• 383
    u19 takımında birçok potansiyel barındıran altyapıdır. eğer yanılmıyorsam bu yüksek potansiyelli topçuların hepsi fatih terim'in bir önceki döneminde altyapıyı komple revize etmesi sonrası devam edenler veya takıma kazandırılanlar. yani bu çocukları en iyi bilen teknik direktör galatasaray'ın başında.

    bunların çok iyi şekilde gerek fizik gerek mental olarak çok iyi çalışmaları lazım. fatih hoca gençlere şans veren bir hoca. şüphesiz ki bu çocukları çok yakından takip ediyor. altyapının başına da eski öğrencilerini getirmesinin boşa olduğunu zannetmiyorum.
  • 384
    çok büyük potansiyeller barındıran takım. 200 doğumlu oyuncular çok konuşuldu. özellikle hücum oyuncuları konuşulan oyuncular oldu. ama emirhan civelek ve melih gökçimen gibi iki bek oyuncumuz var ve en çok beklentimin olduğu oyuncular kendileri. tabi mustafa kapı gibi çok iyi bir isim daha var. yaz kamplarında yer alıp, hazırlık ve türkiye kupası maçlarında oynaması gerekiyor bu isimlerin bunlar bizim geleceğimiz. uzun zaman sonra bu kadar heyecanlandıran oyuncular çıkmamıştı. bu oyuncuları değerlendirmemiz gerekiyor.
  • 385
    galatasaray futbol takımının 2018-2019 sezonu kadrosuna 3. kaleci dahil en az 4 oyucu vermesi gereken departmandır.

    ozan kabak'ı artık a takım oyuncusu olarak görüyorum. oynar oynamaz onu bilemem ama şampiyonluk yarışının diken üstünde seyrettiği bir ortam da çok az da olsa fatih hoca süre vermişse bu kardeşimiz a takım oyuncusudur demektir.

    bu kardeşimizin yanında atalay ve recep'in de özellikle bu yaz kampında iyice semirip fiziken güçlü hale gelmeleri lazım. yabancı sınırının eli kulağında. içeriden böyle oyunculara ihtiyacımız var.
  • 386
    instagram'ın şerrinden korunması gereken, kutsal yapılanma. bu altyapıdaki çocukların birçoğunda gözlemlediğim şey, bir image-making hevesi. yaşları henüz 17-18, fakat futbollarından önce tarzları ön plana çıkıyor (saçlar, giyim kuşam, duruş vs.). altyapımız için sağlıklı olan durum, bu çocukların hayatlarının futboldan ibaret olmasıdır. ozan muhammed kabak gibi gençler, eğitimlerini de futbolla birlikte devam ettirebilecek çok yönlülüğü gösterebiliyorlar, fakat bu nadir rastlanan bir özellik. geneli, instagram denen sosyal medya platformunda benzersiz profiller oluşturma çabasıyla meşgul. sahaya çıkarken elleri saçlarından inmeyen ergen kardeşlerimizi bir nebze anlayabiliyoruz, fakat bacak kaslarını, kaliteli hacim kazanan vücudu değil de saçları, bakışları sanal ortamda ön plana çıkarma çabası, bir neslin içini boşaltabilecek bir süreklilikte karşıma çıkıp duruyor.

    daha iyi olma hırsı... buna uzun süredir rastlamıyorum.
  • 387
    senelerdir galatasaray seviyesinde oyuncu çıkaramamış bomboş altyapı. taratarın sosyal medya kullanımıyla yönetim üzerinde ne denli etki yarattığı ortada. sosyal medyada, yazılacak her yerde yazılmalı galatasaray altyapısı altınordu gibi bir projeye dönmelidir. tarık çamdala verdiğiniz paralarla senelerce en kaliteli altyapıyı yaratırsın amk. euro almış başını gidiyor, borçlar kapanmıyor, milletin hazır oyuncusunu almak her gün daha da zor hale geliyor bizim için. allah aşkına şuraya bi el atın adam edin.
  • 388
    kanımca başımızda fatih terim varken oradan oyuncu çıkar. çünkü fatih terim varken altyapıda hatır için oyuncu oynamaz, oynayamaz. maalesef altyapılarda böyle şeyler çok konuşulur ve olur da gerçekten de. ama imparator buna müsaade etmez diye düşünüyorum. dahası türk takımlarında iyi işleyen bir sistem olmadığından a takım hocası altyapıya bakamaz. zira başarı odaklı bir yerdir büyük takım hocalığı ve a takım hocası oyuncu çıkarmakla ya da altyapılardaki durumlarla ilgilenemez ama fatih hoca için durum böyle olmayacaktır.
  • 389
    oynadığım bir yer olduğu için altyapımızı ve temel sıkıntıları sizlere -ki oynadığım dönem altyapımızın altyapı gibi olduğu 95-96 yılları- anlatayım.

    1) öncelikle fatih hoca “alım” yapmayacağı için, ancak eldekileri izleyebilir. zaten dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir kulüpte a takım hocasının altyapı seçmelerine gidip “şunu alın” dediği görülmemiştir.

    2) olayın %85 kısmı seçme aşamasında biter. burada, senin yerine senden daha yeteneksiz - yeteneksiz kısmını da açayım, ırgat gibi koşma, 30 metreye pas verebilecekken top sürme yetenek değildir- adamların alındığını, sonradan bu adamların ya eski topçuların yeğeni, ya da mevcut altyapı topçularının mahalle arkadaşı olduğunu öğrenirsin.

    3) işin en boktan kısmı ise takıma girdikten sonra başlar. bir kere zaten “koşuyor, biz bunu yontarız” diye alınan, ancak koşmaktan başka bir halta yaramayan elemanlar, maddi durumları daha kötü olduğundan takım içerisinde kaynaşabilirken, sen ne yaparsan yap kaynaşma imkanın yoktur. sana top gelmez, evet kanat oyuncusuna veya 10 numaraya top inmeden maç oynanır. bu zamanında elano sürecinde gördüğümüz hareketlerin, adamlar takımlarının meyveleri a takımda değil altyapıda yeşeriyor yani.

    4) bir süre sonra faydalı bir adam olduğunda çembere girer top almaya başlarsın; faydalı bir adam olduğuna ise 2-3 maç üst üste, neredeyse zorunda olmadıktan sonra pas alamadan gol asist üretip 4/4 gibi bir istatistik ürettiğinde kanaat getirilir; çünkü sen onların mahalle arkadaşlarını takımdan kesiyorsundur ve sırf bu bile yeterince düşmanın olmasını (saha içi ve saha dışında) sağlar.

    5) bütün bu aşamaları geçtin, artık takımın önemli oyuncususun ve önemli bir maç var. 11 tehliken yok; en azından öyle düşünüyorsun. maç kadrosu açıklanıyor, tak! yoksun. 9. hafta, 6/5 istatistik ile oynuyorsun sürekli aktifsin, hiçbir uyum sorunun yok ama tak! neden? yedeğin olan elemanın amcası olan eski topçu maçı izlemeye gelmiş. üst takım hocalarının izlediği önemli maçta kulübedesin. işin boktan tarafı, hoca da gelip bunu net bir şekilde “kusura bakma ama amcası rica etti o kadar gelmiş” şeklinde sana karşı söyleyebiliyor. 0-1, 0-2 ısınmaya gidiyorsun. ne oynama şevkin kalmış, ne oyuna giresin. son 20 dakikada oyuna giriyorsun, sahaya girer girmez ilk duyduğun laf “kanka top atma koşacak halimiz kalmadı” oluyor. neyse bir frikik 1-2, bir de gözü karartıp dripling ile ceza sahasına girip penaltı yaptırıp 2-2 yapıyorsun ve içinden “tamam bu iş” diyorsun. tak! ertesi maç amca orada ve yine yedeksin.

    bu şartlar altında altyapı olmaz; altyapıdan topçu çıkmaz. çıkamaz. nitekim kendi jenerasyonum olan 85 doğumlu kimse çıkamadı a takıma düzenli oynayabilecek şekilde.

    herhangi bir yanlış anlaşılmaya “kıskanıyor” lafına ön vermemek adına altyapıdan bileğimin kırılması sonrasında ailemin “oku” baskısı ile ayrıldığımı belirtmek istiyorum.
  • 390
    (bkz: galatasaray futbol meslek okulu/#2348158)

    şeklinde bir çaylak entrysi girmiştim. belki yeterli yazım etkisini sağlayamamış olabilirim fakat ana fikir konusunda bir ipucu verebilir.

    ben geçenlerde fenerbahçe altyapısının kampında çocukların sigara içip, umursamaz bir şekilde selfie çektiklerini gördüğümde, türk kulüplerinin altyapıları konusunda zaten çok az olan umudumu da kaybetmiştim. yukarıda eric cantona arkadaşımızın bire bir yaşadığı örnekleri anlatmasıyla iyice bu işten umudumu kestim. (bkz: #2432853)

    yatılı bir futbol meslek okulu kurulmadığı sürece de bu işlerin gerçekleşmeyeceğini düşünüyorum.

    benim fikrim doğrudur yanlıştır onu bilemem fakat şu (bkz: #2432833) entryde arkadaşımızın anlattığı şekilde, kulübe bu konuda sosyal medya baskısı yapılması elzem.
  • 391
    konusu açıldığına göre kısa bir bilgi paylaşabilirim.

    fatih terim'in son gelişinde ilk el attığı yerin galatasaray altyapısı olduğunu biliyor muydunuz?
    ya da fatih terim'in haftanın çoğu günü evine gitmeyip florya'da kaldığını ve altyapı oyuncularını kendisinin izlediğini?
    veya fatih terim'den önce ağzına kadar dolan florya'daki yatakhanelerin, fatih terim'in gelişi ve "florya'da yalnızca gelecek vadeden çalışkan gençlerimiz kalabilir, siz burayı dolup taşırmışsınız" diyerek yatakhane sistemine de el attığını.

    ben kendisine çok kızgın ve kırgındım, ancak 6 ayda her şeyi unutturdu. şampiyon olmasaydı dahi elindeki malzemeyle yaptıkları ve getirdiği hava zaten bana her şeyi unutturmuştu. kupa beni için çilek oldu.

    fatih hoca daha önce hiç olmadığı kadar güçlü, inançlı ve dahası öfkeli. bu kez anasını ağlatacağız ortalığın.

    önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde galatasaray altyapısı yeniden takır takır işlemeye başlayacaktır, içiniz ferah olsun.
  • 393
    küçükken amcam tarafından torpille sokulma vaadi bana verilen bir yerdi.
    ben bunu garanti bildiğim için amatör kulüpte kariyerimi bitirirken kuzenim buraya girip * kısa süre sonra bırakmıştı.
    bende işte yerel amatör takımlar derken mentak sıkıntılarımı fark edince bıraktım, hala o teklife cevap vermediğimi düşündükçe çıldırıyorum, belki de şu an aydın yılmaz yerine ben küfür yiyordum haha.
  • 395
    99 ve 2000 jenerasyonundan büyük beklenti içinde olduğum oluşum. u18 ve u19 milli takımlarına galatasaray 11 oyuncu yolluyor ve 7'si son milli maçlarda ilk 11 başlamışlar. bu konuda bizimle yarışan tek kulüp ise tabii ki altınordu. alt yaşlardaki milli futbolcularımızın yarısı devamlılıklarını a milli takım seviyesine çıkarsa önümüzdeki 10 sene çok rahat ederiz.
  • 398
    takımımızın istediğimiz seviyede nitelikli futbolcu üretemeyen altyapısı. galatasaray gibi hedefi daima en tepeler olan kulüplerde altyapı olmazsa olmazdır. bizim de avrupa'nın diğer büyük kulüpleri gibi altyapımızı belli bir sisteme sokmamız gerektiğini düşünüyorum.

    öncelikle futbolcu seçmelerinde torpil olayı ortadan kalkmalı. artık yönetim bir denetleme sistemi mi getirir nasıl yapar bilemiyorum. bunun önüne geçmek çok zor olmasa gerek değil mi?

    daha sonra bir sistem oturtulmalı. kulübün futbol anlayışı belirlenmeli ve tüm altyapı takımlarımız bu anlayışı benimsemeli. bu anlayış da az çok belli zaten; topa rakipten fazla sahip olmak, oyunu rakibin yarı sahasında oynamak, olabildiğince pozisyona girmek, top kayıplarında hemen bir şok pres ile topu geri kazanmak... u7 den u21e tüm takımlarımız başarı için değil bu anlayışı benimseyebilmek için çabalamalı.

    son olarak da en önemlisi gençlerimiz oynadıkları oyundan zevk almalı, bu işi severek yapmalı. insan sevmediği bir işte, huzurlu olmadığı bir yerde başarılı olamaz. gençlerimiz için ikinci bir ev olmalı altyapımız. bu işi yaparken mutlu olmalılar ki kendilerini geliştirmek için ekstra çaba sarf etsinler.
  • 399
    alt jenerasyon cok iyi geliyor. umarim fatih hoca bunlari cok iyi isler. u12 futbol takimimiz fransa'daki mondial cup'i kazanmis. bu takimda ayhan akman'in oglu hamza akman da oynuyor. kendi cocugunu galatasaray altyapisina yollayan bir tanidigim vardi. galatasaray altyapisinda cok torpil dondugunu falan soyluyodu sonra cocugu besiktas altyapisina transfer oldu. neyse bunlardan bahsetmeyecektim. adam cocugu her hafta idmana goturuyordu ve bana ayhan'in oglu hamza cok iyi futbol oynuyor, ilerde babasini cok rahat gececek demisti. bu da boyle bir animdir iste.
App Store'dan indirin Google Play'den alın