağmen. hele konsantremizi korusak ve devreye 0-1 önde girsek. rakibi hepten yorup telaşlandirarak zorlanmadan galibiyeti alabilir durumdaydik.

    çıkarılması gereken dersler;
    1) asla 1 saniye bile konsantreni kaybetmeyeceksin.
    2) hücumda bulduğun pozisyonlarin değerini bileceksin
    3) golu bulduysan değerini bileceksin. savunmada sıkı durup taktik disiplini bozmadan 2'yi 3'u arayacaksın.
    4) penaltıyi penaltıcı atar.
    (bkz: alexandru cicaldau)
  • 461
    sezonun en iyi maçlarından biri olmaya aday bir maçtı ve bence öyle de oldu. bizimkiler avrupa da yaptığı defansı ligde bir türlü yapamıyor.

    kıyaslama yapmak gerekirse defans ikilimiz onlardan daha üstün bence. ama orta sahamız nedense bi türlü randıman alamadı. ben neden hala morutanı sağda oynatıyor anlamadım. orada olmuyor bence bu adam.

    ileri hattımız zaten sürekli değişiyor neden fatih terim sürekli bir değişiklik yapıyor onu da anlamadım. böyle sürekli güven kırıyor gibime geliyor. tam oturmuş bir 11 imiz yok gibi.

    maç sonu biraz sitemli bir şekilde mohammede neden o kullandı gibi bir şey söyledi.. iyi de bu takımın patronu sensin çok iyi gördüm iyi maden kullansın gibi bir hareket yaptı. patron sensen bu tip maçlarda senin penaltı atıcın kimsen ona attıracaksın.

    şimdi gidip hakemlere şöyleydi böyleydi demeye gerek yok. biz gerçekten topa sahip olamadık bu bir gerçek. ilk 11 tam oturmamış ikinci yarı yine babele kaldık.

    avrupa da morutan ne kadar iyiyse ligde o kadar etkisiz kalıyor. buna bir çözüm bulunması gerekiyor. neden halil ile değil de diagne ile başladık mesela. hafta içi o iyiydi cümlesine kanmam kusura bakmasın fatih terim. senin topa sahip olman gerekiyor halil gibi bir adam eksiltene hareketli birine ihtiyacın var, şut çekene ihtiyacımız var biz diagne ile başladık.

    bize çoook acilinden bir kaleci lazım, bu yerli olursa da tadından yenmez. belli ki bu yabancı sınırı başımıza hep dert olacak. muslera iyidir hoştur ama birazcık sıkıcı oldu hatalı gol yemeleri. bu tip maçlarda olmaz, buna lüksün yok.

    lig uzun bir maraton daha 10. haftadayız ben fatihle olmayacağını söylemekten yoruldum sadece istediğim ilk yarıyı götürebildiğimiz en iyi yere kadar götürcez sonra devre arası güzel bi kaç nokta transferle ikinci yarıya bomba gibi başlarız. aksi taktirde gerçekten fatihle olmaz düz futbol oynatılmaz.
  • 464
    takım baya baskı yedi ve bunu kıramadı, beni düşündüren tek nokta bu.
    eldekiler kaç fırın ekmek yemeli? fırıncı mı ekmek yapamıyor? un kalitesiz mi? yoksa yiye yiye bu iş olacak mı?
    neyse bu fırın işlerini bırakayım sadede geleyim.

    hocam bu orta saha ile o aradığımız özlediğimiz futbol zor.
    daha doğrusu bu orta saha performansıyla zor. en başta onlar geliyor.
    ne top sakladılar, faul aldılar, ne ayağa pas yapabildiler, ne rakibi bozacak çıkışlar yapabildiler ne de gerekli müdahaleler geldi.
    he diyorsan ki kardeşim ben bıraktım bu topla oynama işlerini. kapanırım kontra kovalarım, hızlı çıkış veya set oyunu kovalarım takımım golü bulur geriye düşmem. o zaman kalıp gibi hareket edecek bir takım lazım. bakıyorsun ilk golde stoperin boş alanı savunuyor, adamı arkasına kaçırmış mesafeyi kontrol edememiş. onu da yapamadın.

    bir diğer nokta; baskıda golü bulmuşsun artık ilk yarıyı kapaman lazım. maçı iyice soğut artık devreyi bitir.
    o da olmadı.
    sonrasında ikici yarı gene rakip oyunu sahana yıktı. yani kornerden olmasa da arka direğe yapılan başka bir kesme ile skoru yakalacaklardı zaten.

    çok olumsuzluk yazdık ama takım o kadar baskı yemesine rağmen ilk yarıda iyi mücadele etti.
    rakibin yakaladığı pozisyonların, özellikle maçın başında, birçoğu ofsayttı ancak devam ettirildi skor olmayınca varda kontrol edilmedi. bu bile takımı olumsuz etkileyecek bir durum ki buna da kısmen iyi direndiler.
    faul alma ya da rakibin faul alması noktasında hakeme karşı da iyi mücadele verildi.
    stoper uyumu, stoper-bek uyumu her geçen gün daha iyiye gidiyor.
    dikine daha çok pas denemesi yapılıyor. takım daha istekli ve denemeden kaçmıyor.
    maç içinde koşu mesafeleri yükseliyor.

    mayıslar bizim olacak inşallah.
  • 465
    maçta topun oyunda kalma süresi 46 dakika 39 saniye. rezalet bir süre, rezalet. haftanın açık ara en düşük süresi. maçın beyefendi -ve ayrıca yaşlı, götlü ve göbekli- hakemi koşamadığı için maçı da kendine uydurdu. örneğin aynı hafta oynanan 24 ekim 2021 antalyaspor başakşehir maçı‘nda top 59 dakika 54 saniye oyunda kalmış. aradaki fark neredeyse 14 dakika. yıllar önce uefa koşu testlerinden geçemeyen, türkiye’de ise kendisine özel çıkarılan kuralla hakemliğe devam eden fırat aydınus ayrıca haftanın en az koşan hakemi.

    düşünün; milyonlarca dolar yatırım yapıyorsunuz ve kaderiniz liyakatsız, art niyetli, şaibeli bir hakemin inisiyatifine bırakılıyor.
  • 469
    maçı kaybetmemizdeki en önemli faktör 75dk inisiyatifi rakibe vermemizden kaynaklanıyor. etken değil edilgen bir oyun ortaya koyduk. böyle bir oyunda bireysel hatalar da aleyhimize gelişebilir. çünkü rakip atak yaparken hata yapsa en fazla topu kaptırır ve kontra ataktan bize şans verebilir ama biz hata yaparsak gol yeriz.

    rakibi domine edemediğimiz ve oyun tamamiyle bizim için kontra atak futboluna dönmüş bir haldeyken diagne ile 70dk boyunca hücum edemediğimiz gibi, topu da ilerde tutamadık. diagne gibi kontra atak futboluna hiç uygun olmayan hantal diyebileceğimiz bir forvetle oynamamız ileri merkezde atak başlatma ve topu tutma konusunda da sıkıntılar yaşamamıza neden oldu.

    formda golcü mohamed veya gezen forvet halil yerine diagne tercihi ve malesef artık bir terim geleneği haline gelen hatada ısrar etme durumunu maç boyunca beraber izledik.

    defansif oyunda, hücuma neredeyse hiç katkısı olmayan yedlinin, larin gibi vasat bir forvet karşısında kevgire dönmesi de tuz biber ekti ve çikaldaonun bireysel yeteneği ile aldığımız skorun aleyhimize dönmesine ve piyangoyla gelen ve kaçan penaltıyla birlikte önüne gelenin yendiği, balonu patlamaya yüz tutmuş beşiktaş’a maçı vermemize neden oldu.

    hocanın oynatmaya çalıştığı oyun hepimizi heyecanlandırsa da üstün bir defansif direnç ve iyi bir koordinasyonla yapılarak, golle sonuçlanan kontra ataklar gerektiyor. bunun için de önce zamana, istikrarlı takım iskeletine ve geçiş ve kontra atak futbolunu efektif bir şekilde uygulacağımız oyuncuların sahada olmasına ihtiyacımız var. hocanın ısrarla şans verdiği babel ve diagne ve son olarak feghouli meziyetleri olsa da daha çok set oyunu için uygun oyuncular.

    bu sezon skoru koruyamadığımız maçlar bunun bir göstergesi. trabzon, kasımpaşa, rize, beşiktaş ve son lokomotif moskova maçlarına baktığımızda sahadaki oyuna uygun olmayan oyuncu tercihleri yüzünden skoru koruyamayan veya farkı açamayan bir galatasaray görüyoruz.

    önceki sene ve geçen sene gibi ilk yarıları heba etmememiz için tüm galatasaray camiasının şapkasını önüne koyması ve doğru aksiyonları alması gerekiyor…
  • 473
    hiç bir takımı yenemeyen beşiktaş'a kaybettiğimiz maç. bu maçı neden yenemedik, ileride yenebilmek için planımız nedir, beşiktaş'ı değil de ligde dengimiz olan takımları yenebilmek için ne yapacağız gibi soruların cevabını ben göremiyorum. alex uzaktan vurup atamasa bu statta attığımız son gol 2016 yılında gelmiş. fatih hocayla çıktığımız 2018-19, 2019-2020 ve 2020-21 sezonlarında attığımız gol 0, bu sezonlara artı olarak 2021-22 sezonu dahil aldığımız puan 0. rakip sahada en son 2015 yılının ocak ayında kazanılan bir galibiyet var.

    yazdıkça böyle büyüyen ve üzerinde düşünülmesi gereken bir tablo var. şampiyonu anadolu maçları belirliyor ancak sinerji adına ve takımın özgüven kazanması adına derbiler çok önemli.

    2022-23 sezonunda da ekonomik olarak zor durumda olan bir beşiktaş'la oynayacağız mesela vodafone stadında. umut nayır'dan gol yiyerek kaybettik bu statta 2019-20 sezonunda, o durumdayız. belki fatih hoca herkese bir sürpriz yapar, yoksa maç sonu açıklamalar hakem, mhk, sıkışık fikstür, ocak ayı şeklinde olacaktır.

    edit: düzeltme
App Store'dan indirin Google Play'den alın