• 851
    premier ligde rakibi olmayan makina takim.

    10 sene once birileri premier ligde bir takim boylesine bir dominasyon yakalayacak dese hadi ordan deli derdim.

    mancini, pellegrini sonrasi pep guardiola ile birlikte seviyeyi arsa cikardilar. an itibariyle rakipsizler. liverpool 5 senedir jurgen klopp sayesinde kendilerini bir yere kadar zorlayabildi fakat an itibariyle gercek bir makinaya donmus durumdalar. bu oynadiklari seyin adi futbol degil cilginlik.

    bunlari koyu bir liverpool taraftari olarak soyluyorum.
  • 864
    possesion possesion diye futbolun ırzına geçen hocalarının körelttiği yıldızlarının (alvarez hariç) oynadığı tüm takımların (portekiz, ingiltere, ıspanya, belçika) elenmesi tesadüf değil bence. alvarez’in şansı rotasyonda yer alsa da önemli bir parça olmayışı ve henüz altı ay önce city’e gelmesi. kendilerinden beklentim gvardiol’u alıp yeni bir düz adam yaratmaları.

    edit: köreltmeden kastettiğim space jam’deki gibi yeteneklerininin uzaylılar tarafından yok edilmesi değil. gayet yetenekli ve iyi fundamentalı olan oyuncuların kritik anlarda insiyatif alamaması ve karar verememesi. kazanacaklarının kesin olmadığı bir senaryoda bocalıyorlar ve ne yapacaklarını bilmiyorlar, takımın guardiola tarafından çizilen keskin bir rutini var ve bunun dışına çıkınca sudan çıkmış balığa dönüyorlar. buna en güzel örnek geçen sene beş dakida üç gol yiyerek elendikleri real madrid maçı.

    kevin de bruyne ve bernardo silva dünya kupasında yukarıda yazdığım nedenlerle “bana göre” kritik anlarda bir bok yapamadılar ve takımları elendi.

    ispanya özelinde ise luis enrique’nin kurduğu guardiola mirası anlayış sonucu al gülüm ver gülüm yapa yapa elendiler.
  • 865
    futbol tarihinin en epik seviyesine ulaşmış bir lige ambargo koymak gibi insanüstü bi başarıya sahip, net bir teknik drektör takımı.

    premier ligin en cimri kulüplerinden biri olmalarına rağmen şu sermaye algısı da nasıl hala yok olmuyor anlamış değilim. championship'den çıkan nottingham forest'in bile 160 milyon euro harcadığı, westham'ın 180 milyon gömebildiği bir lige ambargo koyduklarını düşünürsek, adamlar para harcamıyorlar bile. yokluktan fernandinho'yu stoper, stones sağ bek oynatan falan bir takım yahu. epey oyuncu aldıkları bu sezon 140 milyon harcamışken, 160 milyon euro'luk satış yapmışlar? geçen sezon guardiola transfer dahi düşünmüyoken yönetimin hediyesi olan 120 milyonluk yedek grealish'e rağmen, yine 95 milyon euro'luk bir satışları var?

    aynı ligde manchester'in diğer ekibi 240 milyon euro harcamışken ilk 4'e giremiyor. chelsea'nin 250 milyon harcayıp şampiyonlar ligini aldığı kadroya 280 milyon euro'luk bir eklenti yapıyor ve ona rağmen her sene 20'şer puan fark yediği bir garip dünyada buluyor kendini. adamlar doğru düzgün para harcamadan futbolun metasına yön veriyor tek başına ve biz hala sermaye hede hödö kalıbından çıkamıyoruz.

    hayır hepsini geçtim, bu adamların hücum hattı neymar-mbappe-messi'den oluşup lille'e şampiyonluk kaptıran bir takımla nasıl bir bağlantısı olabilir? o adamların harcadığı parayla, bu adamların harcadığı paranın bir olduğu bir dünya mı var?

    diğer yandan, epik bir kadroya da sahip değiller. ortada hiç bir takımın elde edemeyeceği tarihi bir ambargo mevcut fakat bundan 10 sene sonra ''city'nin prime kadrosu'' denince, rekor kırdıkları sezondaki 19'luk futbolu oturmamış toy foden'i, yetersiz bulunan gabriel jesus'u, bekleneni veremeyip sonradan açılan mahrez'li hücum hattını överek anlatamayacak kimse. en fazla ''bi tane bruyne vardı'' falan diyip geçeceksin.

    teknik drektör takımı olmak böyle bir şey işte.
  • 868
    son yillarda transfer donemini karda kapatiyor olmasi, kulubun el degistirdigi gunden beri para harcamadigi anlamina gelmez. 2008'de kulup el degistirmis.
    2016 da pogba, 2017de neymar satislariyla %40-%50 oraninda enflasyon yasanan transfer piyasasinda, henuz rakamlar bu kadar ucmamisken, premier lig yayin gelirleri la liga'nin altindayken harcadiklari paralara bir bakalim

    2008/09 157.35 alis 26.50 satis
    2009/10 147.30 alis 29.20 satis
    2010/11 183.61 alis 40.15 satis
    2011/12 91.05 alis 31.20 satis bu sezonun ardindan yeni sahipleriyle ilk sampiyonluk yasanmis.
    2012/13 61.95 alis 44.30 satis
    2013/14 115.50 alis 11.30 satis ikinci sampiyonluk da burada geliyor.
    2014/15 102.80 alis 30.30 satis
    2015/16 208.47 alis 67.44 satis
    2016/17 215.00 alis 35.35 satis guardiola da bu sezonla birlikte takimin basina geciyor.
    2017/18 317.50 alis 91.35 satis

    2017/18 neymar psg sezonu. ayni zamanda guardiola'nin city ile ilk sampiyonlugu da bu sezon geliyor ve lige damgasini vurmaya basliyor.
    city guardiola ile bir sistem kurmaya baslamadan once 787 milyon euro para harcamislar. bunun ustune guardiola'ya ilk sampiyonluguna kadar bi 405 milyon euro daha harcanmis.

    her ne kadar pandemi bu balonu patlatmis olsa da 2017deki neymar ve onun zincirleme tetikledigi dembele, coutinho, allison transferleri piyasayi cok fazla sisirmisti, o piyasada 405 milyon euro harcanabilir bir para olabilir ancak; 94 milyon euro'nun 24 yasindaki ronaldo'yu alabildigi bir donemde harcanan 1.2 milyar euro duruyorken, bu adamlar para harcamiyorlar sermaye lafi nereden cikti demek de biraz gulunc oluyor.

    arka planda red-bull'dan bile buyuk yapida kurduklari futbol imparatorlugu da isin korkutucu bir diger yani.
  • 869
    https://eksisozluk.com/entry/141889964

    --- alıntı ---

    her sene para harcayan ve sırtını sağlam bir sermayeye dayandıran bir takım evet ama başarısının sırrı para değil. öyle olsaydı abramovich'in sahibi olduğu dönemde chelsea veya glazer ailesinin yönettiği manchester united her sene kupaları kendi aralarında paylaşırdı. olay para harcamakta değil, doğru harcamakta. ayrıca manchester city'nin bu sene transfere 122 milyon euro harcarken sattıkları oyunculardan 160 milyon euro gelir elde ettiklerini hatırlatmak fayda var. yani neredeyse 40 milyon euro artıdalar.

    bu kulübün başarılı olmasının sırrına gelirsek, başarının ardında arkasındaki sermayeyi son derece verimli ve programlı bir şekilde kullanabilen ferran soriano yatıyor. manchester city'nin ceo'su olan bu arkadaşın ekonomi üzerine yüksek lisans eğitimi var ve aynı zamanda 6 dil biliyor. kendisi ilk başta barcelona kulübünün ekonomisinden sorumlu iken dünyanın farklı liglerinde barcelona'nın pilot takımlarının olduğu ve barcelona modelinin benimsendiği bir sistem kurmak istiyor. hatta bunun için dönemin mls ceo'su donald garber'a barcelona markası öncülüğünde bir mls ligi kurmayı teklif ediyor. daha sonra dönemin barcelona başkanı* joan laporta ile anlaşmazlık yaşadığı için istifasını sunuyor ve isteklerini hayata geçiremiyor.

    manchester city'nin 2008 yılında mansour bin zayed al nahyan tarafından satın alınmasıyla uzun yıllar ligde hegemonya kuracak takımın dönüşümsel süreci başlıyor. ilk 4 senelik süreçte genellikle ses getirecek sansasyonel transferlere imza atıyorlar ama henüz belirgin bir sistem kuramıyorlar. yine de 2012 yılında mancini'nin önderliğinde aguero'nun efsane son dakika golüyle şampiyon olmayı başarıyorlar. ardından manchester city'de ferran soriano dönemi başlıyor. soriano görevinin ilk senesinde manchester city'nin giderlerini yarıya düşürüyor ve her sene önemli futbolcuları kadroya kazandırmaya dayalı sistem yerine daha oturaklı bir yapı kurmayı amaçlıyor. ayrıca barcelona'da kurmak istediği sistemi kuramadığı için huzursuz olan soriano, aynı modeli city ceo'su olarak hayata geçirmek istiyor. bu doğrultuda 2013 yılında city football group kuruluyor. soriano'nun vizyonu, birleşik arap emirlikleri'ne bağlı özel sermaye olan abu dhabi group'un finansal desteği ile birleşince, dünyanın çeşitli liglerinde hem manchester city için pilot takım görevi görmek hem de pozitif futbola dayalı bir futbol felsefesini farklı liglere yaymak üzere çeşitli takımlar satın alınıyor veya kuruluyor.

    city football group'un sahibi olduğu veya kurduğu takımlar arasında manchester city, new york city, melbourne city, girona, yokohama f. marinos, montevideo city torque, mumbai city, sichuan jiuniu, troyes ac, palermo ve lommel sk var. yani ingiltere, amerika, ispanya, italya, fransa, belçika, avustralya, uruguay, japonya, çin ve hindistan ülkelerinde bu grubun bir ayağı var. bu takımlar öncelikli olarak manchester city'nin başarısı için kullanılıyor olsa da kendi liglerinde de beklenmedik başarılara imza atabiliyorlar. örneğin girona şu an la liga'da mücadele ediyor ve 1930'da kurulan kulübün la liga'da bulunabildiği toplam yıl 3, bunların hepsi de 2017 sonrasında gerçekleşiyor. bu takımların birbirleri arasında futbolcu transferi gerçekleştiği gibi manchester city'de çok şans bulamayacak ama bu takımlarda iş yapabilecek oyuncular kiralanarak hem fayda sağlanıyor hem de tutabilecek oyuncuların potansiyeli maksimuma çıkartılarak ileride city'ye kazandırılmaya çalışılıyor.

    tabii ki nihayetinde ortada devasa bir sermaye var ve çok da romantize etmenin bir manası yok. ama günümüz endüstriyelleşen futbolunda her sene milyonlarca dolar harcayıp başarı sağlayamayan, futbol takımlarını birer şirket gibi görüp sadece marketing'e ve karı maksimize etmeye odaklanan holdinglerin olduğu dünyada, soriano öncülüğünde manchester city'nin geçirdiği değişimi ve gelişimi takdir etmek gerek. hem seneler içerisinde oturttukları bir sistem var hem de bu sistemi farklı ülkelere ihraç edebildiler. tüm bunlar sınırsız para desteği olmadan gerçekleştirilemeyecek şeyler olsa da benim dikkat çekmek istediğim konu paranın doğru, rasyonel ve planlı bir şekilde kullanıldığı. manchester city sadece şampiyonluklar yaşayarak taraftarlarını mutlu etmiyor, aynı zamanda yenilikçi bir yapılanma eşliğinde yüksek teknolojik donanımın olduğu stadyumlarında değişen tarifelerle taraftar ağırlama paketleri sunuyor. böylece futbolcular ile taraftarlar arasındaki etkileşimin artırıldığı gibi, taraftarı olmayan kulüp imajı da değiştirilmeye çalışılıyor.

    kısacası 2008'de çeşitli sebeplerden dolayı hayata geçemeyen ferran soriano'nun futbol dünyasındaki ekonomik vizyonu, 4 yıl aradan sonra uygun ortam yaratılınca manchester city'de hayata geçiriliyor ve biz de bu kulübün başarısını izliyoruz. önümüzdeki yıllarda da izlemeye devam edeceğiz gibi gözüküyor.

    --- alıntı ---
  • 870
    https://gss.gs/Ws8.jpg

    epl 2017-18 sezonunda şampiyon olduklarında premier league tarihinin en önemli rekorlarını kırmış kulüp. bu rekorların içinde mourinholu chelsea'nin en çok puan, conte chelsea'sinin bir sezonda en çok galibiyet, ancelotti chelsea'sinin bir sezonda en çok gol gibi önemli rekorlar da vardı.

    https://gss.gs/dHM.png

    şu an premier league tarihinin en çok puan toplamış takımlar listesinde ilk sıralarda 3 guardiola city'si takımları var. bu konuda bence haklarını vermek lazım avrupa'da hangi takımı tutarsanız tutun.
  • 873
    2008-2012 yılları arasındaki gibi değiller. her önüne gelen oyuncuyu almıyorlar artık. altyapılarından da iyi oyuncular çıkıyor. birçok yere kiralık gönderiyorlar. ne zaman genç bir oyuncuyu beğensem, city’den kiralık olduğunu görüyorum. baya iyi çalışıyorlar bu yönüyle. yine çok yüksek bonservislerle oyuncu alıyorlar ama bi o kadar da satıyorlar da artık.

    real madrid ile birlikte son yıllarda transfer stratejilerini değiştirdiler. eskisi kadar antipatik gelmiyor bu takım bana.
App Store'dan indirin Google Play'den alın