• 227
    bu macin kazanilmasi elbette guzel ama 2 gol yemenin bundan sonraki maclarimiz icin cok kotu oldugunu dusunuyorum.
    mesela haftaya trabzon macinda bir sekilde 2 farkli one gecsek bile trabzon oyundan dusmeyecektir.ornegin fenerbahce 1-0 i bulsa bile mac buradan donmez gibi bir algi var iken bizim rahatlamamiz icin 4-0 one gecmemiz gerekiyor.
    ben bunun cok olumsuz oldugunu dusunuyorum.
  • 234
    2-0'dan sonra taraftar uc, uc, uc! diye bagirmasa bu mac da 2-2 biterdi. arkadas bu oyuncu grubu gevsek, kondisyonu iyi degil, siki calismiyor. taraftar olarak bunlari ittirmemiz lazim. gaza getirmemiz lazim. uc mu oldu dort isteyeceksin. dort mu atti bese zorlayacaksin. yoksa rahat mac izleyemeyecegiz.

    takimin kilit oyuncusu sneijder ikinci yarida top oynamaya baslayinca golleri atabildik. yoksa cok zorlanirdik. hata yapmamamiz gereken 8 mac kaldi. dikkat.
  • 235
    laubalilik bir olur, iki olur. bence laubalilik yaşamadığımız maç. takımımızın defansı ne yazık ki yerlerde. 1-0 iken 2-0 iken karabükte biraz becerikli adamlar olsa onlarda gol ve goller bulurdu. yetenekli oyuncu sayımız fazla olunca ve ligdeki takımların %90'ınında top oynamayı bilen futbolcu olmayınca maçları biz kazanıyoruz. rakiplerimizin kazmalıkları inşallah devam eder yoksa bir yerde tekerimiz patlayacak gibi.
  • 236
    galatasaray – kdç karabükspor : 4-2 kolay mı zor mu bilmem ama

    karabük düşme hattında hatta ligde kalırsa mucize olur. zayıf bir kadrosu var. galatasaray’ın bu takıma puan kaybetmemesi gerekirdi, kaybetmedi de. ama. illa bir ama olur. ama son 5 dakikaya 3-2 girince sinirlerimiz gerildi tabii.

    kadro ve diziliş ve oyun şekli galatasaray maçı farklı kazanmak istiyor mesajını verdi. şampiyon olmak isteyen bir takım, evindeki bir maçta bol sayıda hücum düşünen oyuncuyla, hızlı bir oyunla oynamalıdır. sahaya bir çıkarsınız, maça bir başlarsınız ki; rakip ve düşmanlara korku, dosta güven verirsiniz. aynı şeyler deplasmanlar için de geçerli. siz hiç real madrid’in, barcelona’nın deplasmanda savunma yaptığını gördünüz mü? büyük takım hücum eder, bana ne rakip düşünsün der.

    fatih terim’den sonra hamza hamzaoğlu’yla galatasaray yeniden bu kimliğini kazandı. bol hücum, geri dönen topları alıp tekrar hücum. burada hamit altıntop’un hakkını vermek lazım. orta saha göbeğinde tek başına savaştı.

    gol gelmedi bir türlü. burak yılmaz’ın eksikliğini çok hissediyoruz. çok gol kaçıran, çok ofsayta düşen burak takımın hamza hocayla önde oynamaya başlamasından sonra verimliliği inanılmaz arttı. artık tek başına kalmıyor, pas yapabileceği çok yakınında adamlar buluyor. sneijder de daha dar bir alanda topla olan becerilerini gösterebilecek ortam buluyor.
    takımın önde oynaması burak’ın da sneijder’in de verimini arttırdı. burak dişlisinin olmaması makinanın çalışmasını zorlaştırıyor.

    gol de büyük bir kaleci hatasından geldi. aziz ceza sahası dışında topa kafayla vurdu (gözleri kapalı çıkmış topa) yasin’in önünde kaldı, vurdu gol oldu. fenerin ya da beşiktaşı’ın rakibi yapınca şike diyoruz, buna da dedim zaten twitterda. olmadığını bile bile.
    yasin’den devam edelim. devre arasında gönderilmesi gündemdeydi. prandelli döneminde hiç şans bulamamıştı. gitti hamza hocayla konuştu, ben bu takımda kalmak istiyorum, verimli olacağım dedi. yufka yürekli hamza hoca da kabul etti. kupa maçlarında büyük performans gösterdi. ama zayıf takımlara karşı ben de burun kıvırmıştım. yasin yılmadı devam etti. şu anda galatasaray’ın hızını borçlu olduğu adam yasin öztekin. inancın ve çalışmanın zaferi bu işte. helal olsun sana yasin.

    selçuk inan son maçlarda olduğu gibi yine fazlasıyla hücum hareketliliğinin içinde yer aldı. gol kovaladı, gol pası yapmaya çalıştı, kaleye şut attı. bariz şekilde görülüyor ki oynamaktan artık zevk almaya başladı. hep söylüyoruz ama ne yazık ki takıntılı bünyelere etki edemiyoruz. bir oyuncunun kötü oynaması için ille de sabote etmesi gerekmez. futbol sonuçta bir oyun, oynamaktan zevk almak ister futbolcu. selçuk gibi bir adamı geride hapsedersen adam mutlu olamaz. oyununa yansır. ha evet, hoca nerede derse orada oynayacak. oynar da mutlu olmaya zorlayamazsın adamı değil mi?

    galatasaray epey gol kaçırdı. umut bulut gol de attı ama çok pozisyon ezdi. bir zamanlar hakan şükür’ün yaşadığı soruna benziyor. o kadar çok gol pası alıyor ki, kısıtlı kapasitesiyle ancak çok azını değerlendirebiliyor. hakan şükür’le benzetmeyi inşallah anlamışsınızdır. neyse açayım biraz da, küfür yemeyelim durduk yere. hakan şükür’e o kadar çok gol pası geliyordu ki, hagi, suat, arif, ergün, hasan şaş, okan say say bitmez. çok gol atmasına rağmen çok da kaçırıyordu. anladikos :)

    bu arada takımın çıkarken top kaptırma rahatsızlığı devam ediyor. melo varken de böyleydi yokken de böyle. kimin oynadığının önemi yok. kritik yerde bizim takım çok top kaybediyor. maçın başlarında takım zinde olduğu için başımıza dert olmuyor ama son bölümlerdeki kayıplar işi zora sokuyor. yine benzeri oldu. son 5 dakika kala 3-0’dan 3-2’ye geldi maç. tamamen konsantrasyon eksikliği, laubalilik artık ne derseniz adına. oyuncuların zihinsel bir problemi bu, bir an önce çözülmeli. gerekirse yardım alınmalı.

    gelelim diğer gündem maddemize. dün gece fenerbahçe otobüsüne silahlı saldırı yapıldı. birileri taş dedi, birileri silah. saçma sapan bir şey. muamma çözülmüş değil. otobüs şoförüne geçmiş olsun, allah şifa versin. fenerbahçe kafilesine de geçmiş olsun, kimsenin burnu kanamamış çok şükür.

    nedenlerini tartışmak olayın kriminal durumunu tartışmaktan daha önemli. 3 temmuz 2011’den beri türkiye’de futbol adalet sağlanamadığı için can çekişiyor. dünyada ne kadar kurum varsa fenerbahçe ve beşiktaş’a şike cezası verdi, tff hariç. diğer muhatap trabzonspor’du. fenerbahçe kaptanı emre belözoğlu ırkçılık yüzünden mahkemece ceza aldı, ertelendi. yani, suçlu bulundu. tff yine ceza vermedi. diğer muhatap o zaman trabzonspor futbolcusu zokora’ydı. emre birçok kez hakemlere, rakip oyunculara küfür etti, son icraatı biliç’e küfür etmek oldu. bütün görüntülere rağmen yine ceza almadı. volkan demirel milli takımda ısınırken çıkıp evine gitti. ceza? milli takıma alınmadı. resmi ceza nerede? emre de volkan da gittikleri her şehirde, her stadda protesto ediliyor. neden acaba? fenerbahçe hiçbir yerde sevilmiyor, neden acaba? ha evet, fenerbahçe çok büyük olduğu için sevilmiyor. bunları yıllarca bu yalanla kandırdılar. bu kibir yüzünden kimseye saygı göstermiyorlar işte ve yine de saygı bekliyorlar.

    adalet sağlanamadığı zaman herkesin tepkisi farklı olur. kimi futbolu takip etmeyi bırakır, kimi küfür eder. ama bazı ruh hastaları gidip takım otobüsüne ateş eder. herkes bir değil ki.

    bugün galatasaray maçı oynanırken fenerbahçe’nin salı günkü kupa ve hafta sonu lig maçının ertelendiğini öğrendik. neden? sorun güvenlikse türkiye’deki bütün maçları hem de spor ayırmaksızın ertelersin. fenerbahçe’ye özel uygulama ne demek? insanlar tweet atıyor, diyorlar ki: “kuyt, egemen, gökhan, meireles, alves sakat iyileşene kadar müsaade”. gördün mü? sen güveni zedelersen sana kimse inanmaz yalancı çoban.

    bir de mahmut uslu ve benzerleri var tabii. beyefendi “15 yıldır susuyoruz, bundan sonra bizi kimse susturamaz” demiş. biz neden görmedik sustuklarını acaba? daha birkaç hafta önce aziz yıldırım özgür yankaya için "yankaya bizim maça bir daha gelemez. gelse de o stadyumdan çıkamaz” dedi be kardeşim.

    sonra dilolar soruyor: bu fenerbahçe nefreti nedir?

    cevabı veriyoruz ama kulaklarını tıkayıp lay lay lay şarkı söylüyorlar duymamak için.

    neyse, bu takım bu sene söke söke şampiyon.

    *
  • 238
    ben bu maçı kazandığımıza sevinemedim arkadaş. ne bu böyle her hafta ikişer ikişer.

    ilk 35 dk'da 3'lediğin, 10 kişi kalan balıkesirspordan gol yiyorsun olur dedik "bir anlık konsantrasyon kaybıdır bir daha yapmazlar." dedik olmadı.

    fener maçı öncesi 2-0 öne geçtiğimiz başakşehirspor'dan 2 yiyorsun puan kaybediyorsun, "takım herhalde dersini aldı silkinir dedik." olmadı.

    kasımpaşadan ilk yarı 2 yiyorsun ikinci yarı binbir gayretle yine pozisyon vererek kazanıyorsun, "bu işin şakası olmadığını ikinci yarı anladılar ya." diyoruz yine derslerini almıyorlar.

    bu maçta yine 3-0 öne geçiyorsun, üstüne üstlük 5 net pozisyon veriyorsun.

    yok arkadaş bu takım her maç en az 3 atmadıkça maç falan kazanamaz şampiyon da olamaz bu işe hamza hocanın bir şekilde çözüm bulması lazım yoksa işimiz çok çok çok zor maalesef...

    edit: başakşehir maçı fener maçından sonraymış. defansin ablasina sarkan golcuye teşekkürler.
  • 239
    galibiyete adam gibi sevinemediğim maçtır. tamam 4 gol, tamam güzel gol hepsi, tamam handikap ama düşmeme mücadelesi veren takıma kendi evinde 3-0 öndeyken 3-2 yaptırmak ağır taşak konusudur beyler kusura bakmasın kimse. o maçın bi de 3-3'e geldiğini düşünsenize bir anda?

    (bkz: düşünmek istemedi) :(

    ne zaman rahatlardım biliyor musunuz? umut o son dakikadaki aşırtmayı gol yapsaydı ancak rahatlardım. yendiğimiz ancak laubaliliğimizin az daha kurbanı olacağımız bir maçtı, haftaya inşallah trabzon'da da böyle oynamayız. yoksa içimizden geçerler. o tarz derbi niteliğindeki maçlar hata affetmez, özellikle afrika kupası'ndan geldiğinden beri hala götü başı toparlayamamış, canımız ciğerimiz song'umuzun ülkesi kamerun'un yüzkarası chedjou efendi dikkatli olsun. bugün kaç tane hata yaptı, allahtan karabüklüler maldı da gol görmedik kalemizde.

    bruma'dan tamamiyle ümidimi kestim. bu arada, asist bizi yanıltmasın. herif oynarken korka korka oynuyor. hadi dripling yapmamasını anlarım sakatlık geçirdi falan ama herif ileriye oynamaya korkuyor, oyun kurmaya korkuyor lan! maçta bir pozisyon vardı 3-4 oyuncumuz araya kaçmaya başladılar top bruma'da, herhangi birine atsa direk pozisyona gireceğiz ama o biraz topu eveleyip geveleyip geriye oynadı ve tribünler derhal ıslıkladı. hamza hocanın üzerine eğilmesi lazım, böyle gitmez. adamın özgüveni 0'ın altında eksi 1905 amk.

    son eleştirim hamza hocaya. hocam kurbanın olayım şu takıma bir defans planı, kurgusu ya da her ne sikimse ondan oturt. 2 topu uzaklaştırmaktan aciziz. önümüzde trabzon ve beşiktaş maçları var. allah'ın aşkına bir çare bul, karabük'ü barcelona yaptık bugün ya... sana güveniyorum.
  • 240
    takım olarak ligdeki birçok takımdan kat be kat teknik ve hızlıyız aslında. tek sıkıntımız kendimi ve fazla düşünmek. avrupa'nın önde gelen takımlarında da bu mental problem var aslında. bu problemin adını koymak gerekirse "rakibi adamdan saymak" diyebiliriz. aşağılamak için söylemiyorum. bu bizim başımıza da sık geliyor. şimdi karşımızda bir takım var ve bu takım diyelim ki 4-1-4-1 oynuyor. lakin oyuncuları son derece yeteneksiz. büyük takımların oyun anlayışları az adamla yakalama prensibine dayanıyor. topu olabildiğince ters oynamak riske eetmek ve oyuncu kalitesiyle değil oyun kalitesiyle iş yapmak. neden? bakın asıl bunun adı kibir. la o kadar para vermişiz yetenekli oyuncular almışız kullanalım işte. bassınlar çalımı geçsinler. bu ancak skor 2'ye çıkınca görülebiliyor. 2'ye çıkana kadar görmek imkansız.

    maç neden zora girdi? kimse kusura bakmayacak bunun sorumlusu hamzaoğlu'dur. maçtan sonra yaptığı bizim takım bunu hep yapıyor açıklaması ise tam bir skandal. sen bunu söylecek bir konumda değilsin. senin görevin takımın onu yapmamasını sağlamak. galatasaray'ın 75'e kadar oyuncu değişikliği yapmama lüksü yok. kendisiyle ilgili az sonra başlığında yazacağım.
  • 241
    bazı notlarımı paylaşmak istediğim maç.
    1- muslera ve sneijder'den sahanın en iyisi telles. hatasız oynadı.
    2- sabri sahanın en kötüsü. bir derdi var ama başımıza bir iş açmaz umarım.
    3- hamza hocayı eleştirenler bu takımda burak ve melonun olmadığını unutmasın.
    4- umut bizim forvetimiz değil. ama elinden geleni yapıyor. eleştiremem.
    5- 4-2-3-1 oynuyoruz. 3'ü yasin, sneijder ve bruma oynuyor. bu ne demek bu takım hızlı oynar, top kapamaz, istese de topa sahip olamaz. neden: bu 3 futbolcu kafa topuna dahi çıkmıyor.
    6- bu 3'lü, rakip takım üzerimize gelirken arkasında oynayan 2'liye zor anlar yaşatıyor. çünkü yalancı savunma yapıyorlar.
    7- mesela 2'yi melo ve yekta ile oynarken, 3'lüyü selçuk, sneijder ve hamit ile oynasak nasıl olur? top hep bizde kalır.
    8- hamza hocaya takıma müdahele etmiyor deniyor ama bence elinde hamle topçusu yok. burak yoksa elimizde sadece umut var forvet olarak.
  • 242
    konusu pek geçmemiş ama tekrar hatırlatalım; metro çalışmadığından dolayı taraftarların büyük bir bölümü stada yürüyerek gelmek zorunda kalmıştır. yürüyerek gelmeyip araç ile gelenler mi? belediyemizin bizi düşünüpte yapmış olduğu tek çıkışlı muhteşem mimariye sahip otoparktan maç bitiminden 2 saat sonra sürücüler isyan ederek hala çıkmaya çalışıyorlardı. anlaşılan ankara ve belediye ziyaretleri pek verimli geçmemiş, neredeyse sezonu bitirdik eziyetin bitiş tarihi ile ilgili net bir açıklama yok.
  • 243
    ali sami yen arena'da izlediğim ilk lig maçı.

    4-2 kazanmış ve dördüncü yıldız yolunda epey önemli bi adım atmıştık fakat ecel terleri döktüğümüzü hatırlıyorum. ilk devre 1-0 öne geçmiştik yasinin golüyle devrenin son dakikasında ise nando enfes bir kurtarış yapmıştı doksana giden frikiği çıkarmıştı ve kurtarış en fazla 10 metre önümde olmuştu ve nandonun eldiveninden gelen sesi duymuştuk tüm güney tribünü nando'yu alkışlamıştık.

    ikinci yarıda bir ara durum 3-0 oldu gollerden biri sneijderin enfes frikiğiydi ve maalesef skordan sonra takım oyundan kopmaya başlamış ve durum birden 3-2'ye gelmişti, son dakikalarda hala baskı yiyen cimbomun imdadına sneijder koşmuş bir gol daha atıp durumu 4-2'ye getirip bize derin bir oh çektirmişti. 3-2'den sonra telaştan maçı izleyemeyip oturup kalmıştım bir beş dakika öyle önemli bir maçtı.

    maç sonu wes üçlü çektirmişti ben küçük çaplı bir orgazm yaşamıştım daha sonra da takım oradan gol yemeden seriye bağladı ve şampiyon olduk.

    gene bir karabük maçı oynayacağız umarım gene şampiyonluk yolunun başlangıç maçı olur.
  • 244
    3 yıllık yurt dışı tecrübesi nedeniyle verdiğim aradan sonra arena'ya bu maç ile geri döndüm. öğlen maçı olması ve şampiyonluk moduna girmemizle stadta harika bir atmosfer vardı. maçla ilgili en unutulmaz an tabii ki muslera'nın frikik kurtarışıydı. tam kale arkasından izliyordum ve gözlerime inanamamıştım. sneijder'de harika bir performans göstermişti. o dönem metro da çalışmadığı için çıkış eziyetti ancak galibiyet sevinciyle ve muhabbetle yürümek ayrı bir keyif olmuştu. şimdi önümüzde yine bir öğlen maçı bu sefer denizli'yle olacak. umarım sonu da mutlu biter.
App Store'dan indirin Google Play'den alın