2017-2018 sezonu.
sezonu berbat bir biçimde açmışız. östersund yenilgisiyle taraftar kombine yakma protestoları düzenliyor.
o sezonun hazırlık kampında hertha berlin ile yaptığımız hazırlık maçını pek çok kişi hatırlar. tolga ciğerci selçuk inan ikilisiyle başladığımız, ezim ezim ezildiğimiz, iki top yapmaktan aciz bir görüntü verdiğimiz, topu ayağına alan her hertha'lının topla topsuz ceza sahamıza indiği kabus gibi bir maçtı.
sonra ne mi oldu? ikinci yarı 5. günün şafağında doğuya bakıp, güneşi görmüş gibi fernando reges badou ndiaye ikilisi oyuna girdi.
takımla doğru dürüst antrenman yapmamış henüz ayağının tozuyla gelmiş adamlar ilk kez sahaya çıktılar ve 45 dakikada herkes o futbolcuların ne yapacağını gördü anladı.
kaliteli futbolcu öyledir çünkü. 10 dk oynasın 30 dk oynasın sana o hissi verir. zamana ihtiyacı olduğunu da görsen, henüz takım arkadaşlarıyla uyumsuz olduğunu da anlasan, şüphe etmeyeceğin tek şey topu ayağına aldığında anladığın kalitedir.
form değişkendir, sakatlık olur. yorgunluk olur hepsi futbolun içinde var. ama ben dün akşam topu ayağına aldığında, o kısa süre içerisinde tıpkı 5 ağustos 2017'de fernando reges oyuna girdiğine o kısa sürede verdiği hissi hissetim.
umarım yanılmam ama bu genç ve yetenekli çocuk bu sene çok canlar yakacak.
(bkz:
5 ağustos 2017 galatasaray hertha berlin maçı)