her defasında dostlarımın yada dost bildiklerimin sıkıntısını çözüp, dinleyip, en ufak olayda yanında olup çoğu şeyde keyiflenmeleri yada sıkıntılarında yardım eli uzatıp toparlamalarında yardımcı olan bendeniz, yine her zaman olduğu gibi üzülen taraf oluyorum. elimde sayılı dostlarım var ve onları da birer birer kaybediyorum. kimileri kendiliğinden, kimileri ise karaktersiz oluşlarından dolayı böyle bir şey oluyor. emin ol sözlük, belki iki hafta yada iki ay yada yirmi iki ay sonra bu yazıyı tekrar okuyup güleceğim evet. fakat artık üzülen, sinirlenen, her zaman keyfi bozulacak olan taraf ben olmak istemiyorum. benim yapıcı şekilde davranışlarımı, çevremde bağlı olup sahiplendiğim insanlara karşı olan önem duygusunu uzun süre sonra yaşamak istiyorum. afedersiniz ama ben böyle hayatın, gidişatın, samimiyetsizliğin, kaderin, şanssızlığın, hiç bir şeyin yoluna giremeyişinin, her seferinde bu keyif kaçmalarının, moralsizliğin, yalnızlığın, sinirlenişin ve ancelotti'nin ta amına koyayım, amına amına.
yeter abi, yeter valla bak yeter. al duvara yazdım, rahatladım mı? hayır amk. ben ne diyorum ya.
http://www.youtube.com/watch?v=2HPuSOimPTw