• 295
    hani anadolu takımları ali sami yen'de 0:0'a yatar ve kilidi kırana kadar kabız oluruz ya, golü maçın hemen başında bulunca iyi bari güzel maç izleriz konyaspor da oynar dedim. ne var ki yakaladığımız fırsatları değerlendirip farkı açamayınca, ikinci yarı bizim takımın aynı şeyi yapacağını hiç düşünmemiştim. ne izledik biz ya? barcelona ile nou camp'ta falan mı oynadık? ikinci yarı rakip %70'in üzerinde topla oynayıp sağlı sollu ablukaya aldı kalemizi. galatasaray nasıl bu hale düşer? muslera net pozisyon çıkardı. rakip futbolcu bir pozisyonda ise bomboş kaleye ayağının içini çevirip yuvarlayamadı. şu maçtan 3 puan almamız bir mucize ama aynı akşam malum takım, trabzon'da kaybettiği için afyonumuzu aldık yine. tıpkı milli maç arası öncesi kötü futbola rağmen rizespor'u yenip kutladığımız gibi. bu futbolla nereye kadar bilmiyorum. tek teselli 3 puan ama böyle ezilerek alınan 3 puan geleceğe dair endişe veriyor.
  • 266
    maç geneli ama özellikle ikinci yarı öyle top oynayamadık ki topçularımıza kızamadım dahi. görkemli bir acziyet içerisindeydik. ümitsiz olsam da, mantığıma beyhude gelse de temennim bu durum umarım bu maç özelindedir.

    bir halı saha takımı kadar sistemli oynayamadığımız maç. bazen berbat oyunla da kazanmak iyidir deyip polyanna modumu açıyorum.
  • 299
    bu maçtaki sıkıntı, fatih terim'in kendi maç sonu açıklamalarında da belirttiği üzere, ilk yarı 2-0, 3-0'ı bulamamak olarak tespit edilmiş gözüküyor. şimdi esas soru şu: ilk yarı 2-0, 3-0 bitseydi, ikinci yarı yine benzer bir konyaspor hakimiyeti izler miydik, izlemez miydik? ikinci yarı oyunumuz çok farklı mı olurdu mesela? şiir gibi bir oyun mu izlerdik ikinci yarı, yoksa izlerken yine aklımızda, acaba ne zaman gol yiyeceğiz sorusu olur muydu? işte asıl mesele, dolayısı ile sorunun gerçek tespiti, biraz bu soruların cevaplarında yatıyor.
  • 301
    ilk 45'i ayrı ikinci 45'i ayrı değerlendirmek gereken karşılaşma.

    bunu çok sık yapmaya başladım son dönemde, farkındayım. ancak başka türlü de incelenmiyor çünkü takım ilk yarı ile ikinci yarı adeta farklı kimliklere bürünüyor.

    bu maç özelinde bunu şuna yordum: konya maçını kayıpsız geçelim, loko ve beşiktaş maçlarına daha konsantre ve dinç olalım.

    bu yüzden ilk yarıdaki 4-4-2 doğruydu. mami - halil birbirlerini tamamlayan özellikte iki oyuncu. mami'deki gol sezisi ve doğru vuruş halil'de çok fazla yok, halil'deki oyun aklı ise mami'de yok. yani iki oyuncudan bir doğru, istediğimiz santrafor çıkıyor. bu bağlamda hocanın "ilk 45'te bitirelim, 2. yarı alırız rölantiye taraftar ile alırız galibiyeti ve sonraki bu çok kritik iki maça bakarız düşüncesinde olduğunu düşünüyorum.

    ancak ilk yarıdaki 4-4-2 ve oyun ne kadar doğru ise 2. yarıya (özellikle 60. dakikaya kadar oyuncu değişikliklerinin bekletilmesi de) bence ayrı bir hataydı. taylan - assunçao değişikliği 2. sarıdan taylan'ı kurtarmak ve beşiktaş maçına tam kadro çıkabilmek için yapıldı ancak assunçao'nun fiziği kadar özgüvenini de güçlendirmesi gerek. anlıyorum, henüz 21 yaşındasın ve famalicao gibi portekiz ligindeki en alt sıra takımından galatasaray gibi bir camiaya geliyorsun, kolay değil bunu kaldırmak ve başarmak. ben assunçao'nun zamanla çok çok daha iyiye gideceğine ve doğru yatırım olduğuna inanıyorum.

    60. dakikada değişiklikler geldi. bilen bilir ben babel'i sevmem, bu maç özelinde savunmada beğendim. hücumda yine yok, yine aldığı topları ezdi. hatta bir ara patrick hızlı hücum gelişmesi için onu gördü, topa bastı bekledi sonra patrick'e geri döndü, o baskı yiyince victor'a o da baskı yiyince muslera'ya kadar gitti top, babel o topa bastığı anda tribünde dedim "bu top muslera'ya kadar döner" diye. yani bilmiyorum ama babel'i hücum değil savunma katkısı için sahaya attıysak hamle hem doğru hem de istediğimiz sonucu verdi bence.

    bu tarafa değinmişken (sol kanat) kerem aktürkoğlu'na da değinmem şart. koşması gereken yerde koşu atmadı, topla gitmesi gereken yerde gitmedi durması gereken yerde durmadı. inanılmaz kötü bir 60 dakika geçirdi tribünden gözlemlediğim kadarıyla. 60 dakikada olumlu tek katkısı halil'in sol çaprazdan girip aşırdığı topu kazanması galiba, başka hatırladığım yok.

    haricinde bence halil, mami ile şut ve bitiricilik çalışmalı. halil de mami'ye oyun aklı kazandırmalı. bu iki oyuncumuzun da eksiği öğrenilerek, kazanılarak geliştirilebilecek özellikler.

    bu arada ilk yarı daha fazla uzun attık topu pasla çıkmak yerine galiba, bunu da son derece olumlu buldum. golden sonra 1-2 pozisyonda denedik ama sonuç fiyaskoya doğru giderken artık uzun atmaya başladık ve mami'nin havadaki üstünlüğü bizi çok rahatlattı.

    tribünden ve bein usa özetinden görebildiğim kadarı burası.

    son iki söz kaldı, birisi tribüne: bu maç özelinde tribün hem agresif hem dolu hem de etkiliydi. peşpeşe alanya - göztepe ve bu maçta aynı yerden izledim, üç maçın içerisinde tribün anlamında en iyi maçımız bu maçtı bence.

    sonuncu söz de galatasaray yönetimine: bizlere 5 maçlık kombine sattınız, peki dedik kabul ettik. 850 tl para ödedim ben 5 maça, helali hoş olsun. hatta ilk maçtan sonra "fiyatları taraftarın talebi doğrultusunda indiriyoruz ve kombineyi 6 maça çıkarıyoruz" dediniz, teşekkür ederiz. ancak şimdilik alanyaspor 110, göztepe maçı 110, bu maç 90 tl'den girdik. yani normal bilet alsak bu 3 maça 310 lira yapıyor. kalan 3 maçta benim aldığım yerin biletleri 540 lira tutmalı bu hesaba göre ki tutmayacak gibi görünüyor. aynı fiyatlardan gitsek gaziantep maçına hadi yine 110 yazsak, altay maçına da 110 yazsak, fenerbahçe hadi derbi diyip 200 lira yazsak bile 420 lira tutuyor. 120 lira arada fark kalıyor. ortalama 1 maç biletinden fazla tutuyor yani.

    bu kombineyi alan taraftarın halen bir mağduriyeti var. kombine bilet zaten sezonluk biletin toplan fiyatı üzerinden değil bundan indirim yapılmış hali ile satılır. yani 850 liraya kombine bilet alıyorsan, sezon sonu aynı koltuğu maç maç topladığında 850'den yüksek çıkması gerekir. misal 1000 lira olsa da 850'ye alsan burada bir mantık vardır ancak şu andaki hali ile burada bir problem var bence.

    yönetimimizden de bu mağduriyeti çözmesini bekliyorum, çözeceklerine de inanıyorum.

    neyse, next station: hocasını değiştirip taze kan takviyesi yapılmış lokomotiv moskova.

    https://www.youtube.com/watch?v=FDs6dADBmI0
    (bkz: çu çu çu çu) *
  • 281
    pilot olmanın kolay, yazar kalmanın olay olduğu bir maç. o yüzden maçı izlerken entry girmemeye dikkat ettim. böyle rezalet bir futbolla kazanmak gerçekten tahmin ettiğim kadar iyi değil. bazı arkadaşlar ilk yarı iyi 2. yarı kötü olduğumuzu söylemişler ama 4. dakikadan itibaren maç konyaspor’un hakimiyetinde geçti. halil dervişoğlu’nun pozisyonunu saymazsak kontra atak dahi yapamadık.
  • 303
    2.yarısında bir ara %71'e %29 topla oynama konya lehine olan maç. ben bu değeri 10 kişi kaldığımız maçlarda bile gördüğümü hatırlamıyorum.

    1-0'ı oynarken topu rakibe bırakmak bir tercih olabilir(maç asy'de) ama sürekli sağlı sollu atak yemek normal değil, ayağımıza aldığımız her topu 5 sn içinde kaybetmek pek normal değil.

    konya mı iyiydi? biz mi kötüydük bilemiyorum ama 2. yarıda konya boş kaleye o topu atsa dünden bu yana burası kıyamet yeriydi.

    eyvallah kötü oynarken de kazanmak önemli de, biz zaten bayağıdır iyi oynayarak kazanmıyoruz ki? iyi oynayıp öne geçiyoruz, kötü oynayıp puan veriyoruz.

    neyse en azından fb ve bjk ile puan farkı birkaç haftada kapandı. 2. devre daha iyi olursak ne olacağını kimse bilemez. burası şampiyonun nisan-mayıs'ta belli olduğu bir lig.
App Store'dan indirin Google Play'den alın