şimdi bu arkadaşımız önümüzdeki
27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçı nda ilk 11 başlar, ya da sonradan girer ve o oyunda olumsuz bir sonuç alırsak, ya da kazansak dahi kendisi beşiktaş maçında istikrarlı şekilde berbat performansını sürdürürse, ilk iç saha maçında sahada olması halinde tribünlerden çok sağlam bir tepki gelebileceğini düşünüyorum.
bu da işleri içerisinden çıkılmaz bir hale getirebilir. umarım teknik heyet bu durumun farkındadır.
çıkışa bu arkadaş olmadan geçmek zorundayız, çıkışa geçtikten sonra da bir kaç maçta takıma rotasyon oyuncusu olarak monte edip biraz parlatıp ocakta derhal yollarımızı ayırmalıyız. bence galatasaray ile kendisinin ilişkisi bitmiştir, bu saatten sonra ne ona faydamız dokunur, ne de onun bize, hep zarar yazar.
kendisi ile ilgili tek yazımı
28 eylül 2019 galatasaray fenerbahçe maçı öncesi rakip takım taraftarlarının en çok çekindiği futbolcu söylemi üzerine yazmıştım.
22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçı nda da kendisinden gol beklentisi olan renktaşlarımız için yazacaktım ama belhanda uğruna değmez diye düşündüm. kendisinin oynadığı 8 avrupa maçında istatistiği 0 gol ve 0 asist. o yüzden bu arkadaştan gol veya asist beklenmemeli büyük maçlarda, asistin asisti beklenmeli, eğer hala bir şeyler bekleniyorsa.
kendisi süper ligde başa oynayan 4 takım ( başakşehir, beşiktaş, fenerbahçe, trabzonspor ) ile yaptığımız maçlarda şimdiye kadar 14 maçta 2 gol ve 0 asist ile oynamış.
yani takımımızda geldiğinden beri oynadığı büyük maç statüsünde şimdiye kadar istatistiği 22 maçta 2 gol ve 0 asist. ayrıca 2 de kırmızı kart görmüş, böyle bir arkadaşın sırtına 10 numarayı giydiriyoruz farkındaysanız. tamam 10 numaralar artık bir trequartista değil ama bu istatistik de nedir yahu? yani seyirci ya da taraftar her neyse doldu doldu da öyle 2, 3 maçta dolmadı, tam tamına iki buçuk senede doldu. bu ilişki boşuna bitmiştir demiyorum.
belhanda geldiğinden beri onu yanlış bir şekilde kullanıyor olabiliriz, kendisinin meziyetlerinden yararlanamıyor olabiliriz, burada kendisi ile ilgili farklılıklarını belirten her yoruma saygım sonsuz, bir çoğuna da katılıyorum. farklı meziyetleri var, bazen futbolcu sevdiği, istediği yerde oynatılınca motivasyonu ve performansı artar, başka formasyonlarda dibe çakılabilir, bunların hepsi mümkün.
ama kendisi ne nice daki gibi, ne montpeiller deki gibi oynadı bizde, ne formasyon, ne onun farklı yönlerini ortaya çıkaracak hiç bir şekilde kullanamadık. kullanabilseydik belki işler farklı olurdu bilemem.
ama geldiği anda bile öyle tamamıyla ısındığım bir futbolcu hiç olmadı. bu anahtarı yıllar sonra pek hatırlayabileceğimi de pek zannetmiyorum.