• 127
    mustafa cengiz yönetimi fatih terim ve tek adamcı terim taraftarı tarafından gönderilirse, kene gibi yapışıp kulübün kanını emecek, kendi menfaatleri için galatasaray’ın bir çok değerini elaleme peşkeş çekecek zihniyet.
    fatih terim ise bu lisecilerle anlaşabileceğini ya da onlar varken barınabileceğini sanıyorsa çok büyük yanılıyor.
    seneye ffp kalkacağı için şimdiden bıdı bıdı yapmaya başlamış sinsi oluşum.
  • 130
    konu hakkında daha önce verilmiş mahkeme kararı olmasına rağmen kendini beğenmişlikten kaynaklanan hukuk tanımazlıkları mahkeme tarafından suratlarına tokat gibi çarpılmıştır. mustafa cengiz hakkında oylamayı galatasaray'a yakışmayacak şekilde manipule ederek aldıkları idari ibrasızlık kararı iptal edilmiş. hayırlı uğurlu olsun.

    televizyonlarda mustafa cengiz'in galatasaray başkanlık makamını hukuksuz işgal ettiği ön kabulü ile yorumlar yapıp yönetimi yıpratan o koca koca hukuk profesörlerine de meslekleri adına yazıklar olsun. ne yargıya saygıları var ne de doğru bildiklerine. tek dertleri içinde oldukları çıkar ilişkileri.
  • 132
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz: haziran ayında biz olmayabiliriz, öyle gözüküyor çünkü ibra etmeyecekler. fenerbahçe'yi yendik diye üzülenler var içimizde."

    --- alıntı ---

    baktılar idari ibra bir şeye yaramıyor bu sefer mali acıdan ibra etmeyecekler ve kulüp liseli dinozorlara kalacak. zaten terim de bir kaç seneye bırakır. bize de galatasaraylılığı askıya almak kalır.
  • 135
    taraftarlarımız tarafından "dinazor" vb. benzetmelerle yaşlılıklarına eleştiri getirilen galatasaray spor kulübü üyeleri içinde etkin bir fraksiyon.

    unutmayalım ki galatasaray lisesi her sene yeni mezun veriyor. "dinazor" vb. diyerek üstü kapalı hakaret etmektense konunun özüne odaklanmak kulübün özellikle futbol şubesinin geleceği açısından daha doğru olacaktır.

    bir de eğer yakın zamanda topu atıp batmaz isek futbol şubesinin yönetimini ayırararak kendilerinin etkisinin dernek seviyesinde kalması üzerine çalışılabilir. yoksa zaten dediğim gibi galatasaray lisesi her sene yeni mezun veriyor. hepsi bu fraksiyon gibi aşırı muhafazakar olmasa da sonuç itibariyle bu grubun beslendiği bir taban var ve var olmaya da devam edecek. buna yoğunlaşmak gerekir.
  • 136
    galatasaray 1959'dan önce şampiyonluk sayısı bir ise nedeni bunların dedelerin kafatasçılığı yüzündendir. fenerbahçe ve beşiktaş dışarıdan oyuncu oynatırken bunlar dışarıdan oyuncu almıyorlardı. bu vesileyle kurulan ateş güneş 1938 yılında amacına ulaştıktan sonra kapanıyor. zaten ilk ve tek şampiyonluk ateş güneş kapatıldıktan sonra gelmiş. kafatasçılığı bırakıp kulübü dışarıya açsalar belki 2, 3 şampiyonluğumuz daha fazla olurdu ve fenerbahçe bugün 1959 öncesi şampiyonluk yalanına sığınmazdı.
  • 139
    galatasaray'ın asli sahibi olan ekip. galatasaray diye ölüp bittiğimiz şey de bu ekibin biraz genişletilmiş bir mezunlar derneğidir özünde. galatasaray adı üzerinden yaratılan değer(!), elde edilen maddi manevi rant bunların en fakirini zengin yapmıştır. en zenginleri artık ölçülebilir zenginliklerin çok üzerindedir. gariban taraftarın yeri geldiğinde boğazından kesip de kulübe aktardığı her kuruş bu zümrenin cebine doğrudan ya da dolaylı yoldan gitmektedir.

    taraftarın taraftarlıktan alıp alabildiği sadece manevi hazdır. hatta kulüp içinde belli bir kademeye kadarki çalışanların, sporcuların alıp alabildiği manevi hazdır. bu arkadaşlarınsa aldığı maddi hazdır. manevi hazları da yeni maddi hazlara yelken açmak için kullanılabilen türdendir. "belki benim kağıt param bi şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir" diye şarkı sözü var ya, taraftarın doğrudan kulübe harcadığı para yüksek ihtimalle döner dolaşır bu arkadaşların cebine girer işte.

    taraftarı da, sporcuları da, hocaları da kullanıp sömürür bu arkadaşlar. hatta ve hatta bazı dönenmlerde bu çarkı döndürmek için birilerini alkışlarla başa getirip işler rayına girince onu da hemencecik kapının önüne atarlar.

    gariban taraftar da işte yeni başkan gelsin, vizyon getirsin, yürüyelim koşalım avrupa'yı aşalım diye bekler durur...

    gelen birkaç mesaj üzerine edit: bahsi geçen güruh ve zihniyet tüm lise mezunlarını kapsamamaktadır.
  • 140
    galatasarayın prangasıdır. liseli olmak başka liseci olmak başka. liseciler liseli olsun da ister fenerli olsun, ister bjklı olsun farketmez derler. bütün problemimiz de bu işte.
    sonra galatasaray lisesinin başına fenerli de gelse korunur, azılı galatasaray düşmanı da olsa lise mezunu ise korunur.
    yazıklar olsun. şu kulüp bunların elinden kurtulamadı bir türlü.
    keşke gidip başka bir kulüp kurulsa bizler de o kulübe geçsek diyorum bazen.
    bu herifler yüzünden bazen ben neden bunların takımını destekliyorum diyorum.
  • 142
    kulübe sağladığı iyi yanları olduğu gibi-örneğin aziz yıldırım-ali koç , yıldırım demirören vs. gibi kulübü babasının şirketi gibi yöneten tiranlık tarzı yönetim biçimlerinin oluşmasını engeller- kötü yanları da vardır- örneğin kulübün menfaatiyle kendi menfaatleri ters düşünce kendi menfaatlerini göz ederler.

    fakat bu son vahdettin engin olayında bu lisecilerin herhangi bi' dahli yoktur, bilindiği gibi galatasaray lisesi de meb'e bağlı bi' kurum olduğundan atamaları devletin ilgili birimleri yapar. ayrıca pek hazzetmediğim divan kurulu başkanı eşref hamamcıoğlu bu atama gerçekleştiği zaman vahdettin engin'i lisede ziyaret ederek, kulübün bu konudaki sıkıntılarını aktarmış ve lisan-i münasip ile kendisini istifaya davet etmiştir. ancak tabii ki karşılık bulamamıştır.
  • 143
    herkesin sövdüğü zihniyet. o kadar ki “başkan liseli olmasın da kim olursa olsun” diyenleri görüyoruz. öncelikle biri bana bu düşünce yapısı ile liseci zihniyetin eleştirilen düşünce yapısı arasındaki farkı anlatsın.

    35 senede işin, kanaatin taraftara kaldığı tek bir başkan gördük, renk verildi tezahürat yapıldı. kim o başkan? mustafa cengiz.

    herkesin özlemle andığı ünal aysal dönemini hatırlayalım; liseci zihniyetin en üst kademesi olarak genel kurulda isimleri verilen ahmet ocaklı yüce ve serdar eder ikilisinden bir tanesi yönetim kurulu üyesi, bir tanesi sicil kurulu başkanı. yine “ünal aysalı yiyen liseci zihniyet” argümanına dönmek istiyorum, bu adamlar kadar bilinçsizler ki ünal aysal’ı, yani kendi içinde bulundukları yönetimi yediler.

    geçiniz abi fikirleriniz tutarlı olsun.
  • 144
    galatasaray'ın en önemli özelliğinin liseden gelen kapalı yapı olduğunu düşünmekle birlikte liseci zihniyet kötüdür. hani toplumda da karşılaştığınız kişiler vardır, kendilerini ayrıcalıklı gören. burnundan kıl aldırmaz, en iyisini ben bilirim der, ben ayrıcalıklıyım der ve karşısındakine yukarıdan bakar. öyle bir zihniyettir işte. kulüp küçük olsun ama bize kalsın, aman ali rıza bey tadımız kaçmasın görüşüne sahiptirler. taraftarın kulübün gerçek sahibi olduğunu kabul etmez, taraftarı avam görürler. bu zihniyetle liseyi bir tutmuyorum çünkü galatasaray lisesinden mezun olup insanlara bu gözle bakmayanlar da var. ama taraftar bazında "liseci zihniyet" olarak bilinen şey tam da yukarıda anlattığım şeydir ve kötüdür.
  • 145
    benim tecrübeme göre en sinir bozucu yanı bırakın mezunu olmayı lisede 2 sene okumuş birinin illallah dedirtmedikten sonra her koşulda korunması ve kollanması olan zihniyet.

    ortada hatalı bir uygulama vardır. uygulamanın sorumlusu kişi için bir cümle eleştiri yazarsınız. tanırım iyi çocuktur nakaratı ile beraber yeri gelir on kişi birden üstünüze çullanır.

    hatta bir kısmı aralarında alt devrelerine tavsiyede bulunurken sizden "sıradan üye" diye bahsederler. hiç yakışıyor mu?

    halbuki kulüp malum lisede kurulmuş yani mekanın sahibi onlar. kulübü başta ekonomik olmak üzere en çok gözetmesi gerekenler onlar ama zihniyetlerinin esiri olup boş yere antipatik oluyorlar.
  • 148
    birileri tarafından ısrarla “olmadığına” ikna edilmeye çalıştığımız yosun tutmuş, köhneleşmiş, mürteci anlayış.

    şimdi de mustafa cengiz’in son zamanlarda yaptığı hatalı hamlelerden dolayı 25 mart 2019 ibra kepazeliğini haklı göstermeye çalışıyorlar. 25 mart 2019’da yaşananlar ihanettir, hainliktir, alçaklıktır. ne yaparsanız yapın -affedersiniz- bu boku yıkayamazsınız, çok çok sıvarsınız. sen kulübe üye olmak için referanslardan sahte imza alan yeni yetmelerin üyelikleri veto edilince darbe yapmaya kalk, şampiyonluk yolunda -ki topun tüfeğin tamamen galatasaray’a çevrildiği iğrenç bir sezonda- son viraja girerken kulübe onulmaz bir hasar ver, ardından ibra etmemek haktır, galatasaray demokratiktir falan filan diye gevele. özhan canaydın çok mu harika bir başkandı, 6 sene başkan kaldı? dursun aydın özbek harika bir yönetim mi sergiliyordu tekrar tekrar 1500 oy verip ibra ettiniz? son 20 senede ibra etmedikleriniz kimler? adnan polat, mustafa cengiz. ibra edilenler kimler? özhan canaydın, ünal aysal, duygun yarsuvat, dursun aydın özbek. acaba bu iki grubun kendi içlerinde ortak noktaları neler? baya zor bir bilmece.

    adnan polat’ı ya da mustafa cengiz’i ibra etmemek haktır, isterseniz 358 değil 3358 kişi bir olup ibra etmeyin ama kimse bana dünya markası olmuş galatasaray’ı gün geçtikçe eriyen bir yapı haline dönüştüren rahmetli canaydın’ı ve tarihin en rezil yönetim performansını gösteren, yeğeninin eskort misafirlerini kulübe fatura edip bunu da faiziyle geri isteyen, allah muhafaza sezon sonu şampiyon olmasak* iflasa sürükleyecek olan, galatasaray’ın gözbebeği gayrimenkulleri yok pahasına peşkeş çeken, ada’yı viran hale getirip boğaz’ın ortasında 7 düvele bizi rezil eden* malum şahsı ibra edip adnan polat ve mustafa cengiz’i etmiyorsanız kimseye masal anlatmaya hakkınız yoktur. hak hukuk demokrasi edebiyatı falan yapmasın kimse.

    galatasaray halka mal olalı yarım asır olmuş hala kendinizi üstün zeka, diğerlerini aptal sanıyorsunuz. asıl aptallık milyonlarca gönül vereni olan türkiye’nin en büyük camiasına yapılan hainliği osuruktan teyyare bahanelerle aklamaya çalışmaktır.

    inşallah eriye eriye tükendiğinizi ve “ya bunlar ne diyor bu konu hakkında acaba?” diye içinizden birinin 1-2 dk göstermelik fikrinin alındığı günleri görürüz.
  • 149
    tarihin en kötü başkanı dursun özbek'i bile sirf liseli oldugu icin savunacak ve mustafa cengiz'e vizyon dersi verecek kalibrede düşünecek zihniyette kisilerdir.
    burada lisecilere karşı çıkan tayfa olarak şunu anlatamadık. biz liseden mezun olanlara karşı degiliz. bilakis akli başında olan herkes bizim baş tacimizdir hele ki liseden mezunsa daha da baş tacidir. ama biz liseci zihniyete karsiyiz. bu ne demek? sırf lise mezunu diye birisinin liyakat sahibi olmadığı bir konuma getirilmesi, liseli diye korunup kollanması, sirf lise mezunu diye insanların hangi takımı tuttugundan bagimsiz direkt üyelik hakki kazanması.
    biz bunlara karşıyız yoksa ülkenin en kaliteli okullarından olan galatasaray lisesinden mezun olan ve aklı başında adil insanlara kim neden karşı çıksın?
App Store'dan indirin Google Play'den alın