bir önceki ihaleden günümüze dolar/tl kurunun 4.5 misli arttığı bir süreçte, üstelik de yayınlanması gereken maç sayısı %25 artmışken, tekliflerin dolar bazında 3'te 1 oranında düşük olmasının ihaleyi düzenleyen kesimde şaşkınlıkla karşılandığı(!) ihale.
ihale sonuçlanmadan bir gün öncesi olan entry tarihi itibarı ile yayıncı kuruluşun lig maçları için sattığı üyelik paketinin fiyatı aylık 169 türk lirası. o da güncel kurla 12 dolardan biraz fazlasına denk geliyor. resmi verilere göre 2.5 milyon civarında üyesi bulunuyor yayıncı kuruluşun. bu da yıllık olarak 360 milyon dolar civarında bir gelire denk geliyor.
yayıncı kuruluşun her hafta sonunda 19 tane maçı yerinden canlı yayınlaması gerekiyor. ortalama bir yayın ekibi spikerinden tut malzemeleri taşıyan kamyonun şoförüne kadar 150 kişiden oluşuyor. yıllar önce bir maç yayınının 1 milyon dolar maliyeti olduğuna dair bir yazı okumuştum, emin olmamakla birlikte
şansal büyüka yazmıştı sanırım. ekipmanların tamamen döviz üzerinden alınıp satıldığını göz önünde bulundurursak en iyi ihtimalle yine o civardadır. bu da sadece "süper" ligimizin yayınlanabilmesi için dahi 380 milyon dolar civarında bir maliyet ortaya çıkarıyor. buna 1. ligi de ekleyince zaten bu bakkal hesabıyla bile yarı yarıya "içerde" oluyor yayıncı kuruluş. buna bir de yayın hakları için verilen para eklenince tablo daha da vahim hale geliyor.
bu denklemi kurtarabilmek için geriye bir tek reklam gelirleri kalıyor. internette bazı kaynaklarda "ulusal" kanallarda gündüz kuşağında yayınlanacak bir saniyelik reklam için 300-400 bin türk lirası, akşam kuşağında ise 1-2 milyon türk lirasına kadar çıkan fiyatlardan bahsedilmekte. ligde tüm abonelerin izlediği maçlar olduğu kadar rejidekilerin bile dönüp bakmadığı maçlar da var. bu "fiyatlara" göre lig geneline maç başına 40 dakika reklamı saniyesi 600 bin türk lirasından hesaplarsak maç başına 1.4 milyon türk liralık bir gelirden bahsetmek mümkün olur. o da güncel kurla 100 bin dolardan biraz fazla yapar. ki türkiye dışında başka bir ülkede yayınlanmayan, özetlerine bile doğru dürüst ulaşılamayan bir lig için bu fiyatların üzerine çıkabilecek yabancı firma reklamı almak da imkansız.
yani uzun lafın kısası, güncel durumda yayın ihalesi için sıfır türk lirası bile ödese, yayıncı kuruluşun ya üye saysını iki katına çıkarması, ya da üyelik ücretine %100 zam yapması gerekiyor. ki bahsi geçen 140 milyon dolar da neredeyse yıllık üye gelirinin %40'ına denk geliyor. tüm bunları ekleyince yayıncı kuruluşun bu beğenilmeyen ihale bedelini de ödeyip zarara girmemesi için ya 169 lira olan aylık üyelik ücretini 450 lira seviyesine çekmesi, ya da 2.5 milyon olan üye sayısını 6-6.5 milyon üyeye çıkartması gerekiyor. dönem dönem yükselen "30-40 lira olsa herkes izler" fikrinin yürüyebilmesi içinse bu hesaplara göre 60 milyon civarı üyeye ihtiyaç var...
"kaçak yayın" konusunda ise net bir ölçek vermek imkansız. ancak 8 yılı devirmiş olan
passoligin üye sayısı 4.5 milyon civarında. son 8 yılda en azından 1 kere iki ligdeki herhangi bir maça gitmiş 4.5 milyon insan var. bunların maç izleyebilmek için para verebilecek ekonomik güce sahip olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. yayıncı kuruluşun 2.5 milyon üyeliği var ancak bunun kaç kişiye ulaştığının net bir bilgisi yok. mesela bizim evde sadece benim passolig üyeliğim var, maçlarıysa babam ve ben izliyoruz. tek başına yaşayan üyeler var, kalabalık aileler var, maç günleri toplanan bir evde toplanan arkadaş grupları var ve ticari üyelikler olarak sayılan mekanlarda maç izleyen insanlar var. özetle kaçak yayının pazardaki payı konusundaki söylemlerin tamamı tahmini ve bu ekonomik gerçeklerden sıyrılmak için herkes işine geldiği gibi yontup biçmekte aslında...
parasını pulunu da geçtim. tüm bu saçma sapan futbol ikliminin parçası olmanın, mesela hande sümertaş olayındaki ahmet ercanlar ile muhatap olmanın maddi manevi bedelinin bir karşlığı var mıdır ki? bu kadar büyük bir organizasyon, haftada 3-4 bin kişinin görev aldığı operasyonlar yapıyorsun, milyon dolarlar oynuyorsun ama muhatabın ahmet ercanlar. ondan sıyrılsan bülent uslu falan...
ben mevcut yayıncının yerinde olsam "başımın gözümün sadakası olsun" diyerek kalan ödemeyi de masaya vurur bırakırdım ligi yayınlamayı. evdekiler dalga geçmesin diye evin bodrumundan yayın yapabilen bir müzmin ergen uydurma bir maille kurumunu ve şahsını zan altında bırakacak, binlerce insan da bunu paylaşacak, ulusal kanallara kadar tartışılacak...
bu ligi kim para verip izlesin, bu ligi kim yayınlamak için para versin...