• 4
    fanatik celticsli olarak söyliyebilirim ki miami heat'in şampiyon olacağı sezondur. gönül ister ki celtics alsın götürsün ama bu yaşlı kadro ile biraz zor.

    genel değerlendirmeye gelirsek;

    boston celtics: milan gibi takım, genç oyuncuları pek sevmiyorlar. yine de doğuda final oynayacaktır bu kadro, fakat şampiyonluk çok zor. ayrıca nba tarihinde ilk defa 20.000 sayı üstü atan 4 oyuncu bu takımda bulunmakta. (bkz: respect)

    new jersey nets: doğuda total anlamda iyi takım sayısı az olmasına rağmen play off şansları çok düşük.

    new york knicks: amare'yi almalarına rağmen kısa oyuncu pozisyonunda ki sıkıntıları iyi takım olma konusunda en büyük sorunları. play off görebilirler fakat sonrası yok.

    philadelphia 76ers: bir başka averaj takım. arada sırada sürpriz galibiyet almaları gayet normal fakat tüm sezon için şehir şehir dolaşmaktan başka yapacakları bir şey yok. keyfini çıkarın.

    toronto raptors: nba tarihinin belkide en kötü kadrosuna sahip takımı. avrupada ki bir çok takımı nba'e koysak bu takımdan daha iyi olacakları aşikar. nba'in yüz karası. barney stinson'ın da dediği gibi: '' amerika niye size devlet olma şansı verdi ki kanada'' şaka bir yana play off şansları yüzde 1 bile değil.

    dallas mavericks:kidd, butler, terry ve nowitzki ile nba'in bir başka yaşlı takımı. batının o karmaşık yapısında play off görecekleri kesin ama bu yaşlı takım kadrosu ile sonrası yok.

    houston rockets: bu sezona 5 te 0 ile başladılar fakat imdatlarına nets yetişti. yao ming ile mi oynayacaklar yoksa kendisinden vaz mı geçicekler bu sezon bunun kararını vermek zorundalar. play offları zorlayacaklardır ama nerden girecekleri muamma.

    memphis grizzlies: genç ama istikrarsız bir takım. bench oyuncuları çok sınırlı. bu kadro ile play offları zorlayabilmeleri zor gibi. ancak sonra ki senelerde iyi işler yapabilir bu kadro.

    new orleans hornets: chris paul'ün etkisiyle sezona fırtına gibi başlamış takım. play oflara ilk 4 den gireceklerini tahmin ediyorum fakat lakers engeline takılacaklardır.

    san antonio spurs: nba'in bir diğer yaşlı takımı. ancak as oyuncularının yazı dinlenerek geçirmesinden ötürü sezona iyi başladılar. play offlara 4 veya 5. sıradan gireceklerini tahmin ediyorum fakat kadronun yaşlı olması sebebiyle sonrası yok.

    chicago bulls: doğuda miami, orlando, boston ve atlanta dan sonra ki en iyi takım. play offlara 5. sıradan gireceklerdir. boozer sağlıklı bir şekilde dönerse yarı final bile görebilirler

    cleveland cavaliers: nba tarihinin en cenabet takımı. bu yüzden kendileri ile ilgili pek fazla söze gerek yok.

    detroit pistons: bir zamanların bad boys diye anılan nba takımı. fakat şimdi olsa olsa bu takıma nice boys derler galiba.

    indiana pacers: bu takımda bir kolej havası var fakat kolej molej havası ile nereye kadar. kanımca bi bok yapamazlar.

    milwaukee bucks: brandon jennings gibi dallama guard'a sahip takım. ulan topu potaya sallayarak herkes oyun kurucu olur, biraz takımı yönetsene.
    play offlara sonlardan bile olsa gireceklerdir fakat bu dallama jennigs ve bu takım yapısıyla sonları iyi değil. bir de ersan gibi bir oyuncuya yazık ediyor bu dingiller. tanjevic bile ersan'ın nasıl oynaması gerektiğini anladı bunlar anlamadı.

    denver nuggets: ne yapacağı belli olmayan takım. bakarsın gider lakers'ı deplasmanda yener sonra gelir içerde toronto'ya yenilir. ancak play off sıralamasında ilk 4'ü zorlayacaklarıdır fakat nerden girecekleri bunların da muamma.

    minnesota timberwolves: batının en kötü takımlarından biri. play off şansları fenerbahçe'nin türkiye kupası şampiyonu olması gibi bir şey.

    portland trail blazers: batının ortalama üstü bir başka takımı. bunlarında play offlara gireceği kesin ama sonrası geçirecekleri olası sakatlıklara ve o an ki form durumlarına bağlı.

    oklahoma city thunder: kevin durant'in sezona çok iyi başlamamasından ötürü bunlar da çok iyi başlayamadılar. fakat potansiyeli çok yüksek bir takım, zaten geçen seneki lakers serilerinde de bunu kanıtladılar. genç bir takım ne yapacakları belli olmaz.

    utah jazz: mehmet okur'un sakatlığı çok etkilemiş utah'ı fakat mehmet döndükten sonra seri galibiyet alacaklardır. ancak deplasmanlarda maç kazanamamaları en büyük handikapları.

    atlanta hawks:iyi bir takım fakat bu takımın ne yapacağı, nereye kadar gideceği nerde kaç- kaç ile eleneceği o kadar belli ki, formaliteden bir sezon geçiriyorlar.

    charlotte bobcats: sana saygımız sonsuz majesteleri fakat bok gibi takımın var affedersin.

    miami heat: nba'in şu anda en iyi kadrosuna sahip takımı. yalnız tek büyük problemleri büyük maçlarda pota altında sağlam bir oyuncularının bulunmaması. fakat ben bunu da çözeceklerine inanıyorum. daha önce de dediğim gibi 2010-2011 sezonu için en büyük şampiyonluk adayım.

    orlando magic: dwight howard gibi azman bir pivot'a sahip olmalarına rağmen beklentileri bir türlü karşılayamıyorlar. bunun en büyük sebebi hidayet gibi howard'a pozisyon hazırlayabilen bir guardlarının yada forvetlerinin olmaması. doğuda ilk 4'de bitiriceklerdir fakat şampiyonluk şansları çok az.

    washington wizards: nba'in bir başka kötü takımı. geleceğe belki de umutla bakmalarına en büyük sebep john wall'a sahip olmaları.

    golden state warriors: monte ellis ve stephan curry gibi 2 iyi oyuncuya sahip takım. geçmiş yıllara göre averaj takım hüvviyetinden çıkıp iyi bir takım olma yolunda ilerliyorlar. play offlara gireceklerini tahmin ediyorum.

    los angeles clippers: kağıt üstünde iyi bir kadroya sahip takım fakat sonrası yok.

    los angeles lakers: nba'in şu an da en iyi basketbol oynayan takımı. fakat bu iyi basketbolun sebebinin fikstür kolaylığının olduğu da aşikar. bu sezon final oynayacaklardır fakat şampiyon olacaklarının sanmıyorum. ha bir de (bkz: kim koyarsa koysun allah razı olsun)

    phoenix suns: nba'in en geniş kadrosuna sahip takımı. play offlara girceklerdir fakat gerçek bir pivotlarının olmamasından dolayı ileriye gitmeleri zor. ayrıca hidayet 4 numarada oynamaya devam ederse bir bok yapamayacağı, 3 numaraya geçmesi durumunda ise çılgın atacağı takımdır efennim.

    sacramento kings: genç ve potansiyeli olan bir takım ancak ötesi yok. ilerleyen yıllarda iyi olabilirler fakat bugünkü batı yapısında bir şey yapabilmeleri imkansız...
  • 1
    nba tarihinin birkaç önemli drafttan ve celtics'in big 3'yi kurduğu takastan sonra belki de dengeleri en fazla değiştiren off-season'ına sahne oldu nba 2010-2011 sezonu. tabii grevleri mrevleri -"diplomatik" olayları- ve profesyonel nba oyuncularının fiba tarafından şampiyonalara kabul edilmesi gibi daha çok kağıt işlerini ilgilendiren durumların haricinde. tamamen ligin doğasına ait hamlelerden bahsediyorum.

    lebron, bosh ve wade'in bir araya gelmesi hakikaten akıl almaz bir iş.

    "oldu olacak $5-10m'dan da vazgeçeydiniz de dwight'ı da alaydınız takıma, yazık çocuk yalnız kaldı" dedirtiyor bana takaslar gerçekleştiğinden beri.

    öte yandan artık iyice +33 haline gelen ama big'liğinden çok da bişey kaybetmeyen celtics var. ama belki de bu takaslar tufanı sırasında off-season performansı anlamında sessiz sedasız ilerleyen bir lakers var ki belki de en doğru oyuncuları kattı kadrosuna. rotasyonda eksik kalan yerleri tamamladı. ve elbette bu miami üçlüsüne tek başına kafa tutabilecek potansiyeldeki bir kobe var.

    ayrıca oklahoma ve birer yaş daha büyümüş kadrosu var. amerika milli takımıyla çok ciddi bir sorumluluğun altından kalkmayı başarmış, inanılmaz olgun bir durant var. bu ligin geleceği durant. ve bu sene onun için çok önemli. 5 yıllık yeni kontrat aldı ve bunu sapına kadar hak ettiğini göstermesi, iki sene içerisinde bu genç kadroyla birlikte konferans finaline yürüyebileceklerini kanıtlaması gerekiyor.

    gerçi şu yaklaşık 8-10 maçlık süreye bakarak bu sene bile bu şanslarının olduğu söylemek çok da yanlış olmayacak. batı'nın dengeleri çok değişti ve lakers artık neredeyse yapayalnız kaldı. konferans finalisti anlamında. diğer her takımın neredeyse eşit derecede şansı var desek abartmayız ve fakat konferans finaline gelmeden evvel 82 maçlık çook uzun bir normal sezon var takımların önünde.

    öte yandan new jersey nets ki geçen senenin tabir-i caizse averaj takımıydı. bu sene ise sağlam adımlarla bir franchise temeli atmış durumdalar. geçen seneki takımdan sadece 4 oyuncu kaldı takımda. brook lopez ve devin harris bu franchise'ın en önemli iki ismi ve brook lopez de ligdeki ciddi "has potaaltı" eksikliğine çare olacak bir potansiyel, yetenek.

    öte yandan new orleans, kings, her zaman batı'nın en önemli takımlarından biri olan utah, carmelo çok istemese de kalmak durumunda olduğu denver, giderek yaşlansa da kadro hala inanılmaz bir tempoyla oynayan phoenix ve tabii ki dallas var. yazı inanılmaz iyi geçiren filinta gibi bir duncan'la birlikte bütün yaz yatan tony parker'lı san antonio ve benim büyük bir merakla takipte olduğum portland var. houstan part-time tadında da olsa yao'ya kavuştu.

    doğu'da yine miami'nin takas gölgesinde kalan orlando var ki yine çok iyiler. ayrıca atlanta hawks her zamanki gibi heyecan verici bir basketbol oynamaya çalışıyor, hatta oynuyor. noah'yı takımda tutan, sonrasında her ne kadar sevmesem de boozer'a kavuşacak olan ve ömer gibi fizik açısından nba'e uyum sürecini görece çok daha çabuk atlatabilecek bir uzunları var. ayrıca derrick rose istikrarsız olduğu dünya şampiyonası'ndan gayet formda döndü. lebron'suz cavs, beklentilerin üzerindeydi ilk hafta bittiğinde. amare'yi kadroya katıp kadroyu neredeyse tamamen değiştiren new york knicks.

    çok genel hatlarıyla off-season'ı iyi geçiren ve geçen sezonun üstüne gerçekten bişeyler ekleyebilmiş gibi gözüken takımlar kabaca bu şekilde. elbette zaman zaman sürprizler olacaktır ve fakat batı'da lakers'a hakikaten diş geçirebilecek, 82 maç boyunca ensesinden ayrılmayacak bir takım çok da göze çarpmıyor. daha ziyade lakers ve diğerleri var. lakers'ın gerisindekiler arasında geçicek mücadele ise belki de en keyiflisi olacak.

    doğu'daki işler biraz daha karışık. miami/orlando/boston. hepsinin big 3'si var ve birinin yolu play-off'larda inanılmaz rahatlayacak. ayrıca chicago kesinlikle kolay lokma olmayacaklar ki özellikle noah'nın play-off performansını biliyoruz. chicago için istatistikten çok daha fazlası joakim noah. new york knicks de nihayet yıllardır bekledikleri franchise'ın ilk adımındalar.

    batı'da ilk sıra için çok fazla kontenjan yok gerçekçi olursak. spurs, thunders, jazz, nuggets, mavs, suns. bunların hepsi çok çok önemli takımlar, kadrolar olsa da birbirlerine karşı verecekleri ilk 8 mücadelesi sırasında lakers'ın yalnız kalma ihtimali çok daha yüksek. öte yandan doğu'da özellikle üç takım birincilik için çekişecek, heat/magic/celtics.

    neyse çok uzadı. uzadıkça da uzicak ben klavyenin başında durmaya devam edersem. herşeyiyle çok ilginç bir sezon bizleri bekliyor. batı'daki kobe ve diğerli, doğu'daki big 3'lerin mücadelesi. nba'deki dengeler değişti dedik ya, aslında bu sezon sonunda karşımıza çıkacak olan tablo belirleyecek dengedeki değişimlerin boyutunu.

    çok dramatik bitti lan. böyle planlamamıştım. gerçi bu kadar uzun yazmayı da planlamamıştım. neyse, öyle işte. nba 2010-2011'i başlıksız bırakmiyim, ukde'yi doldurayım dedim.

    ukdeyi hagi10 kişisi 06 kasım 2010 saat 13:04 sularında vermiş. ayrıca "nba gençliği uyma, yeni sezona sahip çık:p" gibisinden bir şeyler demiş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın