• 426
    bakıyorum da teşvik o dönem suç değildi diyen kişiler var. kusura bakmayın renktaşlar ama teşvik suçtu ve galatasaray'ın her taraftar platformunda defalarca eleştirdik teşvik primini. şimdi kimse çıkıp da fenerbahçeli mantığı yürütmesin boş yere. yok o zamamn suç değildi yok onu yapanlar şimdi yönetici değil vs. bahanelerine sığınmayalım. çıkarsa bir falsomuz biz de düşelim. mal fenerliler gibi suratıma adnan polat maskesi takacak değilim. suçluysak suçluyuzdur, suçsuzsak suçsuz. bu kadar.
  • 428
    yazarların kafasını karıştırmış soruşturma. şike yapmak ile teşvik primi vermeyi birbirinden ayıramayanlar şuan düşeceğimizden korkuyorlar fakat teşvik primi 2007 yılında suç olarak kabul edilmiştir. her zaman suç olan şey maç bağlama, yani şike yapmaktır. bu iki kavramı birbirinden ayıralım sonra tartışırız.

    ayrıca bülent tulun ve adnan polat ikilisi bu işin içindeyse böyle bir şeyin olma olasılığı malesef çok yüksek. şahsen bu ikilinin de yakınlarında adnan sezgin gibi bir adam olduğu düşünülürse yapmamışlardır diyemiyor insan. şuan için tutunacak tek dal özhan canaydın'ın böyle birşey yapmayacak bir yapıya sahip olması.

    eğer suç teşkil eden bişey yaptıysak da ağlamaya gerek yok düşeriz de alnımızın akıyla çıkarız da kimse korkmasın.
  • 434
    tahir kum'un derhal ve ivedilikle yalanlama yazısı yazarak "aziz yıldırım iftira atmaktadır" deyişiyle fenerbahçelilerin içinde patlaması gereken bir hal almış soruşturmadır.

    http://www.sporx.com/...iradirSXHBQ242704SXQ

    galatasaray'ın da soruşturmaya dahil olmasına çok sevindim, hiç birşey çıkmadığında fenerbahçelilerin bir büyük hayal kırıklığı daha yaşamasını sabırsızlıkla bekliyorum.
  • 435
    --- tribündergiden alıntı ---

    olayin asli; tulun'un bitirdigi bir transfer hakkinda polat ve bazilari o donem ozhan canaydin'a homurdaniyorlar ve o da bu transferin detaylarini aciklayan bir mektup yaziyor, ayni mektupta asil adnan polat o 1,5 milyon euroyu ne yaptigini aciklasin diyor burada tulun'un suphe ettigi husus sike falan degil yanlis anlasilma olmasin, parayi kendi uhdesine aldigiyla itham ediyor ancak
    o rakaminin tamaminin acilisi kapanisi onayli o yilki muhasebe ve ticari defterlerde girisi cikisi mevcut.olay tamamen ikili arasinda

    --- tribündergiden alıntı ---
  • 437
    ben bir galatasaray taraftarıyım. renklere, armaya aşığım. bu takımı, bu kulübü büyük yapan da geçmişinden bugüne biriktirdiği onurlu, gururlu, şerefli yöneticileri, üyeleri, sporcularıdır. ancak her toplulukta olduğu gibi pek tabi tarihimize ve kulübümüze yakışmayan insanlar çıkmıştır, ilerde de illa ki çıkacaktır.

    bugün bülent tulun, kulübün (http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10743.php) ve ali dürüst’ün açıklamalarına (http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10750.php) göre kurum içi yazışmalardan dolayı olduğu belirtilen bir konuyla ilgili olarak “tanık” sıfatıyla ifade verdi. florya’ya arama izniyle giden emniyet görevlileri, taşınma sebebiyle evrakların tt arena’da bulunması sebebiyle galatasaray’ın daveti üzerine arama yaptılar. bu kısımda biraz koptum ancak sonrasında bülent tulun’un evinde ve adnan polat’ın ofisinde de aramalar yapıldı. sonuçta bahsedilen belgeye bildiğim kadarıyla ulaşıldı.

    3 temmuz’dan bugüne, olayların göbeğinde bulunan fenerbahçe'yi destekleyen* her birey (taraftar, yönetici vs) bir kez olsun; hayır bu işleri benim kulubüm yapamaz, beni bu işlerle anılmasına sebep veren “her kim olursa olsun aklanana kadar her türlü hakkından vazgeçmelidir” demedi. savunma dedikleri şey genel olarak “herkes yaptı, biz kurbanız, bunlar aziz yıldırım’ı bitirme komploları, cemaat bizi ele geçirmeye çalışıyor, galatasaray sütten çıkma ak kaşık mı” dan öteye geçemedi maalesef. üzerlerine sıçrayan lekeyi, iddia ettikleri gibi temizlemeye çalışmaktansa; herkesi lekeleme yoluna gittiler. hala da devam ediyorlar. bugün yaşanan timsah durumları zaten çok net, bahsettiğim bu durumdan duydukları hazdı.

    bugün ki aranan belgenin, lube ayar’ın günlerdir 05-06 şampiyonluk maçları öncesi geliştiğini iddia ettiği olayların belgesi olduğu iddia edildi. bu belgenin kopyasını ise emniyete tahir kum’un verdiği söyleniyor. sonuç itibariyle bu bahsedilen belge bulundu, tulun ifadesini “tanık” sıfatıyla verdi ve kendi deyimiyle “kendi arabamla geldim, kendi arabamla gidiyorum” diyerek anlayana ayarı çekti. sabahtan beri süregelen kına yakma eylemleri ise yarın adnan polat’ın ifade verme işlemine kadar durdu.

    bir aydır masumluk karinesi diye bık bık konuşan koskoca fenerbahçe camiası, soruşturma kapsamında tff’ye verilen 26 klasör ve soruşturma kapsamında hazırlanan 100 klasöre rağmen iddiaların inandırıcı olmadığından ve yetersizlikten bahsederken; bugün bir mektubun peşinde karineyi unuttu. bana göre, hakkında suçlama iddiaları olan kişi suçsuz olduğu kadar suçludur da. iddia makamı suçu ispatlamaya, savunma makamı ise suçsuzluğunu ispat etmekle yükümlüdür. o yüzden bu kişiler görevlerinden istifa etmeli, en azından bağlı olduğu kurumlara saygısını göstermelidirler. tabi burada araya giren şey, o kişilerin kurumlarına ne gözle baktığıdır. o kurumun sahibi olarak görüyorsan kendini ve fazlası o kuruma gönül verenlerin oluşturduğu ortam/sinerji tüm kamuoyuna bunu gösteriyorsa durum değişir. bugün timsaha yatanların bir kısmının “ tamam da siz bunu 1 aydır yapıyorsunuz, infazsız yargılıyorsunuz bizde bu yüzden böyle yapıyoruz” demeleri de kılıf aramaktır, başka bir şey değil. zira insan olan doğru bildiğinden vazgeçmez. bu yüzden biz; allah korusun aynı durumlara girersek; asla hiçbir futbolcumuzun bacağına sarılmaz, ayağını öpmez, sahaya inmez ve bu utancı bize yaşatacak kişinin maskelerini takmayı aklımızdan geçirmeyiz.

    bu yüzden galatasaray taraftarı olarak, şahsımda, bu şike soruşturmasına bağlı olarak herhangi bir lekelenme durumunda; bana, duygularıma, heyecanıma ihanet eden kişileri kim olursa olsun sarı-kırmızıdan uzak durmasını, zorla uzaklaştırılmasını ve yanında cezamız neyse çekmemizi isterim. bu kişi fatih terim, hasan şaş, hakan şükür, bülent korkmaz ya da bir başkası, kim olursa olsun değişmez. ama o kişi bana bu başarıları yaşattı, şunları bunları yaptı diyene de kibarca siktir çekerim. bu kadar net.

    görünen bazı amaçlar olduğu aşikar. suç belli ki büyük. evin şımarık küçük çocuğu belli ki babasından dayağı tek başına yemek istemiyor. sarının lacivert yakasında emenike transferi ile başlayan, arkasından lugano’nun, andre santos’un gidiş dedikodularının sürdüğü belirsizlik ortamında, düşürülme cezası kapıdayken, yanlarında bizi de içinde bulundukları çukura çekseler hiç fena olmayacak. öte tarafında biraz daha komplo teorilerine girdiğimiz vakit, galatasaray dışındaki tüm büyüklerin bu işin içinde olması yüzünden herhangi bir ceza verilmemesi durumunda bariz galatasaray’ın mağdur durumda kalacağı ortamda; bakın bu işte sizde varsınız diyerek bir kovuşturma yapılması hiç de uzak bir ihtimal değil. neyse geçelim bu konuyu zaten ortalık komplo teorisinden geçilmiyor.

    kısa bir paragrafta basına yazalım. haberi verirken ki ünlemler, getirildiler götürüldüler ile kimi rahatlatıyorsunuz? neyi zihinlerde meşrulaştırıyorsunuz? ayrıca yıllardır taraflı yayın diye bangır bangır bağırırken biz, sesi çıkmayan güruh; sayelerinde “passat medyası” diye bir jargon oluşmasına rağmen, bu soruşturma döneminde yapılan yayınlardan sonra basını stadlarından taşlaya taşlaya dışarı attılar. bugün yapılan yayınlardan sonra tepki verdiğimizde ise, “ee ne oldu dediğimize geldiniz işte” dediler ya, daha başka bir şey demem.

    sonuç olarak bugün bu yazıyı yazmamdaki amaç sadece bariz şekilde bulaştırılmaya çalışıldığımız şu soruşturmayla ilgili ilk andan rengimi belli etmek istemem. benim ve benim tanıdığım bir çok galatasaraylının kafası çok rahat. zira yapımız itibariyle bildiğimiz tek şey biz kendimizi gerekirse darağacına çıkarırız, kendi sandalyemize kendimiz vururuz. son durum itibariyle de söyleyeceğim şudur; bu ateş üfleyerek alevlenmez! altına daha çok odun atmanız gerek. üzgünüz ama yine erken timsah.
  • 439
    4 ağustos 2011 tarihinde galatasaray'a sıçratılmıştır.

    bilinmesi gereken şudur: eğer galatasaray'ın şike yaptığına dair elde avuçta bir belge olsaydı; bu belgeler yüzünden, 1 ay önce, galatasaray'da malum takımlarla beraber bataklığa çekilirdi.
    ortada denizlispor - fenerbahçe maçıyla ilgili emniyetten veya başka bir yerden yapılmış tek bir açıklama yokken bile birtakım medya bülent tulun ve adnan polat olayını "teşvik primi/şike" haberiyle servis etti.

    tüm galatasaraylılar içlerini ferah tutsunlar. tipik bir gündem nasıl değiştirilir vakasıyla karşı karşıyayız.(bkz: swh)
  • 441
    soruşturmanın ilk başladığı günden bugüne kadar bir kez olsun fenerbahçe kulübü için kötü bir şey söylemedim , suçlu olduklarını ve "nıhahaıha küme düşsünler" fikrini savunmadım. fakat dün * yaşadığım bir olay yüzünden artık bu tavrımı bozmak zorunda hissettim.

    galatasaray gelenekleri ve bu asil duruş gereği çoğu galatasaray taraftarı bu konu hakkında uç fikirler sunmadı , nefret kusmadı. bu konu yerine bu sezon yaşanan gelişmeleri takip ederek "fatih terim ne yapar ?" , "transferler nasıl ?" , "kimler transfer edilebilir ?"gibi konuları konuştu. oysa medya ve fenerbahçe yönetici / taraftarlarının büyük bir kısmı daha işin ilk başında bile olayı farklı yerlerden galatasaray kulübünün üstüne yıkmaya çalıştılar. bunun neticesinde yaşandığını düşündüğüm bazı gelişmeler sonrası galatasaray kulübü bilmem kaçıncı bitirdiği bir sezon sonrası soruşturmaya dahil edildi.
    aslına bakarsanız beni ilgilendiren kısmı bu da değil ; bunca olaydan ve kanıtlandığı söylenen olaydan sonra çoğu fenerbahçe taraftarının pişkin pişkin "aha işte sizi de aldılar , ohhh iyi oldu" demesi. yani terbiyesizliğin , riyakarlığın , haysiyetsizliğin böylesi ! daha 2 hafta önce basına çıkıp "bu süreçte üstümüze çok geliniyor" diye isyan eden fenerbahçeli yöneticiler , kendileri hakkında hiçbir şekilde yayın yapmama , yorumda bulunmama kararı veren bir başkanın kulübünü daha ilk fırsatta al aşağı ediyor.

    sırf bu sebeplerden ötürü bütün siyasi , objektif ve insancıl tavrımı değiştiriyorum ve fenerbahçe futbol takımının küme düşmesini istiyorum. hapiste bulunan bütün bireylerin dışarı çıkması yine en büyük temennim fakat fenerbahçe küme düşsün , uefa da fenerbahçe'nin avrupa liglerine katılmasına uzun bir müddet yasak koysun.

    bu işler böyle.

    çok önemli not : söylemeden edemem ; soruşturma başlamadan önce "başkanımız" , "ciğerimiz" , "efsane" diye göklere çıkartılan aziz yıldırım'ın soruşturma başlatıldıktan sonra "yapmamıştır" diye kısa bir müddet savunulması fakat işler ciddileşince aniden "bu olay kurumu bağlamaz , başkan yapmış sonuçta" noktasına itilmesi konunun muhattabı olan camianın birlik ve duruşunu gayet net belli ediyor. o fenerbahçe yazarları falan çıkıp "bu olay bireysel" diyor ya , her seferinde televizyona doğru "evet ya n'olmuş şike olmuşsa , onları aziz yıldırım kendisi için yapmış , şampiyon aziz yıldırımmış meğerse" diye fısıldırıyorum. böyle düz mantık tipler var işte. fanatizm beyin bırakmıyor.
  • 444
    amaç çok net, herhangi bir kulübe ciddi bir eski puan veya küme düşürülme cezası verilmeyecek. bu durumdan en mutsuz olacak camia hangisi: galatasaray. son olanlar da bununla ilgili, "bakın eğer alacağımız karara karşılık çatlak ses çıkarırsanız sizi de eşeleriz ve bir şeyler elbet buluruz, susun" söylemleri. fenerbahçe ne yazık ki, büyük ve etkili bir camia. çok üzgünüm, biz büyük bir camiayız ama etkili değiliz, ne yazık ki...

    bu olaylar sonunda adaletin yerini bulacağına inancım bugün itibari ile bitti. benim için futbol, asla eskisi gibi olmayacak, bu soruşturmanın benden ve benim gibi taraftardan aldığı şey de bu işte, bizden futbolumuzu aldılar.

    keşke hiç başlamasaydı diyorum, bunca iğrençliğe, taraflılığa şahit olmasaydık hiç, gözlerimiz kapalı yaşamaya devam etseydik. çünkü gözümüzü açtığımız anda ne göreceğimizi bilerek gözlerimizi kapamak artık hiçbir işe yaramayacak.
  • 447
    galatasaray'ı da aralarına çekmeye çalışıyor bu şikeseverler. bu durumda ceza vermek daha da zor olup adalet yerini bulsun diyen galatasaray muhalefetini de ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. (ama eminim galatasaray bu oyuna gelmeyecek) nitekim kamuoyu oluştu bile galatasaray'dan kimsede gözaltı bile yokken galatasaray suçlu ilan edildi.

    kimse cezasını bulmazsa futbolu bırak diğer branş sporlarını da takip etmem bütün sağduyulu insanlar da böyle yapacaktır.
    gerçi kimin umrunda taraftarın ne düşündüğü kendileri çalıp kendileri oynuyorlar yıllardır zaten. kendi kafalarında maşa taraftarları ve medyası yeter bunlara.
  • 448
    çamur at izi kalsın anlayışıyla sonunda bizim de içine çekildiğimiz soruşturma. kulübün iki yöneticisi arasında gerçekleşen, transfer meselesiyle ilgili bir mektuplaşma ne emniyetin ne de savcılığın böyle bir açıklama yapmamasına rağmen 2006 yılındaki denizlispor-fenerbahçe maçına bağlandı. ilerleyen saatlerde emniyette konuyla ilgili ifade veren bülent tulun gece saatlerinde elini kolunu sallayarak emniyet müdürlüğünden ayrıldı ve olay kapandı. ancak bugün gazetelerin internet sitelerine bakıyorum ve medyanın olayı çok güzel bir şekilde kendine göre yonttuğunu görüyorum. galatasaray'ın 48 günle kurtulduğu, o sıralarda teşvik primi vermenin suç olmadığı, ancak olay organize suç kapsamında ele alınırsa galatasaray'ın da ceza alacağı yazılıp çiziliyor. bir yerlerden düğmeye basılmışçasına hareket eden medya bülent tulun'un tanık sıfatıyla ifadesine başvurulduğunu ve ardından serbest bırakıldığını, adnan polat'ın ifadesine başvurmaya gerek bile olmadığını, iddia edilen teşvik priminin muhattabı olan denizlispor'un ise polis tarafından aranmasına gerek bile görülmediğini yazmıyorlar. peki ne yazıyorlar? tek bir merkezden çıktığı belli olan ''galatasaray denizlispor'a fenerbahçe maçı için teşvik primi gönderdi'' iftirasını yazıyorlar.

    bunu yazmalarının tek sebebi kamuoyu oluşturmak. soruşturmayı düzenli takip eden taraftarlar iftira atıldığını anlar fakat önemli olan senin olayın farkında olman değil, sokaktaki averaj insanın ''bak gördün mü galatasaray da şike yapmış'' demesi. adamların tek amacı bu. peş şerefli türk spor medyasının bize çamur atmasındaki sebep bu. peki bunu neden gerçekleştirmek istiyorlar? sebebi basit. 1 hafta-10 gün sonra etik kurulunun yapacağı hiçbir kulübü küme düşürmeyeceğiz açıklamasının ardından galatasaray haklı olarak itiraz ettiği vakit, ''çok konuşmayın, sizin de pisliğiniz ortada, denizlispor'a teşvik primi göndermişsiniz'' diyerek yaptıkları hukuksuzluğa bir kılıf uydurmak. bu durumda başkan ünal aysal, ''madem öyle gereğini yapın, suçlular cezasını çeksin'' derse bu benim düşünceme göre çok doğru bir hamle olur ve federasyonu köşeye sıkıştırır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın