• 1
    euroleague 2013-2014 sezonu top 16 turu f grubu 6. hafta karşılaşması. abdi ipekçi arena'da sevgililer günü oynanacak ve tsi 20:30'da başlayacak.

    f grubundaki daha önceki karşılaşmalarımız:

    1. hafta: 2 ocak 2014 galatasaray maccabi tel aviv basketbol maçı
    2. hafta: 10 ocak 2014 real madrid galatasaray basketbol maçı
    3. hafta: 16 ocak 2014 galatasaray lokomotif kuban basketbol maçı
    4. hafta: 23 ocak 2014 bayern munich galatasaray basketbol maçı
    5. hafta: 31 ocak 2014 galatasaray zalgiris kaunas basketbol maçı

    rakibimizle ile oynadığımız daha önceki karşılaşmalar:

    2 şubat 2012 cska moskova galatasaray basketbol maçı
    9 şubat 2012 galatasaray cska moskova basketbol maçı

    --- alıntı ---

    fenerbahçe ülker ve barcelona’nın yer aldığı a grubu’ndan ikinci olarak gelen cska’nın başında avrupa’nın en kariyerli koçlarından biri olan ettore messina var. normal sezonu 7 galibiyet 3 mağlubiyet ile geçen cska, bu mağlubiyetlerin ikisini fenerbahçe ülker’e, diğerini ise barcelona’ya karşı aldı. maç başına ortalama 73.2 sayı bulan rus ekibi, bu sayıları bulurken 16.9 asist de yapıyor. zengin ve güçlü bir rotasyona sahip olmasına karşın normal sezonda pek ritmini bulamayan cska’da, messina, top 16 ile birlikte takım ritmini yukarıya çekmek için uğraşacaktır. maç başına 33.1 ribaund alan, bu konuda euroleague’in ortalama takımlarından biri olan cska’da takımın skorunu paylaşan ana isimler vladimir micov, sonny weems ve kyle hines. zengin bir guard rotasyonuna sahip olmasına karşın şu ana kadar bu oyunculardan istediği verimi alamayan cska’da micov, normal sezonda en çok öne çıkan oyuncuların başında geliyor. %50′nin üzerinde ikilik, %40′ın üzerinde de üçlük yüzdesiyle oynayan micov, en skorer isim konumunda. atletik özellikleri ile öne çıkan weems de, normal sezonun sonuna doğru form tutmaya başlayan isimlerden. takımın pota altındaki en önemli silahı ise geçtiğimiz iki sene olympiacos ile şampiyonluk yaşadıktan sonra bu sene moskova yolunu tutan kyle hines. gerek pota altı bitiriciliği ile, gerek ribaundlardaki etkinliği ile en çok sivrilen isimlerden biri. geniş ve zengin kadrosuna rağmen hücumdan ziyade savunması ile öne çıkan cska, normal sezonda maç başına ortalama 67.6 sayı yerken; skor anlamında ise sadece iki kez 80+’lı sayıları görebildi, partizan’a 88 – budivelnik’e 82. yazın takımdan ayrılması gündeme gelen ancak sonra takımda kalan teodosic, normal sezonda beklenen form grafiğinin altında seyretti. ancak yine de kalitesi ile öne çıkan oyuncuların başında geliyor. krstic, kaun, fridzon, pargo, khryapa cska’nın zengin kadrosunun diğer önemli parçaları.

    en önemli isimler;

    · vladimir micov - 10.3 sayı 3.6 ribaund 1.2 asist
    · sonny weems - 10.1 sayı 3.6 ribaund 3.2 asist 1.1 top çalma
    · kyle hines - 9.7 sayı 5.1 ribaund (index rating #24, ofansif ribaund #15)
    · milos teodosic - 7.4 sayı 2.9 ribaund 5.2 asist (asist #7)

    http://gsbasket.org/...plerimizi-taniyalim/

    --- alıntı ---
  • 4
    2 yıl önce sözlüğü takip etmiyordum yani o zamanları bilmiyorum ama şu günlerde belki en önemli sezonlarımızdan birinde sözlükteki ilgi gerçekten az. tahminime göre bu direk salona etki ediyor. 2 sezon önce euroleague maçlarına bilet kalmıyordu nerdeyse. hadi sözlük bu maç tam sırası, şu saçma günü anlamlı kılma zamanı.

    ayrıca arada sırada aklıma gelir ve dnlerim.

    (bkz: italyan şaşırmışın)
  • 8
    sene 2001, sevgililer gunu, kapalinin ortasinda kocaman bir pankart, "sadece sen"
    bu askin betimlenmesi icin kronolojik olarak yapilan eylemleri bu yazi dahiline sigdirma sansim yok, ne yasim yeter zaten, ne de tecrubelerim, ancak deportiva la coruna karsisinda acilan o pankarti da bir omur unutamam..
    sene 2014, aylardan yine subat, bu sefer karsimizda cska moskova, bize buyuk heyecanlar yaratan eurolig arenasinda.
    bir onceki eslesmemizde, yani cska moskova ilk defa o muhtesem arenada rakibimiz oldugunda, macin adinin guzelligine bak diye manset atmistik, daha sadece kuralar cekildiginde..

    mecidiyekoy'de dogdum ve buyudum ben, babam sagolsun erken yaslarda tanistim armayla, bolca avrupa zaferine sahit oldum yani, genclik yillarimda..
    ancak bir basketbol maci, analizi ve aciklamasi zor, ali sami yen'de yasadigim tum zaferlerin dahi onune gecti, cska macinin bitiminde yarattigimiz kara delik essiz ve tarifsizdi..
    bana o takim, oncesinde yarattigimiz sinerji ile, elemelerde, ilk grup maclarinda ve top 16'da bir nebze bizim de payimiz olan o ekip, galatasaray'in imkansizi basarmasinin sadece biraz zaman alacagini ogretti,
    galatasaray sanki bizim bu yorucu ve bazen anlamini yitiren adaletsiz duzen ile yaptigimiz mucadelenin tezahuru idi..

    nedendir bilinmez, bu sezonun basindan beri eurolig'de, ayni sinerji yok o guzel tribunumuzde, mac heyecanlari haftalik olma ozelligini kaybetti, gununde yasiyoruz sanki "devotion" atesini, eksik, sureksiz.
    halbuki, geldigimiz nokta gosterilecek ekstra efor ile tarihimizin en buyuk basarisi olacak top 8'i gorebilmemiz icin gayet musait, yeter ki hepimiz biraz daha inanalim..
    subeden olumsuz haberler siziyor bu ara, aylardir odenmeyen paralar ozellikle yabanci oyuncular icin huzursuzluk kaynagi.
    tabii bu durumu gelen hesap disi sakatliklarin ardindan yapilan yeni yabanci oyuncularin maliyeti ile aciklanabiliriz, fakat yine de bu plansiz butcenin sezon ortasinda patlamayacagina dair bir garanti yok.
    ancak bu krizi yonetmek idarecilerin isi, bize dusen ise top 8 icin kararligimizi, ipekc'de cumle aleme bir daha gostermek.

    gercekten de, tum benligim ile, hayatin beraberinde getirdigi butun tecrube ile sabit oldugu uzere; "bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray"
    sevgililer gununde, daha bir inancla, sevkle, inatla, basketbolun avrupa'daki devine ipekci'yi bir daha dar etmeye;
    haydi salona !!
  • 9
    biletlerin %95'i satılmış durumda yarın ipekçi'de galatasaray taraftarı en büyük sevgilisiyle buluşacak. rakip bundan 2 yıl önce belki de euroleague tarihinin en iyi kadrosuyla gelmiş ve abdi ipekçi parkelerine gömülmüş cska*. şimdi euroleague'te yeni bir tarih yazmaya başlamak için inanan 12000 adam orada olacak.

    http://www.youtube.com/watch?v=4RmvMEEng84
  • 18
    iki sene onceki o olagandisi zaferin pesisira yazilmisti bu satirlar:

    no tengo lugar,
    y no tengo paisaje..

    gidecek yerim yok dediğin zaman, kalmadığını hissettiğinde bir kapı, yüzünü ibadet edercesine abdi ipekçi'ye döndürür hayat,
    orada #sontopakadar bir temaşa var diye..

    "plansız bir hedef, sadece bir temennidir" der sevgili antoine de saint-exupery,
    sayın hakan üstünberk ile ilk tanışmamızda, kendisinin bir önceki sezon son maçta kümede kalmış bir takıma biçtiği hedefin eurolig şampiyonluğu olduğunu öğrendiğimde, saygılı bir gülüş atmıştım ortaya, halbuki tüm delikanlılığı, imkansızlığı ayaklarına sermiş bir galatasarayın sempatizanı olarak geçirmeme rağmen.

    kolay işler değil bunlar, başarmış olmamız da bir 'varlık' hali yaratmıyor aslında, en nihayetinde umuda bezenmiş bir yolculuğun en iddialı tiradının denk gelmesi gibi vardığımız nokta. ve belki de hiç bir zaman tekrardan yaşanamayacak güzellikte bir masalın, bizler tarafından payımıza düşmüş hali, ısrarla bencilliğimize malzeme edineceğimiz.

    maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine denk gelmiş olanlar bilir, piramidin en tepesinde "kendini gerçekleştirme" ideali vardır, altından kalkması oldukça zor olan, genelde yolundan dönülen, veyahut oldum sanılıp üstelenmeyen, halbuki en derin şüpheleri geride bırakmanın yalın hali, kendi özüne dair ıslak bir yolculuk. sayın mahmuti "gerçek etti"..

    cska moskova maçı, galatasaray basketbolu tarihinin anafikridir !

    gruplar ilk belirlendiğinde, başlığını açarken, maçının adının güzelliğine bak diyen adamların, kurduğu hayalleri biriktirip, sattığı hayalleri karşılığında gerçeği satın almasıdır cska maçı, "önce galatasaray sonra hayat" diyenlerin ibadetidir, ve gidecek yeri olmayanların evidir, en güzel üşenmişliklerin tecrübe edildiği..

    sahaya bir takım çıkar, kapanan ışıklar vardır, yapılan görsel şovlar, okunan bizden adamlar, kapanan gözler, birleşen totemler, kabaran omuzlar, 12 adama ek o varlığı içselleştiren sempatizanlar, ve açılan bir pankart;
    beraberce, güzel günlere..

    gavurların kalaşnikof üzerinden tanımladığı ak47, avrupa basketbolunun en iyisini, soğukkanlılığını asla teklemez imajı ile güçlendirmiş bir adamı kontrol dışına çıkarabildi ya bu taraftar, oturup artık eurolig temsilcileri ağlar, final 4'te sanki hep bir eksik var.

    ben endülüs emevilerini düşünüyorum o güne döndüğümde, ya da ilk olimpiyatları, sanma ki geçmişin herhangi bir birikimi o günün unutulanı, aksine her birisinin toplamı. cska maçı bir varlığın yoklukla toplamının umutla olan imtihanı, bazılarının şampiyonlar ligi heyecanı, bazılarının ömürlük dozda galatasaray ihtiyacı !

    arkadan kanun veyahut ney sesi gelirken bir kaybolma ihtiyacı beliriyorsa, fakat sonradan muadilleriyle yetinmek kabul edilebilir hale geliyorsa, en birincil sebep, şüphesiz yok olmanın en güzel tecrübesinin cska karşısında dostlarla beraber yaşanmış olması. ayırırsak eğer gruplara, çılgınca sevinenlerin yanında bir de huşu içerisinde hazmetmeye çalışanlar, sırf hayat hesaplamalarını yaparken bugünü de yazsın diye değil, bilemediğinden, tanımadığından böyle bir sevinci, kategorize edemediğnden..

    basketbolda dört sayılık basket yok ama, kazanmak için son düdüğü bekleyenlerin bir hikayesi var, dört olan farklarda..

    galatasaray sanki huzursuz bir sakinliğin, nefes alınabilir hali,
    yaşamak için ihtiyacı zaruri olan,
    avrupanın en iyisine tüm organizasyonda tek yenilgisi aldıran,
    sonra dönüp lokal liginde ağırlığını koyan..

    gordun'un mükemmel oyunu,
    muhteşem savunmamız falan,
    hepsinin toplamı hayat ya,
    hayat da galatasaray ya,
    cska maçı işte, o hayatın elimize verilmesinin başat sebebi..

    avrupada kıpkırmızı bir gece,
    on küsür yıl sonra anmaya devam edeceğimiz,
    çünkü bizim artık gidecek bir yerimiz var,
    sıcaklığı cehenneminden gelmeyen,
    ailemizi umuda ortak eden,
    bizi bize ekleyen,
    toplamımızdan yine galatasaraya ulaşan,
    kendini gerçekleştirme fiilini nirvanada bırakan..

    sahneler, sözler, haykırışlar, inanmazlıklar,
    umutlar, yokluklar, gururlar,
    ve tabii sarılmalar, sonra da bitmeyen sevdalar,
    hocam,
    önce galatasaray sonra hayat;
    galatasaray ulan !
  • 19
    biletlerin tükendiği, iki sezon önceki maçın* ve only you'nun* yad edileceği maç. enteresan bir şekilde akşam ki atmosferin ortalama abdi ipekçi performansının çok üstünde olacağını hissediyorum ve bu sayede kazanacağımıza da. ayrıca çeyrek final hayal değil bu yüzden basketbol takımımız için de bu sezon konsantrasyon zamanıdır.
  • 20
    2 yıl önce cska'yı o sezonda ilk kez mağlup etme başarısını gösterip bizi sevinçten çıldırtmıştı yenilmez armada.

    bugün 14 şubatta sevgililerin gününde bizim tek aşkımız olan(en azından benim öyle) galatasarayımızın bize en güzel hediyeyi vereceğinden eminim,tıpkı 2 sene önce cska'yı yendiğimiz gibi tıpkı 14 şubat 2001'de deportivo'yu yendiğimiz ve o unutulmaz only you galatasaray pankartının açıldığı gün gibi.

    bugün bunlara bir dejavu eklenecek diye umuyorum 20.30'da sevgililerin buluşmasının ateşi cska'yı yakacaktır başarılar yenilmez armada...
  • 21
    cska moskova' nın önceki maçlarda göstermiş olduğu performans ile maça favori olarak çıktığı, sahadaki oyuncularımızın bu durumu tersine çevirmek için çabalamak durumunda olacağı karşılaşmadır. bizler de onların çabasının arkasında olabilmek için 14 şubat günü takımımızla beraber abdi ipekçi' de olacağız.

    euroleage' de bu sezon üst tura yükselme başarısı göstermiş olan takımlarla iç saha maçlarımıza baktığımızda malaga ve bayern münih karşısında kazanmış durumdayız ki ikisi de kadro kalitesi ve maliyeti olarak altımızda kalan takımlar. kaybettiğimiz maçlar ise ilk tur gruplarda olympiakos, ikinci turda ise maccabi ve kuban. mevcut tablo içerisinde çeyrek finale çıkması potansiyel gözüken bir takıma karşı henüz galibiyetimiz bulunmuyor. sene başından beri yaşadığımız sakatlıklar, takımın beraber oynama alışkanlığını ve ritmini doğrudan etkiliyor. birkaç haftadır süregelen formsuzlukta buna eklenince takımımızın oyun potansiyeli hedeflenen düzeyin altında kalmış durumda.

    ergin hoca ikinci tur maçlarından önce ntvspor' da katılmış olduğu bir programda üst tur için 8 galibiyet hedefimiz olduğunu söylemişti, şu an itibariyle beş maçta iki galibiyete ulaşmış durumdayız, altımızda kalan takımlar dışında diğer ekiplerden en az bir galibiyet çıkarmamız gerekiyor ki evimizde oynayacağımız takımlar cska moskova ve real madrid. maccabi ve kuban trenlerini kaçırdığımızdan potansiyeli daha yüksek takımlarla evimizde çarpışmak durumunda kalacağız.

    grubumuzda ilk 3 içerisinde yer alan takımlar* karşı taraftan muhtemelen 3 ve 4 ile eşleşmek isteyeceklerinden* maç kaybetme lüksleri bulunmuyor. cska moskova' nın partizan deplasmanında aldığı sürpriz mağlubiyeti bir kenara koyarsak, ikinci tur gruplarında oynadığı maçları ortalama 15 farkla kazanıyor bu maçlara real madrid' de dahil.

    takımımızın performansına bakacak olursak; hücum ribaundu konusunda hiçte fena olmamıza rağmen* ortalama 72 sayı civarında kalıyoruz. son maçlarda hücumda carlos arroyo' nun yanına ikinci bir skorer çıkaramamız hücumdaki pas alışverişini dolayısıyla etkinliği kısıtlıyor. sadece arroyo' nun eline bakmış olduğumuz hedef iki maçta(sezon genelinde maç başı top kaybımız 10 iken kuban maçında 19, efes kupa maçında ise 15) top kayıplarımızın yükselmesi işin savunma yönünü de oldukça güçleştiriyor.

    işin hücum kısmında çok opsiyonu olan bir ekibe karşı oynayacağız, onlara ayak uydurmaktan çok işin savunma boyutunu sıkı tutabilirsek seyirci desteği ile beraber maça ortak olabileceğimize inanıyorum. teodosicin abdi ipekçi' de pekte hoş anılarının olmaması, geçmişte çok daha dar bütçeyle kurmuş olduğumuz ekiple cskaya karşı kazanmış olmamız bize pozitif yönde katkı sağlayacaktır. yeni bir zafer gecesi yaşamamız dileğiyle, yenilmez armada' ya başarılar.
  • 22
    this is ipekçi no way out! 68-64
    tarih 9 şubat 2012. thy euroleague top 16 e grubu dördüncü maçında 13 maçının tamamını kazanan, yenilgisiz rusya temsilcisi cska moskova'yı abdi ipekçi'de ağırladık.
    kaybetmez denilen, tek maç bile kaybetmeden şampiyon olur denilen cska, taraftar ve takım bütünleşmesinin, inancın ve emeğin zaferinin tadına baktı istanbul'da.
    galatasaray medical park "son topa kadar" felsefesinin hakkını yine verdi ve epik bir zafer yaşattı ülkemize. o sezon dördüncü kez % 100 doluluk oranına ulaştığımız mücadele müthiş koreografi ve ışık gösterileri eşliğinde başladı.
    dengeli geçen karşılaşma üçüncü çeyreğin başında kopma noktasına geldi. (35-45) mola alan oktay mahmuti her zaman olduğu gibi takımının geri dönmesini sağladı ve bir hikaye daha yazılmasının temellerini attı.
    potansiyel enerjisini kenarda toplayan takımımız shipp ile parkeye kinetik enerjiyi yaydı ve üst üste hızlı hücumlar buldu. (41-45) kazlauskas mola ile momentumu bozmak istedi ancak taraftar devredeydi.
    "dağ başını duman almış" marşının dört bir yanda yankılanması galibiyetin habercisiydi. durmadı hiç kimse. shipp ritmini sürdürdü, cevher ekstra işlerine devam etti ve göksenin, altyapımızın en güzel armağanlarından biri,
    teodosic'e hayatı zindan eden çocuğun elleri titremedi üçlüğü gönderdi ve takımımız 51-50 öne geçti.
    maç bu sekansta kazanıldı. hikayenin geri kalanını biliyorsunuz. jamon "lucas" gordon, karakter oyuncusu, son anların yükselen değeri, sorumluluk almanın eş anlamlısı yine görevini yerine getirdi.
    en kritik anda dört sayı buldu, top çaldı, ribaund aldı, asist üretti. takımı için ne yapması gerekiyorsa onu gerçekleştiriyordu, michael jordan'ı erişilmez yapan "winner" özelliği onda da mevcuttu, lider oyuncuydu, doğru yer ve an içinde karar verebiliyordu, yine öyle oldu, skor 65-59'a taşındı. teodosic'in üçlüğü, gordon'a yapılan faulün çalınmaması, teodosic'e çalınan faul ve üç atıştan ikisini kaçırması sırf heyecan olsun diye idi. galatasaray bu maçı kazanacaktı.
    shipp çizgiye geldi, hata yapmadı ve maç 68-64 sona erdi, teodosic yine degajı dikiyordu tribünlere.
    oldu oldu oldu
    galatasaray.org'dan alınmıştır...

    şimdi yenisini yazmak için parkedeyiz...
  • 25
    okuldaki bir etkinlikte görevli olduğum için izleyemeyeceğim ve dolayısıyla salonun o atmosferini göremeyeceğim için kahrolduğum maç. gitmesem mi diye çok düşündüm ama keyfiyete göre gitmemezlik yaparsam bana geri dönüşü biraz can sıkacağı için mecburen katılacağım ancak aklım hep maçta olacak. iki sene önce yapmıştık bu sene yine yaparız. ebedi aşkımızın, günün anlam ve önemine binaen bize güzel bir hediye vereceğinden şüphem yok. göreyim benim aslanlarımı!
App Store'dan indirin Google Play'den alın