öncelikle zor geçmesi muhtemel bir maçtı. körfez ekibi lige iyi başlamamış olmasına rağmen bu maçtan alacağı en az bir beraberlikle moral bulmak istiyordu. bizim de hafta içinden yorgun geldiğimizi, zeminin çok fazla iyi olmamasını ve daha oturmamış futbolumuzu düşündüğümüzde hepimiz ürküyorduk bu maçtan açıkcası. işin kötüsü ilk 3 haftada basitçe kaybedilen 4 puan ve sürekli eleştirilen bir
skibbe vardı ortada. her açından mutlaka 3 puan almamız gereken bir maça çıktık. körfez'de uğrayacağımız bir puan kaybı hem ligte gerilere düşmemize, hem takımın motivasyonunun bozulmasına, hem de
skibbe'ye olan güvenin tamamen bitmesine sebep olabilirdi. dediğim gibi zor ve gergin bir maç bekliyordum açıkcası. maçın hemen başında gelen gol de bu maçın çok zor olacağını gösteriyordu. lakin maçın başında kolay bir gol yememize rağmen takım gayet güzel futbol oynuyor ve pozisyon buluyordu. özelllikle ileride
lincoln topu ayağına alıp tek topla kanatlara dönmesi ve diklemesine defansın arasına top atması bizi bir çok pozisyona soktu. bu takım tek forvet oynarken
lincoln'den yararlanmak hemen hemen olanaksız. çünkü
lincoln güçlü fiziğiyle rakiplerini ekarte edip gol pası atan bir 10 numara değil, daha çok oyun zekasıyla ve tekniğiyle topu ayağına aldığında tek topla forvetleri pozisyona sokan bir oyuncu. bu sebeple ileri uçta 2 forvetin olması
lincoln'un olumlu futbolu için oldukça önemli. ileride sadece
ümit karan ve ya
nonda varken,
lincoln topu ayağına aldığında ileride pas atacak adam arıyor, ya geri dönüyordu ya da rakip defans arasında kaybolmuş tek forvete topu atarak öldürüyordu. oysa şimdi
milan baros gibi ileri uçta sürekli hareketli ve süratli bir oyunucun,
nonda gibi fiziğini kullanan ve iyi top kontrolu olan bir oyuncunun yanyana oynaması lincoln'un de daha etkili oynamasına sebep oluyor. örneğin, nonda'nın golünen önceki asistin hemen hemen kopyasını
bellinzona maçında 2 kere yaptı lincoln. birinde baros, diğerin de ise nonda kaçırmıştı golleri. ayrıca lincoln'u arkadan besleyecek iyi bir
mehmet topal'la takımımız çok daha iyi olacakır.
harry kewell'a ayrı bir paragraf açmak lazım. bu adamı kim takıma getirdiyse gerçekten son yılların en büyük işini yaptı galatasaray adına. bundan 5-6 sene önce dünyanın sayılı sol kanat oyuncularında biri olarak gösterilen bir adamın 30 yaşında hem de bonservis bedeli ödenmeden takıma kazandırılması büyük başarıdır. bu ayarda bir adamı bugün 10 milyon euro'dan aşağı alamazsınız transfer piyasasında. kendisi hakkında sakat, senelerdir futbol oynamıyor dendi ama o buraya geldiğinde "ikinci baharımı yaşamak istiyorum" demişti. futbol oynamak için isteğini göstermiş ve galatasaray'ı para için tercih etmediğini söylemişti. kewell'ın sezon başından beri oynadığı olumlu futbol bu adamın tekrardan eski günlerine döneceğinin sinyallerini veriyor.
velhasıl; 4 gollü, güzel ve farklı bir galibiyet aldık. kolay gol yeme alışkanlığımızdan vazgeçip, sezon başından beri istenilen futbolu oynamayan mehmet topal'ı da sahaya düzgün bir şekilde monte ettiğimizde bu takım çok çok işler yapacak.
şimdiden haftaya oynanacak
konyaspor lig maçının bir an önce gelmesi için sabırsızlanıyorum. bu takımı canlı izlemek gereçekten çok güzel. son olarak gollerden sonra, kewell, baros, nonda ve lincoln'un toplu şekilde sevinci ve kaynaşması yabancılarımızın takıma ve birbirilerine ne kadar uyumlu olduklarını gösteriyor. zaten son iki maçta attığımız 8 golü de
**** bu 4'lu attı.