• 21151
    2019 haziran’ından itibaren altyapı takımlarımız olan u-21, u-19, u-17, u-16,u-15...vb. ile birlikte ortak ve galatasaray’ın geleceği olacak oyun anlayışını planlamalı ve buna göre futbol oynamalı. örneğin ahmet 11 yaşında. ahmet 11 yaşından a takıma çıkacağı 18-19 yaşına kadar aynı 2-3 şablonu oynamalı. makine gibi işlemeliyiz. öyle ki altyapımızdaki gençlerimizin belirli kalibrede olduğunu varsayarsak a takıma çıkardığımız bir genci parlattığımızda yerine koyacağımız diğer genç belki beceri olarak farklı seviyede olsa bile aşağı yukarı aynı oyunu oynayabilir olacak.

    öncelikle şu sistemsizlikten kurtulmamız lazım. bundan sonra da takıma ne vereceği daha belirli olan futbolcular dahil edilip sözde yıldız özde über ego arkadaşlarla yolları ayırmak lazım. galatasaray geleceği görecekse belhanda, mariano, feghouli, fernando, selçuk inan ile değil marcao,linnes(bu maç kötü oynasa da),luyindama,yunus tarzı görece genç futbolcularla aşağıdan gelecek altyapı oyuncuları ve bir ekolün temsilcileri ile görecek.

    açık konuşmak gerekirse 10’a yakın gelecek futbolcu olduğunu düşünüyorum. bunu transfer delisi olduğum için demiyorum. bu takım bu futbolu oynuyorsa 3 milyon euro üzerinde maaş veremez. bir futbolcu 3 milyon euro’nun üzerini kazanıyorsa sneijder katkısı beklemek en büyük hakkımız. en azından yıldızı sönmüş kişileri toplayan takımdan çok kendi yıldızını yaratan bir takım olmaya çalışmalıyız.

    bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama ajax,benfica,porto,dortmund gibi altyapısı çalışan ve ne oynadığı belli olan takımları daha çok örnek almalıyız.
  • 21153
    4-1-4-1'i katletmekle meşgul futbol takımı.

    bu sistemin orta 4'lüsündeki kanat oyuncuları, kendini 3'lü forvetteki santrafor kenarı sandığı için oyunu sadece belhanda-ndiaye ikilisinin topla koşuları ve kanat bekleriyle ileri taşıyabiliyoruz ki, hücum çeşitliliğinin bu derece dar olması, bizi kolay analiz edilebilir bir takım konumuna soktuğu gibi, karşımızdaki her takımın elinde direkt olarak bir antitez oluyor; önde basmak.

    top rakibe geçtiğinde ise kendini forvet sanan bu kenar oyuncularımızın hiç bir defansif katkısı olmadığından, gelen atakları karşılamak zorunda olan oyuncular, yine o atağı başlatan ndiaye ve belhanda olmak zorunda kalıyor ki bunun sonucunda da istisnasız her maç oyundan düştüklerini gözlemliyoruz.

    dolayısıyla iyi giden bir maçta dahi tempo yükselirse yük direkt olarak bindiğinden ndiaye ve belhanda'nın düşüşüne, dolayısıyla pas kayıplarına maruz kalıyoruz.

    bu pas hatalarının artışı ise süpürücü bir ortasaha eksikliğini ortaya çıkarıyor ve bingo!

    bir anda tüm yükün stoperlere bindiği, iki kenarda da stoperlerin birebir pozisyonlarda kaldığı fantastik bir düzene geçiyoruz ki bu anlamda rekor sayıları görmüş olabiliriz. zira iyi kötü hiç bir takımda, stoperlerin rakip takımın kanat oyuncularıyla bu derece bire bir yakalandığını gözlemleyemezsiniz.

    acilen sistemsel değişikliğe gidilmesi gerekiyor. bir kanat için yetersiz olsa dahi sadece hareketliliği ve koşu kalitesi adına emre akbaba'yı en hızlı şekilde takıma kazandırmak gerek. feghouliyle topu taşımak ne kadar zorsa, onyekuruyla da paslaşmak o kadar zor..
  • 21154
    2019 yaz transfer döneminde ortasahası göbeği kökten değişecek.

    selcuk-donk gidiyor.
    ndiaye umarım 1 sene daha kalır ama şimdilik gidecek gibi duruyor- stoke satıp para kazanmak isteyecektir.
    fernando’nunda ilerleyen yaşı, düşen formu ve yüksek maaşı göze alınırsa satılacağı kesin gibi.

    bu demektir ki 4 transfere ihtiyaç doğacak.

    öncelikle acaba diyorum celil bu alternatiflerden biri olurmu, ama malesef kendisi bana izlediğim kupa maçlarında böyle bir ışık vermedi.

    erzurumspor, kayserispor yada ankaragücü vari bir superlig takımına kiralayıp fenerbahce’nin ozan’da yaptığı gibi gelişimine göre sonraki sezon pozisyon almak bence daha doğru.

    bu gidecek 4 göbek oyuncusundan belki fernando dışında bir bonservis gelirimiz olmayacak ama senelik 11 milyon euro gibi bir maaş yükünden kurtulacağız, bu meblağ ffp için pek bir anlam taşımasada kulubumuzun bütçe refahı adına bence bu gayet güzel bir rahatlama demek.

    alınacak 4 oyuncudan birinin beşiktaşın dorukhan transferi gibi düşük bütçeli yetenek vadeden yerli transferi olması, diğerinin de ndiaye yada başka bir kiralama formülü olması gerekiyor.
    böylece diğer 2 isim için elimize güzel bir bütçe kalmış olur.

    tabi bütün bu hesaplara belhanda’nın satılacağı ve ondan elde edilecek geliri hiç eklemedim, dolayısıyla devrede stopere ve forvete yaptığımız gibi buseferde ortasaha’nın göbeğine silbaş yapacağız demek sanırım yerinde olur.
  • 21156
    orta sahasında yaratıcılığın çok düşük olduğu takım. 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçında da net bir şekilde görülmektedir ki, top rakipteyken oyun hızlanmakta, top bize geçtiğinde oyunun temposu dibe düşmektedir. hücum varyasyonlarlarında tek beklentimiz onyekuru’nun mucizevi hareketler yapmasını beklemek veya on maçta bir belhanda ‘nın görevini yapmasını beklemektir. fernando ilk geldiği görüntüsünden çok uzakta, ndiaye ise gerek pas yüzdesinin düşüklüğü gerek savruk oyunu ile güven vermemektedir. stoperlerin birbirine bu kadar pas atmak zorunda olduğu bir başka avrupa ligi takımı yoktur sanırım. sebebi orta sahamızın çalışmaması. stoperler ayağında top varken hep orta sahamızı ararken , bu arkadaşlarımız rakibin arkasına saklanarak top almaya gelmiyor, stoperlerden efsanevi derin paslar bekliyor.

    velhasıl kelam bu orta saha ile olmaz arkadaşlar. bize daha yaratıcı, daha seri ve daha istikrarlı 2 box to box, 1 adet de felipe melo vari bir adam lazım.
  • 21157
    bazı takımların ruhu vardır taktiksel olarak mesela juve 3-5-2 oynar. galatasarayımızında 4-4-2 dir sistemi ne yaparsan yap. içeride dışarıda süpürüp rahat rahat maçlar izlediğin sezonlara bakarsanız bu sistemle olmuştur herşey. 4-1-3-2 sisteminide hatırlayın gerets zamanında rekor puanla şampiyon olduk lakin derbidelerde çok ezildik (özellikle fener deplasmanlarında) bu takımın oynayacağı sistem budur. bunun içinde 1 adet felipe melo 1 adet engin baytar 1 adetjohan elmandere ihtiyacınız vardır. bunlar olmadımı sürekli kahroluruz. 2018-2019 sezonunda kaçtane depsalmanda rahat maç izlediniz? ben hatırlayamıyorum bile. o yüzden iyi bir ortasaha tandemi ve diagnenin yanına gezen ufak boylu bir forvet ile seneye çok daha güzel olur. bu seneden ümidi kesmekte fayda var.
  • 21158
    14 şubat 2019 galatasaray benfica maçında oynadığı etkisiz oyun ve aldığı mağlubiyet büyük hayal kırıklığı yaratmış takımdır. hakkıyla "avrupa fatihi" ünvanı kazanmış bir takım (bkz: #2521286) son 25 maçında sadece iki galibiyet almış. bu utanç, bu süreçte takımla ilişiği bulunan herkese aittir. portekiz'de ya galatasaray'a yakışır şekilde rakibi eleyin ya da galatasaray'a yakışır şekilde elenin!
  • 21160
    (bkz: 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçı)

    kağıt üzerinde bakıldığında sahada her şeyi yapabilecek gibi görünüp hiçbir şeyi tam yapamayan takım.

    bkz. verdiğim maç üzerinden değerlendirme yaparsak;

    kalemizde, ismi yıllar sonra dahi galatasaray efsaneleri arasında anılacak fernando muslera var. ülke sınırları içerisinde kendisinden fazla güvenilecek kaleci yok, dünya çapında da bu sayı iki elin parmaklarını ya geçer ya geçmez.ancak gel gelelim yediği ikinci gol tam bir hayal kırıklığı.

    stoper tandemimizde yıllardır hem terim hocanın hem de bizim hayallerimizi süsleyen, genç, dinamik, ayakları muadilleri için fazlası ile iyi, fiziken güçlü, potansiyelli iki oyuncu var. açıkçası ben bu potansiyeli sahada da görüyorum ancak günün sonunda marcao'yu yaptırdığı penaltıyla*, ve ikinci goldeki hatasıyla, luyindama'yı ise attığı gol ve hucuma katkısından ziyade yaptığı basit top kayıplarıyla hatırlıyoruz.

    bek rotasyonumuza baktığımızda da, isimleri anıldığında içimize huzur dolan 3 adet çivi gibi bekimiz olduğunu düşünerek çıkıyoruz sahaya.ancak linnes, maç boyu vasatı aşamıyor.en güvendiğimiz, sahanın en tecrübelilerinden nagatomo ise yine elinden geleni yapmasına rağmen savunduğu kanatta maç boyuncu gözümüzün önünde tokatlanıyor resmen. ayaklarına ve hucum kabiliyetine çok güvendiğimiz, meziyetlerine saha da defalarca şahit olduğumuz mariano ise oyuna sonradan bu meziyetlerini sergilesin diye girip, saçma sapan top kayıpları ve hatalı paslarla tüm umudumuzu kursağımızda bırakıyor.

    orta sahada, beklenti ve sonuç analizi yapıldığında hem bahse konu maç özelinde hem uzun vadede durum daha vahim.

    kağıt üzerinde bakıldığında kanatlarda; hem forvete hem orta sahaya göbeğe kayarak destek verebilecek hem de bulundukları kanadı otobana çevirebilecek potansiyele sahip iki oyuncumuz var; onyekuru ve sofian feghouli. ancak sofian'dan bir engin baytar ya da emre çolak verimi bile alamıyor. onyekuru ise bir başına petrol kuyusu kazmaya çalışan bir karınca gibi rakip defansı soldan delmeye çalışıp çalışıp betona çarpmaktan ileri gidemiyor. sonuç olarak ikisi de ne forvete ihtiyacı olan topları iletiyor ne de kendileri kaleye yaklaşabiliyor.

    orta sahanın göbeğinde belhanda, ndiaye ve fernando var. yine kağıt üzerinde bakıldığından bir türk takımı için hayalleri süsleyecek kalitede bir orta üçlü. üç oyuncu da hem defansif hem ofansif meziyetleri olan, oyun aklı üst düzey, zeki ve çevik oyuncular.ancak kesicilik yapıp pas oyununu da orta sahada yönetmesi gereken, man. city forması giymiş, profesyonellik gurusu fernando, ne fiziken rakibe üstünlük kurabiliyor ne de ileri yönlü hatasız iki pas verebiliyor. erken denilebilecek bir anda sarı kart görerek kendisini de bizi de sıkıntıya sokması da cabası.patlayıcı gücü ve top sürme becerisi ile rakip orta sahayı topla defalarca geçip duman etmesini beklediğimiz ndiaye, ne zaman hızlı hucum fırsatı bulsak topu ayağından açarak rakip orta saha yerine bizim atakları duman ediyor.ve belhanda. bu arkadaşın çabasını falan takdir ediyorum ama kendisinin skora etki edebilmesi için ay, güneş, dünya, neptün, uranüs ve mars'ın aynı hizaya gelmesi ve büyük kıyamet alametlerinin hepsinin gerçekleşmiş olması gerekiyor. anladık kardeşim 10 numara değilsin de takım rakip orta sahaya boyun eğdiğinde bir can yak, bir tehlike arz et.

    forvet hattımızda ise 1.93 m uzunluğunda hayallerimizi süsleyen bir canavar var sahada.diagne. aslına kendisini eleştirmek şuan için haksızlık olur. kendisine oynanan uzun topları alıp kanatlara ya da orta sahaya dağıttı yapabileceği de şimdilik bu kadar.takım olarak kendisine top getirme problemimiz var.

    sonuç olarak yukarıda değerlendimesini yaptığım oyunculardan en az 7 tanesi, bizim karşımıza rakip olarak çıksa potansiyellerinin yarısını sergilese, ağzımızı açık bırakacak performans sergiler bizi kendilerine hayran bırakabilirlerdi.ancak gözle görülen bir uyumsuzluk hakim takımımıza.

    burada iş fatih terim'e düşüyor. allah yardımcın olsun hocam.
  • 21161
    çok sevdiğim, yenildiğimizde tadımı kaçıran tuttuğum futbol takımı.

    galatasaray'ın yıllardır hücum organizasyonu anlamında hiçbir planı olmadan oynadığı oyunlardan son derece sıkıldım. ben bir futbol profesörü değilim. half space vb. gibi terimleri bilmem ama genel olarak sahaya baktığımda başı kesik tavuk gibi koşan oyuncuları görünce içim kararmaya başladı.

    fatih terim'e özel bir durum değil. ben 2011-2012, 2012-2013 sezonu dışında mancini'ler, prandelli'ler, hamza'lar, tudor'lar, bu sene genel olarak yakın zamanda aklıma kazınan bir hücum organizasyonunu hatırlamıyorum. kısa devre yapan elektrik gibi 1-2 maç harika oynayıp parladığımız sonra tekrar söndüğümüz maçlar çok fazla. porto'nun, benfica'nın, ajax'ın maçlarına bakıyorum bir de dönüp bizim maçlara bakıyorum ve canım acıyor.

    umarım 2019-2020 sezonunda yazın yapılacak olan takviyelerle güzel bir plan, sizin tabirinizle sistem görürüz.
  • 21162
    en temel eksikliği teknik, taktik, plan, oyuncuların pozisyon bilgisi, oyuncu profili gibi şeylerden ziyade kondisyon olan takımdır. eğer gücünüz yoksa ve elinizde de busquets, xavi, iniesta - pedro, messi, villa gibi 20 kişi pres yapsa gözleri kapalı pas yapabilecek bir ortasaha-forvet hattınız yoksa koşmaya mec-bur-su-nuz.

    (bkz: 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçı), (bkz: 2 şubat 2019 alanyaspor galatasaray maçı), (bkz: 28 kasım 2018 lokomotiv moskova galatasaray maçı), (bkz: 6 kasım 2018 schalke 04 galatasaray maçı), (bkz: 24 ekim 2018 galatasaray schalke 04 maçı) gibi maçları zihinlerinizde canlandırın lütfen. bunların hiçbirinde 15-20 dakikalık bile oyuna hükmetme emaresi göremedik. bu maçların hemen hepsinde sanki biz 11 kişi, rakip ise 15-16 kişi gibiydi. bunun temel nedeni güçsüzlüktür. bu takım yardımlaşamıyor. kanatta veya ortada birisi top aldığı zaman yardıma gelen hiç kimse olmuyor. durmaksızın basit top kayıpları yaşanıyor. çünkü özellikle ikinci yarılarda yürümeye dermanları kalmıyor beyzadelerin.

    sadece futbolda değil bütün sporlarda, sporcu, eğer gücü yoksa disiplinsiz davranışlar sergilemeye başlar. fizik kondisyonun yokluğuna bağlı olarak yükselen tansiyon beyni uyuşturur. hızlı düşünme, karar alma gibi motorik özellikler sekteye uğrar. bu dediğimi bireysel veya takım sporlarında aktif olarak yer almış, idman yapıp müsabakaya çıkmış herkes çok net anlayacaktır.

    lakin bizim ülkemizde büyük çoğunluk yararlı koşu diye bir garip türkü tutturmuş gidiyor. önce taraftarın bu zihniyetini değiştirmesi gerekiyor. bu değişmedikçe biz daha çok (bkz: 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçı) yaşarız. ayrıca hala ısrarla takımdaki bireyleri eleştiriyoruz. eleştirilecek yönleri yok mu, tabii ki var fakat sorumluluğu bir veya bir kaç futbolcunun üzerine atmak bilgisizliğin ve buna bağlı olarak ortaya çıkan kolaycılığın göstergesidir.
  • 21163
    sabir sahibi taraftarlar tarafından, başarı odaklı olmadan 2 sene desteklenebilirse önü acik olabilecek futbol takımı.

    bu takım, city'den gelen fernando, premier lig görüp şımaran ndiaye gibi hırs yoksunu, galatasaray ile hicbir duygusal bağı olmayan futbolcular ile asla başarı kazanamaz. süper ligde şampiyonluk tabii ki gelebilir ama beni kesmiyor. süper ligin kalburüstü takımlarından sayilan trabzonspor'a karşı 20 dakika iyi oynayınca muhteşem takım olduğumuz sanılıyor, elin benfica'si gelip terlemeden yenip gidiyor. 10 milyona forvet alinca her sey super olacak, hatta uefa kupasini alacağız bile sanıldı. avrupa'da varlık bile gösteremiyoruz, bırakın forvetsiz olma muhabbetlerini. portekiz liginin 7.si de gelse içimiz rahat olamaz.

    simdi 2 adet genç stoper alındı onlar bir uyum sağlasın. altyapıdan gelen gençlerimiz süre almaya başlasın. fatih terim'in sistemine oyuncularimiz alışsın. o zaman güzel olacak. biraz sabır lazim. feghouli, belhanda gibi adamlardan kurtulalım. 2 maçla 2 transferle 1 sezonla olmuyor hiçbir şey.

    çok iyi oldu ya benfica yenilgisi. valla. su kendimizi dev aynasında görmekten ne zaman vazgeçeceğiz? sanki surekli avrupada rakipleri dağıtıyoruz. 1 2 donem denk gelmiş, 1 2 buyuk takım yenmişiz, sanıyoruz ki avrupa'nin en büyüklerindeniz. buyuk buyuk konusuyoruz. alanyaspor'a karşı oynarken formayı koymak yetiyor da elalem surunduyor iste adami boyle.
  • 21164
    tek eksiği sabırlı ve başarı endeksli olmayan taraftar olan takım. 1999 kışında cl den elendigimizde taraftar chelsea den 5 yiyen takıma sizin yaptıklarınızı yapsa ilk turda uefa dan elenirdik. allah'tan o zaman teknoloji kısıtlı, sosyal medya yaygın değildi. şuan da as takıma monte edilmeye çalışan 3 yeni transfer ve sakatlıktan dönen emre akbaba var. halen diyorum ben maaşıma bakarım diyen 2-3 top tepicimizden kurtulup, yerlerine marcao- luyindama tarzı hırslı oyuncu bulursak (altyapıdan çıksa tadından yenmez) bence yine hem lig hem de avrupa da adından söz ettirecek bir takım olabilir. başta da dediğim gibi önce bilinçli ve eleştirirken bile mantıklı davranan taraftar olsun arkasında.
  • 21166
    1 veya 2 futbolcuda performans düşüklüğü varsa sorunu futbolcuda ararım. ama bu sayı 5-6'yı buluyorsa, sebebi her ne olursa olsun bunun sorumlusu teknik ekiptir. bir kere bizim takımın çok ciddi bir kondisyon eksiği vardı. istediğin kadar iyi taktiğin olsun, onu uygulayacak gücün yoksa hiçbir işe yaramaz. devre arasında bartali’nin gelmesi ile bir nebze düzeldi bu ama kısa sürede o kadar büyük bir yükleme yapamazsın. yani takımın şu anki kondisyon durumu lig için yeterli olabilir ama avrupa için hala çok zayıf. doğru adamı bulduğumuzu düşündüğüm için önümüzdeki sene bu konuda sorun yaşamayacağımızı düşünüyorum. taktik konusuna gelecek olursak, öncelikle taktiği iyi bir şekilde uygulayabilmek için her şeyden önce zeka düzeyi belli bir seviyenin üzerinde futbolculara ihtiyaç duyulur. ben geçen seneden beri “bizim takım ligin en düşük iq ortalamasına sahip takımı” diyorum. tüm takımlar açısından bakınca biraz acımasız olabilir ama yukarıya oynayan 6-7 takım arasında değerlendirince kesinlikle böyle ne yazık ki. fatih hoca zamanında yapılan transferler ile (diagne hariç) bunun biraz düzeldiğini görebiliriz ama hala bu açıdan çok eksiğiz bence. sene sonunda orta sahada yaşayacağımız değişimden sonra bu sorunu aşacağımızı düşünüyorum. ama işte en basitinden bizim takımın sahaya yayılma sıkıntıları var. hücum seti sıkıntıları var. topun olduğu tarafa kayma yani beraber oynama konusunda sıkıntıları var. bunların hepsini çözmesi gereken kişi de hoca. ben çok sayıda yanlış yaptığını kabul etmekle beraber bu yanlışları düzelteceğine inanıyorum. bu sene de hakemleri alt etme gücümüze bağlı olarak şampiyon veya ikinci olacağımızı tahmin ediyorum. bu kadar hata yapıp üzerine bu kadar da eyyama maruz kaldığımız bir sezonda başakşehir’in arkasında ikinci olup şampiyonlar ligi'ne gidebilmek de çok kötü bir durum değil bence.

    dipnot: ilahi adalete hala inanıyorum, şampiyon olma ihtimalimiz yüzde 51'den az değil...
  • 21167
    sezonun geri kalanında 4-4-1-1 düzenine dönmesi ve kanatlardan hızlı hücumlara yönelmesi gereken takımdır.

    örnek diziliş:

    ------------------------------------------muslera-----------------------------------------------
    ----linnes----------------luyindama-------------------marcao------------------------yuto----
    ----belhanda------------fernando--------------------ndiaye----------------emre akbaba----
    ------------------------------------------onyekuru---------------------------------------------
    -------------------------------------------diagne-----------------------------------------------

    belhanda, emre akbaba, feghouli, sinan gümüş, yunus akgün kanat; emre akbaba, onyekuru, sinan gümüş ve onyekuru da ikinci forvet pozisyonunda farklı şekillerde değerlendirilebilirler. mitroglou ve diagne de maça ya da maçın gidişatına göre 4-4-2'ye dönmek için kullanılabilir.

    kanat oyuncuları tercihen oynadıkları kanada göre ayaklarını kullanmalı bana göre. böylece kanatlardan sıfıra inmek ya da ani orta açma avantajımız olacaktır.

    önümüzdeki sezon da benzer formasyonda belhanda, fernando, ndiaye, feghouli, mariano ve onyekuru'yu gönderip buradan kazanılacak bonservislerle trezeguet, dzagoev, imbula (ya da krychowiak) ile sistemi sürdürebiliriz. yabancı sınırına karşın da elde ettiğimiz bonservis gelirleriyle yunus mallı ve deniz türüç'ü alırsak konuyu kapatırız.

    ------------------------------------------muslera-----------------------------------------------
    ----linnes----------------luyindama-------------------marcao------------------------yuto----
    ----trezeguet-------------dzagoev-------------------krychowiak-----------emre akbaba----
    ------------------------------------------yunus mallı-------------------------------------------
    -------------------------------------------diagne-----------------------------------------------

    kabaca 5 oyuncu yollayacağız. 2 tanesi zaten kiralık. belhanda, fernando ve mariano'dan elde edebileceğimiz maksimum geliri elde etmeliyiz. kasımpaşa ile aramız iyi. bizi bol bol öpüyorlar. yine öpücüklü bir anlaşma ile trezeguet'yi kadromuza katabiliriz. olmazsa başka bir isim de olabilir. dzagoev'in zaten bonersivsi elinde. o olmazsa leroy fer'in yine bonservisi elinde. krychowiak ve imbula da kiralık. burada bonservis verilecek bir yunus mallı ve deniz türüç kalıyor. eğer ki yabancı sınırı çok katı (6+4, 7+2 filan gibi) olmazsa bu iki oyuncuya 10-12 milyon € bonservis verebiliriz. hatta yunus mallı kiralanabilir bile.
  • 21168
    top arkadaşındayken demarke olmaya çalışıp, kendini boşa çıkarmayan ve pas istasyonu/opsiyonu olmak gibi bir gayesi olmayan oyuncular ve oyun anlayışıyla oynamaya devam ettiği sürece hem dış saha maçlarında hem de avrupa maçlarında sıkıntı çekecek takımdır. şu durum saçma derecede eksik bizim takımda. taç atarken bile sırf bu yüzden sıkıntı yaşıyoruz. yılan gibi çalım atabilen 2-3 futbolcun yoksa üçgenlerle adam eksiltmeye mecbursun. bizimkilerin bu işten anladığı topu verip kendi kalemize doğru boşa çıkmak(ki tam son 4 senelik selçuk inan hareketidir kendileri). kanımca hocanın önlem alması gereken en önemli konulardan biridir bu durum.
  • 21169
    ligin en iyi kadrosudur. şampiyon olalım, olmayalım burası kesin. zaten iyi oyuncularımıza, sakatlarımızında olduğu dönem de ısmarlama 6 7 maçlık cezalar gelmeseydi ve hakem faciaları yaşamasaydık bitime 2 3 hafta kala şampiyon olacak kadroydu.

    bence bu kadroda belhanda ve ndiaye kalmalı, feghouli ve fernando gitmelidir. çünkü kaliteleri iyi ama büyük maçlarda kondisyonları yetmiyor. keskin değişimlerde illa transfer hatası yapılıyor, o yüzden yavaş yavaş değişmeliyiz.
  • 21172
    bence temposuzluğun tek nedeni oyuncuların aklında ilk opsiyon geri ya da yan pas olması. azıcık baskıya hemen geri pas. hemen geri pas. o yüzden tempo yapamıyoruz. oyuncuların geneli de yavaş olduğu için bu futbol ortaya çıkıyor.

    kolaya kaçmak bana göre geri pas. hırssız, rölanti, gevşek vs şu futbol ile şampiyon olamaz bu takım. boğması lazım rakibini, ısırması lazım. biz göremiyoruz bunları. puan kaybı yapmadan atlatalım. belki oyuncular sadece lig kalınca geriye kafalarını buna verirler.
  • 21173
    (bkz: 17 şubat 2019 kasımpaşa galatasaray maçı)

    4 gollü şu galibiyet kesinlikle aldatmasın, 5 kuruşluk top oynadığımız yok.
    tamamen kaos futbolu hakim bizim takıma, kesinlikle bir hücum planı dahilinde top oynamıyoruz.

    bu takımın gerçek seviyesi 14 şubat 2019 galatasaray benfica maçı'nda apaçık ortaya çıktı işte.
    çoluk çocuk futbol dersi verdi bizimkilere.

    tıpkı 6 kasım 2018 schalke 04 galatasaray maçı'nda olduğu gibi azıcık baskı yapan, akıllı hücum eden takımlara karşı tel tel dökülüyoruz.
    yan pas, geri pas yapmak dışında orta sahada hiçbir yaratıcılık göremiyoruz.
    defans dışında ümitli olduğum tek bir mevki yok.

    finansal fair play malum, bu saatten sonra bir felipe melo, wesley sneijder, didier drogba gibi adamları getirip 2013 yılındaki gibi oyun oynayan futbol aklı satın alamayacağımıza göre gençlik dinamizmi ile en azından koşup rakibe oyun oynatmayan bir takım olmalıyız.

    muslera, feghouli, belhanda, fernando, mariano, donk, selçuk gibi büyük maçlarda faydada hafif pahada ağır adamlarla yollarımızı ayırıp liyundama ve marcao gibi ucuz ve etkili oynayan scout transferi yapmak lazım.

    ne demişti fatih terim, "bize ocak ve haziran ayları için müsaade edin."
    hocam sınırsız yetkin var biliyorsun, yak artık şu gençlik ateşini, inan avrupa'da maç kazanmayınca lig şampiyonluğu hiç keyif vermiyor.

    kaç gün oldu hâlâ kendime gelemedim, öyle canım sıkkın şu benfica maçından sonra.
  • 21175
    her maç 680 kere muslera'ya gelen top ve geride 90 dakika boyunca pas yapmaktan gına getirmiş takımdır.

    arkadaşım ileriye gideceksin oyunu da orada oynayacaksın. barcelona gibi ceza sahamızda bile 48 pas yapmadan ileri çıkamıyoruz. bu durum ne tempo bırakıyor ortada ne de hücum. tabi biz barcelona da değiliz.

    aldığımız santrforları da ileride ıssızlığa terk edip fıtık ederiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın