• 93
    kadın basketbol takımımızı güzel bir galibiyetle italya'ya gönderdikten* ve şampiyonlar liginde yarı efsane** yarı şaibe* kokan heyecanlı bir haftayı geride bıraktıktan sonra hepimizin ful konsantrasyonunu vermesi gereken maç.

    öncelikle biletler geçen hafta yaşanan gençlerbirliği hüsranına rağmen peynir ekmek gibi satılıyor. hala almak isteyenler varsa sadece ilk üç kategoriden bilet kalmış ve fiyatları oldukça tuzlu*. karaborsacılar yine bayram ediyordur. bir dakika, passolig var, asrın buluşu, ne karaborsası, kedidir o kedi.

    maça gelecek olursak, namı diğer akbilspor sanırım şu an ülkenin en antipatik takımı. emre ve arda'nın takımda olması ve hükümet destekli bir kulüp olmaları temel nedenler. ancak benim için temel neden göksel gümüşdağ denen başkanlarının kulüp üyemiz olması ve tüzüğümüzdeki açık maddelere rağmen hala kulüp üyemiz olarak kalabiliyor olması. üstelik ilk yarıda oynanan maçta yediğimiz bir golden sonra düz duvara tırmanacak seviyede sevinç yaşaması da işin ayrı bir boyutu. sırf o sevincin intikamı için galibiyet istiyorum.

    akbilspor maçlarına bakıldığında oynadıkları futbol ve gol atma şekilleri kesinlikle şampiyonluğu hak eden bir takım görüntüsü vermiyor. zaten oyun içinde hakemlerden de bol bol destek gördükleri için, maç içinde düşseler bile ellerinden tutan oluyor. bu da oyun dışı avantajları. bu noktada içeride oynamanın avantajını kullanıp aynı trabzonspor maçında* yaptığımız gibi rakibi ve hakemi baskı altına almalıyız. takım zaten bizim desteğimizle içeride aç aslanlar gibi saldırıyor ve eminim ilk yarıdaki maçtan görülecek bir hesapları olduğunu biliyorlar.

    rakibin bir kaç tane kilit noktası var. ilki stoperleri ile pas yaparak çıkarken gereksiz zorlamalar yapabiliyorlar. bunu bir çok maçta gördük. ileri uç baskımız ile onları hataya zorlayarak pozsiyon üretebiliriz. bu bence önemli çünkü pozsiyon yaratmada oldukça sıkıntı yaşıyoruz. top ne kadar bizde kalsa da gomis'in ileride tek kalması ve belli düzenlerin oturmaması nedeniyle bu durum oluşuyor. çıkarken rakibi hataya zorlamak ve eksik yakalamak mühim. diğer kilit noktası emre. orta alanda pas bağlantılarını sağlamada ve ileriye topu taşımada önemli rol oynuyor. belhanda, selçuk ve fernando gerekirse ona tatlı sert oynayarak sinirlendirmeli. emre ne kadar dokunulmaz olsa da sahamızda taraftarın baskısı ile kart görmesini sağlayabiliriz. son kilit nokta ise adebayor. ilk yarıdaki maçta bizi denize döken adam. denayer'i her sırtına aldığında tehlike yaratmaları için olumlu işler yapmıştı. maicon ve serdar denayer kadar yumuşak değiller. adebayor'u yıpratacaklardır. ancak kart görmemeleri önemli. itiş kakış arasında ikinci sarıyı görüp eksik kalmamıza neden olabilirler.

    bizim açımızdan ise ileride baskı ile rakibi bozmak mühim. bu noktada adebayor'a uzun oynayabilirler. yukarıda dediğim gibi maicon ve serdar bu topları almalı ve orta alan bu anlarda stoperlere yaklaşarak seken topları toplamalı. beklerden ise verim almak mühim. geçen haftadan sonra hoca linnes'i tercih ederse şaşırmam açıkçası. muslera'nın gomis'e yollayacağı uzun toplar oyunun merkezini ileri taşımamız için kritik. bunu iç sahada yapabiliyoruz. umarım devamı gelir. en zayıf noktamız ise sağ savunmamız. mariano eğer oynarsa maicon ile o bölgede çok ağır kalıyor. oraya hızlı oyuncu sokan herkes kalemizde tehlike yaratıyor. bu nedenle linnes'in oynaması olası geliyor. gerçi onunda tersten gelen ortalarda kademe hatası çok oluyor ama fatih hoca hızı tekniğe tercih edecek gibi geliyor.

    bu yazdıklarım dışında her şeyden daha önemli bir faktör var. galatasaray'ın buralardaki kazanma alışkanlığı. bunu devreye sokmamız çok önemli. istediğimiz kadar teknik taktik kasalım, her şeyi en ince ayrıntısına kadar analiz edelim. bu kazanma ruhunu sahada ve tribünde göremezsek bu maçı değil şampiyonluğu da elimizle veririz. deplasmanda bir çoğumuz her maçı sanki barcelona ile oynuyormuşuz gibi görüyoruz. açıkçası çok haklı nedenlerimiz de var. ancak iç saha çok farklı. evimizde bu sezon sadece bir kez berabere kaldık. her maçta üstün olan taraftık, bazı maçlarımız pozisyon zenginliği açısından da oldukça tatmin ediciydi. bu avantajı bu maçta köküne kadar kullanmamız lazım. tribünlerde bir dakika dahi susulmamalı. akbilspor ve hakemler anamıza küfretmiş gibi ıslıklanmalı ve baskı altına alınmalı. 2 metre ötesine pas atarken ya da bariz faulü çalarken bile tedirgin olmalılar. şampiyon olacaksak bizim tribünlerde takıma vereceğimiz destek ile olacağız.

    unutmayalım bülent kaptanın dediği gibi biz zor günlerin adamıyız. şampiyonluk için şu an en zorlu viraja girdik. önümüzdeki 3 maçın 3'ünü de kazanırsak bizi kimse tutamaz. bu maç da bu serinin ilk ayağı. istediğimiz kadar takımı eksik görelim, alınan kararları yanlış bulalım. bize düşen şu aşamada koşulsuz destek. sezon sonu gelince oturur gereken tüm yanlışları konuşuruz.

    maça kaldı 3 gün. florya'da hocamız ve takım maça en iyi şekilde konsatre olacak, biz de tirbünlerde onlara katkı vereceğiz. bu maçı alacağız. akbilspor'u ali sami yen arena'nın çimlerine gömeceğiz. şüpheye, korkuya yer yok. tek hedef ve tek sonuç var bizim için. şampiyonluk için direk rakibimize şamarı vurup yolumaza bakacağız. kafasında soru işaretleri olanlar biz değil, rakiplerimiz olacak. tarihimiz boyunca böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak ve bu takım bu sezon herkesi üst üste koyup şampiyon olacak!

    sen şampiyon olacaksın

    hedef 21

    inan edin şampiyon olacağız
App Store'dan indirin Google Play'den alın