• 1
    asıl mesleği gazetecilik olan çok değerli bir tarihçi-yazarımız..

    ara sıra futbol yazmaya karar vermiş, ve galatasaray'daki bitmez tükenmez entrika ve kulisçilik ortamının chp'ye benzediğinden, kulüp yöneticiliğinin güç ve statüden ibaret görülmesinden falan bahsetmiş..

    şurası komik:

    --- alıntı ---

    bana sakın “sen futboldan ne anlarsın? bu iş bilgi ve uzmanlık işidir” demeye falan kalkmayın, zira görünen o ki, futbol yorumculuğu dünyanın en kolay işlerinden biridir!

    ekranlarda yahut köşende mesleğinde dünyanın belki de en iyisi olan teknik direktör için “bu adam futboldan anlamıyor!” de,“satılmış’ı solaçık yapacağına defansa alman lâzımdı. onun yerine hans’ı koysana! üzeyir yahut molakalawani’yi neden bek yapmıyorsun? hesterçüştür de stoper olsun! milyonlarca dolar verip getirdiğin tanganikalı’yı da libero yapacağına yedekte tutarsan, işte böyle elenirsin!” diye konuşursanız gayet saygın bir yorumcu olursunuz! hele, galatasaray’da olup bitenler konusunda da kıymetli fikirlerinizi ifade ettiniz mi, allaaaah!

    --- alıntı ---

    http://www.haberturk.com/...rdakci/996975-gs-chp
  • 3
    son gördüğümde programında lahmacunumsui, pide gibi bir şeyler yiyordu. herhangi bir akademik disiplinde olmamasının da etkisiyle tarihle ilgili sistemsiz, çoğunlukla temelsiz yazıyor, tarihin magazinsel, popüler kısmıyla ilgileniyor. çok çalışkan ve özellikle hanedanla ilgili çalışmalarında son dönem osmanlısına ışık tutmuş bir insan olsa da bir adam olsa da sıkça gösterdiği kendini beğenmişliği ve ukala tavırları benim gözümde kendisini sevimsiz yapıyor.

    ama şu tespitinde o kadar haklı ki;
    --- alıntı ---

    arada bir futbol yazmaya karar vermemin sebebi işte bu; yani köşemi günler süren araştırmalara ve yorulup ter dökmelere ihtiyaç kalmadan şipşak doldurabilmek!

    --- alıntı ---

    yazısında yaptığı tespitler genel olarak doğru. ancak yerdiği "sürekli kurultay yapan, muhaleferin sürekli konuştuğu, 'frankofon'" yapıya karşılık -cehape ya da galatasaray- ülkemizde popülaritesi olan diğer yapı "karizmatik tek adama biat edilen, muhalefetin olmadığı, 'istikrarlı', doğulu" -akp ya da fenerbahçe- olduğundan ben galatasaray'ı bu haliyle seviyorum. halkın takımı ezeli rakibinin içinde olduğu durumu görünce galatasaray'ı bu ülke içinde batılı bir ada gibi görüyor ve adeta liseciliğe şükredecek kıvama ulaşıyorum.

    (bkz: bana batı'nın bir oyunu mu bu)
    (bkz: helenistik arabesk)*
  • 4
    galatasaray hakkında 10 numara tespitler yapmış, tarih meraklısı gazeteci.
    adam kendisi de gazeteci olduğunu söylüyor zaten. ha, artık kendisine atılan boklar o kadar çok oldu ki, hızını alamayan bir arkadaş "ya kitapları çok kötü, mesela ittihadçının sandığı'nda kaynak vermiyor" dedi. yuh arkadaş, adam bizzat belge açıklıyor, belgenin kaynağı mı olur? bundan sonra yazılacak kitaplar o kitaptan kaynak verecek asıl.
    kardeşim evet adam tarihçi değil, ama açıkladığı belgelere de bok atmayın.

    futbol yazılarını merakla bekliyorum.
  • 6
    http://www.medyahaber.com/...zanamaz_d115188.html

    tarihi bir anekdotu paylaşmak için güncel bir derbi üzerinden söze başladığını düşündüğüm tarihçi. zira futboldan ziyade tarihi bir kişiliğin detayları üzerinde durmuş. dikkat çeksin diye de derbiden lafı açmış. gerçi bu sene derbiyle ilgili yatır ve büyü muhabbeti de pek dönmedi ama yine unutmamış herhalde çünkü geçtiğimiz senelerde daha fazla lafı dönmüştü ve haberlere konu olmuştu.

    bu arada yazmazsam çatlarım, ilgili yazısında "şimdi mevcut olmayan fransız okulu" dediği yapı "maison s. vincent l'ecole française" olup uzun yıllar boş bekledikten sonra restore edilip geçtiğimiz yıl bin bir şaibe ile derneğe (hazar eğitim kültür ve dayanışma derneği) çevrilmiştir. mesele anlaşılmıştır zaten.

    http://nezihuzel.net/...06/yusuf-fahir-baba/

    http://www.panoramio.com/photo/49718184
  • 8
    --- alıntı ---

    o zaman yazmıştım, tekrar edeyim: prof. dr. vahdettin engin konusuna hâkim ciddî bir son dönem tarihçisidir, özellikle de sultan abdülhamid döneminin türkiye’deki önde gelen uzmanlarındandır, senelerini arşivde geçirmiştir, bütün çalışmalarını belgelere dayandırır; hattâ galatasaray lisesi’nin tarihi olan “mekteb-i sultanî” isimli eserin yazarı da odur! spor tarihi konusundaki yayınları kendine lâf atanların boyuna yakındır ve dolayısı ile 1959 öncesi şampiyonluklar hakkında söylediklerine karşı çıkanlar, hoca’nın görüşünü çürütebilmek ve geçmişte kazanılmış kupaları yok sayabilmek için ortaya belge koymak zorundadırlar!
    --- alıntı ---

    bunama alametleri gösteren bir başka tarihin arka odacısı.

    afyoncu gibi bardakçı'da dün farklı konuşan ama bugün farklı konuşan fenerli vahdettin' i savunmaya geçmiş. öncelikle bizim vahdettin denen fenerlinin kuruluş ocağımız mekteb-i sultaniyi anlatmasına ihtiyacımız yok kendisi bu değerli okuldan çıkan ve galatasaraylıların desteklemediği bir şahıstır. bundan öte biri değildir. vahdettin'in lisemiz hakkında kitap yazması onun otorite olduğu anlamına da gelmez. o nedenle yok şu kitabı yazdı bu kitabı yazdı goygoyunu geçiniz.

    programında ona buna fırça atmaya alışmış ama geçecek o işleri. aynı seviyede yanıt vermek gerekirse
    kimsenin 1959 öncesi şampiyonlukları yok saymıyor. neden bunu anlamıyorsunuz gerizekalı mısınız? 1959 şampiyonlukları lig statüsünde değildir. lig statüsünde değil demek yok saymak değildir.

    düzenleme : anlam bozukluğu düzeltildi.
  • 9
    --- alıntı ---
    o zaman yazmıştım, tekrar edeyim: prof. dr. vahdettin engin konusuna hâkim ciddî bir son dönem tarihçisidir, özellikle de sultan abdülhamid döneminin türkiye’deki önde gelen uzmanlarındandır, senelerini arşivde geçirmiştir, bütün çalışmalarını belgelere dayandırır; hattâ galatasaray lisesi’nin tarihi olan “mekteb-i sultanî” isimli eserin yazarı da odur! spor tarihi konusundaki yayınları kendine lâf atanların boyuna yakındır ve dolayısı ile 1959 öncesi şampiyonluklar hakkında söylediklerine karşı çıkanlar, hoca’nın görüşünü çürütebilmek ve geçmişte kazanılmış kupaları yok sayabilmek için ortaya belge koymak zorundadırlar!

    --- alıntı ---

    kendisi neden her uzman kendi alanından sorumlu olmalıdırın net örneğini veriyor.

    yıldız hesabına dahil etmeme ile hiçbir kupanın yok sayılmadığını anlamaması futbol ile ilglilenmeyen biri olarak çok normal.

    klasik tarihçi gözüyle bakıyor. "ortada kupa var mı var, fenerbahçe deliillerle kupa var diyor mu diyor. o zaman fenerbahçe haklıdır." düşüncesiyle bakıyor olaya.

    kendisinin ve kendisi gibi düşünen fenerbahçelilerin anlaması gereken konu şu. hiçbir kupa inkar edilmiyor. hiçbir şampiyonluk inkar edilmiyor. sadece yıldız ve yayın gelirleri için hesaplama yaparken düzenli bir şekilde yapılmış organizasyon ele alınıyor. kimse fenerbahçe 1959 öncesi 9 kere şampiyon olmadı demiyor. kimse öyle bir dönem yaşanmadı demiyor. yıldız ve yayın geliri hesabı yapılırken adalet olması açısından 34 lig maçı oynayıp şampiyon olmuş takım ile 4 maç oynayıp şampiyon olmuş takım bir tutulmuyor. bu kadar basit.

    fenerbahçe 28 şampiyonluğumuz var diyebilir. eğer camia olarak 4 maçla gelen şampiyonluğu 34 maçla gelen şampiyonlukla eş değer görüyorlarsa kendi aralarında diyebilirler bizim bir itirazımız yok. ama hak, hukuk, adaletin olduğu bir ülkede de kimsenin kendileri gibi fanatik ve duygusal düşünmesini beklemesinler.
  • 10
    bu ülkenin bir problemi de, aydın diye geçinen birçok kişinin fanatik amigo seviyesinden ileri geçememesidir. örnek mi istiyorsunuz?

    işte murat bardakçı, işte vahdettin engin, işte fazıl say, işte uğur dündar ve daha niceleri. bunlar kişilikleri oluşmamış, rüzgara göre fırıldak gibi dönen, fikir namusuları olmayan sözde aydınlar. aslında biraz iç dünyalarına girince rambo okan’dan hiçbir farklarının olmadığını anlıyorsunuz.

    murat bardakçı ile vahdettin engin bozacı ile şıracı gibi. neymiş boyumuzca kitap yazmış. iki-üç yıl önce 1959 yılı öncesi şampiyonlukların farklı kategoride olduğu için sayılamayacağını, beşiktaş’a verilen 1957/58 yıllarına ait şampiyonlukların da iptali gerektiğini milyonların önünde tv yayınında söyleyen vahdettin engin ne oldu da fırıldak gibi dönüp söylediklerini inkar etti ve tam tersini söylemeye başladı. peki neden? bu vahdettin engin galatasaray içine sokulan kriptolardandır ve derhal kovulması gerekir galatasaray lisesi müdürlüğünden.

    isterse aya kadar ulaşacak kitaplar yazsın bir kişi. fikir namusu yoksa kitap yüklü zavallıdan! farksızdır. murat bardakçı da bu ülkenin amigolarından biridir. söylediği her şey zırvadır ve yok hükmündedir. tarih varmış da belge varmış da bilmem ne varmış da. altmış iki yıl sonra hangi hak talep edilebilir. tarih böyle bir garabeti haklı gösterebilir mi? altmış iki yıldır aklınız neredeydi? hukuk buna izin verir mi? düşünün sizi birileri gelip otuz yıl önce bir olay yaşandığını iddia ederek suçlasa hukuk ona ne der. defol git der. otuz yıldır aklın neredeydi der.

    tabi bunlara ek olarak şununda eklemek lazım. kim ne derse desin bu kararı kimin vereceğini bütün türkiye biliyor. vahdettin’in, bardakçı’nın, selim soydan’ın, ali koç’un zırvalamaları laf-ı güzaf. kararı verecek olan makam bu garabetin de farkındadır umarım. eğer garabet bir karar çıkarsa bu sandığa da aynen yansıyacaktır diye düşünüyorum. başka bir alternatif yoktur ve olamaz. ertem şener gibilerinin, bu kararı verecek olan tff’dir gibi söylemlerine çocuklar bile kanmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın