• 52
    11. haftadaki fenerbahçe derbisine kadar oynayacağımız maçlar;

    akhisar bld. - galatasaray 7. hafta 06.10.2013
    galatasaray - kdç karabük 8. hafta 20.10.2013
    kayserispor - galatasaray 9. hafta 27.10.2013
    galatasaray - t. konyaspor 10. hafta 03.11.2013
    fenerbahçe - galatasaray 11. hafta 10.11.2013

    o maça kadar 4/4 yaparsak kadıköy'e lig liderliği için gidebiliriz. fenerbahçe'nin o haftaya kadar,

    fenerbahçe - trabzonspor
    k. erciyesspor - fenerbahçe
    fenerbahçe - gaziantepspor
    bursaspor - fenerbahçe

    maçları var.

    daha sezonun çok başındayız 5-6 maçlık seri ile liderliği alabiliriz. yeter ki şu cenabetlikten kurtulalım, 6-7 olacak maç 1-1 bitiyor. fenerbahçe puan kaybedeceği maçları bir gol atıp sonrasında farka giderek ya da 1-0 bitirerek kazanıyor.

    beşiktaş'ı yazmadım bile çünkü onların bu deplasman + seyircisiz maç trafiğinden çok puan kaybedeceğini düşünüyorum.
  • 53
    kadro olarak fersah fersah ileride olduğumuz ama psikolojik etmenler sebebiyle geriye düştüğümüz sezon.

    öncelikle bu yazıyı ofsaytlanacağımı bilerek yazıyorum. hiç problem değil ofsaytlanmak. ama adminler, lütfen fatih terim'e eleştiri var diye silmeyin lan.

    fatih terim gibi bir hocayı kaybetmek lig açısından gerçekten kötü. galatasaray'ı çok olumsuz etkileyecek. fatih terim'in taktisyen yüzünden daha çok ön plana çıkan özelliği çok iyi motivasyon bilgisine sahip olması ve kabadayılığı. burada kabadayılık sembolik bir kelimedir. başka karşılığı olan bir kelime var mı bilmiyorum ama açıklamaya çalışayım.

    maalesef türkiye'de futbol = rant kavgası. bunu hepimiz biliyoruz. bazı ensesi kalınların sözü her ortamda geçiyor ki futbolda bunların başında geliyor. bu ülkede futbolun oynanabilirliğine, kalitesine, marka değerine önem yok. bu ülkede sadece çarkın kendi içinde dönmesi ve çorbanın kaynaması yeterli. kol kırılır yen içinde kalır mantığı var. yöneticilerin fenerbahçe'nin küme düşmemesini tüm türk takımlarının uefa organizasyonlarından men edilmesine terciih edilen bir ortamda bu mantalite bir sır değil.

    fatih terim bunlarla uğraşabilen ve bunlara boyun eğmeyen bir adamdı. gerekirse 10 maç ceza alıyor ancak gerek basına verdiği demeçler gerekse davranışlarıyla kendisi ile uğraşmaya, kendisinni aleyhinde icraat göstermeye çekinen bir güruh oluşturabilmişti. bu sebeple galatasaray 2 senedir kadro kalitesinin üstünlüğüyle nispeten adil iki sezon oynayarak şampiyon oldu. denge tamamen sağlandı. herkes ederi kadar muamele gördü. hemen hemen kımse kayrılmadı, kayrılamadı. tabi bunda fatih terim'in bu kabadayı yüzü kadar fenerbahçe ve beşiktaş'ın içinde olduğu davalık durumlarda etkili olmuştur.

    benim bu konudaki bir öngörüm ise ; futbol dünyasının şikesiyle, teşviğiyle, primiyle danışıklı dövüş arenası olduğudur. bizim ve birçok kimsenin bilmediği şeyleri fatih terim'de dahil olmak üzere birçok kişinin bildiğini düşünüyorum. federasyon ve organları fatih term'in bu yüzü sebebiyle de 2 senedir pek elleşemediler kendisine.

    bu sene ise takımı bütün ligde bir birey olarak düşünürsek mental açıdan sahipsiz kaldı diyebiliriz. eyyam yapan hakemlerin üzerine yürüyecek kadar takımını ve kendini ezdirmeyecek yapıya sahip bir adam yok. dolayısıyla da bir yerde kendi mücadelemezi kendimiz vermemiz gerekti çoğu durumda. e tabi haliyle bu durum '' kimi kime şikayet ediyorsun'' a döndü.

    bu sene beşiktaş'ın sezon başında neredeyse komik rakama anadolu'dan yaptığı transferler. galatasaray'a 10 denilen futbolcuların fenerbahçe'ye yok pahasına gitmesi, galatasaray'ın her ayağı takıldığında basın ve kamuoyu tarafından oluşturulan dezenformasyon ve karalama politikası, beşiktaş ve fenerbahçe'nin yine bu basın ve kamuoyu gücü tarafından gazlanması bize bu sezon galatasaray'ın kalitesinin çok çok daha üstüne çıkması gerektiğini gösteriyor.

    başımızda bana göre oyun görüşü, oyun felsefesi ve taktik anlamda fatih terim'den daha üstün bir hoca var. kaos ortamına ve kaos futboluna izin vermeyen, ne yaptığını bilen, havada üç adım atacağına yere sağlam tek adım basan bir adam ; roberto mancini. bilinenin veya tahmin edilenin aksine roberto mancini, fatih terim'den daha '' önemli olan takımın oynadığı futboldur '' adamı bence. egolarını takım üzerinde otorite kurmak için yönlendirmiş ve takımın aleyhine sonuç oluşturacak hiçbir mevzuda inat yapmayan bir adam. zamanla ne zaman iyi futbol oynatıp gaz alarak ne zaman sadece sonuca gidip lazım olanı alacağını bilecek seviyeye gelecektir. türkiye'yi tanıdıkça da leblebi gibi maç kazanacağını düşünüyorum.

    çünkü düşünüyorum ; premier lig içerisindeki manchester city'e bakıyorum, süper lig içindeki galatasaray'dan işi zor diyorum. birçok zorlu rakibi ardından bırakan adam, aynı şekilde kadro kalitesi ligin çok üstünde olan bir takımı ligde şampiyon yapabilecek kudrete sahiptir diyorum. nikteim senelerdir aradığımız ve bir dönem lucescu ve gerets'in gelmesiyle bulup tekrar kaybettiğimiz '' belirli bir futbol felsefesinin yanında her maça ayrı konstransayon '' olayını mancini'de yakalayacağız. bu kısmı izin verin biraz açayım ;

    tabi ki sadece fatih terim değil her hoca her maçı ayrı değerlendirerek takımını hazırlar. ancak fatih hoca'nın avrupa maçlarını ne kadar önemsediğini ve teknik adam olarakta böyle maçlara takımını motive etme becerisiyle hazırladığını biliyoruz. haliyle fatih hoca her futbolcuyu her maça şampiyonlar ligi havasında hazırlayamadığı için fatih terim'in takımlarında her maç ayrı konsantrasyon olamıyor. fatih terim karşısındaki takım real madrid'de olsa, barcelona'da olsa, bayern munich'de olsa, ilk maç 5-0 yenilmişte olsak, ikinci maça '' siz bunlara 6 tane atarsınız, atacak gücünüz ve inancınız var '' mantalitesine sahip. bu mantalite realist bir yaklaşım değil ama büyük arenalarda bazen iş yaptığı görülür. galatasaray ise artık mancini ile beraber iki maçı bir bütün olarak düşünüp en iyi skoru imkanlar dahilinde alabimeyi hedefleyen bir takım haline gelecek. haliye tabi ki şl maçları lig maçlarından daha büyük önem arz etse de lig maçları da mancini için en az avrupa maçları kadar üzerine düşülesi ve emek harcanası mücadeleler olacak. bunda fatih terim'in çok yüksek egolu ve övülmeyi seven yapısının olmasından kaynaklanan tribünlere oynama merakı da rol oynuyordu. yani kimse kızmasın ama fatih hoca bir şampiyonlar ligi maçını kazanmakla bir lig maçını kazanmanın aynı takdiri toplamayacağını çok iyi biliyordu. uzun haftalar şl maçlarının öncesi ve sonrasında puan kaybettik. çünkü en önemli silah olan motivasyon böyle süreçlerde dengesizliğe uğradı ve futbolcuların mental olarak kafası karıştı. mancini ile de bu olay dengelenecektir diye düşünüyorum.

    kısacası bu sene ligin kaderini belirleyecek tek adam roberto mancini'dir. sazı eline alabilirse beşiktaş'ı ligin üçüncü çeyreği saf dışı bırakıp fenerbahçe ile şampiyonluk yarışı yaparız. ikinci yarı fenerbahçe'nin ağır fikstüründen faydalanabilir ve derbilerden güzel sonuçlarla ayrılırsak fenerbahçe'nin de bize karşı koyacak bir kapasitesi yok diye düşünüyorum.

    açıkçası fatih terim olduğu dönemde '' hoca'nın bir bildiği vardır '' rahatlığımız olsa da, mancini'nin oluşturacağı nizam, kural, kaide bilen, dengeli, eskisine nazaran 2 kat daha profesyonel takımı tercih ederim. çünkü fatih terim'in yanılabilme, hata yabilme, işleri karıştırabilme ihtimali azınsamayacak kadar çok. ancak ne yaptığını, ne oynadığını bilen, ayağı yere sağlam basan br takım her zaman daha güvenli.
  • 55
    galatasaray açısından değerlendirildiği vakit, ilk üç takvim aylık dönemi galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır diyebilenlerin yüreğinin kaldırabileceği şekilde cereyan eden sezon. ayyuka çıkan, mide bulandıran, isyan ettiren bir dolu detayı vardır, hem de daha oynanacak maçların sadece dörtte biri oynanmış olmasına rağmen. nasıl sonuçlanacağını söylemek için epeyce erken olsa da, daha şimdiden unutulmayıp hafızalara yazılması gereken olaylara da sahne olmuştur galatasaray adına. ümit ediyor*um ki herşeye ve herkese rağmen en unutulmaz olan 34. hafta sonunda puan cetvelindeki sıralama olacaktır.

    (bkz: bir galatasaray efsanesi daha yaratabilirsiniz)

    (bkz: sonunda iyiler mutlaka kazanır)
  • 57
    önümüzdeki 5 maçı istanbul'da yapacağımız sezon.

    sırasıyla,

    t.konyaspor
    fenerbahçe(d)
    sivasspor
    kasımpaşa(d)
    elazığspor

    bu süreçte bir defa kopenhag'a* bir defa da madrid'e* gideceğiz. elazığspor maçından sonra da içeride 10 aralık 2013 galatasaray juventus maçını oynayacağız. bana kalırsa gayet güzel bir fikstürümüz var. yurt dışı maçlarından sonra tekrar deplasman yorucu olurdu ve 1 gün kaybederdik dinlenme açısından. sadece kopenhag maçından 5 gün sonra kadıköy'e gidiyoruz sıkıntı gibi görünse de 5 gün uzun süre, hem konsantre olabilmek hem de hazırlanabilmek için... galatasaray'ın 2013-2014 sezonunda ne kadar başarılı olacağının görüleceği bölüm de zaten burası. şampiyonlar ligi'nde üst tura çıkmak ve süper lig'de yarışın içinde olmak...
  • 58
    aslinda puan olarak gecen sezona gore hemen hemen ayni puani topladigimiz sezon. ancak oynanan futbol olarak cok daha gerideyiz.

    su ana kadar oynadigimiz maclar, gecen sezon topladigimiz puanlar ve bu sezon topladigimiz puanlar.

    takim 2012-2013 2013-2014
    ---------------------------------------------------------------------
    gaziantep 1 3
    bursa(d) 1 1
    eskisehir(d) 1 1
    antalya 3 1
    besiktas(d) 1 3
    rizespor 3 1
    akhisar(d) 3 0
    karabuk 0 3
    kayseri(d) 3 3
    konya 3 3
    fenerbahce(d) 0 0
    sivas 3 3
    kasimpasa(d) 0 1

    toplam 22 23

    rize ve konyaspor icin, gecen sezon kume dusen ibb, mersin ve ordu'yla iceride yaptigimiz maclari kistas aldim.

    tabi, oynanan futbol, takimin gelecek vaadetmesi gibi kriterlere bakarsak cok daha kotu bir sezon geciriyoruz. ve bir de rakiplerimiz gecen sezona gore cok daha iyiler.
  • 59
    15. haftası fenerbahçe'nin galatasaray önünde 11 puanla kapayarak geçti. yalnız ilginç bir detay var. bu durum bu seneden önce takım ayırt etmeksizin hiç bir şekilde oluşmazdı, oluşturulmazdı. gerek yayıncı kuruluş, gerek spor medyası, gerekse sponsorlar vs.

    aklıma şu geliyor. fenerbahçe'nin alacağı cezayı tff bu sene puan silme şeklinde uygulayabilir ve onu da fenerbahçe'nin ikinci sıradaki takıma atacağı puan farkı civarında bir puan ile silmeyle kalkışabilir. nitekim maçlarda galatasaray'ın inceden doğrandığını ve fenerbahçe'nin de hakem, federasyon, yayıncı kuruluş vs ile yürü ya kulum ile ilerlediğini düşünürsek bu şekilde bir ceza ile karşılaşabiliriz.

    edit: düzeltme
  • 61
    galatasaray'ın bu kadar isteksiz oynadığını bir türlü anlayamadığım sezon. gol yollarında ciddi bir problemimiz var. bizim sahamızda yenemediğimiz antalyayı lig sonuncusu elazığ kendi evinde 4 lüyor, bizim bir türlü poziyona giremediğimiz kasımpaşayı fener son dakikalarda iki kere avlıyor, yenemediğimiz gençleri ligin zayıf takımlarından konya bile yenemiyor. tüm iç saha maçlarımızda zorlanıyoruz deyim yerindeyse gol olup yağamıyoruz . yerli ihtiyacımız olduğunu bilen anadolu takımı yerlileri x4 güç ve istekle oynuyor bir de böyle bir durum da var.

    ah 6+0+4 senin yüzünden ne hallere geldik.
  • 64
    16.hafta itibariyle lider fenerbahçe ile aramızda 8 puan fark olan sezon.

    17. ve 18. haftalar çok kritik her ne kadar aralarında sezon arası olsa da arka arkaya 2 deplasmana gideceğiz ve her ikisi de düşme adayı takımlar.(kayseri erciyes ve gaziantep)

    fenerbahçe ise bu dönemde 2 iç saha maçı oynayacak(kayserispor ve t.konyaspor)

    bu iki haftayı kayıpsız geçersek, 19. 20. 21 ve 22. haftalarda, biz bursa,eskişehir,antalya(d),beşiktaş ile oynarken fenerbahçe, eskişehir(d),sivas(d),kasımpaşa,elazığ(d) ile oynayacak.

    bizim maçlarımız zor gibi görünse de asy arena'da oynadığımız için ve antalya deplasmanında güzel bir havada oynayacağımızdan iyi bir fikstür. fernebahçe ise eskişehir, sivas ve elazığ gibi 3 soğuk şehre gidecek şubat ayında. içerideki kasımpaşa maçı da 3 ihtimalli.

    önümüzdeki 6 haftada en azından 5 galibiyet 1 beraberlik alırsak fenerbahçe'ye en az 2 puan daha yaklaşacağımız kanısındayım. 6'da 6 yaparsak mükemmel olur o zaman "meşayi yakın şampiyonluk daha yakın" derim be size.
  • 65
    sampiyonluk yolunun yine galibiyet serisi yapmaktan gectigi sezon. gecen sezonun ikinci yarisinda ya da 2011-2012 sezonunun ilk yarisinda basardigimiz gibi en az alti maclik bir galibiyet serisi yakalamaliyiz 28 aralik 2013 kayseri erciyesspor galatasaray maci'yla baslayarak. ondan sonra oturur farka bir daha bakariz. ancak bu tarz bir seri yakalamak, karsi tarafi tutusturacagi icin de cok ama cok onemli.
  • 70
    ilk 17 maç itibarı ile tüm kırılma noktaları bizim aleyhimize, rakibimizin lehine gelişmiştir.

    2012-2013 sezonunu şampiyon olarak tamamladık ve sezon başında emirates cup ve süper kupa zaferleriyle sezona başladık,şampiyonluk yolundaki rakibimiz ise arsenal'den iki maçta 5 gol yemiş, süper kupayı bize kaptırmış, bide üstüne avrupa liginden men edilmişti.
    ligin ilk haftasına biz galibiyetle(bkz: 19 ağustos 2013 galatasaray gaziantepspor maçı) sezona başlarken rakibimiz ilk yarısını 2-0 önde götürdüğü maçı 3-2 kaybediyor (bkz: 17 ağustos 2013 konyaspor fenerbahe maçı). buraya kadar herşey mükemmel ama ne oluyorsa bundan sonra oluyor :(

    bizim için ters giden, beceriksiz kaldığımız hatta basiretimizin bağlandığı durumları sıralarsak

    * son iki sezonun gol kralı(bana göre bu sezonuda gol krallı olarak bitirecek) lige çok formsuz ve şanssız başladı

    * babamız kadar sevdiğimiz fatih terim'in ayrılışı gönderilişi adı herneyse

    * bazı maçlar varki girdiğimiz sayısız pozisyonu değerlendiremeyip puan kaybettik. hiç araştırma yapmadan direk akla gelenleri sayayım
    - burak yılmaz'ın 2.hafta bursa deplasmanında kaçırdığı goller :( ( 2 puan)
    - felipe melo'nun 3.hafta eskişehir deplasmanında 2 metrelik mesafeden ağlara gönderemediği kafa vuruşu ( 2 puan)
    - burak yılmaz'ın 4.hafta kendi sahamızda oynadığımız antalya maçında kalenin ağzından dışarı vurduğu top değil toplar :( ( 2 puan)
    - 6.hafta fatih terim'siz ilk maçta burak yılmaz,bruma,amrabat,drogba ile okadar pozisyona girdik farka gidecek maç 1-1 bitti ( 2 puan)
    - 13.hafta kasımpaşa deplasmanında burak yılmaz çok net iki kafa pozisyonu harcadı, drogba net pozisyonları gole çeviremedi ( 2 puan)
    - 15. hafta gençlerbirliği deplasmanında rakibe sadece bir pozisyon verdik, birçok pozisyona girdik değerlendiremedik bunun yanında futbolcularımız resmen dayak yedi ve sezonun bizim adımıza en kötü hakem performansı da eklenince maç berabere bitti ( 2 puan)

    * 10.hafta kendi evimizde oynadığımız konyaspor maçında en önemli iki futbolcumuz muslera ve sneijder sakatlandı ve çok önemli maçlarda forma giyemedi

    bu maddeleri çoğaltmak mümkün.

    rakibimizin ballı kaymaklı sayılacağı anlar (bizimkisi gibi hafta hafta yazmayacağım aklınıza gelir zaten) ;

    eskişehirspor maçında pozisyona dahi giremiyorken kuyt'la öne geçip maçı bitirdi. bu maçta eskişehirspor birçok pozisyonu değerlendiremedi bide üstüne necati penaltı kaçırdı.bizim 17 maçlık fikstürde böyle kötü oynayıpta kazandığımız maç yok.

    kasımpaşa maçında durum 2-1 iken volkan kalesini terkedip kasımpaşalı oyuncuyu eliyle çekip indirdi ama hakem volkana kırmızı vermemek için öncesindeki tertemiz pozisyon için fenerbahçe lehine faul verdi bide bunun üstüne fenerbahçe'nin son dakika golü

    erciyes deplasmanında caner'e gösterilemeyen kırmızı kart ve üstüne 90+5+1 de gelen uzatmanın uzatması golü

    bursaspor maçında yine son dakika golü

    antalyaspor deplasmanında son dakikada diarra mutlak golü kaçırırken dönen topta fenerbahçe'nin gol atması

    tüm bunların yanında egemen ve bruno alves ikilisinin bir çok maçta kırmızı kartlık hareketlerine rağmen o maçları sarı kart dahi görmeden tamamlaması.

    sonuç olarak tüm bu etkenler göz önüne alınınca 8 puan* kapanmayacak fark değil. ikinci 17 maçlık fikstürde işler ne bizim adımıza bu kadar kötü ve şanssız gider nede rakibimiz adına bu kadar kusursuz gider. biz fizik olarak son haftalarda iyiye gitmeye başladık bunun yanında ligin ilk haftalarına göre daha fazla pozisyona giriyoruz daha üretkeniz. rakibimizin tek kulvarda yoluna devam etmesi avantaj olsa da ikinci devre galatasaray, eskişehir, trabzon ve beşiktaş deplasmanlarına gidecek

    (bkz: sana söz baharlar yine gelecek)
    (bkz: mayıslar bizim)
  • 71
    şahsi fikrim, şampiyonluk favorisinin fenerbahçe olduğu futbol sezonu. politik davranması gereken birtakım yöneticiler veya romantik taraftarlığın dibine vurmuş bazı arkadaşlar gibi ''galatasaray yarıştığı her kulvarda favoridir'' düşüncesinde değilim. gerçekten sallantıda bir ilk yarı geçirdik. her ne kadar şampiyon olduğumuz son iki sezonda topladığımız puanlarla aşağı yukarı aynı puanı topladıysak da, hem fatih hoca'nın gönderilme süreci, hem son iki sezonun şampiyonu olmanın oyuncular üzerindeki rehaveti, hem de fenerbahçe'nin performansı* ilk yarıyı liderin 8 puan* gerisinde kapatmamıza sebep oldu.

    mevcut durum böyleyken birkaç değerlendirme yapmak istiyorum. birincisi galatasaray futbol takımı'nı yakından takip eden herkesin bildiği gibi, fenerbahçe bu sene şampiyon olsa bile şampiyonlar ligi'ne katılamayacak* ve ligi ikinci bitiren takım direkt olarak şampiyonlar ligi'ne direkt katılacak. zannederim, başkanımız ünal aysal bir geçiş süreci olarak gördüğü bu sezon buna güvenerek takımda önemli değişikliklere gitti. şampiyon olunamasa bile, ikinci olunması halinde eleme oynamadan şampiyonlar ligi'ne katılabiliyor olacağımız hesabıyla, kan kaybetsek bile gelecek sezonlarda daha başarılı olacak bir galatasaray'ın temellerini atabileceğini düşündü - ki bence doğru da düşündü - ancak bu demek değil ki; ikincilik bize yeter, bırakın fenerbahçe şampiyon olsun.

    her ne kadar, yukarıda bahsettiğim gibi fenerbahçe'yi şampiyonluğun bir numaralı favorisi olarak görsem de (gerek galatasaray'ın 4.yıldızı takmasının ve 3 sene üst üste şampiyon olmasının galatasaray seyircisi dışında kalanların heyecanını kaybetmesi ve bunun da yayıncı kuruluşun karına zarar vereceği düşüncesi, gerekse fenerbahçe'nin 19.şampiyonluğunu elde edip gelecek yıl ''önce hangi takım 4.yıldızı takacak'' heyecanının yayıncı kuruluşunun karını uçuracağı düşüncesi), son zamanlarda izlediğim galatasaray futbol takımı'nın doğru takviyelerle ligin ikinci yarısına bomba gibi başlayabilecek ve eğer ilk 5-6 maç puan kaybetmezse liderle puan farkını hızla eritebilecek güçte olduğunu düşünüyorum*. işte o zaman, federasyonunun ve fenerbahçeli medyanın, para babalarının ve tüm kuş familyasının heveslerini kursaklarında bırakıp efsane geri dönüşlerden birini daha yaşayıp, mayısların bizim olduğunu bir kez daha ispatlamış olacağız*. haydi aslanlar!
  • 74
    29 aralık 2013 fenerbahçe kayserispor maçı ile beraber fenerbahçe'nin korku saldığı sezon.

    bunu 5 gol attıkları için falan söyleyemiyorum ama adamlar bu sene adeta manchester city edasıyla oynuyor. deplasmanlarda 2-1,1-0 gibi skorlarla kazanırken evlerinde oyunun içinde canları ne zaman isterse gol atıyorlar.

    özellikle emenike,sow,webo,kuyt dörtlüsü inanılmaz formda. içerideki maçlarda biri gol atamazsa mutlaka ve mutlaka biri atıyor.

    ek olarak inanılmaz bir fizik güçleri var. dur durak bilmiyorlar desek yeridir.

    hepsini alt alta topladığımızda maalesef 2013-2014 sezonunu şampiyon bitirecek takım gibi duruyorlar.
  • 75
    ben şampiyonluğun ikili averajda belli olacağını düşünüyorum. bu kanıya fenerbahçe'nin ligin ikinci yarısında galatasaray, trabzonspor ve beşiktaş deplasmanlarına gidecek olmasından dolayı vardım. melo'nun 10 kasım 2013 fenerbahçe galatasaray maçındaki penaltısını çok arayacağız diye düşünüyorum.

    edit: küçük bir düzeltme yapıyım, "çok arayacağız" demişim onu "çok arayabiliriz" olarak düzeltiyim. ligin sonuna kadar umudum var çünkü. hatta hala favori olarak kendimizi görüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın