• 876
    tam anlamıyla rezalet. davinson daha önce de sol stoperde denenmiş ve olmamıştı. davinson orada oynayınca oyun kuramadık. hoca, sane’ye neden bu kadar sabretti, bu formatta her golün büyük önemi varken 3-1’den sonra lemina’yı çıkarıp neden orta sahayı boşalttı ve sonra neden kaan’ı alıp tekrar doldurmaya çalıştı? frankfurt’a yenilmek değil mesele. mesele bu anlaşılmaz, akılalmaz şeyler neden yaşandı.
  • 877
    biliyorum herkes gergin.

    ben de sinirden kendimi yemek üzereydim. fakat toparladım.

    açıkçası galibiyet bekliyordum. fark yedik. üstelik rencide edici bir skorla fark yedik. ama rencide edici bir oyun oynamıyorduk. kimse bana bu maçın hakkı 5-1'dir kabul ettiremez.

    evet. büyük eleştiri noktaları var.

    onları da yapacağım. maçı tekrar izleyeceğim. evet. bu işkenceyi kendime yapacağım.

    çünkü gerçekten bu maçın hakkının bu skor olmadığını düşünüyorum.

    ama 2 çok net sıkıntı vardı takımda. onları sıcağı sıcağına söyleyeyim.
    1. biz takımın test edilmediğini söylüyoruz. doğrudur. üstüne kendi ligimizde dahi test etmediğimiz şeyleri deniyoruz.

    bakın kimse buradan kendini sıyırmasın. x'te önüme çıkan her yorumcu ve onların entrisine "apokerim olmasın" diye ağlayanlar buradan kendini sıyıramaz. okan buruk hiç sıyıramaz!

    elindeki en iyi stoperi daha önce hiç oynamamış bir tandem ile ve kaleci ile, üstelik orijinal yerinden kopararak koyarsan bu riskleri alıyorsun demektir. oyundaki konsantrasyon sıfırdı davinson'da.

    2. bir takım bu kadar kırılamaz. kırılamaz hocam.

    3. olsun. yahu şunu aklım almıyor gerçekten. ilkay gündoğan ile bu maça çıkılacaksa neden daha önce takıma kazandırılmaz. eğer apokerim ile bu maça çıkılmayacaksa neden yerine stoper alınmaz. singo'yu kabul etmiyorum.

    bu kadar.

    ama bu maçtan istifa ağır olur. skorun ağırlığıyla çok makul bir istek gibi gelmiyor bana. hele bismillah.
  • 883
    maalesef bir başka avrupa hezimeti.

    lig dominasyonu
    kadıköy galibiyeti
    beşiktaş mağlubiyeti
    avrupa hayal kırıklığı

    bu döngü içerisinde devam ediyoruz. bir insan biraz daha kontrollü oynamalı, biraz yenilgilerinden ders çıkarmalı.

    galatasaray avrupa’da azıcık eli yüzü düzgün her takımdan 4-5 gol arasında yemeden rahat etmiyor.

    çok üzücü ancak alıştığımız bir filmi tekrardan izlemek gibiydi bu maç.

    okan hoca özelinde çok uzun süredir avrupa özelinde bir beklentim olmamasına rağmen bir kez daha hayal kırıklığı yaşıyorum ve bu maçın en büyük sorumlusu maalesef kendisi. yaşı genç ve zorla da olsa öğrenecektir diye bakıyorum olaya ama sanki bu konuda gelişime fazlasıyla kapalı.

    ligi domine ettiği sürece hep destek ki bu sene ligi almadığı senaryoda bile seneye yine bizi mutlu sona ulaştıracak isim kendisi olabilir, yine en büyük aday. ancak avrupa’da hezimetleri artıyor, yenileri ekleniyor.
  • 884
    yasadigim sehre gelmissin, icim kipir kipir olmus, bütün frankfurtlu is arkadaslarima aksam görüsürüz diye hava yapmisim, oldu mu simdi. skor 1-1 ken kapattim. yok takimin tamamini da yabanci yapsan, klasik bir gol yiyince konsantrasyonun bozulmasi gelenegi kendimi bildim bileli bütün türk takimlarinda degismiyor, degistirilemez, hatta teklif dahi edilemez kural sanki. ya ilk 40 dk harika oynamissin, frankfurt 1 pozisyon disinda kalene gelememis. nasil oluyor da 8 dk icinde 3 gol yemeyi basariyorsunuz, aklim almiyor. yok olmuyor, olmuyor. sorun hocada desem, ee ilk 40 dk tuttu plani, gecen sene ayni sey bayern macinda da olmustu. nasil oluyor da milyon dolar alanlar prof. oyuncular böyle hatalar yapiyorlar aklim almiyor. su mactan en az bir puan almamak icimi acitti gercekten.
  • 888
    bu maçta en çok ilkay'ı beğendim. torreira'da bence normaldi. davinson 2 hata yaptı ama soğuk kanlı oynuyordu yapacak bir şey yok kötü birgün geçirdi. onun dışında uğurcanlık bence bir durum yoktu. şu golü nasıl yedin diyeceğim bir pozisyon yok. sane ne yazık ki fizik olarak bitik görünüyordu.diğer oyuncular vasat oynadı. göze en çarpan şeyler bunlardı.
  • 889
    bakın bugün bu ligin en güçsüz takımı kimse en güçlü takımından 45+2 de ve 45+4 te iki gol yiyip devreye iki farkla geride girmez. belli ki takımda bi ahenk bozukluğu bi salmışlık var. maçı 36 dakikasını önde götürüyorsun iyide oynuyorsun bir an da 10 dakkada 3 gol yiyorsun ikisi uzatma dakikalarında. ilk golü yedik ben bile maç 5 oldu dedim. hatta devre arası 5-1 yeniliriz diye yazdım buraya. çünkü hocanın yapacağı değişiklikler belli. eğer gerideysek sara icardi oyuna girecek. sara ve icardinin oyuna girmesi demek alanların açılması demek. icardi bi uçta olacak sane bi kanatta yunus bi kanatta davinson en geride arada torreira boşa koşup adamları durdurmaya çalışacak. aynen de bu oldu. maç bitti torreirayı sedyeyle çıkardılar sahadan. icardi oyunda kaldığı süre topa dokundu mu emin değilim. icardi girdi barışı sol kanada attık en verimsiz olduğu yere. barış en azından stopelere üstünlük kuruyordu. o da gitti elimizden. bunu üzülerek söylüyorum ama icardiye üç ay süre verilip ilk oyuna girdiği günkü fotoğrafı gösterilip bu hale döneceksin denilmeli. bu sürede kadroya yazılmamalı. baktın dönmüyor süresiz kadro dışı bırakılıp sene sonu yolların ayrılması lazım. barış bir tane top attı defans arkasına icardi bırakın topa dokunmayı koşmaya yeltenmedi bile. belli ki iyi yaşamıyor iyi çalışmıyor. beckham 35 yaşında aşil sakatlığından döndü. bi sene oldu sakatlanalı. ilk uefa maçında gitmişti. bugün ilk avrupa maçımız.
  • 890
    polyanacılık oynamak istemem ama sadece şanssız bir maç geçirdik düşüncesindeyim. barış orada 2'yi atsa muhtemelen şu an çok farklı şeyler konuşuyor olurduk ama atamadı işte napalım. bazen insanın basireti bağlanabiliyor. "olacakmış gibi olup olmaması" hissinin sürekli bizim başımıza gelmesi ne kadar tesadüftür orasını bilemiyorum ama ne olursa olsun ben bu takıma inanıyorum. heyecanımıza verip ümitle bakıyorum geleceğe.
  • 891
    türkiye liginde kolayca tolore edilebilen nice işlerin modern futbolda affedilmez olduğu gerçeğini acı acı tecrübe ettiğimiz bir diğer maç.

    rakip kale önünde bu kadar laubali olmanın ya da kendi kalemiz önünde ya da yöresinde riskli işleri inatla yapmanın cezası bu seviyelerde böyle kesiliyor.

    yine ucuz atlattık, beş golün üçünü doğrudan birini de dolaylı olarak kendi kalemize attık. adamlar gol atmaya başlamadan maç bitti.

    hakem abimiz de sağolsun nezaketen son dakika muhtemelen gol olacak pozisyonu kesip maçı bitirdi...

    daha yazacak belki çok belki de hiç şey var ama, böyle gecelerde yatıp uyumak en iyisi. bu adamlar maç kazandı diye yeri geldiğinde dünyanın en dertsiz insanları oluyorsak böyle gecelerin de olacağını unutmamak gerekiyor.

    ama, bu satırların yazarı dahil herkesin içinde kırılan çok şeyler oldu bu gece. bir şekilde tedavi olacağız ama kim bilir nasıl...
  • 893
    maalesef kondisyon olarak dökülen takım. şampiyonlar liginde sürekli bireysel hatalardan dolayı maç kaybetmemizin sebebi bu. milisaniye bile fark olsa rakibin tüm oyuncularının refleksif davranış hızı bizimkilerden iyi. türkiye liginin kalitesi de yerlerde olunca, ilk avrupa maçında takımın tüm foyaları ortaya dökülüyor. örneğin bir karşılama pozisyonunda, bir saniye hamle süresi olmasına alışmış davinson, adamlar bunu beş milisaniye erkene çekince geç hamle yapmış oluyor ve top kaleye giriyor. icardi, yunus, sara vs. birinin beli dönmüyor, biri yürümekten aciz. kas refleks hızı düşük olunca, beyin komutu verse ne olur? milyon eurolar futbolcuya harcamak yetmiyor. teknik ekip maalesef yetersiz. fizik gücü yüksek oyuncu arayıp, bulup, parasını basıp almak çözüm değil. rezil olmaktan başka çaremiz yok.
  • 894
    sezonu baktalayabilecek bir sonuç aldığımız maç. 30m sıktığımız kalecimiz oynadığı son üç maçın ikisinde 6 ve 5 yedi. psikolojisi dağıldıysa geçmiş olsun.

    ikinci maç liverpool'a karşı da kötü bir sonuç alırsak kesin kazanmamız gereken 4 maça çıkıcaz. bu baskıyla muhtemelen daha üçüncü maçtan patlarız.

    barış kafaca bitmiş, sane top oynamıyor, icardi şişmiş, çok yoğun bir fikstür, tüm bunlar şarampole yuvarlanmamıza sebep olabilir. okan hoca geçen iki yılda böyle durumlarda fener maçlarıyla kotarmıştı. bu sefer kurtaramayabilir.

    bir söz de yönetime. ucuza iyi adam düşürecez diye son dakikaya adam bekleyeceğinize salladı gibi canavar adamları temmuz da alıp takımı kuracaksınız. 30m alıp defansa adam alıyorsunuz. ilk kez 11e şampiyonlar ligi ilk maçında çıkıyor. yıllardır aynı hatalar.
  • 895
    young boys, az, prag maçları gibi bir rezalete sahne olmamış maç. ilk yarı oyun planımız ve organizasyonumuz tıkır tıkır işledi. bir şampiyonlar ligi maçında 2 gol kendi kalene atıyor, 1.20 xg’den 5 gol yiyorsan, bu bireysel performansların rezaletliğindendir, doğru yaklaşımla oyuncular geri kazanılır ve önümüze bakılır.

    toparlanacağız, toparlanmak zorundayız, sadece şanssız bir hezimet aldık ancak çok da büyük bir ders aldık. ben sonraki maçlar için “ hayırlı mağlubiyet” olduğunu düşünüyorum.
  • 896
    ilk 35 dakikasını iyi oynadığımız karşılaşma. sonra bir şey oldu maçta ama ilk defa olmadı yani dejavu oldu.

    bu takımın oyun disiplini ve konsantrasyon seviyesi çok düşük. üstüne riskli ve tek düze taktiği travmatik sonuçlara yol açıyor.

    ayrıca bu kadro mühendisliği ile avrupa'da üçlü oynamak şart. koy üç stoperi, takımı da ileri bu kadar bastırma. baskın alan boşaltmaktan başka bir işe yarasa yap diyeceğim de onu da beceremiyoruz ki.
  • 897
    bir takım sadece “bireysel hata” dan 5 gol yemez. bomboş geçen antrenmanların, atakta organizasyonun olmayışının, takım savunmasının ise hiçbir bileşeniyle olmayışının yüzümüze tokat gibi çarptığı maçtır.

    bakın bu sinir ya da mutsuzlukla yazılmış bir cümle değildir, 34 yıllık hayatımda izlediğim en kötü 3-4 maçtan biriydi bu. 8-0 biten liverpool maçında bile beşiktaş bu galatasaray’dan iyi mücadele etmişti.
  • 899
    bence okan buruk en doğru dizilişi bulmuştu. sadece apo- sanchez tandemini bozması ve yunus ile sane'nin aynı anda sahada olması hataydı. bu tip denemelerin yeri şampiyonlar ligi değildir. ilk 35 dakikası tamamen istediğimiz gibi giden maçtı. rakibimiz kalemize planlı bir atağı, bir tehdidi bile olmadı diyebilirim. hatta galatasaray 2. gole bir kaç defa çok yaklaştı. frankfurt üretemiyor, çare bulamıyordu. gerçekten çok rahat oynuyorduk. yunus'un basit bir hatası ile her şey tersine döndü. hâlâ bu maçı kaybetme şeklimize, kendi kendimize attığımız gollere inanamıyorum. yine de gole reaksiyon verememize, bu kadar çabuk vazgeçmemize çok sinirleniyorum.
  • 900
    yazacak hiç bir şey yok aslında. ama o kadar çok yazacak şey de var ki, inanılır gibi değil.

    öncelikle plan:

    1 - davinson sanchez'den sol stoper olmuyor. olmaz. olmayacak. adama mevkisi ters. tamamen ters. tüm iç güdüleri yanlış çıkıyor adamın ama biz onu sola alarak başladık.

    2 - davinson ve singo daha önce tandem oynadılar mı? hayır. birbirlerini biliyorlar mı? hayır. oynama alışkanlıkları doğal olarak yok ve biz bu iki oyuncuyu tandem oynattık.

    3 - uğurcan - davinson ve singo merkezde birlikte ilk defa maça çıktılar. uğurcan'ın davinson ile alışkanlığı yokken bir de singo'yu ekledik denkleme. oysa ki en azından milli takımdan bi aşinalıkları olan abdülkerim'i düşünmedik bile.

    4 - 30 milyon euro para vererek aldığımız sağ bek yerine sağ açıktan devşirdiğimiz sallai ile oynadık. sallai kötü değildi ama madem o sağ bek oynayacaktı biz neden 30 milyon euro sağ beke para verdik de bu paraya gidip bir sol stoper almadık?

    5 - as forvetimiz yok, sakat peki kabul. icardi kilolu şişman bilmem ne peki ona da kabul. e barış 2 hafta keyfi top oynamadı çok mu formda da bu maça onu forvet yazdık? çıksaydık icardi ile, en azından bi top tutar sırtı dönük oynardı. barış forvette oynadığında temel problemimiz bizim sırtı dönük oynayamaması değil mi? milli takımda da aynı şeyi konuştuk, döndük burada da aynı şeyi yaptık.

    6 - yunus - ilkay - sane üçlüsünden hangisi sol kanattaydı hangisi merkezdeydi? hadi sane sarıldı sağ tarafa bırakmadı (zaten bir şey de yapamadı da o başka konu) ama yunus mu 10 oynayacaktı ilkay mı ilk plana göre? 4-2-3-1 dizilmedik mi? bana burada 3'teki sol kenarı söyler misiniz kim bu sol kenar?

    -----

    planlama yanlış. tamamen yanlış. yani transfer döneminden gelen yanlış, bugün bize bu yanlış 11'i çıkardı işte. kendimizi yırttık burada "sol stoper alın" diye, kimse dinlemedi. geldiğimiz noktada sol stoperde oynattığımız davinson'a çarpan 2 top kalemize girdi, iyi mi oldu?

    her seferinde bunu yaşıyoruz, yanlış planlama dönüp içimizde patlıyor. ve ben bu işten sıkıldım.

    ama esas sıkıldığım şeyi size göstereyim mi? bundan 13 gün önce katıldığı televizyon programında okan buruk'un sarf ettiği sözler:

    https://x.com/.../1964430211086503958

    --- alıntı ---

    istediğimiz bütün oyuncular alındı. kadro yapmakta zorlanacağım. çok güçlü, çok kalabalık, çok değerli bir takım oluşturduk. artık top da bende. bundan sonrası bende.

    --- alıntı ---

    tam olarak bundan sıkıldım. "çok güçlü, çok kalabalık, çok değerli bir takım" diyor teknik direktörümüz, oyuna ahmet kutucu giriyor. kaan ayhan oyuna girmese orta saha çökmüş, savunmada sol stoperde bir tek abdülkerim var elinde.

    şampiyonlar ligindeyiz yahu. transfer dönemi kapalı ve şampiyonlar ligindeyiz, senin orta sahaya direnç katması için sahaya atabildiğin oyuncu kaan, belki hücumda bi alan bulur bir iş yapar diye sahaya atabildiğin oyuncu ligde bile doğru düzgün iş yapamayan kutucu. demiyoruz ki yedeğinde kante - vini olsun ama bu işin bir dengesi, bir dayanak noktası, bir orta noktası olur ya.

    birisi şampiyonlar ligindeki tüm oyuncular içerisinde taban, diğeri kadrondaki en değerli oyuncu olamaz yok böyle bir denge. böyle bir planlama yok. böyle bir kadro mühendisliği yok. mühendislik diyince atom parçalamak zannediyorsunuz, değil ya. a oyuncu ile b oyuncu arasında en fazla bir seviye fark olur, 8-9 seviye fark olduğu zaman böyle oluyor işte.

    gelelim oyun planına:

    pres oynadığını dünyada bilmeyen kalmadı zaten. ama pres yapmak için rakibin planını bi çalışmak gerekir değil mi? hangi alandan çıkıyorlar, nereden hareketleniyorlar, topu kimler daha çok çıkarmaya yatkın değil mi? hah, hangisine çalıştın? çalışsan bu maçta pres mi oynarsın?

    adamlar kısa pasla en fazla 2 pas yapıp kaçan oyuncusuna uzun vuruyor, sen önde 5 kişi ile pres yapıyorsun, 6. oyuncun rakip yarı sahada, geride kalan 4'lün kime gideceğine şaşırmış. sonuç? uzun pasta eksiksin.

    ne yaparsın?

    a) rakibe topu indirtmezsin, karşılarsın ve çıkarsın.

    b) rakip topu indirir, indirdiği yerde pres yaparsın.

    c) rakibin o blokta oyunu kurmasına izin verir, geride kalabalık durur alan kapatırsın.

    d) hiçbiri.

    allah aşkına söyleyin, hepimiz izledik. hangisini yaptık? yukarıdaki 4 şıktan hangisi bu akşamki savunma kurgumuzu açıklıyor?

    neye çalışmışsın ya sen? neye çalışmışsın sen? rakip çatır çatır istediği topu indirdi, istediği gibi kurguladı, sen de topa pres yapmak üzerine kurguladığın için deli gibi geri koşmak zorunda kaldın topun savunmadan uzun çıktığı anda.

    ama zaten rakip topu sana bıraktı değil mi? haaa, işte burası daha kritik.

    3 tane çilingir olabilecek oyuncun var sahada, ilkay - yunus ve sane. bana söyle senin asıl hücum planın hangisi? kim senin çilingirin, rakip açanın?

    yunus dribbling ile oyun açar, ilkay kilit pas ile açar, sane çalımla açar (açamıyor gerçi ama genel stili bu)

    tercihin hangisi? "o anda ne denk gelirse" diye bi plan olmaz, öyle bi takım da olmaz. bana söyle ya senin ana hücum planın hangisi? rakibi pasla mı deleceksin, dribbling ile mi deleceksin, çalım ile mi deleceksin? hangisini yapmaya çalıştın bugün?

    geldik mi esas probleme?

    sistem

    ---------

    bana rakibe pres yapıp çıkarmamak ve ön bölgede kapacağımız toplar ile hızlı hücuma çıkmak dışında 2. bir plan söyleyebilir misiniz? bir tane hücum kurgusu istiyorum sizden ya, üçüncü dördüncü planları falan geçtim ya 1 tane ikinci plan istiyorum osimhen sahada olmadığında. var mı? yok.

    barış önüne top attığında etkili birisi, yunus keza aynı, sane aynı olması lazım değil belki ama tarz aynı. geriye kaldı ilkay ki son gün getirdin onu da, üzerine plan kuracak zamanın yok.

    sara nerede? birisi bana anlatsın ya sara nerede? senin ana planındaki bu topları atacak oyuncun sara değil mi? geçen sezon rekor bonservis ile 20 milyon euro karşılığında almadın mı bu adamı? nerede bu adam?

    gerçi girdiğinde o da sağ olsun 3 kere topu dürtmeden bir şey yapamadığı için golü çok güzel yedirdi ama ondan bahsetmiyorum. bireysel hataya girersem zaten çıkamam bu yazının içinden. benim bahsettiğim sistem, oyun anlayışı, hücum planı, savunma kurgusu, taktiksel diziliş ve buna göre varyasyonlar. maç 3-1 olmuş devreye girmişiz, ikinci yarıya çıkıyoruz elde 4 tane forvet arkası hattı için uygun oyuncu varken lemina çıkarıp icardi alıyoruz, ilkay yerini değiştiriyor. yahu bu adam ne zaman regista oynadı da torreira yanında top çıkarmaya aldın ilkay'ı?

    anlamazsın, ben anlatayım. pep guardiola'nın sisteminden geliyor ya bu adam, hah. onun arkasında oynayan bir regista vardı. rodri var ya rodri, tanıyor musun? hah, o adam işte ilkay'ın arkasındaki regista'sıydı. rodri oyunu kurardı, ilkay ona 8'de destek verir 10'a doğru devrilirdi. yeri gelir 10'a doğru bernardo devrilirse eğer ilkay bu sefer mezzala olur kanada destek verirdi oyunu öyle açardı ama buralar çok tekniğe giriyor zorlanırsın. kaleye yaklaştıkça verimi artan bi oyuncu ilkay hani onu anlatmaya çalışıyorum da sen de fark edip onu çıkarıp kaan'ı aldın orta sahada torreira'ya destek olması için. ne diyeyim, zaten 5 değişiklikten belki de tek doğrusu buydu en azından bi yanlıştan döndün.

    velhasılı abi önce sen kendin bi kurgunu oluşturacaksın. rakip senin pres oyununu topu sana bırakarak çözüyor ya, hah işte çözemeyeceği bir oyun kurgulaman lazım önce. bunun yolu top sendeyken doğru işleri yapacak oyunculara doğru görevleri vermek mesela.

    bu maç özelinde dediğim gibi yoksa söylenecek çok bir şey yok. 2 gol bireysel hatadan top kaptırma, 2 gol zaten davinson'un sol stoper oynaması ve 1 de duran top.

    ama bu maç özelinden çıktın mı genele baktığımızda bu maçı da değerlendirerek söylenecek o kadar çok şey var ki şu yazı yarısı bile değil. işte artık bunları çözmüşüzdür dediğimiz, çözmediğimizi gördüğümüz ve böyle giderse daha da çözemeyeceğimiz bir problemler silsilesi var başımızda.

    umarım sadece söylemekle kalmaz ve gerçekten ders çıkarıp bu sorunların üstesinden gelmek için de çok çalışırız. yoksa aynı tas aynı hamam ülkede kırmadık rekor bırakmayız ama avrupa'ya çıktığımızda şampiyonlar liginde olmasına hayret ettiğimiz avrupa ligi takımı bize 5 atar, avrupa liginde olmasına şaşırdığımız saçma takım bize 4 atar bu iş böyle devam eder gider.

    hangisini seçeceksin, seç. seç ve ona göre hareket et.
App Store'dan indirin Google Play'den alın