5763
okan hocayı ve ekibini ne kadar çok sevdiğim, kendisi hakkında girdiğim geçmiş entrylerden anlaşılabilir ama torreira ve icardi konusunda büyük kumar oynuyor kendisi.
konyaspor maçı öncesi "torreira hastaydı, birkaç antrenman kaçırdı. ondan bugün yedek başlatıyoruz" masalına kimse inanmadı, bir kere onu en baştan söyleyim. oyuna girdikten sonraki hali de içler acısıydı. vakti zamanında mourinho'nun sneijder'e uyguladığı ve sözlükte de dillere pelesenk olan yöntem bir kereye mahsus bir şeydi. bir kereye mahsus, bir haftalık bir kafa toplama izni idi. biz icardi'ye ve torreira'ya lige verilen her arada bu izni veriyoruz. bu da artık bir yöntem olmaktan çıkıp, taviz halini alıyor. bay geçilen haftada veya milli maç arasında icardi'yi ve torreira'yı istanbul'da tutamıyorsak, işimiz var demektir.
teknik direktörlük her futbolcunun her istediğini verme makamı değildir. en azından bu istekleri her zaman verme makamı değildir. bugün okan hoca veya yönetim iki futbolcu özelinde gözlerini kapatmayı tercih edebilirler ama bunun takım içerisinde emsal teşkil etme riski var. emsal teşkil eder de. bugün iki ile başlar, yarın bu örnekler üzerinden sayı 5'e çıkar. doğru da olmaz. benim aile hayatında yaşadığım sıkıntılar nasıl çalıştığım kurumu ilgilendirmiyorsa; icardi'nin wanda nara'sı, torreira'nın devrim özkan'ı da galatasaray'ı ilgilendirmiyor. daha önce de söylemiştim; sahaya, florya'ya yansımadığı sürece 27 ve 30 yaşında olan iki genç sporcunun özel hayatları, duyguları, arzuları beni hiç ilgilendirmiyor. ama bu hayat tercihi florya'ya ve sahaya yansırsa; kulübü de ilgilendirir, taraftarı da ilgilendirir. magazinsel açıdan ilgilendirmez, umrumda değil açıkçası ama otorite ve disiplin açısından fazlasıyla umrumda olur. kulübün de umrunda olur. bu noktada da artık hocanın biraz daha sert, keskin ve bu tip konuların bir kez daha florya'nın gündemi olmamasını sağlayacak kararlar almasını istiyorum/bekliyorum. bir nokta koyma zamanı geldi de geçiyor bence.
konyaspor maçı öncesi "torreira hastaydı, birkaç antrenman kaçırdı. ondan bugün yedek başlatıyoruz" masalına kimse inanmadı, bir kere onu en baştan söyleyim. oyuna girdikten sonraki hali de içler acısıydı. vakti zamanında mourinho'nun sneijder'e uyguladığı ve sözlükte de dillere pelesenk olan yöntem bir kereye mahsus bir şeydi. bir kereye mahsus, bir haftalık bir kafa toplama izni idi. biz icardi'ye ve torreira'ya lige verilen her arada bu izni veriyoruz. bu da artık bir yöntem olmaktan çıkıp, taviz halini alıyor. bay geçilen haftada veya milli maç arasında icardi'yi ve torreira'yı istanbul'da tutamıyorsak, işimiz var demektir.
teknik direktörlük her futbolcunun her istediğini verme makamı değildir. en azından bu istekleri her zaman verme makamı değildir. bugün okan hoca veya yönetim iki futbolcu özelinde gözlerini kapatmayı tercih edebilirler ama bunun takım içerisinde emsal teşkil etme riski var. emsal teşkil eder de. bugün iki ile başlar, yarın bu örnekler üzerinden sayı 5'e çıkar. doğru da olmaz. benim aile hayatında yaşadığım sıkıntılar nasıl çalıştığım kurumu ilgilendirmiyorsa; icardi'nin wanda nara'sı, torreira'nın devrim özkan'ı da galatasaray'ı ilgilendirmiyor. daha önce de söylemiştim; sahaya, florya'ya yansımadığı sürece 27 ve 30 yaşında olan iki genç sporcunun özel hayatları, duyguları, arzuları beni hiç ilgilendirmiyor. ama bu hayat tercihi florya'ya ve sahaya yansırsa; kulübü de ilgilendirir, taraftarı da ilgilendirir. magazinsel açıdan ilgilendirmez, umrumda değil açıkçası ama otorite ve disiplin açısından fazlasıyla umrumda olur. kulübün de umrunda olur. bu noktada da artık hocanın biraz daha sert, keskin ve bu tip konuların bir kez daha florya'nın gündemi olmamasını sağlayacak kararlar almasını istiyorum/bekliyorum. bir nokta koyma zamanı geldi de geçiyor bence.