• 180
    benim de içinde bulunduğum biraz muhasebe işlerine ara vermesi gereken topluluk. eğer şampiyonluk istiyorsak, ligde rekabet içerisinde bulunmak istiyorsak bu takımın bayağı para harcamasına ihtiyaç var.

    trabzon şampiyon oldu. hiç vakit kaybetmeyip sol beke ligin yükselen değeri genç eren elmalı’yı aldı yanında rotasyona lig tecrübesi bayağı olan doğucan haspulat alındı. sağ beke tecrübeli larsen’i aldılar. eklemeleri devam edecek.

    fenerbahçe zaten geniş olan her mevkide 3-4 opsiyon varken lincoln ve bruma eklemeleri yaptılar. jesus gibi avrupa şartlarında iyi bir hoca getirdiler.

    beşiktaş savunmaya as wolves stoperi saiss orta sahaya gedson forvete weghorst alıyorlar. her mevkide elit oyuncu koydular. geçen seneki kadroları da bizden çok daha iyiydi.

    bize bakarsak stoper tandemi tamam ama marcaonun ayrılacağı konuşuluyor. orta saha kara delik. en az 3 transfer gerekiyor, rotasyon değil kaliteli oyuncular olmak zorunda. kanatlar kerem, yunus iyi oyuncular ama onları rekabete soracağın bir oyuncu daha lazım morutan ve emre kılınç haricinde. forvette nicelik çok ama nitelik yok. mohamed, diagne, gomis en az 2si gönderilmeli. elit bir forvet alınmalı. geçen sene pozisyona girdik ama bitiremedik, büyük sorun yaşadık.

    sözün özü bu takıma para harcanması gerekiyor. özellikle orta sahaya 2 tane takımın çehresini değiştirecek oyuncu lazım. 2-3 tane general olması gerekiyor her takımda. bizim generallerde gerekirse maaşı fazla olsun ama takımı sırtlayabilsin. bu ligde orta sahan ne kadar varsa o kadar rekabet edebiliyorsun. en önemli mevki burası. ndombele mi olur gueye mi olur orası ben bilmem, okan hoca karar versin. genç oyuncularla bu oyuncuları harmanlayarak geliştirip satan takım hüviyetine girmemiz gerekiyor. umarım bu sene bu işi becerebiliriz.
  • 182
    daha 1 sene öncesinde ligin bonservis harcama rekorlarından birini yaparak kadro kurmuş ama ertesi sene yeniden neredeyse sıfırdan kadro kurmak zorunda hisseden takımın taraftarı olunca yaşamak çok zor olabilir bunlar için. bu kafayla muhasebe yapmak hakkaten mümkün değil. hele bir de sanki para harcamıyormuşuz gibi konuşulunca iyice sinirler tepeye çıkar, yahu biz şampiyon olan trabzonspor'un takribi 534 katı filan bonservis ve maaş harcaması yaptık zaten, yapıyoruz yani biz veriyoruz o paraları. problem şu ki doğru kadro planlaması yapamadık şimdiye kadar bir kaç senedir özellikle, inşallah bu sefer paralar doğru yerlere harcanır ki, buna mecburuz.
  • 183
    istifamı verdiğim topluluktur. senelerce harçlıklarımızdan, maaşımızdan artırıp forma, bilet, kombine, atkı ve hatta mevcut başkanın bir önceki döneminde bileklik almış taraftara tek bir dişe dokunur olumlu hareketi olmayan; seçimden önce verdiği yemeklerde taraftara cüzdan sallayan başkanı seçen genel kurul üyeleri yapsın muhasebemizi. koskoca spor kulübünü inşaat firması gibi yöneten, şuraya şunu yapıcaz burdan bunu satıcaz diye vaad veren adamların kulübü sürüklediği borç sarmalı da umrumda değil, düzlüğe çıkardığı sürdürülebilir ekonomik yapı da.

    taraftar olduğum kadar spor izleyicisiyim de. gözüme hoş gelen şeyleri görmek istiyorum. gözüme hoş gelen şeylerin kaç milyon euro olduğu da, euro kuru da umrumda değil. talisca’yı da istiyorum gueye’yi de. yeni spor salonu da istiyorum euroleague vizesi de. bunları yapamayan başkan da istifa etsin yerine yapacak adam gelsin. benimle aynı renklere gönül veren insanlara da tavsiyemdir. canımızı sıktığımıza değmiyor.
  • 184
    bir kaç sezon doğru transfer politikası ve sıkı bir mali disiplin ile adı geçen ve o yıldız oyuncuları etiketine bakmadan kadroya katabileceğimiz gibi yerel başarılara ambargo koyup avrupada başarıyı hedefe koyan taraftar tipi.

    oyuncular bizim assetimizdir, oynadığımız oyun (yani teknik kadro) bizim yatırımımızdır. assetinin değerini arttır ve sat. başka türlü bu sarmaldan çıkamazsın. eğer biz bir "spor kulübüyüz" diyorsanız yol bu.

    eğer "ben başarı odaklı olacağım, spordan para kar etmek önemli değil" diyorsan dışarıdan para akıtacak bir yapıya ihtiyacın var. mesela: galatasaray gayrimenkul a ş. tabi söz konusu galatasaray gayrimenkulleri olunca herkes dedesinin satma ek biç mantığını öne sürüyor. bence tamamen yanlış. bana göre doğrusu şu olmalı: proje geliştir->ortaklık kur->değerlendir->sat->kar ile yeni yatırımlar yap->yeni yatırımlara yeni projeler geliştir.
  • 185
    30 senedir içinde kıvrandığımız “yüksek harcama - şampiyonluk - ekonomik çöküş - takımın dağılması - ağır sportif başarısızlık - sıfırdan başlangıç” kısır döngüsüne karşı, uzun vadede kalıcı ekonomik ve sportif başarı için kendince, biraz da çaresizce mücadele eden saflar ordusu.

    günün sonunda gueye, talisca başlıklarına yazılanları okur, hüzünlenir, omuzları çöker…
  • 187
    vasat futbolcularla ancak vasat futbol ve başarız sonuçlar alabildiğimizi idrak etmeye başlayan taraftardır.
    (bkz: iyi futbol iyi futbolcularla oynanır)

    barcelona maçında sahada iki yıldız olsaydı kucağımıza gelmiş barcayı arenadan çıkartmazdık. xavi’nin gözlerindeki korkuyu, jordi alba’nın son dakikalarda suyu bulandırma çabalarını hepimiz gördük.
  • 189
    yıllarca milyon eurolar harcanıp, başarılı da olunsa başarısız da olunsa borcun arttığı zamanlar varken, milyon eurolar harcayıp başarısız olunan zamanlar varken kendileri hakkında söylenenlere güldüğüm grup.

    galatasaray futbol takımı yakın tarihinde şampiyon olmadığı, başarısız olduğu sezonlar var. bunların çoğunda da bir sürü para harcandı.

    ama nedense bu sezonlar unutulup başarısızlık sadece para harcanmadığı için deniliyor. ki para harcandı da en önemli yerler olmadan harcanmış. sanırsınız 5 milyon euro harcadı takım. konuşulması gereken ne kadar muhasebe yapıldığı değil, kadronun nasıl kurulduğu. hayır ben hayatımda muhasebe yapıp 25 milyon euro harcayan takım görmedim.

    neyse, bu saatten sonra olmaması gereken taraftar. çünkü kimsenin taktiği yok. daha bir ay önce altyapı oynasın diyenler şu an orayma da transfer burama da transfer diyor. salalım biz mi kurtaracagiz? ada da satılsın kulüp de satılsın bize ne? hemen oraya bir yıllık 6 milyon eurodan talisca yazın. banane arkadaş yunus'dan emin'den? ben transfer istiyorum.
  • 190
    en çok haz etmediğim taraftar türlerinen birisidir. özellikle 300-500 bin euro hesabı yaparlar. mesela abdülkerim iyi veya kötü oynamasından bağımsız 2.8 milyon yerine 2 milyon euro karşılığında transfer edilseydi bir çoğu mutlu olacaktı. yani avrupa uçmuş gitmiş 30-40 milyonlar havada uçuşuyor biz burada hala 300-500 bin euronun hesabını yapıyoruz.

    bir de şöyle bir bahane var. kur arttı ve gelirler tl cinsinden o yüzden kısmaya gidelim. galatasaray bir türk futbol kulübü olmasına rağmen bütün gelirleri tl değildir. bir avrupa markasıdır. nike’dan her yıl 7-8 milyon euro para alıyoruz. bu yaz avrupa gelirleri olarak 17 milyon euro kazanacağız. marcao’nun kerem’in nelsson’un satışı euro cinsinden olacak. yani neden her transferin milim milim hesabı yapılıyor anlamış değilim. herhangi birisi galatasaray’a transfer olduğunda gerekli veya gerekli olmadığını hesaplamadan direkt keşke bonservisi 2 milyon az olsaydı, maaşı 300.000 az olsaydı, bonuslarına çok verdik diye kafa ütülerler. ya arkadaş neden bu kadar kasıyorsunuz ? hedeflerimizi avrupa olarak belirlememiz lazımken burada ufak tefek işlerle uğraşıyoruz.

    fatih terim’in gitmesini ben de doğru buluyorum. bana göre kendisi fazla odaklanamadı ve taraftarın kendisine güvenini kullanarak her sezon ilk yarılarda takımı neredeyse boşladı. ama adam bir yaz kampı 25 milyon harcadı diye çarmıha geriliyordu neredeyse. 25 milyona neredeyse baştan takım kurduk. başarılıdır veya başarısızdır herkesin düşüncesi farklı olur ama bu para harcandı diye neden bu kadar yangın çıkarılır. rakibimiz marsilya tek oyuncuya veriyor o parayı. lazio türkiye liginde 15 gol atmış adama veriyor o parayı. bir kademe üst kulüpleri saymıyorum bile. yani ne bekleniyor sürekli 2’ye alıp 15’e mi satalım. porto, benfica diyorsunuz. hiç bakdınız mı porto ne kadar bonservis harcıyor ? brezilya’dan aldığı kaç tane futbolcusu tek kuruş kazandıramadan kulüpten gidiyor ? porto’nun borcu kaç milyon euro biliyor musunuz ?

    bir de bu taraftar grubunun başka bir özelliği var. galatasaray’ın tapulu mallarını canları pahasına koruyorlar. kesinlikle satılamaz, teklif dahi edilemez, satan en büyük haindir. bu kafa yapısını da anlayamıyorum. mesela riva neden satılamaz ? florya neden satılamaz ? sattıktan sonra borcu kapatıp kalan para ile kemerburgaz’a altyapı tesisleri dahil müthiş bir spor merkezi kursak, yeni yatırımlar yapsak, tesisleşmeye gitsek mesela kötü mü olur ? neden bu kadar korunuyor tapular anlamış değilim.

    işin özüne gelirsek bu taraftar grubunun yanlış yolda olduğunu düşünüyorum. elbette düşüncelerini galatasaray’ın iyiliği için paylaşıyorlar. her galatasaraylı gibi kulübün geleceğini düşündükleri için bu şekilde hareket ediyorlar. ama bana göre çok yanlış bir düşüncedesiniz. rahat olun. bu kulübe hiç bir şey olmaz. gelen transfere iyi veya kötü diye yangın çıkarın ama 300-500 bin euro için yangın flan çıkarmayın. kulübünüzün ne kadar büyük bir kulüp olduğunu anlayın. bu şekilde bir adım ileriye gidemeyiz.
  • 191
    yahu ne istiyorsunuz ya bizden? sanki bizi dinleyip 100 yıldır iş yapmışsınız gibi sevmediğiniz kesim bizleriz ha? alo değil galatasaray hiç bir kulüp bu taraftar kitlesini dinlemez. arada bir dinler gibi yapıp önceki alışkanlıklarına hemen geri döner. beni sinir eden ise sanki buradaki insanların gençliği şampiyonluklar görerek geçmemiş gibi davranması. siz ne bir fenerbahçe'nin eksen kaymasına ne de bir trabzonsporun açlığına sahip değilsiniz. en son şampiyonluğunuzu 3 yıl önce görmüşsünüz onlardan 1'inde de 1 gol yüzünden görememişsiniz. oysa şu an akıllı davranıp ülkenin daha aydınlık dönemlerine hazır girecek takım otomatikman orta uzun vadede çok daha rahat olacak.

    en sinir olduğum iddia da parayı harca şampiyon ol harcamanı kompanse et kafası. yahu bu muazzam berrak fikirle ortaya çıkmış ilk kurum değilsiniz. bütün rakipleriniz bu safsatanın peşinde yani biri hariç diğerleri kaybedecek. hayır o kazanan da 1 ay kazanmış olacak. hemen "aman biz büyük sahneye gidiyoruz." düşüncesiyle yükümlülüklerini artıracak. kararlar böyle alınmaz. ihtimallerle getirileri (bütün ihtimallerin getirilerini) hesaplarsınız ve elde edebileceğiniz toplam harcamanızdan az mı çok mu ona bakarsınız. biz istiyoruz ki kaybettiğinde tek üzülünelecek şey "kupa kaybetmek" olan bir yapı inşa edelim. oysa futbolumuzun iklimi kaybettiğinde her şeyi kaybedeceğine inanan bu yüzden her sene "aman şampiyon olmamız lazım." cümlesiyle sil baştan pahalı hamleler yaptıran bir iklim.

    2 yıldız olsaydı sahip olacağınıza inandığınız başarıların sahnesine o 2 yıldızlarla zannettiğinizden çok daha az çıkıyorsunuz. sonra her şeyinizi oraya bağladığınızda ayağınız tökezliyor ve o yıldız sayılarını artırmaya çalışıyorsunuz. fasit daire içinde standart haline getirdiğiniz mali yükümlüklerle aynı parayla daha alt seviye oyuncular alıyorsunuz. yine mutsuzsunuz yine mutsuzsunuz. artık hem çok harcıyorsunuz hem de yıldızlarla kaybetmek yerine o kadar iyi olmayanlarla kaybediyorsunuz. sonra da bu takım neden koşmuyor, neden hareket etmiyor diye çemkiriyorsunuz. oysa kısa vadede hocaların size sunabileceği tek palyetif çözümün bu olmasının müsebbibi olmanıza rağmen.

    yenilsen de yensen de değil mi? meh pek değil gibi.
  • 192
    türkiye'de toplam futbol taraftarının %0.05'i kadar olan topluluk. kahir ekseriyeti oluşturan %99.95'i ise falcao'yu neden hala alamadınız diye galatasaray yönetimini topa tutan, "quarejma quarejma oley oley" çeken, "daha bu takıma mesut özil gelecek, bekleyin siz bekleyin" diye kuburlanan milyonlardan oluşuyor.

    taraftarını vesairesini geçtim, genel olarak bu memleketin insanında birazcık muhasebecilik olsa "ülke ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz" diye sorulduğunda "memleket iyiye gidiyeah" derler mi, her akşam survivor'daki yarışmacılara binlerce sms atarlar mı, çiftlikbank'a mega holdings'e para kaptırırlar mı? muhasebeci taraftar dediğin koca okyanustaki bir mercan tanesi olabilir ancak.
  • 193
    33 tane vasat futbolcuya harcanan paraya bakmayıp, skoru lehimize çeviren veya rakibin mutlak golünü engelleyen, kilit pas, assist veya golle skor alan iş bitirici oyuncuların aldığı paraları diline pelesenk eden futbolun skor oyunu olduğunu idrak etmekte zorluk çeken taraftardır.

    yıldız oyuncuların forma ve kombine satışı ve saha içersinde rakip defansı oyundan düşürme ve antrenmanlar da genç oyuncuların gelişimine olan kümülatif etkilerini de görmezlikten gelir.

    babel’in 4 senedir söğüşlemesi göze batmaz. her sene kiralamaya çalıştığımız diagne’nin maliyeti konuşulmaz. 2 senedir yatışta olan feghoulinin aldığı para konuşulmaz. futbolu bırakmadan son bir vurgun yapayım diyen gomis, arda’nın paraları konuşulmaz. yedlin sırf koşuyor diye övgü alır.

    galatasaray tarihinde en başarılı dönemlerin de bu yıldız oyuncuların etkisini yok sayma gibi bir huyları vardır.

    simoviç prekazi tanju avrupa şampiyon kulupler kupasında yarı final. avrupa fatihi galatasaray ünvanının literatüre geçmesi.

    taffarel popescu hagi ilie jardel sergen - 4 sene üstüste şampiyonluk ,uefa kupası ve süper kupa ve tekrar şampiyonluk.

    muslera melo drogba sneijder üstüste kazanılan şampiyonluklar ve şampiyonlar liginde dünya devlerini dize getiren özlenen galatasaray.

    genç ve potansiyelli milli oyuncuların yanına bu kalitede klas eklediğinizde başarı gelir. camia kenetlenir. ali sami yenin koyduğu hedefe yaklaşılır. daha önce örnekleriyle sabittir. aksini iddia edenle de nefesim ve sabrım yettiğince tartışmaya açığım.
  • 195
    uzun süre aralarında olan biri olarak benim de istifa ettiğim gruptur.

    mesela gueye geliyorsa sözleşmesine florya'yı bağlayabilirler umrumda bile değil. kim neyi nasıl yapar anlamam bu takımın bundan sonra her sezon yarışmacı olmasını istiyorum. onun dışındaki detaylarla ilgili şahsi yorumumu yaparım ancak ne üzülür ne sevinirim. yarışmacı olunmadığı her sezon başarısızlıktır benim için.

    yazın muhasebeci kışın yarışmacı olmak isteyen galatasaray taraftarıyla ve yapılan her güzel şeye çomak sokmaya çalışan türkiye cumhuriyeti yetkilileriyle herhangi uzun vadeli bir plana çıkılamayacağına eminim artık.

    biz yine sürdürülebilirliği olmayan başarılardan ve geçici mutluluklardan devam. dara düşersek de allah kerim.

    hayırlısı.
  • 196
    (bkz: mert müldür/#3395052)

    bunu yazan yazar arkadaşımla aynı görüşleri paylaşıyorum. muhasebenin bu tarafındayım. bir oyuncuya az verilmiş çok verilmiş değil bir mevkide gereksiz harcamalar yapmaktansa bir defa ama doğru harcama yapmak mesele. abdulkerim'in maliyetinin muhasebesini yapmam tarık çamdal gibi absürt olmadığı sürece. * ancak abdulkerim'i oynatmayacaksak ve o bölgeye 2 3 tane daha öyle transfer yapacaksak o zaman tartışılır. o zaman git daha iyisine daha çok ver diğerlerini yapma.
  • 197
    takımını dişünen taraftardır. soyut bi kavramı soyutlaştırıp canı gönülden sever, abartılı harcamalar yapılmasını istemez, kulübün geleceğini düşünür. üzerine gidilmemesi gerekir, bu zor şartlarda çalışıp kazandığı paranın bi kısmını da kulübü için harcar. kendi taraftarı da baskı yapar çok abartıyorsun diye, cefakardır çilekeştir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın