• 35
    herkes gider siz kalırsınız. galatasaraylılıktan değil ama gidememeniz. gidemezsiniz çünkü gidecek başka yeriniz yok.

    tonla yoz ilişkiyi ve o ilişkilerden devşirilen menfaati terk edemezsiniz. galatasaray sayesinde gördüğünüz saygıyı, normalde oturup kalkamayacağınız bürokratlarla, emniyet müdürleriyle, valilerle, siyasilerle ilişki kurabilme konforunu terk edip nereye gideceksiniz, gidebileceksiniz? "geçen falan abiyle yine mevzudayız" diye mahalle arkadaşlarına hava atma şehvetindeki çocuklardan, gençlerden alınan gücü terk edip nereye gideceksiniz? korkuyla, tehditle, baskıyla, "sus döveriz bak"tan öteye gitmeyen iletişim becerinizle galatasaray'ın geleceği hakkında söz sahibisiniz tüm o terk edemediğiniz güç unsurları sayesinde.

    herkes gider, siz kalırsınız. bilmem kimin yönlendirmesiyle bilmem hangi saikle istifaya çağırdığınız hagi gider mesela. gidecek yeri var çünkü. gider sıfırdan takım kurar, basamakları birer birer tırmanır, zirveye kadar ulaşır. her şeyi borçlu olduğunu düşündüğü futbola borcunu ödemeye çalışır. bugün "biz getirdik, biz gönderiririz" diye istifaya davet ettiğiniz galatasaray tarihinin en büyük efsanesi fatih terim de gider. merak etmeyin, koltuğa yapışacak değil. bodrum'da arsene wenger'le takılır, torunlarına daha fazla vakit ayırır, arada konferans, röportaj, milano derbisi davetlerine gider. yarım asırlık emekle, tırnaklarıyla kazıya kazıya elde ettiği itibarın tadını çıkarır. gidecek yeri var çünkü.

    galatasaray, "kimse gaassaray'dan büyük değil" kisvesine büründürerek yediğiniz tüm galatasaray efsanelerinin bileşkesinden başka bir şey değil. bu kulübü bir hayalden gerçeğe dönüştüren bir avuç lise öğrencisiydi. lise duvarlarına hapsolmaktan kurtarıp kitlelerin gönlüne sokan izmirli bir delikanlıydı. kuruluş hayalini gerçeğe dönüştürüp bayrağı avrupa'nın en tepesine diken adanalı bir adamdı. çocukların mahalle maçlarında topa vururken adını zikrettiği romanyalılar, sakaryalılar galatasaraylı değil, galatasaray'ın bizatihi kendisi. güya galatasaray'ı kişilerden üstün tutma düşüncesiyle türlü vefasızlığı, edepsizliği reva gördüğünüz insanlar galatasaray. ama sizin uğruna herkesi silmeyi göze alabildiğiniz galatasaray mefhumunun gerçek galatasaray'la hiç ilgisi yok. o içini sizin doldurduğunuz, içeriğini kendi kendinize belirlediğiniz, dilediğinizi getirip dilediğinizi götürmekte kullandığınız bir araç sadece.

    onun için herkes gider, siz kalırsınız. hagi gitti, fatih terim de gidecek. biz de gideriz. oturup geçmişin gurur dolu sayfalarını yad ederiz. gittiğimizde mahrum kalacağımız şey üç-beş retweet, sekiz-on beğeni olur. terk etmekten korkacağımız milyonlarımız, kardeşlerimiz, abilerimiz, çıkar ilişkilerimiz yok bizim. ama siz kalırsınız. gidecek yeriniz yok çünkü.
  • 10
    sezon başladı sayın seyirciler...

    2009 yılı bilmem kaç haziran. televizyonlar , internet ve sayısız "medya" kuruluşu çeşitli haber ulaşım alternatiflerini kullanarak veriyor haberi. "rijkaard galatasaray'da" diye manşet atıyor en itibarlı gazeteler'den en dandik internet sitelerine kadar hepsi. ve rijkaard türkiye'ye geliyor.

    aman efendim bir izdiham , sevgi seli ki görmeyin. of ki ne of , her yer sarı kırmızı , herkes "rijkaardsever" oluyor bir anda. kimisi "şu an ortalığı kasıp kavuran barcelona onun eseri" diyor kimisi "bu adam ne futbol oynardı be" diye övüyor çeşit çeşit. daha sonra avrupa maçları , lig maçları derken galatasaray uçuyor adeta. rakip takımlar "kasapsal" çözümler arıyor , hakemler tekme tokat girişen rakipleri "uyarıp" yere düşen keita'yı "artist" ilan ediyor. neyse , galatasaray fenerbahçe ile birlikte lider. 8 hafta bitmiş 18 puan almış bu iki takım. taraftar "ooo saldır galatasaray" diyor hıncal uluç kızsa bile.

    daha sonra bir şeyler oluyor , bir şeyler ters gidiyor bir anda. haftalar 7 olmuş ve 7/7 yaparken fenerbahçe , galatasaray berabere kalıyor eskişehirspor ile ali sami yen'de üstelik. taraftar "ah vah" ediyor ama "galatasaray her şeyi" hala onların.
    sonraki hafta ankaragücü ankara'da mağlup ediyor galatasaray'ı 3-0 , istanbul'da fenerbahçe 3-0 yeniyor başka bir ankara ekibi olan gençlerbirliği takımını. sonra tabi "homurtu" oluyor biraz "her şeyim" diyen taraftar sebepli.
    9. hafta "4-3" bitiyor trabzonspor maçı vei fenerbahçe yeniliyor 2-1 gaziantepspor'a deplasmanda. sonraki hafta "tırt clasico" oynanıyor ve "maç öncesi tokatlar" , "maç içi provoke" derken 3-1 bitiyor maç. yine önce fenerbahçe ve "homurtu" iyice artmaya başlıyor.

    biraz hızlı gitmek zorundayım. işler karışıyor daha sonra ; avrupa kupası , türkiye kupası , türkiye ligi derken galatasaray bir anda hiçbir kulvarda iddiası olmayan , hani biraz "lig şampiyonluğu" iddiası olan -ki o da eh işte seviyesi- bir takım haline geliyor. hani o en başta bahsettiğim "saldır galatasaray" diyen , "sen benim her şeyim" diyerek övgü yağdıran ve rijkaard için "bu barcelona onun eseri" diyenler var ya ; onlar ıslık mıslık derken yerden yere vuruyor rijkaard'ı falan. zaten futbolcular ruhsuz , alemci ve beş para etmez yeteneksiz adamlar. işler karışıyor , herkes "yetti artık" demeye başlıyor.

    evet sayın seyirciler , sezon bitiyor...

    takım kazanırken "oooo saldır hedehödö" derken aynı takım ve aynı futbolcular kaybettiği zaman "bizim aşkımız renkler" diyenler hala aramızda. onlar skor kadar galatasaray taraftarı , onlar "derbi sonucu" kadar futbol bilgini. onlar galibiyet ile çalışan "uzaktan kumandalı insanlar" adeta belki ama işin acı tarafı şu ; onlar da "galatasaray taraftarı" olarak kabul ediliyor , siz de...

    vay anasını sayın seyirciler...
App Store'dan indirin Google Play'den alın