zor maç. gol yememek üzere sahaya çıkmamız mantıklı olur diye düşünüyorum ama aklıma geçen seneki dortmund maçı geliyor.
*o maçta da gol yememek üzerine kurulu ağır, hantal bir ilk 11 ile çıkmıştık. hamit-selçuk-melo-dzemaili tarzı bir orta saha ve önünde de sneijder ile umut bulut vardı. kötü oynamamıza rağmen berabere götürürüyorduk. ilk yarı sonlarında araya atılan topta defansın da ağır kalması ve piszczek'in reus'u kaçırmasıyla golü yemiştik. sonrası malum oyun iyice kopmuştu ikinci yarı. tıpkı o maç gibi geçebilir. zira o takımın üstüne koyamadık. bir ihtimal jose,emre,selçuk,sneijder ile baklava orta saha dizilimi işimize gelebilir. pas oyunuyla tabii ki. ancak yüzde yüz konstanre olamazsak eninde sonunda griezmann aradan kaçar bir gol atar sonra da maç kopar.
galatasaray maçı izlemek eziyet haline geldi. ne bir futbol var ne bir şey. tribünler bomboş. nerede o 13-14 iç saha tribünü... itinayla tribünün ağzına edenler gurur duyuyordur umarım.
sonuç olarak umarım galibiyetle ayrılırız. umarım teknik ekip artık hatalarının farkına varmaya ve einstein'in aptallık tanımından uzaklaşmaya başlar. umarım terliksi hayvan karizmasındaki otelciye sağlam bir protesto olur.