• 16
    (bkz: #1984256) sanıldığından da büyüktür. new york'ta da, meksika'da da, kamboçya'da da futbola az çok ilgisi olan herkes bilir büyüklüğünü. nyc'de yolda galatasaray formasıyla yürürken "drogba hala sizde mi oynuyor?" diye soran da oldu, 1 ağustos 2004 galatasaray porto maçını stadyumda canlı izlediğini anlatan komşum da.

    ama bu büyük potansiyeli doğru kullanma, pazarlama konusunda hala çok gerideyiz maalesef... galatasaray müzesindeki zaman tünelinin sadece türkçe olması en basit örneklerden biri mesela. küçük puntolarla ingilizce, fransızca, ispanyolca çeviriler yer alabilir, almalı da. aynı zamanda murat ulusan ile bir sohbetimizde kendisine sordum, braille alfabesi çevirilerinin de olmadığını söyledi. gs store konusuna hiç değinmiyorum, bir dokunup bin ah işitmek isteyen mesaj yollayabilir. *
  • 17
    bu kadar kötü pazarlanmasına rağmen, popüler olması tamamen öz başarısıdır. bilmiyorum, belki biz galatasaray taraftarı olduğumuz için duygusal davranıyoruz ve normalde bu kadar yüksek olmayan bir potansiyelimiz olduğuna inanıyoruz ama bu normal potansiyelimizi bile gösteremediğimiz gerçeğini değiştirmiyor.

    pazarlama ve reklam departmanımız ne yazık ki çok yetersiz. store konusu zaten evlere şenlik. farklı kıtadan sipariş verdiğin ürün daha kısa sürede teslim ediliyor. sosyal medya hesaplarımızda etkileşim rekoru kırıyoruz ama baktığımız zaman çıkan içerikler çok sınırlı ve içe dönük, global içerik üretip marka değerini katlamak yerine bunu tercih ediyoruz.

    hem kendi ülkelerinde, hem de bütün dünyada tanınan bir çok sporcumuz oldu ve olmaya devam edecek. onların marka değerinden ne derece yararlanıyoruz, transfer edilirken karşılama ve imza töreni evet güzel ama aynı zamanda güzel bir veda töreni de düzenlesek. bu tören, stadyumda ve taraftara açık olsa. törenin görüntülerini sosyal medya hesaplarımızda paylaşsak, marka değerimiz artsa. mesela, ben yaklaşık olarak bir yıldır japonya'da yaşıyorum. eski futbolcumuz nagatomo'yu tanımayan yok ama galatasaray'da oynadığını bilen kişi sayısı çok az. bu son derece reel bir örnek. demek ki, bazı şeyleri iyi yapamıyoruz ki bizi tanımıyorlar. bunu sadece yabancı futbolcuları için yapmak zorunda değiliz, mesela bu sezon sonunda büyük ihtimalle futbolcu bırakacak olan selçuk için bir jübile düzenlememiz de gerekiyor. futbolu bizde bırakan bütün efsanelerimiz güzel bir jübile törenini sonuna kadar hak ediyor.

    benim hayalim, galatasaray spor kulübünün diğer türk spor kulüplerinden daha tanınır olması değil. hayalim, bizim en az bir real madrid kadar, bir barcelona kadar, bir manchester united kadar ve diğer aklıma gelmeyen spor kulüpleri kadar büyük bir marka olmamız. biraz ütopik olsa bile, zaman içinde bu diğer dünya devi markaları da geride bırakmamız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın