2018-19 Türkiye Süper Lig 14.Hafta Maçı
20:00 Vodafone Park
1 - 0
  • 100
    beraberlik ya da galibiyetimizde ilk yariyi lider bitirecegimizin habercisi olacak mactir.
    maglup olursak da devreye lider basaksehir'in maksimum 3-4 puan gerisinde gireriz.
    bana göre 2 durumda da sampiyon olacagiz.

    galatasarayimizin hic stres yapacagi bir durum yok, rahat rahat cikip besiktas'in aciklarini arasin yeterli, bjk o kadar beceriksiz bir takim ki, illa ki ne yapip eder 1-2 gol yerler, 40 yilin basinda gecen sene 3 gol yedik onda da muslera ilk topu kacirmasa mac 0-0'a baglanmisti ve sabaha kadar gol olmayacakti, neyse skor ne olursa olsun camianin kenetlenmesi devreye kadar devam etmelidir, edecektir de ters bir skorda taraftar yine florya'ya gider destek olur kesinlikle.

    feghouli tek toplarla cok güzel pozisyona sokabiliyor takimi, yeter ki takim topu alir almaz ilk olarak kendisini düsünsün, gecen seneki gollere bakin feghouli muhakkak bi sekilde pozisyonu ya hazirliyor ya da alan bosaltiyordu, belki bu mac kendisinin galatasaray'daki kirilma maci olabilir, derbiyi tek basina kazandiran adama tüm camia full destek olur, yasin öztekin bile zamaninda besiktas maclarinda cosuyorsa feghouli'ye biraz güvenilmesi durumunda daha iyi seyler yapabilecegini düsünüyorum.

    allah yardimcimiz olsun

    konsantrasyon

    #hedef22
  • 429
    eldeki kadroyla, eksiklerimizle, olmayan forvetimizle oynayabileceğimiz en iyi oyunu oynadığımızı düşünüyorum. verilmeyen iki penaltı var. onların verilmeyen kartları var, hatta vida'nın maçı kartsız kapatması bence en büyük skandallardan. ona rağmen beni daha da umutlandırdı bu maç. eksiklerimize rağmen başakşehirle birlikte en önemli şampiyonluk rakibimiz olan takımdan daha iyi oynadık. tüm bu olumsuzluklara rağmen de yarışın içerisindeyiz. enseyi karartmayalım değerli renkdaşlarım.
  • 102
    muslera
    linnes ozan maicon nagatomo
    fernando selçuk
    mariano feghouli onyekuru
    eren
    ilk 11’i ile çıkacağımızı düşünüyorum. yedekten girip maçın gidişatını değiştirebilecek kalitede oyuncumuz maalesef bulunmamakta, mecburiyetten oluşturulmuş olan kadroya baktığımızda orta sahada sıkışıp kalan santranın oralarda sürekli yan pas yaptığımız, topu maicona verdiğimiz ve sol kanata uzun attığı topları görür gibiyim. gol bulursak akan oyundan ziyade duran top ile bulabiliriz diye düşünüyorum. şu kadronun duran top dışında gol atması cidden zor, son yıllarda beşiktaş deplasmanında attığımız goller hep kornerden atılmış goller bu avantajımızı devam ettirmemiz gerek. rakip beşiktaş’ ta geçen yıl kadar baskın bir oyun oynamıyor ve ligde bizim puan olarak gerimizdeler. kadrolarında bir talisca gibi uzaktan her an tehlikeli şut çıkarabilecek forveti ikileyip kafayla gol atabilecek oyuncuları, cenk gibi lig standartlarında iyi bir santraforları yok, oğuzhan ve atiba geçen senenin çok gerisinde, etkili olabilecek oyuncuları lljajic ve quaresma bu ikiliye dikkat etmemiz gerek bununla beraber oynadığı maçlarda etkili bir oyun ortaya koyan güven yalçın’ı es geçmeyelim, almanya altyapılı bir oyuncu ve dikkat etmemiz gerekiyor, özellikle ligde şuana kadar güzel performans gösterdi. beşiktaş’ın bu sezon evinde oynadığı maçlarda beklentiyi karşılayamadığını görüyoruz antalyaspor ve sivasspor’a yenildiler, evlerinde 9 kişi kalmış lig sonuncusu rizespor’a maç verebilirlerdi, avrupa liginde linz’e elenmekten ve son maçlar öncesi grupta sonuncu sırada olmaktan 90. dakika da kurtuldular. performansları ahım şahım değil. bununla birlikte derbilere istatistiksel gözlemle veya geçmiş maçlara bakmamamız gerekiyor. trabzonspor yeni malatyaspor’a 5-0 yenilip evinde fenerbahçe’yi ve galatasaray’ı ezici oyunla yenebiliyor. derbilerin psikolojisi çok farklı bunu unutmamak lazım. maçta mücadele eden koşan takım kazanacak, beşiktaş ve galatasaray ikisi de doymuş, yaşlı ve mücadele etmeyen topun peşinden koşmayan oyuncularla dolu, çok koşan maçı alır düşüncesindeyim. hasan kabze, milan baros, felipe melo üçlüsünün yanına ekleyebileceğimiz bir isim çıkar inşallah, başarılar galatasaray!
  • 449
    "türkiye'de futbol galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur" diyordu ya harry kewell, ne yalan söyleyelim memleket hakemleri her hafta oz büyücüsünü haklı çıkarmak için ellerinden gelenleri ardına koymuyorlar.
    bu hafta galatasaray'a "çakma" sırası cüneyt çakır'daydı...
    fırat aydınus, halis özkahya ve hüseyin göçek derken, "senaryonun" esas oğlanı cüneyt çakır'ı unutmuştuk da, o hiç vakit kaybetmeden kendisini hatırlatmayı bildi inönü'de dün geceki derbide.
    39 bin seyircinin seyrettiği maçtan bir gün önce 40 bin 500 galatasaray taraftarı bilet ücreti ödeyip dünyada bir rekor kırarak takımın idmanını seyretmiş ve "biz yakarsak söndüremezler" diyerek ali sami yen'i "cehenneme" cevirmiş, futbolculara ve fatih terim'e "yenilsen de yensen de taraftarın senle" mesajı vermişti...
    sadece sami yen'de değildi sarı-kırmızılı taraftarlar,taksim'de toplanmış, gümüşsuyu'ndan aşağı salınmış ve vodafone park'ta da kendilerine ayrılan yeri doldurmuş, "inönü deplasman sayılmaz" tezahüratını ev sahibi taraftarlara dinletiyordu...

    sakatlar, cezalılar az değildi, geçen hafta da haksız bir penaltı sonrası öfkesine hakim olamayan serdar aziz de "yoklar" listesine adını yazdırınca, fatih terim stoper kontenjanından ahmet çalık'ı eklemişti "zoraki" üçlü defansta maicon ve ozan'ın yanına. onların sağını ve solunu da yuto ve mariano ile takviye etmişti. fernando takımın lideri olacak, selçuk ve feghouli de orta sahada oyun kuracak, eren indirecek, onyekuru vuracaktı ya da onyekuru ortalayacak eren gol atacaktı... elde avuçta ne kaldıysa, onlarla en iyisini yapmayı hedeflemişti maçtan önce fatih hoca, "çıkın ve galatasaray'ın ne olduğunu gösterin" demişti belki de takımına...

    karşı kulübede fatih terim olmayınca şenol güneş de, cüneyt çakır da pek rahattı... iç sahada oynayınca beşiktaşlılar da arkalarında taraftar desteği ile baskılı ve coşkulu başladılar da, daha 7. dakikada, yazıyla "yedinci" dakika, galatasaray'ın gelişen kontra atağında vida eliyle topu çeldi ve hakem sadece düdük çalmakla yetindi. ümit vaad eden atakmış, elle bilerek oynamaymış, sarı kartmış hepsi unutuldu gitti... yayıncı kuruluş da pozisyonu tekrar gösterme zahmetinde bile bulunmadı...
    her şeye rağmen iyi niyetle, adalet içinde bir maç oynamayı bekliyorduk da, safmışız, temiz kalpliymişiz... haddimizi bildirdi cüneyt çakır... bu sezon galatasaray üzerine kurgulanan bir senaryo vardı, roller dağıtılmıştı ve herkes üzerine düşeni yapacaktı... polyanacılıktan daha on dakika olmadan uyanmıştık...

    beşiktaş hem ev sahibi olmanın, hem de hakemin kollamasıyla galatasaray'ı baskı altına almaya çalışıyor ama öyle "ah vah" dedirtecek pozisyon bulamazken, cüneyt çakır yine sahneye çıkıyor ve ozan'ın nizami olarak ayakla müdahale alanındaki topa kafa uzatan mustafa'nın pozisyonda "endirek" serbest vuruş veriyor, ardından da barajdaki eren'in eline çarpan topta var'ın uyarısıyla penaltı noktasını gösteriyordu...

    beşiktaş öne geçmişti de galatasaray yine oynamaya çalışıyor ama dedik ya, rakip bir değildi ki, yardımcı hakemler de ev sahibine "yardım" etme yarışındaydı. sarı-kırmızılıların ataklarında pozisyonların bitmesi beklenmeden "yan hakem" çart diye bayrağı kaldırıyor ve cüneyt çakır düdüğünü üfleyerek pozisyonu bitiriyordu. "aman gol mol olur da, başımız belaya girmesin" der gibi... oysa sezon öncesi var uygulması devreye girerken, tereddütlü pozisyonlarda bayrak kalkmaz ve beklenilir denilmişti ama... ama işte...

    tüm bunlara rağmen galatasaray yine oyunda hakimiyeti sağlıyor, sağlı sollu kornerlerle karius'un kalesini ablukaya alıyor, futbolun ilahları ozan'a "daha gençsin, gol sevinci için biraz daha bekle" diyor, topu direğe nişanlıyorlar. pes etmiyor galatasaray, gol için yine de geliyor da el ile oynamak ev sahibine nasılsa serbest, vida'nın kolu açıkken çarpan topta, var'a bakarak hakem penaltı yok diyor... bizler televizyondan başında, tribündeki sarı kırmızılı taraftarlar yine ümitlenirken, muslera maçın özetini elleriyle anlatıyor: "var'a bakacak ve yine penaltı vermeyecek"..

    yerleştirilmiş video

    aslan tribün
    @aslantribun
    "var a gider..iptal eder"..muslera anlatmış herşeyi..

    kızıyoruz, küfrediyoruz, lanet ediyoruz da, oynanacak bir ikinci devre daha var.. futbolculuk da zor iş... bizim öfkeden elimiz ayağımız tutmazken, onlar sahaya çıkıp, sonu belli bu senaryonun içinde 45 dakika daha mücadele edecekler... ediyorlar da, hem de ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar... "her türlü desteği" arkasına alan ev sahibini kendi yarı sahalarına hapsediyorlar, önce beraberlik, sonra galibiyet istiyorlar da beklenen gol bir türlü gelmiyor.

    fernando vuruyor top karius'ta kalıyor, necip onyekuru'yu yaka paça düşürüyor, hakem var'a bakıp penaltı kararını iptal edeceğini bilerek penaltı noktasını gösteriyor da artık ne bizler ümitleniyoruz, ne de sahadakiler galatasaray lehine bir karar bekliyor... "onyekuru elle oynadı" diye işaret ediyor ya cüneyt, "evet oynadı da, ondan önceki necip'in formayı çekmesi ve ayakla çelmesi ne olacak" diye sorsak, cevap verir mi? vermez... çekme demişken, lens'in linnes'i formadan çekmesi ceza sahası dışında olunca "çart" diye düdük çalıyor ve 30 saniye boyunca gösteriyor hareketi maçın hakemi... ama pozisyon, ceza sahasında olunca "görmedim, duymadım"...

    ve bu kirli oyuna sinkaflı bir küfür yapıştırma şansı önce ömer bayram'a geliyor, kayseri deplasmanındakine benzer bir pozisyonda yine allah'a sığınarak voleyi çakıyor ömer de top auta gidiyor... "ah ulan" diyoruz, "bu gol sadece beşiktaş kalesine girmeyecekti ki..." derken, feghouli'nin şutunda son 15 dakika forvet oynayan ve tüm hava toplarını kazanan maicon'a gelen topu, brezilyalı topukla kaleye yolluyor da, top karius'un bakışları arasında auta çıkıyor... bu daha fena "girecekti" kaleye...

    galatasaray taraftarı coşuyor deplasmanda, ev sahibi tribünler biraz ıslık, biraz tırnak yiyerek dakika sayıyor, beşiktaş takımı tüm hatlarıyla savunma yapıyor ve kontra ataklarla farkı ikiye çıkarmaya çalışıyor... caner atamıyor, quaresma atamıyor ve maicon'un indirdiği topta eren ceza sahası önünde düşürülünce hakem serbest vuruş çalıyor. şans bir kez daha yüzümüze gülüyor da, oradan sneijder atardı, eski selçuk atardı, belki emre akbaba atacak ama maicon kaleye biraz daha uzaktan atar. brezilyalı'nın topu geriye çekmesine izin vermeden hakem spreyle çizgiyi çekiyor ve maicon'un vuruşunda topun yüksekten aşağı düşme mesafesi yeterli olmuyor ve meşin yuvarlak auta çıkarken, cüneyt çakır son düdüğü çalıyor...

    galatasaray'a karşı kurgulanan bu senaryonun yönetmenleri ve aktörleri bu "kirli oyunun" sonunda bizi üzeceklerini, bezdireceklerini, yıldıracaklarını düşünüyorlar ya, fena halde yanılıyorlar...
    galatasaray öyle bir takım ki, ezmeye çalıştıkça daha güçleniyor, üstüne geldikçe daha da kenetleniyor...
    komik olan şu ki, bunu hala anlayamadılar...
    "cim bom bomun sen çok yaşa, canım feda olsun sana" boşa mı diyoruz...
    sen çok yaşa cim bom, sen çok yaşa...

    fotoğraflar, videolar ve kaynak için:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...s1-0galatasaray.html
  • 2
    deplasmanda oynanan her maç gibi sıkıntılı olacak gibi gözünen maç. bir kaç istisna dışında son yıllarda özellikle deplasmandaki derbilerde iyi oynamıyoruz, zaman zaman fark yiyoruz, canımızı yakıyorlar. oyuncu kadrosu geçen sene deplasmanda sinen takımla aynı. tek farkımız hoca, onun varlığı ile yoğun fikstür bence dar olan fikstürümüzü dengeliyor. eylül ayındaki yorumum: geçen seneki gibi rezillik olmaz heralde ancak puan alabileceğimizi düşünmüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın