• 309
    pedofili, ırkçılık, kadın düşmanlığı, terörist... bence bunlar çok büyük kelimeler.

    önyargı ırkçılığa kadar gider mi? evet gidebilir. ama henüz gitmemişse onun adı önyargidir, ırkçılık değil.

    bir insan feghouli ve belhanda sebebiyle kuzey afrikalı futbolculara önyargılı olabilir. olmasa iyi olur o ayrı ama olabilir. bu onu ırkçı yapmaz, önyargılı yapar. takıma salah ya da benzema gelecek dahi olsa sırf kuzey afrikalı oldukları için bu oyuncuları istemeyen kişi ırkçıdır.

    belhanda'yi da feghouli'yi de galatasaray'da görmek istemiyorum. çünkü çok para alıyorlar, çünkü aldıklarının karşılığını veremiyorlar, çünkü özellikle belhanda her maç kartı cebinde oynuyor. belhanda ve feghouli'yi sevmedigim için onlara karşı başka bir oyuncuya kıyasla daha az toleransa sahibim. muslera üst üste 3 hata yapsa mesela sesimi çıkarmam ama belhanda'nin ilk hatasında o hatayı belirten entry yazarım çünkü adama karşı tahammülsüzüm. çünkü yaptığı hatalar, gördüğü kartlar ve aldığı yüksek ücret beni tahammül eşiğimi çok düşürdü ona karşı.

    eğer ırkçı olsaydım belhanda ya da feghouli ilk geldiklerinde onları istemezdim. oysaki bir kişi bile bunlar kuzey afrikalı, gelmesinler dememiştir.

    ben bu ülkede ya da galatsaray taraftarları arasında ırkçı yoktur diyemem, vardır. irkçı olduğunun farkında olmayan da vardır. ama bir yorumdan bir cümleden yola çıkıp da birilerine ırkçı demek çok ağır bir itham olur.
  • 311
    pedofili, ırkçılık, kadın düşmanlığı, terörist... evet bunlar çok büyük kelimeler, çok büyük suçlar ancak ulaşması da bir o kadar kolay şeyler. ülke haberlerini birazcık da olsa taraf olmayan, özellikle sosyal medyadaki muhtelif hesapları takip ederseniz bunların ne derece yaygın olduklarını görürsünüz. pedofili olmak için illa küçük bir çocuğu cinsel taciz kurbanı etmeye, kadın düşmanlığı için de bir kadını darp etmeye gerek yok. hani homofobi için denir ya genelde, psikolojik bir hastalıktır diye, aynısı bunlar için de geçerli. öncelikle fikir ve düşünce bazında palazlanır, daha sonra kişinin cesareti ve onu yapmak için uygun bulduğu fırsat doğrultusunda faaliyete geçer. elbette her fikri yalnızca fikir sahibinde fikri düşünce olarak kaldığı için yaftalayamayız, fakat bunun iyi bir şey olmadığını söylemek de abes kaçmaz, öyle değil mi? mesela iyi bir insan sizce ne kadar iyi olabilir? hiç kötülük yapmayan bir insan, gerçekten iyi midir? belki de sandığınız kadar iyi birisi değildir, belki de kafasında kurduğu kötülükleri yapabilmek için yeterli fırsatı bulamamış birisi olamaz mı? şartlar kötülük yapmak için yetersiz bir vaziyettedir belki de.

    konudan çok saptım, ırkçılık üzerinden devam edeyim. ne yazık ki ülkemiz daha ırkçılık yaptığını bilmeyen, hatta daha ırkçılığın ne olduğunu bilmeyen insanlarla dolu. bu ülkede aynı şehrin aynı ilçesinde iki ayrı mahalle arasında bile ayrımcılık yapılıyor. a mahallesindeki yerleşik insanlar b mahallesindeki insanlar oraya taşınmaya geldiklerinde bile rahatsız oluyor, o insanları dışlayabiliyorlar. mikro milliyetçiliğin mahallelere, caddelere bile sızdığı bir yerde elbette ölçeği daha da büyüttüğümüzde ırkçılığa da çok kolay rastlayabiliriz.

    milliyetçiliğe karşı değilim, aksine insanın kendi geçmişini ve kültürünü korumasının kıymetli olduğunu düşünüyorum. milliyetçilik öğretileri arasında temel şartlardandır bu da. ancak milliyetçilik ile ırkçılık arasında ufak bir çizgi var ve çok kolay her iki tarafa da ulaşılabiliyor. insan ırkını, milliyetini, doğduğu coğrafyayı, ailesini, hangi senede doğacağını seçemiyor. elimizde olmayan bu sebeplerden ötürü kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur, bu özelliklerden ötürü birisini yadırgamak, aşağılamak, kötü düşüncelere sahip olmak da ırkçılıktır.

    bu durumla alakalı gazi mustafa kemal atatürk işi dört kelimeden oluşan harika vecizesi ile özetlemiştir.

    " ne mutlu türküm diyene"

    şu dört kelimelik mükemmel cümle sıfır ırkçılık, maksimum milliyetçilik içermiyor mu sizce de?
  • 312
    türkiye'de buram buram var olan şeydir. insanların kabul etmemesi kavramın tam anlamını bilmemesinden kaynaklanıyor.

    2013/2014 sezonu maçlarımızı bursa'da mahallemizdeki kahvehanede takip ediyordum. metro durağının hemen dibindeydi kahve. 4 büyüklerin maçlarının devre arasında istasyonda saat satan siyahi arkadaş kahveye gelir kahvedekilere satmaya çalışırdı. bir gün bu abimiz kahvedeyken drogba gol attı. ortalik cümbüş yerine döndü. adama drogbayi gosteriyorlar, bak seninki attı falan bağırıyorlar, çay ısmarlayan var, mustehcen aklınıza gelen siyahi esprilerini yapan var.(nonda için bir besteye konu olan) bu dayıların aklında kötü bir niyet yok ama bu da bir ırkçılık mesela. bu saatçi alman olsa golu sneijder atsa seninki atmış diyecekler miydi? afrikada 50 tane ülke var bizim dayılar için hepsi 1.

    bu anlattığım bir de kötü niyetli bir örnek değil. irkçılık önyargı diye masumlaştırılamayacak aksine önkoşulu önyargı olan bir hastalık. politik doğruculardan dolayı her bir sey anlatmaya çabalayan insana duyar kasma diyorlar. ama bu bir duyar falan değil. bir etnisiteden dolayı bir kişiye önyargı duyuyorsan bu ırkçılığın tanımıdır zaten. bunun davranışa dönmesi gerekli değildir. bu şike sahaya yansımadı olayına benziyor. irkçı bir dil, ırkçı bir dünyayı tekrar tekrar yaratıyor.

    kimse kimsenin bir oyuncuyu isteyip istememesine karışamaz. ama kimseyi ırkına göre ayırmamak mecburiyetindeyiz. irkçılık çogu zaman farkında olmadan alışkanlıklar yapılıyor. çogu zaman siyasilerin popülist demeçleri ile besleniyor.

    ne norveçliler bizden üstün bir millet ne de biz suriyelilerden üstün bir milletiz. bekara karı boşamak kolay lafi gibi, belli statülerce şanslı insanların, tarihsel surecler boyunca zorluklar yaşayan bazı topluluklara neden iş ahlakınız yok neden sira kültürünüz yok çünkü nil nehrinin aşağısında doğdunuz gibi boş analizler kasmasıdır ırkçılik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın