resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 9979
    galatasaray takımının kanayan en büyük yarası. futbol adına yapmaya çalıştığı hiç bir şeyi beceremez kıvama geldi giderek hamit performansı vermeye başladı. kendisinin kaptan olması ayrı bir felaket takım için. çünkü sahada mücadele etmeyen, koşamayan, takımı, topu ve hatta kendi vücudunu yönetemeyen bir "kaptan"dan bahsediyoruz. son yıllarda sahada bu kadar silik performans sergileyip hep forma giymeyi başaran bu kadar şanslı bir futbolcu da görmedim. hele ki galatasaray gibi üst seviyede mücadele veren bir takımda bunun olması bizim taraftar olarak futbola aç kalmamıza neden oluyor, çünkü selçuk futbol oynamıyor. neden hiç yerine futbolcu yada futbolcular bakılmaz orasını da anlayamıyorum. bu takım selçukun şahsi takımımı mı, yerine neden kimseyi düşünmüyorsunuz... yoksa sayın yöneticilerimiz takıma kaptan yaptığınız adam takımı değil de sizi mi yönetiyor.
  • 9982
    "ne oldum dememeli ne olacağım demeli" sözünün geçerliliğini ispat eden oyuncumuz. ilk iki sezonu tüm taraftarın sevgilisi oldu. twitter'da sevgi gösterisi olarak adına sürekli olarak "sen telefonum çaldı de stadı boşaltalım selçuk inan" tadında tt olan paylaşımlar yapılırdı. o kadar çok sevip değer verdik. el üstünde değil baş üstünde tuttuk(ben dahil). ama günümüzde selçuk öyle bir noktaya geldi ki tüm yaptığı güzellikleri unutturma noktasında belki de unutturdu. sahada sürekli yokları oynayan, kaçak dövüşen (ikili mücadeleye bile girmeyen) örneğin; 2016/17 18 maç 2 sarı kart, ileri gidemeyen, gitse dönemeyen, dönse de etkisiz (yok hükmünde) kalan birisi oldu çıktı.
    taraftar olarak melo'dan sonra hep selçuk'un yanına adam bekledik, yönetim bu adamı aradı ama asıl selçuk yerine de adam bakmamız gerekiyormuş. bu artık su götürmez bir gerçek. takımımız için en hayırlısı vedalaşmamız. bize daha çok zarar vermeden "ben artık yapamıyorum" deyip ayrılmalı. takımımızdan gönderemiyorsakta en azından artık daha genç, daha mücadeleci, daha dinamik birisini bulup o bölgeye koymamız gerekiyor. bu sayede daha güçlü bir orta sahayla mücadele etmiş oluruz. elimiz güçlenir. her şey güzel başlamıştı sonra epey tadı kaçtı ve bu oldukça uzun sürdü. sürmeye de devam ediyor. son olarak bir nebze olsun güzel bitti diyebilmemiz için selçuk'u satıp ondan gelir elde etmemiz asla ama asla zarar etmeye devam etmemiz gerekir.
  • 9983
    kendi zihnimde selçuk olup kavga etmek istediğim oyuncu. gereksiz babacan mode on:

    "selçuk, otomatik bir 'vefasız' gibi davranmamaya büyük gayret gösteriyorum, ama çok kötü oynadığının farkında mısın? bu bizim yüzümüzden mi? senin çok mu üstüne geliyoruz?"

    selçuk: "evet, biraz nankörlük ediyorsunuz. ben bu takımın kaptanıyım, kaç senedir bir sürü kupa kaldırdık, dördüncü yıldızı takarken, 18,19,20. şampiyonluklarımdaki katkıları ne çabuk unuttunuz?"

    "selçukçuğum, 18. ve 19. şampiyonluktaki esktra katkın yadsınamaz, bu yüzden takımın kaptanı yapıldın. galatasaray'ı seveni ve onun menfaati için bir tuğla bile koyanı başımızın tacı yaparız. zaten bunun için yaşıyoruz, ama 20. şampiyonluktaki katkın, diğer herhangi biri kadardır- olması gerektiği gibi yani. sence o şampiyonluklardaki gibi etkili oynuyor musun peki? kendini izliyor musun hiç?

    selçuk: "taraftarımız sürekli üzerime geliyor, kendi stadımızda beni ıslıklıyor. bu yapılır mı? yakışıyor mu galatasaray taraftarına?"

    "moruk, burası bir futbol takımı; insanlar senden performans bekler- konuyu derhal buraya getirmek istemem ama onca milyon yuroyu neden alıyorsun sanmıştın? bu takımların 100 küsür yıldır ayakta olmasının sebebi bu beklenti odaklı sirkilasyondur. iyi performans gösteren- gösterecek oyuncularla yenilenir. futbolun temel ilkesi ve hatta cazibesidir bu: 11 kişi, koca bir sahada, 'ayağıyla' topu 7 metreye sokmaya çalışır. ve bunu en iyi yapan her zaman alkışlanır. sana tapmamızı mı istiyorsun? galatasaray'ı bırakıp seni mi tutalım? ya da amacın sadece 'galatasaray'sa bir futsal takımı falan kurabilirsin, yönetimle konuşup- ya da başka türlü de hizmet edebilirsin? biz senin sevgini ve emeğini her türlü hissederiz."

    selçuk: "saçmalama amk ne futsalı ya. kim bir anda böyle bir düşüş ister? ayrıca ben hepinizden daha fazla galatasaraylıyım, merak etmeyin, bu takımın kaptanıyım. takımımın kötü olmasını ister miyim?"

    "futbol denen şeyin otuzlu yaşlarda insanı aksattığını 100 yıldır duymadın mı selçuk? aksıyorsun ve sen kötüsün selçuk? bizlere tadı unutulmaz güzellikler gösterdin, öyle özverili oynadın ve fakat vasatın altına öyle bir anda ve geri çıkamayacak şekilde düştün ki aşırı sevginin bazı sonuçları oldu, sana saldırmaya başladık, haklısın belki, ama biz hiç mi haklı değiliz? selçuk, kötü oynuyorsun. hele bu sezon, istatistiklerine bir bak; bu kadar top kaybı ve pas hatası yapmış mısındır hayatında? yani, milli takımda da kötüydün? izlanda'ya attığın son saniye golün, asla laf söylemediğimiz yeteneğinin bir ürünüydü- ama konu bu değil ki."

    selçuk: "ben özveride bulunuyorum, ama sizin haberiniz bile olmuyor. ve buna çok kırılıyorum. bana saygı göstermiyorsunuz."

    "ya selçuk, top kaptırıp adamın arkasından bile koşmaz oldun? kibirle küsüyorsun- ekstra katkıyı geçtik, normal, olması gereken kadar katkı verdiğinde sevinecek duruma geldik. herkesi çocuk gibi azarlıyorsun sahada, bir kaptanın bütünleyici, takımı sadece psikolojik olarak bile savunucu hiçbir katkın yok. yapma allaşkına."

    selçuk: "siz beni anlamıyorsunuz."

    "ayrılalım o zaman selçuk. birbirimize daha da zarar vermeden."

    selçuk: "düzeltmek için hiçbir şey yapmayacaksınız yani öyle mi? ayrılık kolayınıza geliyor?"

    "sen her seferinde bize trip atıyor, bizimle kavga ediyorsun, yorulduk be selçuk. valla biz de yorulduk kavga etmekten."

    ...

    devamı şizofreniye gidiyor, ben susuyorum.
  • 9984
    uzun zamandır kendisi hakkında yazmıyordum. önceki yazılarımın çoğunluğu onu olumsuz yönde eleştirir niteliktedir.

    bugün * gördümğüm kadarıyla 2016-2017 sezonunun bugüne kadarki kısmında yaşına göre fena oynamıyor.
    sanırım eğer herşey onun kontrolünde olduğu için kafası rahat. yönetim zort teknik heyet pırt olduğu için kendini gücende hissediyor. e kaptan adam.
    velhasıl bu rahatlık oyununa yansıyor ve elinden geleni yapmaya çalışıyor son zamanlarda. örneğin 15 ocak 2017 konyaspor galatasaray maçında koştu çalım denedi geri geldi top aldı vs vs. tabi ki bunları bizim sevdiğimiz eski selçuk gibi yapmadı ama yine de oynadı. fakat sorun şu ki 65*70 dakikada oyundan düüşmeye başladı. artık geri dönememeye rakip kovalamamaya falan geldi durum.

    işte eğer birhan bu zaafiyette kullanılırsa galatasaray kazanabilir. selçuk 70 dakika oynamaktan gocunmaz sonuçta ilk 11 başlayacak. birhan da son 20 dakika oynamaya bozulmaz sonuçta genç. bu durum eğer birhan iyi giderse ve medya arkasında durursa asıl işe o zaman yarar. artık herkes "selçuğuın tahtı birhana vs" demeye başlarsa o zaman selçuğu takımdan kesmek mümkün olur.

    ve işte o zaman yeni bir selçuk suat ya da prekazi alınabilir.
  • 9985
    selçuk ile ilgili artık taraftarın eleştirilerinin dikkate alınmasının zamanı geldi.

    transfer dönemi kapanmadan, selçuk'un yerine mutlaka bir transfer yapılmalı.
    hatta mümkünse yine bu transfer döneminde selçuk satılmalı.

    takım savunması bu kadar zaafiyet veriyorsa bunun baş sorumlularından biridir selçuk.

    galatasaray'ın karşılaşmalarda rakip takıma üstünlük kurması için selçuk'tan daha iyi bir orta saha oyuncusuna ihtiyacı var.
  • 9986
    zamanında kendisini savunuyordum, düzeleceğine inanıyordum ama beni bile bıktırdı artık. allah aşkına biri 14 ocak 2017 konyaspor galatasaray maçındaki pas hatalarının ve bunların sonucunda rakibin girdiği ciddi gol pozisyonlarının videosunu yapsın, en az 3 dakikalık video çıkar tek maçtan. hele 90. dakikada top ortasahada bizde iken topu resmen konyasporlu futbolcuları kontraya çıkaracak şekilde geriye doğru sallaması bana yetenek eksikliğinden ziyade art niyetli bir davranış olarak geliyor.
  • 9988
    özetle artık formu, temposu, gücü, oyun zekası ile galatasaray 11'ini kaldıramayan kaptanımız.

    arkadaşlar kimse kimseyi kandırmasın. selçuk'u gönderemezsiniz, göndermemelisiniz de. oyuncu ile görüşür, rekabetin içinde olması gerektiğini söylersiniz. bazı arkadaşların söylediği gibi yavaş yavaş arkasından gelecek oyuncuya süre verirsiniz. selçuk'un süresini azaltır. tecrübesinden, liderliğinden daha azami yararlanırsınız. bununla ilgili aklıma gelen en güzel güncel örnek totti.
  • 9989
    totti gibi hayatını roma kulübünde geçirmiş, burada 24 yıl futbol oynamış ve oynamaya devam eden, dünya yıldızı olmuş bir oyuncuyla karşılaştırılması gözlerimi kanatan futbolcu.

    arkadaş totti nere selçuk nere? totti'yi gönderemezsin tamam da selçuk kim yahu totti'nin yanında? o zaman sabri'nin heykelinin dikilmesi lazım. yapmayın allah aşkına. ülkenin komple şirazesi kaydı artık.
  • 9992
    baştan söyleyeyim hiç kimsenin sağlığı için olumsuz şeyler düşünmem. ama kardeşim bu adam bitmiş lan. yani lafın gelişi falan değil bayağı bayağı bitmiş. yani oynamıyor. sahada öyle geziniyor. inisiyatif alayım, azıcık koşayım da arkadaşlara yardım olsun falan hiç bir şey yok adamda. kalmamış.

    e bakıyorsun yanındaki de jong. o da iyi niyetli, çalışıyor falan da adam tek yönlü. tek numarası kayarak yaptığı müdahaleler. ki türkiye'de dokunmaya faul çalan hakemler adamın her kayışına cart faul çalıyorlar. tolga desen belli, herif müzmin sakat. iyileşse gelse diyoruz da bugün iyileşse 11'e girmesi 30. haftayı bulur. malum riekerink'in prensibi bu.

    vel hasıl yarın birgün selçuk maçın ortasında sakatlık yaşasa. sahalardan 2-3 ay uzak kalacak bir durum olsa ne halt yiyeceğiz. tıfıl birhan'la mı geçecek sezonun kalan kısmı. birhan'a da laf atmayayım ama çocuk oynayan biri değil ki. hani 17 maçın 7-8 tanesinde oynamış, bunların 3-4 tanesi 11 falan olsa, dersin ki tamam. ama kardeşim çocuğa 1 dakika şans vermemişken nasıl bir anda 11'in en kritik yerinde kesintisiz görev vereceksin böyle bir durumda.

    neden bir transfer düşünülmez bu şahsın yanına. neden amk?
  • 9993
    takımın kanseridir efendim. yedek kalması teklif dahi edilemez bir oyuncudur. kimdir, nedir bilmiyorum ama an itibariyle rezil galatasaray yönetimi nedeniyle galatasaray'dan bile büyüktür (!).

    ne defansif ne de ofansif hiç bir aksiyonda rol almıyor. artık alamıyor da. koşamıyor çünkü. gücü de yok, isteği de. ama sakatlanmadıkça kulübeye alındığında bile ortalık kaynıyor. fakat hala daha "selçuk'la alakası yok bunun" diyenler var. ya gözleri kör ya da yanlış yere bakıyorlar.

    sucuk/ekmekçi tayfayı da ya kendisinin ya da destekçilerinin mamaladığı bir gerçek. ama bir yere kadar. şu an takım öyle ya da böyle iyi gidiyor. ancak illa ki tökezleyecek takım. kaçarı yok. tolga müzmin sakat. de jong da sakatlanmaya ve kart görmeye meyilli. başka adam yok takımda. kaçınılmaz son yani bu. bu takım illa 1-2 maç kevgire dönecek. ondan sonra da ıslıklarla, küfürlerle, yuhalamalarla gönderilecek takımdan.

    kafası biraz çalışsa kendisi ister yerine adam. "yahu alın da oynasın, yoksa ihale bana kalacak" der. ama kendisinde pek yüz yok ki ilk fırsatta sonucu belli fener maçında arazi oldu. sakatım ayağına çıkmadı maça. bilerek yapmadıysa daha da bir şey bilmiyorum.

    kendisinden kurtulduğumuz gün büyük gündür. takıma sadece saha içinde değil, saha dışında da en büyük zararı verenlerden kendisi zira. sabri filan oyuncak onun yanında. sessiz ve derinden gidiyor. zira bu kadar kötü bir oyuncunun değil yerine adam almak, yedek kalma ihtimaline karşı bile oyuncu transfer edilmemesinin başka açıklaması yoktur. zaten takıma yakın çevreler de bunu doğruluyorlar.
  • 9994
    selçuk ağır filan bunlar tamam da, canlı veya televizyondan izlerken dikkatimi çeken ve niye sürekli yaptığını anlamadığım bir şey yapıyor.. stoperler veya de jong topu aldığında koşarak rakip futbocuların arasına giriyor. hocamı söylüyor, kendisi mi kaçıyor anlamış değilim.
    yani sen sonuçta orta saha adamısın, boşa çıkacaksın ki top yapabilelim.
  • 9999
    jan olde riekerink tarafından kesilen ve bu yüzden riekerink'in galatasaray sözlük dahil birçok mecrada sneijder'e kadro sormak iftirasına maruz kaldığı futbolcu.

    jan olde riekerink bu adamı kesince bu adam basın lobisiyle, basın toplantısında "bu hafta da sneijder'i kesecek misin acaba" sorularıyla kadroya geri döndü.

    tekraren, jan olde riekerink kendisini kesmiş ve galatasaray sözlük troll'leri dahil yerli oyuncu hayranı bir kitlenin gazabıyla geri almak zorunda kalmıştır.
  • 10000
    hiçbir şey oynamaz ama medyadaki müritleri toz kondurmaz. her yıl milyonlarca lira kazanır ama ilk iki senesi hatrına diye savunulur. aynen kardeşim burası da zaten hayır kurumu, biz de selçuk'u beslemeye niyetli iyi niyet elçileriyiz. leş gibi futbol oyna, kimse sana laf edip takımdan kesemesin, bi kere yedek kalınca antrenöre küfret, arpan da fazla fazla yatsın hesabına. hayat sana güzel.
App Store'dan indirin Google Play'den alın