resim
Juan Pablo Pino Puello
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:37
Boy:1.75
Uyruk:Kolombiya
  • 1785
    bruma'yı geç hazard'dan, bale'den, sterling'den filan da daha iyiydi. biz her zamanki gibi kıymetini bilemedik.

    zaten bizden sonra bayern münih'le manchester city alabilmek için yarıştı ama aradan sıyrılan mersin idmanyurdu yarışı kazanıp bu fevkalbeşeri oynatma şerefine erişti.

    sonrasında olympiakos, medellin ve bastia gibi dünya devlerini dolaştı. şu an ise 28 yaşında ve kulüpsüz. çünkü eşşeğin zikinden dolayı.

    edit: yapmayın be arkadaş. puskas'tan, baba hakkı'dan bahsetmiyoruz burada. şu an bu sözlükte yazan yazarların hepsi izlemiştir bu adamın beş on maçını. yetenekliydi de ne yaptı allah aşkına? her maç kırk metreden şuta abanmak yetenek midir? bu taraftar drogba'ya bile homurdandı gereksiz şutları yüzünden. pino kim oluyor? ya da şaşı bak şaşır misali sadece benim ve avrupa futbol piyasasının göremediği bir yeteneği vardı.
  • 344
    tam adıyla "juan pablo pino puello", 30 mart 1987'de kolombiya'nın cartagena de indias isimli sahil kasabasında dünyaya geldi;

    http://i1008.hizliresim.com/2010/8/18/1602.jpg

    juan pablo pino'nun boyu 1.76 metre, kilosu ise 72 kg'dir. lakabı "el mago"(u: ispanyolca; "sihirbaz")dur. profesyonel futbol kariyerine bakacak olursak; ilk oynadığı takım ülkesinin independiente medellin* ekibidir. 2004 yılında, yani 17 yaşındayken buraya dahil olmuştur.

    2004 sezonunda, independiente medellin ile ligde o da oyuna sonradan dahil olmak üzere yalnızca bir maçta kısa süre forma giymiştir. bu sezonda oldukça az görev almış olmasına rağmen takımı ile mustang kupası şampiyonluğu yaşamıştır.

    2005 sezonunda, independiente medellin ile ligde 20 maça çıkıp 2 kez fileleri havalandırmıştır. bu sezon içerisinde ilk defa milli takıma çağrılır. yalnız yaşından dolayı kolombiya u21 milli futbol takımı'na dahil olur.

    2006 sezonunda, independiente medellin ile ligde 19 maça çıkıp yine 2 gol atmıştır.

    2006 sezonunda independiente medellin forması ile gösterdiği performans ve bu sezonda kaydetmiş olduğu iki gol* aşağıdaki linkten izlenebilir;

    http://www.youtube.com/watch?v=tsbdvNLfOng

    ocak 2007'de 3 milyon euro* karşılığında independiente medellin'den as monaco'ya transfer olmuştur. monaco kariyeri boyunca 20 sırt numarası ile mücadele etmiştir.

    2006/2007 sezonunun ikinci devresinde yeni takımı as monaco ile ligue 1'de biri ilk onbir olmak üzere 8 maçta forma şansı bulmuş, ilk onbirde başladığı tek maçın 34. dakikasında kenara alınırken oyuna sonradan dahil olduğu diğer 7 maçta sırayla 17, 25, 45, 61, 13, 46 ve 9 dakika sahada kalmıştır. toplamda 250 dakika oynamıştır. bu yarım sezon daha çok yeni bir kulübe, lige ve coğrafyaya alışma şeklinde geçmiştir.

    2007 yaz kampı döneminde yapılan 22 temmuz 2007 porto monaco maçında* takımının tek golünü kaydeder; maçı ise 2-1 porto kazanır. bu gol aynı zamanda as monaco forması ile attığı ilk goldür.

    2007/2008 sezonunun ilk devresinde as monaco ile ile ligue 1'de beşi ilk onbir olmak üzere 16 maçta forma şansı bulan juan pablo pino, yine pek dişe dokunur bir performans gösteremez. ilk onbirde başladığı maçların sırayla 56. 45. tekrar 45. 84. ve bir kez daha 45. dakikalarında oyundan alınırken sonradan dahil olduğu 11 maçta sırayla 6, 5, 6, 29, 15, 22, 12, 6, 16, 27 ve 16 dakika sahada kalır. sadece 1 asist yaparken toplamda ise 438 dakika oynamıştır.

    2007/2008 sezonunun ikinci devresinde biraz daha tecrübe kazanması amacıyla belçika'nın rsc charleroi takımına bedelsiz olarak bir devreliğine kiraya verilir. yerine ise uruguay'ın danubio takımından orta saha oyuncusu ignacio gonzalez bir devreliğine kiralanır. hatta 20 numaralı forması da bu oyuncuya verilir*.

    rsc charleroi ile jupiler lig'de ikisi ilk onbir olmak üzere yalnızca 4 maçta forma şansı bulan juan pablo pino, ilk onbirde başladığı iki maçın 30. ve 24. dakikalarında oyundan alınırken oyuna sonradan girdiği diğer iki maçta 19'ar dakika sahada kalır. bu kısa belçika macerasında bir kez sakatlık geçirirken* toplamda sadece 94 dakika oynar.

    as monaco ile geçirdiği ilk bir buçuk sezonda* pek etkili olamayan juan pablo pino, 2008 yazında başarılı bir kamp dönemi geçirir ve yeni sezon öncesinde nihayet kendisinden beklenen performansa ulaşır.

    2008/2009 sezonunda as monaco ile ligue 1'de 20'si ilk onbir olmak üzere 23 maçta forma giyen juan pablo pino, 6 gol atarken 3 de asist yapar ve 1 kez de sarı kart görür. ilk onbirde başladığı maçların dokuzunda 90 dakika sahada kalırken diğerlerinde sırayla 80. 70. 62. 64. 46. 81. 74. 68. 63. 40. ve 58. dakikalarında oyundan alınır. oyuna sonradan dahil olduğu üç maçta ise 17, 20 ve yine 17 dakika sahada kalır. toplamda ise 1576 dakika oynamış olur.

    fransa kupası'nda ikisi de ilk onbir olmak üzere iki maça çıkarken, birinde 90 dakikayı tamamlar, diğerinde ise 62. dakikada kenara alınır.

    lig kupası'nda ise o da ilk onbir ve 90 dakika olmak üzere bir maçta forma şansı bulur.

    bu sezon içerisinde ilk defa kolombiya milli futbol takımı'na çağrılır.

    aşağıdaki linkte sırayla;

    22 temmuz 2007 porto monaco maçında* attığı gol;

    13 aralık 2008 valenciennes monaco maçında* attığı gol;

    21 aralık 2008 monaco bordeaux maçında attığı gol* ve sonrasında yaptığı asist;

    18 ocak 2009 caen monaco maçında* attığı gol;

    12 nisan 2009 lyon monaco maçında* attığı gol;

    ve 18 nisan 2009 monaco rennes maçında(u: 84. ve 90. dakikalarda golleri atıyor, ligue 1 maçı, sonuç: 3-1, 90 dakika sahada kalıyor) attığı 2 gol izlenebilir;

    http://www.youtube.com/...;amp;feature=related

    2008'in aralık, 2009'un da nisan ve mayıs aylarında as monaco'da ayın oyuncusu seçilmiştir.

    2009/2010 sezonunda as monaco ile ligue 1'de dokuzu ilk onbir olmak üzere 14 maçta forma şansı bulur. ilk onbirde başladığı maçların ikisinde 90 dakikayı tamamlarken diğerlerinde 88. 64. 71. 77. 74. 86. ve 46. dakikalarda kenara alınır. oyuna sonradan dahil olduğu 5 maçta ise sırayla 5, 17, 16, 21 ve 24 dakika sahada kalır. ligde sezonu iki asist ile tamamlar.

    fransa kupası'nda ise ikisi ilk onbir olmak üzere 4 maça çıkıp 1 gol atar. ilk onbirde başladığı maçlarda 65. ve 86. dakikalarda oyundan alınırken oyuna sonradan dahil olduğu iki maçta 15 ve 74(u: ikinci yarının başında oyuna dahil oluyor fakat maç uzatmalara gittiği için fazladan 30 dakika daha oynuyor) dakika sahada kalır. kupada toplam 272 dakika oynar.

    24 mart 2010 monaco sochaux maçında(u: 90. dakikada golü atıyor, fransa kupası maçı, sonuç: 4-3, ikinci yarının başında oyuna dahil oluyor ve maçı tamamlıyor) attığı gol;

    www.youtube.com/watch?v=pQWd0KPu8-E

    2010'un yaz döneminde as monaco ile güney kore'ye hazırlık kampına gitmesine rağmen sonrasında 3 milyon euro* karşılığında galatasaray'a transfer olmuştur. yeni kulübünde de as monaco'da olduğu gibi 20 sırt numarası ile mücadele edecektir. bir önceki sezon bu formayı shabani nonda giymekte idi.

    2010/2011 sezonu başında galatasaray ile şimdilik iki avrupa ligi ön eleme maçında oynayıp iki maçta da oyuna sonradan dahil olmuş, sırayla 32 ve 30 dakika sahada kalmıştır. şimdilik bir asist yapmıştır. ayrıca sezonun hemen başında kariyerindeki ikinci "büyük" sakatlığı yaşamış* ve 5 ağustos 2010 tarihinden tahmini olarak 2010 eylülü ortalarına kadar sakat kalacaktır.

    milli takım kariyerine bakacak olursak;

    2005-2008 yılları arasında formasını terlettiği kolombiya u21 milli futbol takımı ile 23 maça çıkıp 12 gol atmıştır. 2006 yılında kolombiya u21 milli futbol takımı ile orta amerika ve karayipler oyunları'nda şampiyonluk yaşamıştır. 2007 yılında ise milli takımda gösterdiği performansından dolayı güney amerika'nın en iyi u21 oyuncusu seçilmiştir. kolombiya u21 milli futbol takımında gösterdiği performanslardan oluşan bir klip;

    http://www.google.com.tr/...QoIitDzGILW41kB0yK9Q

    ilk defa 2008'de formasını sırtına geçirdiği kolombiya milli futbol takımı ile de 2 maçta(u: biri hazırlık, diğeri 2010 dünya kupası güney amerika kıtası eleme maçında olmak üzere) oynama fırsatı bulmuştur.

    istatistik kısmından yorum kısmına geçecek olursak;

    en baştan söyleyeyim; juan pablo pino'nun en iyi performanısını gösterdiği 2008/2009 sezonunda oynamış olduğu bütün maçların, 2007/2008 ve 2009/2010 sezonlarında oynamış olduğu maçlarının ise bir kısmının görüntülerini üşenmeden oturdum izledim. bu hususta almanya'da tanıştığım iki fanatik monaco taraftarı fransız arkadaşımın büyük emeği geçti*, onlara her ne kadar anlamayacak olsalar da buradan tekrardan teşekkür ederim.

    juan pablo pino'nun olumlu özelliklerine değinecek olursak dehşet yetenekli ve hızlı bir oyuncu. bu özellikleri kesinlikle şüphe götürmez. bu meziyetlerinin yardımıyla rakiplerini birer ikişer eksiltebiliyor ve ceza sahası içinde tehlike oluşturuyor. ayrıca oldukça isabetli ve etkili şutlar çekebiliyor. frikik kullanabilmesi ise bir başka artısı. bir de genel olarak agresif bir oyuncu değil ama nasıl diyeyim ki, afedersiniz ama birazcık "piç" bir tarzı var*. ayakta kalıyor, topa hükmediyor, rakiple it dalaşına giriyor ve onları sürekli meşgul ediyor. hani gününde olduğu zaman gerçekten rakiplerini deli edebilecek bir potansiyele sahip. ayrıca arkadaşlarımın belirttiğine göre; ki kendisi de bir röportajında değinmişti sanırım; biraz dindar bir insanmış. yani disiplin sorunu falan pek olmazmış, sahada arada cıvıtırmış ama saha dışında tam bir emir kuluymuş. ayrıca sağ kanat başta olmak üzere her iki kanatta da etkili bir şekilde oynayabiliyor, u21 milli futbol takımında uzunca bir süre forvet olarak oynadığı için bu mevkiye de yabancı değil.

    olumsuz özelliklerine gelecek olursak; fazla bireysel bir oyuncu, bazen gözü kimseyi görmüyor. eğer günündeyse bu özelliği etkili olmasına sebep oluyor ama gününde değilse çok fazla top kaybı yapıyor ve takımın bir parçası olmaktan uzaklaşıyor. bir de yüksek performans göstermek için düzenli oynamaya ihtiyaç duyan bir isim. az maç yaptığı sezonlarda resmen dökülürken düzenli oynadığı 2008/2009 sezonunda resmen çılgın atıyor. bir de defansif özellikleri pek yok, hani rakibe basma veya top kapma konusunda biraz kötü. bu özelliklerini geliştirebilir mi bilemiyorum. ayrıca her ne kadar olumsuz bir özelliğiymiş gibi medya tarafından servis edilse de kendisi kronik sakat falan değil. sadece her futbolcu gibi kariyerinin bir döneminde 3 aylık bir sakatlık yaşamış. geçen sezon ise düzenli oynayamadığından form tutması biraz zaman alacak gibi... belki de en büyük dezavantajlarından biri mental olarak zayıf olması, yani desteğe ve biraz pohpohlanmaya ihtiyaç duyuyor, yedek kulübesine mahkum bir pino'dan oyuna girip maçı çevirmesini beklemek yanlış olacak gibi. ayrıca ortalama 10 maç oynasa bunların rahat 6-7'sinde "gerçek pino" gibi oynayabiliyor, arada sırada idare ettiği maçlara rastlamak mümkün. hani istikrarlı ama yüzde yüz istikrarlı değil.

    sonuç olarak juan pablo pino ne kötü*, ne orta*, ne de yıldız* bir oyuncudur. juan pablo pino gayet de "iyi" bir oyuncudur. sağ kanat kendisine emanet edilirse sezon boyunca oynanacak maçların dörtte üçünde rahat rahat oynar, kalan maçlarda da tedbir amaçlı muhtemel yedeği serdar özkan görev alır. sakatlanmadığı takdirde sağ kanadın en büyük adayıdır pino. duruma göre serdar özkan ile değişimli oynadıkları takdirde koca sezon boyunca daha az yıpranacağını öngörüyorum. çünkü kendisi 40 olmasa bile en azından 30 maç oynayabilecek düzeyde bir isim. bu bağlamda sağ kanadın bütün yükünün geçen sezon olduğu gibi sadece yıldız abdul kader keita'nın değil de bu iki oyuncunun* omuzlarında olması belki bir bakıma daha iyi olacaktır. kim bilir...

    umarım uyum sorunu veya sakatlık gibi talihsizlikler yaşamaz da, en kısa sürede kendisini bulur ve başarılı olur. tekrardan hoşgeldin galatasaray'a el mago...

    http://realcartagena.50webs.com/juanpino.jpg **

    http://www.trgy.org/wp-content/uploads/pino-3.jpg *

    http://www.gelsinler.net/...7/e_pino_180x250.jpg *

    http://www.footballpictures.net/.../juan_pablo_pino.jpg *

    http://www.trt.net.tr/...fd3b4dbd-444x333.jpg *

    http://www.jaglersport.com/...lo-pino-mercan_b.jpg *

    not: bu sezonki mevkidaşı serdar özkan'a dair önceden yazmış olduğum entry için ilgilenenlere; (bkz: #393846)
  • 1843
    gece gece aklıma gelen kolombiyalı futbolcu. geldiği günden itibaren hayranlıkla izliyordum çalımlarını, hareketlerini. gecenin bu vaktinde aklıma geldi, yazayım dedim. 2007-2008 sezonunda 99 ümit karan forması almıştım (pazardan) *. daha sonra ümit karan formasının yazıları silinince arkasına tahta kalemle kocaman harflerle juan pablo pino yazmıştım. şuan o forma nerede bilmiyorum.
  • 1813
    bu adamın takımımıza transfer olduğu günü dün gibi hatırlıyorum.

    lorik cana transferinden sonra kendisinin transferi açıklandığında takıldığım bilardo salonunda tv izliyordum.
    mekanın sahibi "pino diye futbolcu mu olur, ne o fino gibi" dedi.
    abi dedim bu sene bu takım çok can yakacak baksana orta sahaya cengaver lorik cana geldi. kanatta pino orayı otobana çevirir. şampiyonluğu açık ara alırız bu sene. deco da gelecek zaten. tamamdır bu iş.

    lan yürü git dedi, bu takımdan cacık olmaz orta saha'da cana olsa ne yazar. mustafa sarp mı şampiyon yapacak sizi dedi.
    görürsün abi dedim!

    kulakların çınlasın abi, o günden sonra seni hiç görmedim. içimde ukde kaldı, haklıymışsın.

    ayrıca "pinooo pinoooo a... koyim senin leeaaan"!!! *

    not: tt uyardı. misimoviç bu transferden yaklaşık 1 ay sonra transfer oldu takıma. gelme ihtimali olan futbolcu deco imiş gazete arşivlerinden kontrol edildi. uyarı için teşekkürler :)
  • 1835
    bu günlerde pırpır kanat oyuncularından bahsederken aklıma gelen kolombiyalı eski kanat oyuncumuz. tabii kendisiyle beraber aklıma ne yazık ki mustafa sarp da geliyor. 2010-11 sezonu değil de bir önceki ya da bir sonraki sezonlardan birinde oynasaydı daha büyük bir etki bırakacağını düşünüyorum. işin varsayım kısmı bir yana kendisiyle instagram'dan takipleşiyoruz (?) nedenini ben de bilmiyorum açıkçası ama ne zaman bir mesaj yazsam düzenli bir şekilde de mesajlarıma bakıyor. bunu da sözlük ahalisiyle paylaşmak istedim.
    aşağıya da ufak bir görsel bırakıyorum.
    https://gss.gs/RFl.jpg
  • 185
    adını "pinyo" olarak telaffuz eden murat kosova'ya saygımız sonsuz da olsa, telaffuzu direkt yazıldığı gibi, "pino"dur. "pinyo" olması için, enye (ñ) olması lazım o aradaki "n" harfinin. ama tabii puello diye de bir ismi var ki coşkulu sesler çıkarmak isteyen spikerlerimiz için son derece uygun. kolombiya ispanyolcasında iki tane l yan yana geldiği zaman j harfini oluşturuyor, dolayısıyla onun da "puejo" diye okunuyor olması lazım. **

    edit: sözlük jargonuna çok alışık değilim, umarım ikinci denemede olmuştur.
  • 1787
    galatasaray formasıyla en iyi oyununu 2010-2011 sezonunda kadıköy deplasmanında fenerbahçe'ye karşı oynamıştı. yanlış hatırlamıyorsam 2 topu da direkten dönmüştü. fener defansıyla deyim yerindeyse tassak geçmiş ama şanssızlığı yüzünden gol atamamıştı. aslında son yıllarda kadıköy'de oynadığımız en iyi futbol bu maçta gerçekleşmişti.

    edit: uyaran arkadaşlar sağolsun baros'un son saniyede topu direğe nişanladığı maçta en iyi futbolumuzu oynamıştık.
  • 1287
    bütün takımın döküldüğü ve rezil bir futbolun oynandığı 2010-2011 sezonunda kendisinin skora ve oyuna katkısının olduğu en az 5 6 maç hatırlıyorum şimdi kafadan.. üstelik kendisine en ufak bi güvenin duyulmadığı ve ona eşlik edebilecek herhangi bir futbolcunun bulunmadığı bir sezondan bahsediyorum.. sakatlıktan müzdarip olduğu haftaları saymadım bile bak.. eksikliklikleri tamamlanan bir kadroda, kendisine güvenen bir teknik direktörle neler yapacabileceğini düşünemiyorum bile.. ayrıca fatih terim in bu tip futbolcuları sevmediği söylenmiş bazı sözlük yazarları tarafından.. gülüp geçiyorum sadece.. uefa serüveninde imparator un en güvendiği isimlerden biri olan hasan sas sanki pino dan daha mı az egoistti? yahut terim in zamanında yeryüzünde en çok istediği oyuncu olan marc overmars pino dan daha mı fazla takım oyuncusuydu sormak isterim..

    arkadaş kafayı yiyorum, cidden şüphe ediyorum başka maçları izlediğimden hakkında yazılan entry leri görünce.. olum pino dan bahsediyorum lan, hani şu saraçoğlunda tek forvetle çıktığımız maçta bütün fb defansını tek başına maymun eden pino dan.. 10 senedir en iyi kadromuzla bile yenemediğimiz kadıköy deplasmanında birazcık şans ve volkan faktörü olmasaydı galibiyeti getirecek isimden bahsediyorum.. topu aldığında gencecik sol bek ismail in bile hızına yetişemediği, muazzam bir top sürme yeteneği olan, şutları da fena olmayan ve gelişmeye açık olan pino dan.. manyak mısınız olum ? bu adamın bi üstünü almak zaten 15 milyon eurodan başlamıyor mu? yoksa bonservisleride mi yanlış biliyorum ben? ömürsünüz valla ne diyim..
  • 1129
    sahada ne yaptığı umrumda değil ama bülent ünder tarafından gözden çıkarılış tarzı bırakın galatasaray etiğini galatasaray duruşunu; erkekliğe sığmamaktadır.

    o soyunma odası, o kaptanlık pazubandı o teknik direktörlük apoleti o yönetim bu tarz kalleşliklerin olmaması için vardır.

    1 hafta uyarmana rağmen futbolcu maçı mı sattı? yavşaklık mı yapıyor? kaptanın soyunma odasında ağzına s.çar, yetersiz mi geldi? sen gidersin ağzına s.çarsın. seni de mi iplemiyor? kalkar yönetime gidersin dersin ki ben bu yavşakla çalışmak istemiyorum. gerekeni onlar yapar yiyorsa yönetimi de iplemesin.

    ama kalkılıp karı gibi kamera önünde zırlanırsa olmaz o işler galatasaraylılık adı altında boş konuşmak olur.
  • 1845
    kadıköy'de bir derbide 2.dk'da kaleciyi geçmiş boş ağlara yolladığı plaseyi gökhan gönül yetişip kayarak çizgiden çıkarmıştı. maç 0-0 bitmişti hangi maç olduğunu hatırlayamıyorum ama hagi'nin ilk maçıydı başımızda ve 451'den oluşan kalabalık ortasahalı bir kadroyla çıkmıştık. bir de kupada antep deplasede yapıştırdığı füze ile aklımda. şu an bıraktı mı acaba futbolu ?
  • 1840
    aklımda iki hatırayla yer eden kolombiyalı yer uçağı oyuncu. monacospor'umuzun yadigarlarından.

    1-denizlispor kupa maçında attığı efsane vole golü. bu maçı eski açıktan izliyordum lise öğrencisiyken. evet lise öğrencisi 5 liraya maçlara girebiliyordu. passo lig belası da yoktu üstelik. ne güzel günler.

    2- bir diğer kupa maçında rakibi anımsamıyorum ama sağ kanattan bindirme yaparken öyle hızlıydı ki başı dönen rakip uzun saçlarına asılarak durdurabilmişti ancak. bu olay öyle yer tetmiş ki ben de transfer ettiğimizde gomis'i her gördüğümde bunu düşünürdüm yine düşünürüm artık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın