• 215
    hamza hamzaoğlu'nun teknik direktör olduğu 4. yıldız sezonunun sonlarında aynı şimdiki gibi amansız bir yarıştaydık. her maçı diken üstünde seyrediyorduk. totem bozulmasın diye son 7 haftanın tamamını antakya atatürk caddesindeki mahveli kafe'nin terasında aynı koltuklarda seyretmiştik. tarihini hatırlamamakla beraber bir mersin maçında tek farkla öndeyken son dakikalarda muslera üst üste inanılmaz iki kurtarış yapmıştı, maçı beraber izlediğimiz arkadaşlarla son dakikalarda heyecandan koltuklardan kalkıp tırabzanların yanına geçmiştik, o kurtarış esnasında bir arkadaşım istemsiz geriye doğru hareketlenmiş terastan aşağı düşmekten bizim müdahalemizle kurtulmuştu. aynı duygu, aynı heyecan içimde şu son haftalarda. bir yandan puan farkının açılması gerektiği gerçeği, diğer yandan ads'nin iyi hücum oyuncularının olması ve adana sıcağı, öte yandan sarı kart sınırındaki aslanların çokluğu, hakem katliamı yaşama korkusu, olası bir puan kaybında galatasaraylıların yaşayacağı hüzün, şikecilerin iğrenç sevinçlerini görme korkusu...

    şu maçı da alalım gerisi kolay demekten gına geldi ama şu maçı da alalım gerisi kolay be... çok sevdiğim bir can dostum aradı az önce, yol üstündesin, geliyorum, akşam bir çilingir sofrası kuralım dedi. maç var diyemedim. bir yandan çok sevdiğim insanla hasret gidermek istiyorum, diğer yandan çok sevdiğim armanın maçını izlemek istiyorum, rakı içerken maça nasıl bakarım diye tribe giriyorum. elli tane duyguyu aynı anda yaşıyorum, evlendiğimiz gün bu kadar heyecanlı değildin sakin ol diyor eşim, kafayı yemek üzereyim, ulan gaassaray!

    alalım şu maçı gerisi kolay... vurduğunuz gol olsun!
App Store'dan indirin Google Play'den alın