1
bu kadar çok şey yazılıp çizilirken, konunun çözüm yönüne hiç yoğunlaşmayan taraftarın aslında ilgilenmesi gereken başlıktır. "yollansın", "sözleşmesi fesh edilsin." veya "hemen istifa etsin." gibi basit yöntemler yerine olaylara dışarıdan bakılıp, körlükten kurtulup, problemin genelini anlamaya çalışmak fırsatı kullanılmalıdır. çünkü şu anda herkes galatasaray'a bir galatasaray'lının olabileceği en uzak mesafede.
zihniyetini, oynattmak istediğini söylediği futbolu sevdiğim, konuşmalarını ve tarzını çok beğendiğim frank rijkaard ve yardımcısı neeskens'in yollanması, takımı mevcut krizden çıkartır mı? zaten mali problemleri olan kulübün bir de rijkaard ve ekibine yüklü bir tazminat ödemesi gerekmes işin finansal yönü. esas problm, rijkaard gittiğinde takım kime teslim edilecek? şu anda takımda öyle bir durum var ki, "ulan zaten bu takım galatasaray, ben çıkartsam bir 11 zaten her maçı yine domine eder!" deme şansımız yok. zira takımın iki beki, bir stoperi, ortasahasının üç futbolcusu tamamen arızaya geçmiş durumda. takım oyun kuramıyor. böylesine bir aciz durumu en son ne zaman gördüm, gerçekten hatırlamıyorum. takımın oynaması gereken futbol "hep beraber oynama, toplu pas yaparak bölgeleri geçme" falan gibi temel ögeler barındırıyor. ancak takımın iki beki, tam önündeki adama pas verebilcek durumda bile değil. keza ortasaha yaratıcılıktan inanılmaz uzak durumda. sadece mücadele edebiliyor, elinde geleni yapıyor ama pozisyon yaratamıyor.
çok açık ki, galatasaray kadro sorunu çekiyor, kadro derinliği sorunu çekiyor.
bütün bunlar bir yana, dışarıdan görülen, galatasaray yönetimi ile teknik direktörü arasında inanılmaz bir uçurum var. bakın anlaşmazlık var demiyorum, inanılmaz bir uçurum var. anlayış farkı var. düşünce farkı var. teknik direktör a derken yönetim b anlıyor ya da anlamaya uğraşmıyor bile. takımın hazır olmamasının en temel sebebi bu. çünkü eksik olan mevkiler doldurulmuyor, mevcut futbolcular satılmaya çalışılıyor, satmak için avrupa kupası maçlarında oynatılmıyor. buna sakatlıklar da eklenince takım toplu bir antreman yapamıyor, haftalar geçiyor, ama eksikler ile beraber takımın halen beraber çalışması mümkün olmuyor, görünüşe göre de olmayacak.
yani yeni gelecek teknik direktör eline kesinlikle halen yüzde 50 bile hazır olmayan bir kadro alacak. yarısı sakat, bazı mevkileri eksik bir kadro. düşünüyorum, eskiden olsa, teknik direktör değişikliği takıma yeni bir hava getirir diyeceğim. evet, bir hava getirir ancak o hava da sanırım takımın toplarlanmasını hızlandırmaz.
çünkü,
taraftar ile hem futbolcuların, hem de yönetimin arası açık. taraftar, adı üstünde taraftar, takımın başarısını istiyor. türkiye'de şampiyonluk kriterinin en az etkilediği taraftar grubudur galatasaray taraftarı. yıllarca avrupada gelen başarılar, taraftarın dayanma sınırını yukarılara çekmiştir. şampiyon olmayan teknik direktör gönredilecek diye bir kaide yoktur. ancak şu anda taraftar takımı neresinden tutsa elinde kalıyor. kimi yönetimden hoşlanmıyor, kimi bütün suçu rijkaard'a atıyor, kimi ise haklı olarak futbolcu asıp kesiyor.
takımın 3 noktasında da böyle bozukluklar varken, nasıl bir çözüm üretilebilir.
açıkcası biraz da tecrübelerime dayanarak, teknik direktör / yönetim ikilisinden bazı ayrılmalar olması gerektiğini düşünüyorum. taraftarı yatıştırmak için bu şart, zira taraftar şu anda kelle istiyor ve bunu onlara vermek zorundasınız. sabır ederek sonuca gidemeyeceğimizi görüyoruz. aslolanın takımın maç kazanması olan futbolda, takım mevcut kadro ve sakatlarla maç kazanacak gibi gözükmüyor. dolayısı ile taraftar zıvanadan çıkmadan (ki çıktı bile), takımda ve yönetimde değişiklikler yapılmalıdır. bu teknik direktör değişikliği de olabilir, yönetim içerisinde görevden alınma da olabilir. ayrıca transferlerin en hızlı şekilde bitirilmesi gerekmektedir. sağlık kurulunun değiştirilmesi bu sezonun en doğru hareket olarak gözüküyor. kesinlikle radikal kararlar verilmeli ve takımdaki umursamaz tavırdaki oyuncular kadro dışı bırakılmalıdırlar. bu oyuncuların tespiti için hocalar ve antrenörler ile hemen temasa geçilmelidir.
fakat bütün bunlar bir yana, başka basın toplantısı düzenlemeli ve yaptığı hataları kabul etmelidir. yaptığı hataların telafi yöntemlerini anlatmalıdır. başkan bu takımın kendisinin değil taraftarın olduğunu hatırlamalıdır. başkan taraftardan özür dilemelidir. başkan taraftar ile kulübün arasındaki bağı yeniden kurmak için çalışmalıdır.
zihniyetini, oynattmak istediğini söylediği futbolu sevdiğim, konuşmalarını ve tarzını çok beğendiğim frank rijkaard ve yardımcısı neeskens'in yollanması, takımı mevcut krizden çıkartır mı? zaten mali problemleri olan kulübün bir de rijkaard ve ekibine yüklü bir tazminat ödemesi gerekmes işin finansal yönü. esas problm, rijkaard gittiğinde takım kime teslim edilecek? şu anda takımda öyle bir durum var ki, "ulan zaten bu takım galatasaray, ben çıkartsam bir 11 zaten her maçı yine domine eder!" deme şansımız yok. zira takımın iki beki, bir stoperi, ortasahasının üç futbolcusu tamamen arızaya geçmiş durumda. takım oyun kuramıyor. böylesine bir aciz durumu en son ne zaman gördüm, gerçekten hatırlamıyorum. takımın oynaması gereken futbol "hep beraber oynama, toplu pas yaparak bölgeleri geçme" falan gibi temel ögeler barındırıyor. ancak takımın iki beki, tam önündeki adama pas verebilcek durumda bile değil. keza ortasaha yaratıcılıktan inanılmaz uzak durumda. sadece mücadele edebiliyor, elinde geleni yapıyor ama pozisyon yaratamıyor.
çok açık ki, galatasaray kadro sorunu çekiyor, kadro derinliği sorunu çekiyor.
bütün bunlar bir yana, dışarıdan görülen, galatasaray yönetimi ile teknik direktörü arasında inanılmaz bir uçurum var. bakın anlaşmazlık var demiyorum, inanılmaz bir uçurum var. anlayış farkı var. düşünce farkı var. teknik direktör a derken yönetim b anlıyor ya da anlamaya uğraşmıyor bile. takımın hazır olmamasının en temel sebebi bu. çünkü eksik olan mevkiler doldurulmuyor, mevcut futbolcular satılmaya çalışılıyor, satmak için avrupa kupası maçlarında oynatılmıyor. buna sakatlıklar da eklenince takım toplu bir antreman yapamıyor, haftalar geçiyor, ama eksikler ile beraber takımın halen beraber çalışması mümkün olmuyor, görünüşe göre de olmayacak.
yani yeni gelecek teknik direktör eline kesinlikle halen yüzde 50 bile hazır olmayan bir kadro alacak. yarısı sakat, bazı mevkileri eksik bir kadro. düşünüyorum, eskiden olsa, teknik direktör değişikliği takıma yeni bir hava getirir diyeceğim. evet, bir hava getirir ancak o hava da sanırım takımın toplarlanmasını hızlandırmaz.
çünkü,
taraftar ile hem futbolcuların, hem de yönetimin arası açık. taraftar, adı üstünde taraftar, takımın başarısını istiyor. türkiye'de şampiyonluk kriterinin en az etkilediği taraftar grubudur galatasaray taraftarı. yıllarca avrupada gelen başarılar, taraftarın dayanma sınırını yukarılara çekmiştir. şampiyon olmayan teknik direktör gönredilecek diye bir kaide yoktur. ancak şu anda taraftar takımı neresinden tutsa elinde kalıyor. kimi yönetimden hoşlanmıyor, kimi bütün suçu rijkaard'a atıyor, kimi ise haklı olarak futbolcu asıp kesiyor.
takımın 3 noktasında da böyle bozukluklar varken, nasıl bir çözüm üretilebilir.
açıkcası biraz da tecrübelerime dayanarak, teknik direktör / yönetim ikilisinden bazı ayrılmalar olması gerektiğini düşünüyorum. taraftarı yatıştırmak için bu şart, zira taraftar şu anda kelle istiyor ve bunu onlara vermek zorundasınız. sabır ederek sonuca gidemeyeceğimizi görüyoruz. aslolanın takımın maç kazanması olan futbolda, takım mevcut kadro ve sakatlarla maç kazanacak gibi gözükmüyor. dolayısı ile taraftar zıvanadan çıkmadan (ki çıktı bile), takımda ve yönetimde değişiklikler yapılmalıdır. bu teknik direktör değişikliği de olabilir, yönetim içerisinde görevden alınma da olabilir. ayrıca transferlerin en hızlı şekilde bitirilmesi gerekmektedir. sağlık kurulunun değiştirilmesi bu sezonun en doğru hareket olarak gözüküyor. kesinlikle radikal kararlar verilmeli ve takımdaki umursamaz tavırdaki oyuncular kadro dışı bırakılmalıdırlar. bu oyuncuların tespiti için hocalar ve antrenörler ile hemen temasa geçilmelidir.
fakat bütün bunlar bir yana, başka basın toplantısı düzenlemeli ve yaptığı hataları kabul etmelidir. yaptığı hataların telafi yöntemlerini anlatmalıdır. başkan bu takımın kendisinin değil taraftarın olduğunu hatırlamalıdır. başkan taraftardan özür dilemelidir. başkan taraftar ile kulübün arasındaki bağı yeniden kurmak için çalışmalıdır.