• 265
    kendi evinde 3 mactir fenerbahce’yi birak yenmek gol dahi atamayan bir takim varken, milletin ”gömecegiz, ezecegiz, 7-0” gibi tuhaf tuhaf yorumladigi karsilasma. fenerbahce’nin derbi basarisini ve derbi sansini bir kenara atmamak lazim. 1-0 olsun bizim olsun maclardan biridir.

    ligde oynadigi son 5 resmi macta kendi evinde erzurum’u zar zor yenmis, bursa’ya yenilmekten son anda kurtulmus, deplasmanda resmen ezilerek akhisar’dan 3, malatya’dan 2 yemis, gol dahi atamamis ve son dakikalarda attigi balik golle antalya’yi 1-0 zar zor yenmis bir takimin sahaya cikacagini unutuyorsunuz. fenerbahce rezil durumda olabilir ama galatasaray da mukemmel bir durumda degil. fenerbahce son 5 macta galatasaray’dan daha fazla puan almis. ayaklariniz yere bassin.
  • 170
    kazanacağımızı tahmin ettiğim derbi. bugüne kadar herkes gibi ben de bazen tahminlerimde haklı çıktım, bazen yanıldım ama kağıt üzerinde eksiklerimize rağmen bu maçı kazanacak güce gayet sahip olduğumuzu düşünüyorum.

    ilk faktör "şu ara" ne kadar eleştirsem de fatih terim. hocanın türk telekom arena'da şimdiye kadar normal sezonda fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor ve hatta başakşehir'e karşı çıktığı büyük maçlardaki performansı 11'de 11. bir daha yazayım; 11'de 11. sadece 2011-12 sezonundaki süper finalde oynanan 3 maçı da kazanamadık. o maçlarda da galibiyeti hak eden taraf olmamıza rağmen 2 beraberlik, 1 yenilgi aldık. tek yenilgimiz de herkesin hatırlayacağı üzere bir futbol mucizesi olan 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçı.

    ikinci faktör takımın türk telekom arena'daki lig performansı. son iki sezonda 22 maçta 20 galibiyetimiz ve sadece 2 beraberliğimiz var. futbolla ilgilenen herkesin iyi bildiği üzere galatasaray, içerde farklı oynayan bir takım. bu durumun takıma verdiği özgüven de cabası. işin bir diğer güzel tarafı da fenerbahçe'nin deplasman performansı. şimdiye kadar lig+avrupa'da çıktıkları 8 deplasman maçında sadece 1, o da 1-0'lık konyaspor galibiyeti almışlar. bu maçların 5'inde gol dahi bulamazken, ligde de sadece kazandıkları maçta gol atabilmişler. bizim iç sahadaki defans performansımız da epey iyi bu arada. lig+avrupa'da toplam 7 karşılaşmada sadece 2 gol yedik ve bu 2 gol de penaltı.

    üçüncü faktör bana göre fenerbahçe'nin orta sahası. mehmet topal - jozef de souza gibi sert ve defansif bir ikili sonrası elif elmas - jailson ikilisi n'diaye - donk karşısında yumuşak kalacaktır. kaldı ki jozef benim için fener'in en iyi ve en sağlam oyuncusuydu. yeri doldurulamadı ve devre arasına kadar da doldurulamayacak. bizdeyse eksikler malum. serdar aziz, onyekuru ve eren'in son durumu henüz belli olmadığı için kesin bir şey diyemiyorum ama şu maçta sağlıklı bir fernando, nagatomo ve emre akbaba epey fark yaratırdı. yerlerine oynayacak oyunculardan ömer bayram soru işareti, donk elinden geleni yapar ama sağda kim iyi bir performans verebilir muamma. onyekuru yetişirse gözüm kapalı yazarım zira sinan gümüş maalesef ilk 11'de yedekten gelip verdiği katkının yarısını bile veremiyor. defansta da serdar aziz'in bir şekilde oynaması lazım. her şeye rağmen rakip fenerbahçe ve linnes-maicon-ozan-ömer bayram hattına karşı elbet bir şeyler üreteceklerdir.

    bir de işin ikili maçlar kısmı var. bakın fener'in bize önemli bir üstünlük kurduğu 2000-10 dönemi bitti. insanlar hala o süre zarfında fenerbahçe'nin bize aldığı bol gollü galibiyetleri hatırlıyor ama fenerbahçe'nin 2010 itibariyle bize karşı 3 gol attığı bir maç bile yok. 2010'dan beri oynanan 23 derbide fener'in 9, bizim 7 galibiyetimiz var. 7 de beraberlik söz konusu. gayet de dengeli bir durum. biz biraz daha kupa maçlarında öne çıkmışız, fener ise lig maçlarında ama bu süre zarfında fenerbahçe'nin bize karşı türk telekom arena'da oynanan 9 maçta da üstün oynadığı tek bir maç bile yok. tahmin edersiniz ki; tarihin en kötü başlangıcını yapmış takımın da bunu yapma şansı yok. iki son dakika galibiyeti, bir de mucize galibiyetleri var. adamların tek dayanağı da bu zaten ama papaz her zaman pilav yemez sevgili sözlük. tarihimizin en kötü zamanlarında bile sizi yendik diyen adamları yine çok kötü oldukları zamanda burada 3'lük yapıp silindir gibi ezmişliğimiz de var.

    uzun lafın kısası bu takıma güvenin ve inanın. hepberaber başaracağız.
  • 518
    bir taç yüzünden galatasaray puan kaybetmemeli diyorum ama sonra aklıma ilk gol öncesi elif'e çalınan uydurma faul geliyor. hadi bunu da es geçeyim diyorum aklıma bu kez geçen seneki 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçında milyonların saniye saniye gördüğü ama bir tek cücü ve yancısı tarık ongun'un görmediği hasan ali'nin elle oynayıp penaltı çalınmayan pozisyon geliyor. yahu onu da geçeyim diyorum; 13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçında podolski'nin attığı %100'lük golü aleks taşçıoğlu'nun ofsayt diye kestiği pozisyonunu hatırlıyorum. ulan hepsini geçiyorum aklıma 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçında yarım metre taca çıkan toptan attıkları gol gözümde beliriyor.

    kimse kusura bakmasın. dünkü maçta hakemi es geçiyorsanız büyük yanılgı içindesiniz.

    ekleme: hakem yüzünden berabere kaldık demiyorum, sadece hakem es geçilmesin diyorum.
  • 21
    25 gün kalan maç.

    http://gss.gs/t1s

    maç sonunda yukarıdaki gibi hissetmek dileğiyle.

    eğer bu maça şımarık çocuklar gibi havalı havalı çıkar ve "kümede kal fenerbahçe ehe ehe" falan çekersek 22 aralık 1999 fenerbahçe galatasaray maçından önceki gibi 3 atıp 1 sayacağız falan dersek hedef 22 yolunda ağır darbe alır, fenerbahçelilere de gün yüzü göstermiş oluruz.

    fenerbahçe'nin tarihinden aldığı gücü, büyük takım olduğunu ve derbilerdeki psikolojik üstünlüğünü unutmadan iyi hazırlanıp basıp geçmemiz gerekiyor.

    2017-2018 sezonu'nda evimizde 17'de 16 yapmış tek puan kaybını da o dönemki kötü fener'den almıştık. 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçına yine handikap yapma motivasyonuyla çıkıp eksik de kalınca 1 puana sevinmiştik.

    bu sebeple bu maça giderken puan durumu ne olursa olsun, ezeli rakibimizi küçümsemeden hazırlanacağız ve rencide edeceksek de bunu sahadaki oyunumuzla yapacağız.

    inşallah vurduğumuzun gol olduğu güzel bir derbi olur. şaka maka az kaldı.
  • 451
    sahada bildiğin yumruk yumruğa kavga çıktı amk.

    sizin allah bin belanızı versin, 2-0'dan aptal aptal maç veriyorsunuz sonra da zorunuza gidiyor kavga ediyorsunuz.

    kimse kusura bakmasın ama fenerbahçe galibiyeti kaçırdı.

    tribündeki lakayt taraftarıyla, siktiri boktan futboluyla, gamsız oyuncularıyla nefret ettirdiniz iyice takımdan.

    en az 2 tane kırmızı kart kesin.
  • 168
    mümkünse sözlükte yorumlanmaması gereken maç.

    sağolsunlar yazarlarımız sayesinde fenerbahçe bize 6-7 gol atacak gibi düşünüyorum artık. hocası olmayan ve 10 maçta 9 puan toplayan takım biziz sanırım.

    rehavete girmeyelim ama şu maç için dahi olumsuz konuşuyor ve çekiniyorsak kapatıp sözlüğü gidelim. bu takımdan hiçbir halt olmaz demektir bu.
  • 532
    tarih 6 nisan 2013. yer türk telekom arena.*
    ve öncesi: tarih 25 şubat 2013. yer yine türk telekom arena.*

    aynı sezon içerisinde yaşanmış iki "destansı" maç ve akabinde gelen şampiyonluk. öncelikle ordu maçında sahadan atılan terim ve 2-0 dan maçı çevirişimiz. yapılan haksızlıklara işaret etme, taraftarı konsolide etme ve terim'in cezasının ertelenmesi. sonrasında gelen mersin maçı. yine terim'in atılması, maçın yine 1-0 geriden gelerek kazanılması ve maç sonunda hakemler, federasyon, eskisinden daha hırslıyım açıklamaları ile yine taraftarı kenetleyen bir terim.

    o sezon bize şampiyonluğu getiren maçlardı bunlar. kendi taraftarını ateşleyen açıklamaları ile bütün şimşekleri üzerine çeken terim, takım ve taraftar üzerindeki ölü toprağını atmayı başarmış; tıpkı akp gibi saflarını sıklaştırmıştı. kendi sahasında mersin gibi ordu gibi takımlara karşı vasat futbol da oynasa, kendi yarattığı illüzyonu ile şampiyonluğu süpürmüştü.

    ancak bu tavrın bazı sonuçları olacaktı. özellikle mersin maçından sonraki teknik ekipteki küheylan tavırlar, galatasaray yönetimi ile arası yavaş yavaş gerilen terim'in ipinin çekilmesi ile sonuçlanan olaylar silsilesinin meşalesini yaktı. önce abdurrahim albayrak ile sonrasında ise terim ve ekibi ile yollar ayrıldı. bu ise şampiyon olan takımın sonraki sezonlarını bir anlamda çöpe atmış oldu.

    eğer ki terim'in milli takım, yıldırım demirören ilişkileri olmasa taraftarda yönetime karşı daha da büyük tepki olacak ve terim bu durumdan hiç yara almadan çıkacaktı. en azından terim'in 3. galatasaray dönemi sonrası yaptıkları taraftarın biraz olsun gazını aldı ve yolumuza bir şekilde devam edebildik. zira taraftar nezdinde galatasaray sevgisinden ziyade terim sevgisi görmekteydik. her şeye rağmen çok sevilen başarılı bir başkan bir tarafa, galatasaray efsanesi bir teknik adam diğer tarafa savruldu. olan galatasaray'a oldu.

    yıllar yılları kovaladı, terim milli takımdaki güç dengelerini ayarlayamadı, siyasi endikasyonları hesaplayamadı. kısacası son milli takım kariyerini doğru inşa edemedi ve nihayet kavga gürültü ile bitme noktasına geldi. terim azmi ve hırsı yeniden toparlanmayı gerektirir. tam da ihtiyacı olan ortam galatasaray'da mevcuttu ve tıpkı kendisi gibi galatasaray da bitme noktasındaydı. bu ikilinin ten uyumunu bilen taraftarın, demokles'in kılıcı (sinan engin buna demokrasinin kılıcı diyor, teallam) gibi galatasaray'ın üzerinde duran terim faktörünün yeniden bir araya gelmesi için uğraşması sonucunda 4. terim dönemi başlamış bulunmaktaydı.

    yeniden toparlanmak, toparlamak için geldiğinin bilincinde olan terim mahkemelik olduğu federasyon bünyesinde oynanan ligde bir teknik adam olarak öncelikle o olgun ve vakur duruşu ile arz-ı endam etti. önce gönülleri fethetti. sonra şampiyon oldu gücüne güç katarak yeniden ünvanına kavuştu. imparator...

    bu esnada yönetim değişti fakat terim'in gücünden faydalanma prensibi değişmedi. bütün anahtarı teslim almış bir şekilde, taraftarı belki de hiç olmadığı kadar arkasına alarak kasırgaya dönüştü. şampiyonluk kutlamalarında imparatorluk hanedanı gibi kızları, torunlarıyla boy gösterdi. kendi kontrolünde olan transfer politikalarının işlememesine rağmen taraftar hiçbir şekilde terim'e toz kondurmadı. maicon ve donk ikilisi forvet oynarken kimse ne yapıyorsun demedi, üstelik sihirbaz ilan edildi.

    vee son olarak bu maçta yapılan koreografi ile bu kulübün sahibi sensin denildi. işte tüm bu vaziyet-i ahval içerisinde maç sonunda sezon başından beri (porto maçı* hariç) top oynamayan takımını, çok büyük eksikleri olan ve 3-4 maçtır kazanamayan ekibini hasır altı etmek suretiyle sazı eline aldı. yine başta bahsettiğim maçlardaki tavırları takındı ve tabiri caizse son kozunu oynadı. daha evvel ocak ve haziranı işaret etmişti. transferi hedef göstermişti. sonra sürekli sakatlanan oyuncularını işaret etmişti. şimdi de son olarak hakemleri ve federasyonu işaret etti. bundan sonra hedef; taraftarı kenetleyerek, futbolcuların aşırı mücadeleleri ile bezeli, konsantrasyon soslu bir sezon. bütün bu durumun tam da bu maçtan sonra olması tesadüf değil. fenerbahçe maçı'nın yaratacağı etkinin gücünü hafife almamak gerekir.

    peki bu durum bizi bu sezon kurtarır mı? bütün şimşekleri üzerine çeken terim ile içeriden sorunlar yeniden baş gösterir mi? yönetim her fırsatta taraftar tarafından dayak yerken terim'in omuzlarda taşınması sorun olmaz mı? bunların hepsinin cevabını zamanla öğreniriz. yaşadıkça tarihin tekerrür huyunu vurgulamaktan başka elimizden bir şey gelir mi, hep birlikte görürüz.

    bu maç bana iyi gelmedi, taktik-teknikten başka yerlere kaydık yine camia olarak. sonumuz hayrolsun...
  • 556
    bilindiği gibi maalesef fenerbahçe'yi 6 senedir sahamızda yenemiyoruz. yenemediğimiz maçlar içinde açık ara en berbat maç bu maçtı. fenerbahçe rezil ötesi bir durumdaydı, küme düşme potasındaydılar. herkes bir 6-0 vakası daha olur mu diyordu ki 2-0 öne de geçmiştik ancak ne olduysa 2. golden sonra oldu. daha 55. dakikada orta sahada yapılan paslarda oley çeken harikulade taraftarlarımız sağolsun, takım rehavete girdi(tek sebep bu değil tabii) ve inanılmaz etkisiz bir futbolla yarı sahamıza çekildik. haliyle fenerbahçe daha fazla bastırdı ve hakemin de etkisiyle 2-2'yi buldular. işin daha da berbat yanı skor 2-2 olduktan sonra daha etkili oynayan ve galibiyeti kaçıran takım küme düşme hattındaki fenerbahçe olmuştu.

    etkisi bu maçla sınırlı kalsa yine iyiydi. fatih hoca, teknik ekip ve bazı futbolcularımız 4-5 maç ceza yemişlerdi. bunun yüzünden ilk yarının son maçı olan sivasspor maçına kadar sadece 1 galibiyet alabildik. gerçekten her yönüyle iğrenç bir derbi olmuştu. yalnız bu maçı da göz önüne alırsak belki de 27 eylül 2020 galatasaray fenerbahçe maçı'nın taraftarsız olması daha hayırlı bile olabilir. evet atmosfer her zaman iç saha takımının lehinedir ancak en azından 55. dakikada 2-0 olan derbide 3 3 diye bağıran, orta sahada yapılan paslarda oley çeken şuursuzlar da olmayacak.
  • 557
    dolaylı yoldan şampiyonluğu getiren unutulmaz derbi. takımımızda 2019-2020 sezonunda dahi gözlemlenen öne geçince ayağını gazdan çekme refleksinin ortaya çıktığı maçtır. sabırla pas oyunu(!) oynayan takım 2-0'ı bulduktan sonra da aynı şekilde top gevelemeye devam etmiştir. ancak fenerbahçe'nin son 15-20 dakikada "başımıza daha ne gelebilir ki" diyerek koşmaya başlaması, osuruktan bir penaltı ve yanlış verilen taçla başlayıp gol olan pozisyonla 2-2 bitirilmiştir.

    taraftarın 2-0'dan sonra oley çekmeye başlaması eleştiri konusu olmuştur hep. açıkçası taraftarın oley çekmesinden ziyade takımın pas oyunu adı altında topu gevelemesi ve fahiş hakem hataları daha etkili olmuştur galibiyetin kaçırılmasında. ancak bu ruh hali sezonun devamında hatta gelecek sezon da devam etmiş; takım her öne geçtiğinde bir anda gaz kesip geriye yaslanma refleksi gelişmiştir.

    maç sonu yaşanan olaylar ise sezon sonu şampiyonluğu getirmiştir. hevesi kursağında kalan spor kulübünün provokatör futbolcusuyla başlattığı "biz zaten kümede kalmaya oynayacağız bari bunları da düşürelim" olayları 8 de kapanır 18 de cinnettine giden yolun ilk taşlarını döşemiştir.

    fatih hoca sezon sonunda instagram'dan yaptığı seslenişle alayını boka batırıp çıkarırken geceni yıldızı jailson ise ertesi sezon 20 yıllık serinin bitişinde kareye girerek layığını bulmuştu fazlasıyla...
  • 537
    hakem ile 2 gol atıp, maç sonu kasıtlı olarak kaos çıkarmak suretiyle, şampiyonluğa oynayan takımımızı yaraladılar. ali sami yen’de alınan beraberlik ve bizi ittikleri sözde kaos onlar için büyük bir başarı. şimdi bu afyon ile yollarına devam edecekler. biz as takımın yarısı yokken 10 kasım 2018 kayserispor galatasaray maçı ile küllerimizden doğarak kaos beklentisine reaksiyon verdik. bunlar ise bu afyon ile uzun vadede çok büyük zararlı çıkacaklar ve allah’ın izniyle derbinin kazananı aslında galatasaray olacaktır.
  • 144
    neustadter (1,90 cm), skrtel (1,91 cm) göbeğine karşı yine yüksek orta atmak, geriden top şişirmek gibi saçmalıklar yapmayız umarım. eren dahi oynasa bu ikili eren'e kolayca fiziksel üstünlük sağlar. aksine yerden çabuk oynayarak, her hızlı hücum ettiğimizde tehlike yaratırız. hele onyekuru'nun sahada olması çok önemli. garry de gününde olursa bu ikili fenerbahçe'nin ağır stoperlerini her türlü zora sokar. hiçbir şey yapamasalar, birebir oynasalar dahi en kötü faul alır, çok rahat kart aldırırlar. hoca umarım bu hafta garry ve henry'i bu konuda özel olarak çalıştırır.
  • 501
    bu maçtaki puan kaybının sorumluları;

    1- forvet almayan yönetim, kalbur üstü bir forvet olsaydı şu maçta fıratı feneri üst üste koyardık.
    2- fırat, 2-0 olduktan sonra resmen fenere çalışmaya başladı, malum pozisyonları söylemiyorum bile,
    3- taraftar, 60. dk da oley çekersen durduk yere rakibe gaz verirsin,
    4-muslera, e be abicim ne gerek vardı o penaltıya bu kaçıncı,
    5- belhanda, birader haksız taç verilmiş olabilir oyuna küsmeye ne hakkın var pozisyonu bıraktın golü yedik.
  • 486
    olaylar ve hakem konuşmayacağım. kendi evimizde lig 15.si ve hocası olmayan rezil fenerbahçe'ye karşı 50.dakikada güle oynaya 2-0 yapmış iken. bırak fark atmayı(ki olması gerekendi) bide kazanamıyorsaki, yazıklar olsun... bu kadar net. fatih hocayada bu kadro ve yönetimle allah sabır versin. bugün hocayıda eleştirdim hataları vardı ama şu takımın en az sorumlusu o.
  • 560
    üzerinden 4 sene geçen derbi. fatih hocanın 4. döneminde fenerbahçe'ye karşı en iyi oynadığımız iç saha maçıydı ta ki fenerbahçe penaltı kazanana kadar. ondan sonra ne olduysa kontrol fenerbahçe'ye geçti ve her zaman ki gibi haksız bir golle skoru 2-2'ye getirip maçı berabere bitirdiler. maçtan sonra fatih terim 7 maç, ryan donk 6 maç, ndiaye 5 maç, garry rodrigues 3 maç ceza almıştı. fatih hocanın maçtan sonra yayıncı kuruluşa verdiği röportaj hala aklımda. en kral başkan-yönetici camianın hakkını böyle savunamazdı.
  • 30
    fenerbahçe yeni malatya ve göztepe maçlarını tabir-i caizse tek topla kaybetti. net bir pozisyon vermişlikleri yok bir şey yok, birinde volkan'ın hatası birinde yayın dışından muhteşem bir şut ve 2 mağlubiyet. ne kadar iç sahada da oynasa beşiktaş'a karşı da üstünlük kurdular ara ara. yenilen gol dahi yine uzaktan şut, kontrayla yenilmiş pozisyon ya da oyunu geride kabul ederken değil. bir tek kayseri maçında ezim ezim ezildiler onu da kaybettiler zaten. puan durumuna bakıp 3 atarız 5 atarız demek bence gerçekçi değil o yüzden. fenerbahçe yine sıkı bir orta saha kurgusuyla oynayıp bizi bozmaya çalışacaktır beşiktaş ve başakşehir maçlarındaki gibi. kendilerine olan lig derbilerindeki şanssızlığımız ve uzun süreli galibiyet hasretimiz de düşünüldüğünde 1-0 galibiyet çok iyi bir sonuç olur.

    ayrıca, hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz. şu anki gündemimiz;

    (bkz: 19 ekim 2018 galatasaray bursaspor maçı)

    olmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın